KÜRESEL EKONOMİK GELİŞMELER EKSENİNDE TÜRKİYE EKONOMİSİ

upa-admin 21 Nisan 2012 3.231 Okunma 0
KÜRESEL EKONOMİK GELİŞMELER EKSENİNDE TÜRKİYE EKONOMİSİ

Küresel ekonomik krizin ilk günlerinden bu yana çalkantıların ardı arkasının kesilmediği dünya ekonomisinde, bu günlerde Yunanistan’ın ardından İspanya’nın içinde bulunduğu zor koşullar konuşulurken, gözler IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları’na çevrildi. Toplantıya katılan Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Washington’daki programının ana eksenini IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları’nın oluşturduğunu belirterek, bu kapsamda G-20 çalışma yemeği ve toplantıları ile Rio 20 konferansına hazırlık amacıyla yapılan bakanlar toplantısına katıldığını söylemiştir. Babacan bunların yanında, G-8 ülkeleri ile Türkiye ve Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar gibi bazı Körfez ülkeleriyle beraber, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki dönüşüm yaşayan ülkelere yardım için Deauville Ortaklığı sürecinde bakanlar toplantısı gerçekleştirdiklerini belirtmiş ve bu toplantıdaki hedef ülkelerin Mısır, Tunus, Libya, Fas ve Ürdün olduğunu, toplantıda bu ülkelerin ekonomik dönüşümlerine nasıl yardım edebileceklerini görüştüklerini kaydetmiştir.

Babacan, 2013 yılının ABD açısından da çok önemli olacağına işaret ederek, ABD’deki başkanlık seçimlerinden sonra ülkenin ekonomi politikalarının çok yakından izleneceğini, beklentilerinin ABD’nin uzun vadeli, tutarlı politikaları uygulamaya başlaması olduğunu ifade etmiştir. “ABD’den bu yıl somut adım beklemiyoruz. Ekonomi açısından ABD Merkez Bankası’nın olağanüstü likidite koşullarıyla belki bu sene bir miktar büyüme, istihdam oluşacak ama başka hiçbir şey yapmazlarsa, sadece para basarak yıllarca bu durumu idare edeceklerini düşünüyorlarsa, o büyük hata olur. Bizim de herkesin de beklentisi, artık 2013 yılında daha köklü tedbirlerin alınacağı, bütçe açıklarını azaltmak için adımlar atılacağı ve yapısal reformlar üzerinde de daha ciddiyetle durulacağı bir durumdur. Bu beklenti gerçekleşmezse, o zaman daha zor bir dönemi görebiliriz, ama ben o hatayı yapacaklarını sanmıyorum. 2013’te öncelikle bütçe açıklarını azaltmaya başlayacak somut adımları atıp, orta vadeli ve kredibilitesi olan bir mali uyum programını açıklamaları gerekir diye düşünüyoruz. Bunu aynı zamanda bir G-20 önerisi olarak sonuç bildirgesine de işlemiş durumdayız. Yani, gelişmiş ülkelerin en kısa zamanda kredibilitesi yüksek, uygulanabilir orta vadeli programlarını açıklamaları gerekir diye G-20 bildirgesine yazdık. ABD de dâhil, bütün ülkeler, doğru diye altına imza attı. Bu sadece bizim beklentimiz değil, olması gereken, umarım da olur” diyen Babacan, ABD ekonomisiyle ilgili başka bir soru üzerine, “Şimdiye kadar görülmemiş büyüklükte likidite operasyonlarıyla daha yeni yeni bir miktar büyüme, bir miktar istihdam görüyoruz ama ilelebet böyle sürmesi mümkün değil. Zaten seçime kadar böyle gider, ondan sonra gerekenleri yaparlar diye tahmin ediyorum” demiştir.

