DIŞ POLİTİKANIN YENİ YÖNLERİ: CUMHURBAŞKANI ALİYEV’İN BEŞİNCİ İSTİŞAREDEKİ TARİHİ KONUŞMASI

upa-admin 14 Temmuz 2014 1.983 Okunma 0
DIŞ POLİTİKANIN YENİ YÖNLERİ: CUMHURBAŞKANI ALİYEV’İN BEŞİNCİ İSTİŞAREDEKİ TARİHİ KONUŞMASI

Azerbaycan’ın diplomatik hizmet kuruluşları yöneticilerinin beşinci toplantısında, Devlet Başkanı İlham Aliyev derin içerikli ve geniş kapsamlı bir konuşma yaptı. Dış politikanın mevcut durumu ve gelişme yönleri hakkında fikirlerini söyleyen Devlet Başkanı, bazı çok önemli noktalara değindi ve bu konularda Azerbaycan’ın diplomatik temsilcilikleri önünde duran önemli görevleri net şekilde ifade etti. Dış politikada elde edilen başarılar modern dünyanın talepleri bağlamında tahlil edildi, bu temelde yeni yönler belirlendi.

Bağımsız ve İlkesel Dış Politika: Azerbaycan Örneği

Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in diplomatik hizmet kuruluşları yöneticilerinin beşinci istişaresindeki konuşmasının geniş yankıları oldu. Geleneğine sadık kalarak, ülke yöneticisi samimi ve derin içerikli fikirleri ile dış siyasetinin önemli yönlerini analiz etti. İlham Aliyev Azerbaycan’ın diplomatik hizmet kuruluşlarının önünde duran görevleri de net olarak belirledi.

Bu tür etkinlikler düzenli olarak yapılır. Burada temel ama;  hızla değişen jeopolitik ortamda ülkenin dış politikası alanında yapılan çalışmalara bir daha göz atmak, diplomatik hizmet kuruluşlarının etkinliğini değerlendirmek ve önümüzdeki görevleri araştırmaktır. İlk olarak belirtmek gerekir ki, Devlet Başkanı Aliyev’in konuşmasında bu yönler birbiriyle yoğun bağlılıkta ifade edildi (bkz.: Azərbaycanın diplomatik xidmət orqanları rəhbərlərinin beşinci müşavirəsi keçirilmişdir / “Azərbaycan” gazetesi, 7 Temmuz 2014).

İlham Aliyev konuşmasında dış politikanın çeşitli yönlerinin ele alınacağını ve yeni yönlerin belirleneceğini vurguladı. Burada iç ve dış politikanın vehdetde alınması dikkati çekiyor. Azerbaycan yönetimi dış politikaya iç politikanın devamı olarak yaklaşır. Bu bağlılıkta Cumhurbaşkanı`nın “Azerbaycan’ın şimdiki gerçekleri şu ki, ülkede iç tehlike kaynağı yoktur” fikrinin büyük anlamı vardır.

İç ve dış politikada elde edilen başarılar, iktidarla toplumun birliğinin sağlanması ve genel istikrarın olması şunu demeye esas verir. İçte tehlike kaldığında, ülke sabit ve sürekli şekilde ilerlemez. Buna göre dış politikada kararlı bir tutum sergilemek şansı da sıfıra eşit olur. Ermenistan örneğinde bunu açıkça görüyoruz. Bu ülkenin dış politikasındaki başarısızlığının kökünde iç tehlikenin olması durur. Toplum Ermeni iktidarın yürüttüğü siyasetten narazıdır ve bunu defalarca ifade etti.

Azerbaycan’da geçen yüzyılın 90’lı yıllarının ikinci yarısında ulu önder Haydar Aliyev iç istikrar yarattı. Sonraki dönemde bu, daha da geliştirildi ve şu iktidar-halk birliği zemininde toplumda tam istikrar mevcuttur. Azerbaycan toplumunun dünyanın sadece bazı ülkelerinde kendini gösteren gelişme paradigması vardır. Bu o demektir ki, ülke yönetiminin iç siyaseti toplumun sadece gelişmeye ayarlanmasını sağlamıştır. Düşünüyoruz ki, bu, tarihi bir başarıdır.

Bunun arka fonunda Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in toplantıdaki konuşmasında “Bugün Azerbaycan’ın dış politikası prinsipiallığı ve bağımsızlığı ile seçiliyor” tezini söylemesi çok önemli husustur. Sadece tam bağımsız devlet modern jeopolitik koşullar kapsamında ilkesel ve bağımsız siyaset yürütebilir. Ülke yöneticisinin bu fikri Azerbaycan’ın bağımsız milli devlet olarak artık oluştuğunu göstermektedir. Bölgede bağımsızlığını elde etmiş diğer devletler bu süreci tamamlamakta başarısızlar. Dolayısıyla Azerbaycan devlet yapılanması alanında da bölgede liderdir. Somut gerçekler bu tezin doğruluğunu tam onaylar.

