MUSTAFA KUTLAY: İNGİLTERE AB’DEN AYRILIRSA NE OLUR?

upa-admin 11 Eylül 2014 2.962 Okunma 0
MUSTAFA KUTLAY: İNGİLTERE AB’DEN AYRILIRSA NE OLUR?

İngiltere bir süredir AB üyeliğinden ayrılmanın fayda ve zararlarını tartışıyor. Son olarak, Avrupa Komisyonu Başkanlığı’na İngiltere Başbakanı Cameron’un şiddetli itirazlarına rağmen Jean-Claude Juncker’ın seçilmesi önemli bir eşik oluşturdu. Cameron’a sadece Macaristan’ın otoriter eğilimleriyle öne çıkan Başbakanı Viktor Orban’ın destek vermesi mevcut tartışmayı sembolizm yüklü bir biçimde yeniden alevlendirdi. İngiliz gazeteleri ve muhalefet partileri olayı Cameron için büyük bir başarısızlık olarak tasvir ederken, İngiltere’nin Birlik içinde marjinalize olduğu yönündeki argümanlar da sıklıkla dillendirilmeye başlandı. İngilizler’in gittikçe artan oranda sorduğu soru, AB üyesi olarak kalmanın kendilerine ne fayda sağlayacağı yönünde.

İngiltere-AB ilişkilerine tarihsel perspektiften yaklaşan kimi analistler, İngiltere’nin Birlik ile olan sorunlu mazisine atıfta bulunarak, Londra’nın pazarlık marjını güçlendirmeye çalıştığını, aslında Birlik üyeliğinden ayrılmanın ciddi bir politika opsiyonu olmadığını/olamayacağını ileri sürüyor. Diğer yandan, Cameron’un talep ettiği değişiklikleri AB nezdinde elde edememesi durumunda 2017’de İngiltere’nin üyeliğini referanduma götürmek konusunda açık söz verdiğini de akılda tutmak gerekiyor.

İngiltere’nin AB üyeliğinden ayrılıp ayrılmayacağı, eğer olacaksa bu ayrılığın mahiyetinin nasıl şekilleneceği henüz çok bilinmeyenli bir denklem. Peki, İngiltere Birlik üyeliğinden ayrılırsa ne olur? İngiltere açısından bu sorunun cevabını verebilmek kolay değil. Zira AB’nin ”dışında” olmanın anlamı farklı senaryolara göre oldukça büyük değişiklikler gösterebilir.

Argüman ve kaşı-argüman

İngiltere’nin Birlik üyeliğinden ayrılması gerektiğini öne sürenlerin üç temel argümana dayandıkları görülüyor. Bu çerçevede, ilk olarak, AB’nin federal bir yapıya evrildiği, bu nedenle AB kurumlarının üye ülkelerin egemenlik haklarını kuvvetlendirecek yönde reforme edilmesinin gittikçe zorlaştığı öne sürülüyor. Bu nedenle, Birlik dışında olmak, İngiltere’ye ”bağımsızlığını” yeniden kazandırmış olacak. İkincisi, ayrılığı destekleyenlerce, ticari olarak AB pazarının İngiltere’ye daha fazla kazanç sağlamayacağı iddia ediliyor. Bu argümanın mantıki bir sonucu olarak, eğer İngiltere otonom dış ticaret politikası izlemeye başlayabilirse, daha agresif serbest ticaret anlaşmaları yoluyla daha çok pazara ulaşma imkanını elde etmiş olacak. Üçüncüsü, İngiltere, üyelikten çıktığında AB bütçesine yaptığı net katkının yükünden de kurtulmuş olacak. İngiltere’nin 2014-2020 döneminde AB bütçesine yapacağı net katkı GSYH’sinin yıllık yüzde 0.5’ine denk geliyor.

