ABD İLE ORTAKLIK: UKRAYNA, MOLDOVA VE GÜRCİSTAN RİSK ALTINDA MI?

upa-admin 08 Ağustos 2014 2.477 Okunma 0
ABD İLE ORTAKLIK: UKRAYNA, MOLDOVA VE GÜRCİSTAN RİSK ALTINDA MI?

Bugünlerde ABD Kongresi eski Sovyet coğrafyasındaki ülkeler ile ilgili yeni bir karar tasarısı kabul etti. Bu belgeye göre, Ukrayna, Moldova ve Gürcistan ABD’nin müttefikleri statüsünü alacaklar. Bu, NATO’ya üyeliğin ötesinde gerçekleşecek. Uzmanlar ABD’nin bu adımının mümkün jeopolitik ve askeri sonuçları hakkında farklı tahminler veriyorlar. Varılan tasarruflar oldukça çeşitlidir. Fakat bir şey belli ki, bu projeye kesin değer vermek risklidir. Şu anda çeşitli bölgelerde büyük devletlerin çatışması gözleniyor. Şimdiden herhangi tarafın haklı olduğunu söylemek de zordur. Her bir bağımsız devletin kendi çıkarları vardır. Onların sağlanmasının daha uygun biçimi olarak ABD’ye müttefik olmanın düşünülmesi, bizce, tek taraflı yaklaşım olurdu.

Çatışma: Coğrafya Genişliyor mu?

17 Temmuz tarihinde ABD Kongresi`nin Ukrayna, Gürcistan ve Moldova ile ilgili aldığı bu karar ilgi doğurdu. Belgeye esasen, ABD NATO üyesi olmadan adı geçen ülkeleri müttefik olarak kabul ediyor. Müttefiklik kendi başına birçok noktaları yansıtan, Washington üzerine yükümlülükler alıyor. Bu ülkelere askeri, ekonomik ve mali yardım yeni içerik taşımaktadır. Burada, aynı zamanda, Ukrayna, Gürcistan ve Moldova’ya deneme süresi veriliyor. Onlar askeri alanda reformları ABD’nin istediği gibi yapmalıdırlar (bk. Георгий Двали. США заменят постсоветским странам НАТО / “Коммерсантъ”, 18 Temmuz 2014).

Öncelikle, onu belirtelim ki, bu kararda Azerbaycan, Bosna Hersek, Makedonya ve diğerleri ile de askeri işbirliğini genişletmek, kültür ve eğitim alanlarında yoğun ilişkiler kurmak tavsiye edildi (bk. Грузия, Украина и Молдова получают статус союзников США без членства в НАТО / “Грузия Online”, 17 Temmuz 2014). Washington dikkatini daha çok eski Sovyet coğrafyası ülkelerine yöneltiyor.

Bunlardan başka, belgede Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’a esnek biçimde enerji alanında yardım etmeyi öngören hukuki mekanizma yer aldı. Öyle ki, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID), Ticaret ve Kalkınma Ajansı, Özel Uluslararası Yatırımlar Şirketi (OPIC) ve Dünya Bankası Grubu ile bu ülkelere yardım gösterilecek.

Öyle görünüyor ki, ABD dünyada oluşmuş jeopolitik durumu dikkate alarak, somut adımlar atmaya başladı. Belirtmek gerekir ki, Kongre`nin şimdi uygulamaya konan proje hakkında “Stratfor” analitik merkezinin kurucusu G. Friedman birkaç ay önce yazmıştı. O vurgulamıştı ki, Washington acilen Estonya’dan Türkiye’ye hatta Azerbaycan’a kadar geniş bir bölgede bulunan devletlerin savunma imkanlarını artırmalı, onlara askeri yardım göstermelidir (bk. George Friedman. From Estonia to Turkey: American Strategy After Ukrayna / “Stratfor”, 25 Mart 2014).

Fakat burada belirli farklar vardır. ABD daha çok Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’a dikkat ayırıyor. Bunun nedeni açıktır. Çünkü işte bu ülkeler Avrupa Birliği ile ortak üyelik anlaşması imzaladı. Böyle anlaşılıyor ki, Washington Batı ile daha yakın entegrasyona giden ülkelere yardım göstermek kanısında. Artı bunu NATO’nun dışında yapıyor. Belirtmek gerekir ki, bazı Avrupa devletleri Ukrayna, Gürcistan ve Moldova’nın NATO’ya üye kabul edilmelerine karşı çıkıyorlar (bk. Георгий Двали. Gösterilen makalesi).

Gürcistan Cumhurbaşkanı bu tür durumdan şikayet etti. O, “Acarya” Televizyonunda konuşması sırasında dedi ki, “Gürcistan NATO`dan gerçek ve gerçek adımlar bekliyor” (bk. “Грузия ожидает от НАТО реальных и действенных шагов” – президент / “Грузия Online”, 19 Temmuz 2014). Georgi Margvelaşvili bunun nedeni olarak Gürcistan’ın bölgede önemli jeopolitik rol oynadığını ve NATO ile aynı değerleri paylaştığını gösterdi. Fakat maalesef, NATO şimdilik daha çok sloganlarla konuşuyor. Bu örgüt Gürcistan’ın askeri savunma imkanlarının artması için ciddi çalışmalar yapmıyor.

G. Margvelaşvili`nin Ukrayna meselesinden dolayı rahatsız olduğu açıktır. Tiflis endişeleniyor ki, Moskova onun topraklarına da “yeşil insancıkları” yollasın. Yerel medyada artık böyle bir haber yayıldı. Fakat bu, resmen onaylanmadı. Her halde, Gürcistan yönetimi oluşmuş durumdan rahatsızdır ve Batı’nın himayesini istiyor. Artı bu, dış politikanın kusurlarından haber verir. Devlet kendisine karşı tehlikeli durum yaratmışsa, demek ki, herhangi noktada hata yaptı.