Öncelikler: Dış Politikada Yeni Dengeye Doğru

Cumhurbaşkanı konuşmasında dış politikada her şeyden önce Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun çözümünü dış politikanın güncel meselesi olarak sundu. O, konuşmasının neredeyse yarısını buna adadı. Mesele şu ki, bu sorun ülkenin bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne esas tehlike olarak kalıyor. Onun çözülmesi ile sadece Azerbaycan’ın değil, bütün bölgenin önünde geniş gelişme perspektifleri açılır. Fakat maalesef, Erivan’ın yapıcı olmayan, zamanın gereklerine uygun olmayan agresif tutumu yüzünden çatışma halen çözüm bulamıyor. Devlet Başkanı durumun bu tür kalmasının nedeni olarak dünya politikasında “çifte standartların” kalmasını vurguladı. Bazı çevreler Ermenistan’a desteklerini sürdürüyor, hatta kasten “uluslararası kamuoyu” kavramını tahrif ediyorlar. Aslında, bu anlayış öncelikle BM’yi belirtiyor. BM ise Ermenistan’ın saldırganlığı ile ilgili 4 karar almıştır. Onlara uyulmuyorsa, demek ki, uluslararası kamuoyu sorunun çözümüne tam sorumlulukla yaklaşmlıyor. Aynı durum AGİT Minsk Grubu eşbaşkanları ile ilgili de ortaya çıktı. Onlar aslında hiçbir iş görmemişler. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tüm bunların sebebi olarak uluslararası hukukun işlek olmamasını gösterdi. Ülke yöneticisi bu açıdan söyledi: “… son aylarda, yıllarda uluslararası arenada görülen manzara gösteriyor ki, maalesef, uluslararası hukuk çalışmıyor. Güç faktörü önemli bir rol oynuyor”.

Burada İlham Aliyev’in bir tarihi fikrini unutmak olmaz. Devlet Başkanı Dağlık Karabağ’ın “ezeli Azerbaycan toprağı” olduğunu vurgulamakla birlikte, Ermenistan’ın da Azerbaycan topraklarında oluştuğunu kararlılıkla söylüyor. Erivan Hanlığı’nın tarihi ile ilgili temel araştırmaların yapılmasını Devlet Başkanı Azerbaycan tarihçileri önünde görev olarak koydu. Bununla ilgili yazılan eserler tam kanıtlıyor ki, Erivan Azerbaycan toprağıdır. Somut olarak, Azerbaycan topraklarında bir Ermeni devleti kuruldu, ikinci defa ise böyle bir olayın olmasına Bakü kesinlikle izin vermeyecektir.

Bu meselenin başka tarafı bu gerçekleri dünya kamuoyuna esnek ve verimli bir şekilde iletmekten ibarettir. İlham Aliyev konuşmasında bunun üzerinde ayrıca durdu. O, Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarında yapay kurulduğunu, milli kültürümüze ve tarihi yapıtlarımıza karşı Ermeni vandalizminin gerçekliklerini, ülke yönetiminin çatışma ile ilgili yürüttüğü politikanın temel içeriğini belirten küçük kitaplar (bröşürler) hazırlanması gerekliliğini ayrıca vurguladı.

Bu, oldukça önemli husustur. Çünkü propagandanın daha da güçlendirilmesi insanlara gerçeği anlatmada büyük araçtır. Biz gerçekten korkmuyoruz, hak Azerbaycan’ın yanındadır. Dolayısıyla Sayın Devlet Başkanı`nın gerçekleri dünyaya yaymanın önemini özel olarak vurgulaması uzakgörenlikdir.

Devlet Başkanı konuşmasında dış politikanın diğer yönlerine de dikkat yöneltti. Bu bağlamda o, komşularla ilişkilerin geliştirilmesi, Avrupa ülkeleri ile işbirliğinin öncelikliği, uluslararası kuruluşlarla ilişkilerin genişletilmesi, diasporlarımızla büyükelçiliklerin karşılıklı ilişkide çalışması konularının önemini vurguladı. Devlet Başkanı kaydetti ki, Avrupa politikasının gerekliliği Azerbaycan’ı dünyanın gelişmiş ülkeleri arasına çıkarmak stratejisi ile ilgilidir. Bu süreci Bakü düşünülmüş, seri şekilde, denge beklemekle gerçekleştirir. Aynı şekilde, Azerbaycan’ın komşu devletlerle (Ermenistan hariç) çok iyi ilişkileri vardır.

Bu anlamda Bakü’nün ikili ve üçlü işbirliği formatlarının girişimcisi olması rastlantı değildir. Artık Azerbaycan-Türkiye-İran, Azerbaycan-Türkiye-Gürcistan, Azerbaycan-Türkiye-Türkmenistan formatında işbirliği meyvesini vermektedir. Azerbaycan-Rusya karşılıklı ilişkilerinin gelişme dinamiği de iyidir. Bakü’nün bu tür siyaseti hem bölgesel işbirliğine geniş olanaklar sunuyor, hem de küresel jeosiyasete ciddi katkılar veriyor.

Burada biz Devlet Başkanı`nın diaspora örgütü-büyükelçilik ilişkilerine özel önem vermesini ayrıca belirtmeliyiz. Çünkü bu yön ülkenin uluslararası imajının oluşturulması sürecinde önemli bir rol oynamakla birlikte, ona dünya çapında milli ve siyasi kimliği bütün olan devlet olarak hareket sağlar. Güçlü devletle güçlü toplumun vahdeti bu noktada kendini belirgin gösteriyor.

Çok önemlidir ki, Sayın Devlet Başkanı uluslararası kuruluşlarla işbirliğini genişletmek meselesine de bu düzlemde göz atıyor. Modern diplomaside şartı olarak “ağ diplomasisi” olarak adlandırılan ve çok sayıda kuruluşlarla sistemli, amaçlı işlerin görülmesini de öngören bu kavram profesyonel siyasetle yoğun bağlıdır. Azerbaycan bu denli yüksek düzeyde dış politika yürütmekdedir. Şüphe yok ki, bu yolda ülkemiz henüz çok başarılar elde edecek. Diplomatlarımızın beşinci toplantısında Devlet Başkanı`nın öne sürdüğü görevler bu tür düşünmeye tam esas verir.

Kaynak: Newtimes.az

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.