Karşı-argümanlara göre ise söz konusu gerekçeler sağlam temellere dayanmıyor. Birincisi, İngiltere’nin AB ile siyasi bütünleşmesi, bir kopma yaşanmasını pratikte imkansız kılacak seviyeye ulaşmış durumda. Ayrıca bu yaklaşıma göre, ”bağımsızlık” argümanı reel politik açıdan İngiltere’nin dünya siyasetinde daha az etkili olması anlamına gelecek. Yani İngiltere, ”bağımsız” ancak daha etkisiz bir aktöre dönüşmüş olacak. İkincisi, AB yanlısı yaklaşıma göre, AB’den ayrılmanın İngiltere’ye daha fazla ticari liberalizasyon getireceği argümanı da tartışmalı. Londra merkezli Center for European Reform isimli araştırma kuruluşunun bulgularına göre İngiltere’deki doğrudan yabancı yatırım stokunun yüzde 50’si AB menşeli. Benzer şekilde, İngiltere bankalarının euro bölgesindeki varlıkları, ABD’deki varlıklarından yüzde 70 daha fazla. Ticaret alanında da AB yüzde 50’nin üzerinde pay ile İngiltere’nin en büyük ortağı konumunda.* Bu nedenle AB’den ayrılsa bile İngiltere’nin asıl pazarlarını açık tutabilmek için AB ile müzakere etmeye devam etmesi, ancak bunu üye olmadan yapması gerekecek. Bu yeni denge durumu, esasında, İngiltere’nin bindiği dalı kesmesi anlamına geliyor. Son olarak, bu çerçevede düşünüldüğünde, Londra’nın AB bütçesine yaptığı katkı marjinal bir büyüklüğe tekabül ediyor.

AB’nin ”dışında” olmak

Bu argümanlar, tam olarak ”dışarıda” ve ”içeride” bir İngiltere varsayımına dayanıyor. Oysa İngiltere-AB ilişkilerinde gerçeklik, gri alana tekabül ediyor. İngiltere bugün tam olarak ”içeride” olmadığı gibi, ayrılsa bile muhtemelen tam anlamıyla ”dışarıda” olmayacak. İngiltere, AB üyeliğinden ayrılsa dahi Avrupa’nın en önemli güçlerinden biri olarak kalmaya devam edecek. Ekonomik ilişkileri, ticaret rejimi, doğrudan yabancı yatırımlar, vize düzenlemeleri gibi hayati konularda muhtemelen Birlik ile yakın iş birliğini devam ettirecek. Tek Pazar’ın malların, hizmetlerin, sermayenin ve insanların serbest dolaşımı prensibine göre şekillendiği ve İngiltere’nin bu dört serbestiden en fazla istifade eden üyeler arasında yer aldığı dikkate alındığında, Birlik’ten çıkışın iktisadi açıdan radikal kopuşa sebep olacağını varsaymak gerçekçi olmayacaktır.

Dış politika açısından da Londra’nın, ayrılması durumunda da, Birlik üyesi diğer ülkeler ile ikili ilişkilerini devam ettirerek, ”böl ve yönet” taktiğinin yeni versiyonlarını dış politika stratejisinin merkezine oturtacağı öngörülebilir. Bu varsayımlardan hareketle, İngiltere’nin AB’den ayrılması gerektiğini vurgulayan analistler de topyekun bir kopmadan bahsetmiyor.

Sonuç olarak, İngiltere-AB ilişkileri bir problem alanı olmaya devam edecek. Birlik içinde kaldığı müddetçe, İngiltere, federal Avrupa projesine direnmeyi sürdürecek. Birlik’ten ayrılması durumunda, iki taraf açısından önemli kayıplara yol açacak olsa da asıl kaybeden İngiltere olacak. Zira İngiltere, elde ettiği imtiyazlarını koruyabilmek için yoğun ve çetin müzakere süreçlerini birlik dışından yürütmeye çalışacak. Ancak bu durumda da Avrupa’nın en büyük ülkelerinden olacak olan İngiltere, Avrupa projesinin ihmal edilemeyecek bir aktörü olmaya devam edecek.

– Mustafa Kutlay, USAK AB Araştırmaları Merkezi analistlerindendir. Başlıca akademik ilgi alanları Uluslararası Politik Ekonomi, Avrupa’nın ve Türkiye’nin politik ekonomisi, Türkiye-AB ilişkileri, Yunanistan ve Kıbrıs sorunudur. Lisans ve yüksek lisans eğitimini ODTÜ’de tamamlayan Kutlay, doktora çalışmalarında Koç Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde Uluslararası Politik Ekonomi alanında uzmanlaşmıştır. Alanında, uluslararası hakemli dergilerde İngilizce, Türkçe ve İspanyolca yayınlanmış çalışmaları bulunmaktadır. Makaleleri, New Perspectives on Turkey, Perspectives on European Politics and Society, Uluslararası İlişkiler, Insight Turkey, Perceptions gibi dergilerde yayınlanmıştır. Ayrıca Kutlay, aylık strateji dergisi ANALİST’in editörlüğünü yapmaktadır.

* Center For European Reform, ”The Economic Consequences of Leaving the EU”, http://www.cer.org.uk/sites/default/files/publications/attachments/pdf/2014/report_smc_final_report_june2014-9013.pdf

Mustafa KUTLAY

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.