BAŞKAN OBAMA’NIN YENİ YOL ARKADAŞLARI

upa-admin 09 Ocak 2013 2.519 Okunma 0
BAŞKAN OBAMA’NIN YENİ YOL ARKADAŞLARI

Barack Obama, ikinci kez ABD Başkanlığına seçilmesiyle ilk dönemde gerçekleştiremediği hedefleri son döneminde Amerikan iç ve dış politikasında hayata geçirmeyi planlamaktadır. Özellikle Irak ve Afganistan’dan Amerikan askerlerinin çekilme takvimi, İran nükleer programı, Arap Uyanışı ile yeni Asya-Pasifik vizyonu, ABD dış politikasında çözüm bekleyen önemli başlıklardır. Bu perspektiften hareketle, yeni yıl ile Obama’nın “A Takımı”nda önemli isim değişiklikleri gerçekleşeceğini görüyoruz. ABD Dış İşleri Bakanı Hillary Clinton’un yerine senatör John Kerry, Savunma Bakanı Leon Panetta’dan boşalacak koltuğa eski senatörlerden Chuck Hagel, ve evlilik dışı ilişki yaşadığı iddiasıyla görevinden istifa eden David Petraeus’un yerine Beyaz Saray Terörle Mücadele ve İç Güvenlik Danışmanı  John Brennan  Obama’nın belirlediği isimlerdir.

Obama’nın Yeni Savunma Bakanı Adayı

Başkan Obama’nın yeni Savunma Bakanlığı görevi için uygun gördüğü Chuck Hagel, Vietnam Savaşı’nda piyade bölük komutanlığı yapmış, savaş sonrası Amerikan ordusunda savaşan gazi veya hayatını kaybedenlere verilen “purple heart” madalyası sahibi eski bir senatördür. Askerlik görevinin ardından kariyerine iş ve siyaset dünyasında devam ederken, halen Cumhuriyetçi partinin üyeliği ile Başkanlık  İstihbarat Danışma Merkezinde eş-başkanlık görevini yürütmektedir. Obama’nın Chuck Hagel ismini ön plana çıkarması sağ ve sol kesimlerin tepkisini almış, eleştirilerin altında yatan sebep olarak da Hagel’in daha önce eşcinsel hakları, İsrail ve İran hakkındaki tutumu örnek gösterilmiştir.

Hagel’in İsrail Politikaları Üzerine Ciddi Eleştirileri Bulunmaktadır.

Chuck Hagel’in siyasi görüşüne göre, İsrail’in ABD dış politikası üzerinde ciddi etkisi bulunmaktadır. Hagel bu kapsamlı etkinin ABD’nin karar alma sürecinde olumsuzluk meydana getirdiğini, özellikle Orta Doğu meselelerinde yalnızca İsrail merkezli siyaset üretmenin ülkenin rasyonel ve yapıcı politika benimsemesine en büyük engeli teşkil ettiğini belirtmektedir. İran’ın nükleer faaliyetlerini durdurma politikasında ise Hagel, askeri müdahale ile çözüm yerine, müzakere odaklı sonuca ilerleme stratejisinin benimsenmesi gerektiğini savunmaktadır. Obama’nın Irak ve Afganistan’dan çekilme sürecine paralel olarak Hagel da daha önce ABD’nin her iki ülkede de askeri varlığını sonlandırmasının zaruri olduğunu vurgulamıştı. Dolayısıyla Obama’nın ikinci döneminde benimseyeceği dış politika vizyonuyla Hagel’in bakış açısı birbiriyle örtüşmektedir.

Cumhuriyetçi kanattan gelen tepkilere bakıldığında Hagel’in Savunma Bakanlığı için isminin geçmesi grup içinde büyük tedirginliğe sebep olmuştur. Güney Carolinalı Cumhuriyetçi bir senatörün yapmış olduğu açıklamaya göre, Chuck Hagel’in ABD’nin yeni Savunma Bakanı olması durumunda Amerikan halkı, siyasi tarihindeki en büyük İsrail karşıtı Bakanla tanışmış olacaktır.

İsrail Süreci Endişeyle Takip Ediyor.