Jeopolitik Güvenlik: Başarılı Model Arayışı

İlginçtir ki, ABD Kongresi’nin kararını Gürcistan sevinçle karşıladı. Çoğu uzmanlar ülkenin güvenliğinin sağlanmasında önemli adım atıldığını söylüyor. Örneğin, Irakli Kikiani düşünüyor ki, ABD Gürcistan’ın güvenliğinin temini ile ilgili önemli bi adım attı. Herhalde, bu, Moskova’ya “belli sinyaldir”. Askeri yorumcu Georgi İnauri de aynı görüştedir (bk. Грузия становится главным союзником США / “Грузия Online”, 18 Temmuz 2014).

Bununla beraber, meseleye temkinli yaklaşanlar da vardır. Gürcistan’ın eski Savunma Bakan Yardımcısı Nodar Kharşiladze`nin fikrine göre, Kongre`nin öngördüklerini gerçekleştirmek için ek yasal mekanizmalar gerekir (bk. Георгий Двали. Gösterilen makalesi). Şimdilik sadece ABD parlamentosunun Beyaz Saray`a teklifi vardır.

Yukarıda anlatılanlar ABD Kongresi’nin aldığı kararın ciddi jeopolitik karşılığının olduğunu gösteriyor. Washington eski Sovyet mekânı ülkelerinin birkaçına esaslı şekilde destek göstermeye hazırlanıyor. Bu, aynı zamanda Güney Kafkasya’da durumun hızla değişebileceğine işarettir. Kongre`nin kültür ve eğitim alanına ayrıca yer ayırması da rastgele değildir. Rusya geçenlerde “Rus dünyası”nın şekillendirilmesi, Rus dili ve kültürünü tüm dünyaya daha yaygınlaştırılmasına ilişkin program hazırladı. Bunu Rusya Dışişleri Bakanlığı önerdi. Bekleniyor ki, bu program çerçevesinde çeşitli ülkelerde Rus kültürü ve dilini tebliğ eden merkezler faaliyete başlasın.

Amerika’nın buna tepki vermesi sürecin ciddi olduğunu gösteriyor. Anlaşılan, Batı bağımsızlığını elde etmiş ülkelerde askeri güç uygulamak, silah satmakla değil, kültürle güçlenmek sonucuna vardı. Bu açıdan Güney Kafkasya’da da “yumuşak güçler”in mücadelesinin yeni seviyeye kalkacağını beklemek mümkündür.

Öte yandan, Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’a askeri yardımın genişletilmesi silahlı çatışmaların meydana gelmesi olasılığını da artırıyor. Diyelim ki, Gürcistan’ın askeri potansiyelinin bir basamak daha genişlemesine Ermenistan hemen tepki verecek. Erivan Moskova’dan yeni silahlar talep etmekle bölgedeki askeri dengeyi bozacak. Aynı zamanda, onun provokasyonlara el atması muhtemeldir. Silahlanma yolunun Güney Kafkasya’yı kurtarabileceğine inanmak zor.

Sorunun başka yönü geniş jeopolitik mekanda birkaç bağımsız devleti Rusya ile karşı karşıya koymak tehlikesinin belirmesi ile bağlantılı olabilir. Zaten belli ki, Rusya bu mekanda askeri açıdan en güçlü. Onun çıkarlarını korumak için ciddi mücadele verdiği de bilinmektedir. Dolayısıyla ABD’nin bir dizi devlete askeri yardımı güçlendirmesi sonu belli olmayan süreçlere revaç verebilir.

Burada büyük devletlerin esasen kendi jeopolitik çıkarlarını gözettiği açıktır. Aslında savaş mekanını genişletmek söz konusudur. Rusya sınırı boyunca bin kilometrelerce arazide askeri güçlerin çatışması oluşabilir. Bunun tehlikelerini hayal etmek zor değil. Bu nedenle Ukraynalıların, Moldovalıların ve Gürcülerin neye sevindikleri tam net olmuyor. İstenilen an bu üç ülke kanlı askeri çatışmaların meydanına dönüşebilirler. Ukrayna’da bu hal artık mevcuttur. Moldova’ya karşı Moskova’nın belli önlemlere başvurduğu da bilinmektedir. Tiflis’in Kremlin’den korkusu konusunda siyasetçiler bahsetmişler. Böyle anlaşılıyor ki, gerçekte Ukrayna ile birlikte, Moldova ve Gürcistan`ın da Rusya ile ilişkilerinde kritik noktalar vardır ve aktif düzleme geçebilir.

Bunlar gösteriyor ki, ABD Kongresi`nin aldığı karar eski Sovyet mekanında durumu stabilize etmek yerine gerginleştirebilir. Büyük devletlerin nüfuz uğruna savaşı yeni bir seviyeye yükselirse, Güney Kafkasya devletleri de ciddi sorunlarla karşı karşıya olabilir. G. Friedman yukarıda adı geçen makalesinde yazıyor ki, “Moskova riske gidecek”. Bunun ne demek olduğunu anlamak gerekir. Bu bağlamda düşünmek mümkündür ki, Ukrayna, Moldova ve Gürcistan NATO dışında ABD’yle müttefik olurlarsa, neredeyse devletçilik geleneğinin kaderinde riske gidiyorlar. Risklerin yönettiği süreçlerin sonunu tahmin etmek ise çok zordur.

Newtimes.az

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.