Babacan, ekonomide Türkiye’nin tecrübeleri ve ekonomik model olmasına yönelik soru üzerine, Dünya Bankası Başkanı Zoellick ile görüşmelerinin beklenenden çok uzadığına dikkati çekmiş ve “Şu anda bizden beklenen, bundan sonraki dönemde kendi deneyimlerimizi, tecrübelerimizi, iyi uygulamalarımızı mümkün olduğu kadar fazla ülkeyle paylaşmamız. Çünkü işleyen iyi bir örnek, yazılan reçetelerden, uluslararası kuruluşların yazdığı raporlardan çok daha etkili olabiliyor. İnsanlar gözleriyle gördüğü, iyi sonuç veren bir örneği çok daha ikna edici buluyorlar ve uygulamada da çok daha olumlu bakabiliyorlar. Türkiye’den böyle bir beklenti var, IMF tarafında da Dünya Bankası tarafında da var” demiştir. Toplantı kapsamında açıklanan Dünya Bankası’nın yükselen Avrupa ekonomileri ve Orta Asya Bölgesi’ne yönelik raporuna göre, bu yıl bölgedeki birçok ülkede yavaşlayan bir büyüme görülecek ve bölge için “ufukta görünen kriz” ise 2050 yılına kadar nüfusun ciddi yaşlanması ve önemli oranda işgücü kaybının olacaktır. Rapora göre, Euro bölgesindeki durgunluk ve belirsizliğin devam etmesi, yükselen Avrupa ekonomileri ve Orta Asya bölgesinde 2010-2011 yıllarında görülen ılımlı iyileşmeye tehlike oluşturmaktadır. Bu nedenle, bu yıl bölgedeki birçok ülkede yavaşlayan bir büyüme görülecektir. Yavaş büyüme özellikle, Yunanistan ve İtalya ile yakın ticareti ve finansal bağları olan ve büyük anlamda yabancı bankalara bağımlılığı bulunan Balkanlar ve Orta Avrupa’da olacaktır. Raporda, Türkiye’nin yanı sıra Ukrayna ve Belarus’ta da büyümenin keskin biçimde yavaşlamasının beklendiği belirtilmektedir. Bunun yanında, Rusya ve diğer petrol ihracatçılarında da büyüme yavaşlayacak ama ekonomileri yüksek petrol fiyatları sayesinde güçlenecektir.

Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya Başkan Yardımcısı Philippe Le Houerou, bu bölgenin krizden en fazla etkilenen bölge olduğuna dikkati çekerek, toparlanmasının da diğer bölgelere oranla daha zayıf olduğunu söylemiştir. “2010-2011 yılındaki zayıf iyileşmeden sonra, bölgedeki büyüme tekrar yavaşlıyor” diyen Houerou, bölgede 2011 yılındaki yüzde 5.5 orandaki büyümenin, bu yıl yüzde 3.4 civarında olmasının beklendiğini belirtmiştir. Houerou, bölgede işsizlik oranının yüksek kalmaya devam edeceğini ifade ederek, özellikle Balkanlar gibi bazı yerlerde ise işsizlik oranlarının yükselmesini sürdüreceğini söylemiştir. Houerou, bölgeye yönelik hazırladıkları stratejik çerçevenin üç önemli ayağı olduğunu belirterek, bunları; bölgede rekabetçiliği artırmak, kapsayıcı bir büyüme için sosyal sektör reformuna gitmek ve sürdürülebilir büyüme için iklim konusunda harekete geçmek olarak sıralamıştır. Dünya Bankası Avrupa ve Orta Asya Bölgesi İnsani Kalkınma Sektör Direktörü Ana Revenga da 2010-2050 yılları arasında bölgede ciddi işgücü kaybı yaşanacağına dikkati çekerek, örneğin bu oranın, Bulgaristan ve Belarus’ta 2050 yılına kadar yüzde 40 oranına çıkacağını söylemiştir. Revenga’nın sunduğu tabloda, Türkiye gibi bazı ülkeler açısından işgücü kaybı görünmemektedir ama bu ülkelerde de göçmenlik, uzun vadede nüfusun yaşlanması ve genç nüfusun kabarması gibi sorunların ortaya çıkabileceğine dikkat çekilmektedir.

Bu doğrultuda, Türkiye’de göreli olarak geri planda kalan istihdam konusunun (nüfusa bağlı olarak) daha detaylı şekilde ele alınmasının gerektiği belirtilmelidir. Toplantıda para politikası kararlarının 2013 yılının ortalarında enflasyonun yüzde 5’lik hedefe ulaşmasına odaklanmaya devam edeceğine dikkat çeken Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın Türkiye ekonomisine ilişkin verdiği olumlu sinyallere karşın, özellikle Avrupa ülkelerinde krizin derinleşme işaretleri vermesi de, Türkiye’yi cari açık başta olmak üzere makroekonomik performans açısından olumsuz etkileyebilecektir.

Oytun MEÇİK

 

KAYNAKLAR

–          Bloomberg HT, http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1128139-babacan-abdden-2013te-somut-adim-bekliyoruz (21.04.2012)

–          Bloomberg HT, http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1128127-turkiyede-buyume-keskin-bicimde-yavaslayacak (21.04.2012)

–          TCMB, http://www.tcmb.gov.tr (21.04.2012)

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.