BİR MATEMATİK İŞLEMİ: AB-ABD=AVRASYA BİRLİĞİ

upa-admin 30 Haziran 2012 2.210 Okunma 0
BİR MATEMATİK İŞLEMİ: AB-ABD=AVRASYA BİRLİĞİ

SSCB yıkılmış ve ABD karar alıcıları belirlediği bölgelerde ekonomik, askeri ilerlemeler gerçekleştirmişti. Fakat ABD ister istemez bu etkinliğine Afganistan ve Irak müdahaleleri ile ara vermeye başlıyordu. Yeni Çar Putin’in de Rusya’da iş başına gelmesi, ABD ve Avrupa’nın siyasal karakterini belirleyecek yeni yol haritasını çizecekti.

Devlet Başkanı Vladimir Putin; uzun yıllar KGB’ de görev almış, bir dönem Doğu Almanya’da bulunmuş, hem Kafkasya-Orta Asya (Orta Avrasya’da diyebiliriz), hem de Avrupa için ideal Rus lideri olarak ortaya çıkmıştı. Putin’in Avrupa ile ilişkiler konusunda Fransa ve Almanya ile doğalgaz konularında anlaşmalar sağladığını ve kendisini önemli bir konuma taşıdığını görüyoruz. Bu durum hem AB’nin siyasal süreçte birliğe uygun olmayan hareketlerine, hem de ABD gibi önemli AB müttefikinin etki alanı dışında hareket edilmesine yol açtı. Avrupa Birliği’nin Rusya’ya bağımlılığını azaltmak için yürüttüğü, ancak bir türlü sonuca ulaşamayan projelerin -NABUCCO vb.- hayata geçirilemeyişinin ana nedeni, AB ülkeleri arasında enerji ve dış politika konularında süregelen anlaşmazlıklardır.[1]

SSCB sonrası kurulan bağımsız devletler, yatırımlar ile hayata tutunacak ve ilerleyen yıllarda dış politikada önemli aktörler olacaktı. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla beraber Hazar bölgesi enerji kaynakları dünyanın en büyük üçüncü hidrokarbon rezervi olarak ön plana çıkarken, bu bölgede bağımsızlığına kavuşan üç yeni cumhuriyetle (Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan) beraber Hazar Denizi iki yönlü ilişkilerden çok yönlü bir ilişkiler denizine çevrilmiştir.[2] Doğalgaz projelerinde bu ülkelerin isimlerini sıkça duyarız. Azerbaycan, Ermenistan ile Karabağ sorunun bulunması ve İran ile yaşadığı bir takım krizlere rağmen (Güney Azerbaycan tarihten gelen çekişme), ABD’nin İran’ı soyutlama girişimleri nedeniyle ABD müttefikleri Gürcistan ve Türkiye ile hareket etmeye başlayacaktı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türkiye ile olan kardeşlik diyalogu ile girişimlerini hızla devam ettirecektir. Bu durumu her iki ülke halkı da çok büyük oranda desteklemektedir.

1973 Petrol Krizi, AB’nin petro-politiğini de etkilemişti ve buna göre hareketlenmeler sağlayacaktı.  Enerji AB’nin 27 ülkeye ulaşması ile gerekliliği de beraberinde getirmiştir. Bu kapsamda Türkiye’nin jeo-stratejik durumu öneme kavuşmuştur. Orta Doğu ve Orta Avrasya hatları için köprü vazifesi sağlayan Türkiye, AB konusunda ister istemez elini kuvvetlendirmiştir. ABD ve Türkiye’nin model ortaklığı, AB ve ABD’nin ortaklığından daha öte duruma gelmiştir. Rusya konusunda yaşanan gelişmeler, ilerleyen yıllarda bizi AB-ABD ilişkilerinde yeni dönemlere götürebilir. ABD açık yazgısı hareketi ile dünyada iyiliksever emperyalist durumundan hiçbir ödün vermeden Afganistan’daki, Irak’taki paylarını artırmaya çalışırken, AB de kendi dış politik kararlarını verecektir. Libya konusunda yaşanan gelişmelerde Avrupa Birliği üye ülkelerinin de aktif olmak istemesi enerji konusunda zafiyetlerini bildiklerini göstermektedir. 2008 küresel ekonomik krizi AB’nin birlikte hareket etme konusunda can simidi olabilirdi, fakat tamtersine bazı ülkeleri diğerlerinden daha da kopardı. Bu konuyla ilgili Açık Toplum Enstitüsü kurucusu ünlü milyarder ve borsa spekülatörü George Soros şunları söylemişti; “Avrupa, euro bölgesi krizinin yıkıcı potansiyeli ile Sovyetler Birliği’nin çöküşüne benziyor. Avrupa’da yaşanan sosyal, ekonomik ve moral krizinin Avrupa Birliği’ni baltaladığını, Sovyetler Birliği’ne benzer bir dağılma süreci ortaya çıkardığını görebiliriz”.

Sonuç olarak AB ve ABD; ekonomik, askeri gibi konularda yaşamsal karakterleri birbirlerini harekete geçirmekte ve birlik hareket etmeye özen göstermektedirler. Fakat söz konusu yaşanan krizler, cari açık sorunu ve Yunanistan örneğinin diğer AB ülkelerine yansıması bu iki aktör arasında kopuklukların artacağına işaret olabilir. AB’nin ise uluslararası hukuk normlarına bağlı bazı hükümetlerce pasife kılındığını görebiliyoruz. Orta Avrasya’da gizliden veya görünürde meydan savaşı yaşayan Rusya ve ABD, etki alanlarını genişletmeye çalışmakta özelikle ABD sivil toplum kuruluşları ile bölgede pro-aktif olmaya devam etmektedir. Fakat Rusya da bölgede yüzyıllardır bulunmasından ötürü bölgenin atmosferini bilmekte ve buna göre politikalar üretmektedir. İlerleyen yıllarda Avrasya Birliği’nin genişlemesi ve AB-ABD ilişkilerinin düşüşe geçmesi ile eski Sovyetler Birliği ülkelerinde (AB içindeki) tekrar eski saflarına dönme isteği artabilir.

Şahin Keskin/UPA Erzurum Atatürk Üniversitesi Temsilcisi


[1] Murat Ercan, “Avrupa Birliği’nin Enerji Politikasında Türkiye’nin Önemi”, Akademik Bakış Dergisi, Sayı 25, 2011.

[2] Sinan Oğan, “Yeni Global Oyun Ve Hazar’ın Statüsü”, http://www.turksam.org/tr/a153.html.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.