HOLLANDA-TÜRKİYE OTOBÜS POLEMİĞİ

upa-admin 29 Temmuz 2012 3.832 Okunma 0
HOLLANDA-TÜRKİYE OTOBÜS POLEMİĞİ

Tıpkı Hababam Sınıfı gibi arkadaşlar arasında birbirimize lakap takarız; birimiz çapkın olduğu için ‘Damat Ferit’ olur, başka biri ‘Matkap’, yine başka birimiz ise boyundan dolayı ‘Güdük’ olarak anılır. İşte arkadaşlarımızdan Güdük bu sefer çok yardımcı oldu. Şimdiye kadar benim ve Hollanda’nın gözünden kaçmış olan bir olay var.

Temmuz 2009 tarihinde Türkiye Hollanda’dan sipariş ettiği 50 tane yepyeni modern otobüsü teslim aldı. Bunlar zaten bir yıl gecikmeli teslim edildiği için ufak tefek iritasyonlar başlamış durumdaydı. Hollanda tam bir yıl geç teslim ettiği otobüsler için ne özür dilemişti, ne de fiyat konusunda indirim yapmıştı. Hollandalılar böylece Türkiye’ye “Türkler nasıl olsa kabul etmek zorunda ve kızsalar bile ne yapabilirler ki bize?” düşüncelerini inceden, satır arasında belli etmişlerdi.

Hollanda’nın APTS firması bu yeni model Phileas markaları Türkiye’ye bir yıl geç teslim etmesiyle sorunlar bitmedi. Türkiye bir yıl geç teslim edilmesine birşey demese de, sanırım üstüne bir bardak soğuk su içmeyi tercih ettiler. Teslimattan sonra gerçekleşen olaylar ise Türkiye’nin de sabrını taşırdı. Teslim edilen 50 otobüsten tam 35 tanesi bire bir aynı arızadan dolayı kısa bir süre içinde bozuldu. Bozulunca Hollanda firması yedek parçalarını vermediğini veya eksik verdiğini de görünce, Türkiye’nin İstanbul trafiği sorumlusu İETT (tüm otobüsler İstanbul için sipariş edilmişti) dava açmaya karar verdi.

Bu davada neler konuşulacak diye sorarsanız;

–       Ağustos 2008 tarihinde teslim edilmesi gereken otobüsler Türkiye tarafından iki defa uyarılmasına rağmen ancak Temmuz 2009 tarihinde teslim edilmiştir.

–       Otobüslerin tanesi 1,2 milyon avro olması beklenirken 1.307.950 avro olarak çıktı.

–       Otobüslere takılması gereken yol yazılımları Hollanda tarafından takılmamıştır, fakat faturada takıldı diye gösterilip tam 9.454.000 TL diye bir ücret eklenmiştir.

–       Nisan 2007’den Ağustos 2008’e kadar 16 taksit ile 50 otobüslerin teslim edilmesi gerekirken, hiç biri o dönemde teslim edilmemiştir.

–       Ağustos 2008 tarihinden sonra teslim edilen otobüslerin ya hiç ya da eksik yedek parçaları olduğu ortaya çıkmıştır.

–       Otobüs güzergahında harita seyredebilmesini sağlayan klavuz sisteminin takılmadığı ortaya çıkmıştır.

Buna karşılık Türkiye Hollanda’dan tam 16 milyon TL tazminat istemiştir. Bu tazminat bedelinin ayrıntılar ise şöyle:

–       Otobüslerin bir yıl geç gecikmesi için 2.381.000 avro ceza;

–       Yüklenmeyen yazılımın teslim edilmesini (unutmayalım ki bu yazılımın değeri 9.454.000 TL idir fakat 2011 yılında 2009 yılın yazılımını yüklemek biraz geri kalmış gibi olacak) ve bunun 1 milyon TL cezası ödenmesi;

–       Tek tıp arızalardan dolayı yolda kalan 35 otobüsler ve zaman kaybından dolayı toplam 2 milyon TL;

–       Verilmeyen veya eksik verilen yedek parçalar için 50.000 TL;

–       Güzergahta seyredebilmesini sağlayan kılavuz sisteminin takılmadığı için bu kılavuz sistemi İstanbul Üniversitesi’ne taktırılmıştır, bunun bedeli toplam 9.454.000 TL tutmuştur.

2.381.000 avro’nun aşağı yukarı 4.762.000 TL olduğunu düşünürsek, alttaki bu hesabı yapmak mümkün olacaktır:

4.762.000 TL + 1.000.000 TL + 2.000.000 TL + 50.000 TL = 7.812.000 TL

Yani Türkiye 7.812.000 TL ücret ve 2009 yılında değeri 9.454.000 TL olan yazılımlar istemiştir. 7.812.000 TL ücretinin toplam 7.925.000 TL faiz ile yükseltmiş olsa da ancak 15.737.000 TL tazminat istemesi bana çok düşük bir miktar gibi gelmiştir. Sonuçta tam iki kez uyarıldığı halde metrobüslerin tamamının ancak 17 Temmuz 2009’da teslim eden bu Hollanda firması 65.397.500 avro almıştır, yani tam olarak 130.795.000 TL. Ve 16 milyon TL harcanan 131 milyon TL + İstanbul Üniversitesi’ne ödenen 9,5 milyon TL + bozulan otobüslerin tamirat ücreti ile rahat 200 milyon TL’i kesinlikle telafi etmeyecektir. Ne zaman Türkiye kendisini uluslararası kamuoyunda güzel bir şekilde savunabilirse, işte o zaman dünya kamuoyunu Türkiye’yi ciddiye alacaktır.

Ayrıca bunu da eklemek gerekir ki, Türkiye ne zaman bu yabancı mal hayranlığından vazgeçecektir? Yapılan bu otobüsler Türkiye’de Türkler tarafından yapılamaz mıydı? Batı Avrupa’daki ürünlerin ne kadar sağlam olduğunu da böylece görmüş olmuşlardır, ama açık konuşmak gerekirse hiç sanmıyorum. Türkiye daha hala bu Avrupa özentisinden dolayı milyonlarca TL harcamaya devam edecektir, çok yazık!

 

Armand SAĞ

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.