Başkan Obama’nın Hagel’i Savunma Bakanlığına getirmek istemesindeki bir başka neden ise ülkenin savunma bütçesini yerli finans kaynaklarıyla ancak onun sayesinde dengede götürülebileceğine inanmasıdır. Fakat Amerika’daki İsrail lobisi Hagel’in seçilmesi durumunda ABD-İsrail arasındaki ilişkilerin daha da gerilmesinden endişe duymaktadır. İran tarafı bu görev değişiminin ABD dış politikasına olumlu yansıma dileğini ifade ederken, İsrail ise süreci kaygı ile takip etmektedir. Aslında Hagel’in Obama ile İsrail politikası bir bakıma birbiri ile örtüşmektedir. Obama’nın Netanyahu’nun izlediği siyaseti eleştirmesi ile Hagel’in İsrail’in şahin politikalarını reddetmesi, İsrail seçime giderken hangi kanadın zaferle ayrılacağının ipuçlarını vermektedir.

Dış İşleri Bakanlığının Yeni İsmi John Kerry

Bir diğer önemli değişim Dış İşleri Bakanı Hillary Clinton ile göreve gelecek  John Kerry arasında gerçekleşecektir. John Kerry de tıpkı Chuck Hagel gibi Vietnam Savaşı’nda görev almış madalya sahibi kıdemli bir senatördür. 2003 Irak işgaline destek veren Kerry, daha sonra ABD kuvvetlerinin geri çekilmesi için çalışmalarda bulunarak, 2004 Başkanlık seçimlerinde “Irak savaşına hayır” sloganı ile George W. Bush’un rakibi olmuştur.

John Kerry’nin Dış İşleri Bakanı olmasıyla merak edilen konuların başında Türkiye-ABD ilişkilerinin hangi yönde etkileneceği gelmektedir. Yetkililer değişimden iki ülke ilişkilerinde herhangi bir olumsuzluğun yaşanmayacağını, aksine daha somut ve olumlu adımlar atılacağını öngörmektedir. Hatırlanacağı üzere John Kerry, 2010 yılında Orta Doğu turu esnasında Türkiye’ye ziyarette bulunmuştu. Başbakan Erdoğan ile bir araya gelen Kerry, başta Türkiye-ABD ilişkileri olmak üzere İran’a dönük yaptırımlar, kitle imha silahları ve terörizm konularında müzakerelerde bulunmuştu. İsrail ile ilişkilere önem vere “müstakbel” bakan, Türkiye ve İsrail’in tüm samimiyetleriyle gerçekler üzerinden hareket etmelerini ifade etmiştir.

Orta Asya ve Kafkasya Bölgesi Kerry İçin Önemli

Yeni dönemde John Kerry’nin ajandasında Orta Asya ve Kafkasya meseleleri önemli yer tutacaktır. Özellikle insan hakları ve bölgenin demokratikleşme süreci ve enerji güvenliği için çetin bir diplomasi trafiği yeni bakanı beklemektedir. Kuşkusuz Türkiye’de merak edilen en önemli mesele John Kerry’nin “Ermeni soykırımı” iddialarına karşılık nasıl bir tutum sergileyeceğidir. Unutulmamalıdır ki, Amerikalı Ermenilerin yoğun şekilde yaşadığı Massachussetts eyaletinden senatör seçilen Kerry, ABD’nin Ermenistan Büyükelçisi iken 1915 olaylarını şiddetle “soykırım” olarak nitelendirmesinin ardından Türkiye’nin baskılarıyla görevden uzaklaştırılan John Evans’ı destekleyen açıklamalarda bulunmuştu.

John Kerry ile Chuck Hagel’ı göreve başlayacakları ilk günden itibaren zorlu bir süreç beklemektedir. Afganistan savaşı, İran ve Kuzey Kore nükleer tehdidi, Arap Uyanışı süreci ve Asya’da ABD-Çin rekabeti gibi meseleler çözüm bekleyen önemli gündem maddeleridir. ABD, 2013 yılı içinde Suriye’deki iç savaşı durdurmada inisiyatif alma, Afganistan savaşını durdurma ve Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki faaliyetlerine karşı somut karşı adımlar geliştirmek zorunda kalacaktır.

Haftanın Sözü: “Eğer bir ülkede cücelerin gölgeleri büyümeye başlamışsa, güneş batıyor demektir. – Çin Atasözü

Furkan KAYA

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.