ÜNİFORMASIZ SAVAŞ

upa-admin 13 Ekim 2014 1.984 Okunma 0
ÜNİFORMASIZ SAVAŞ

Arap Baharı sürecinin ateşlediği “demokrasi” meşalesinin getirdiği yapay umutlar artık yerini kaos ve iç savaşın hüküm sürdüğü topraklara, bir nevi terör gruplarının yuvalanabileceği ve rahatlıkla eylem yapabileceği bir coğrafyaya bıraktı. “Suriye’de Esad ne zaman ülkeyi terk edecek?”, “İsrail’in Gazze saldırısının hesabını kim soracak?” sorularının cevabı henüz netlik kazanmamışken, gündemde her gün Türkiye’nin yanı başında olan Suriye ve Irak sınırında IŞİD’in ilerleyişi yer alıyor. Bağdat haricinde neredeyse coğrafyanın bütün önemli sinir uçlarına temas eden IŞİD’in, şu an için nihai hedeflerini kimse bilmiyor. Çünkü örgütün derdi Sünni bir İslam devleti kurmak değil.

ABD’nin bölgeye ilgisi tarih boyunca sürmüştür.
Arap coğrafyası, 1. Dünya Savaşı’ndan bu yana, yani Osmanlı Devleti’nin tarih sahnesinden çekilmesinden beri büyük güçlerin bilek güreşi yaptığı alan olmuştur. Özellikle 1948’de Filistin topraklarında İsrail’in kurulması sonrası bölgeye başlayan ABD’nin ilgisi, 1957 Eisenhower Doktrini sonrası yoğunlaşmıştır. Artık İsrail’in güvenliği ABD teminatı altında olacak ve İsrail, Orta Doğu’da Amerika’nın jandarması olacaktı. Nitekim Orta Doğu coğrafyasında bugüne kadar cereyan eden savaş ve politik çıkmazların ana rolünde enerji ve İsrail’in güvenliği yer almaktadır. Ayrıca Rusya’nın Akdeniz politikasını sınırlandırmanın ve engellemenin yolu da ABD’nin Orta Doğu’daki Rusya varlığına bir şekilde taşeron güçlerle mani olmasından geçmektedir. Aynı endişe, Batı nezdinde Rusya’nın Orta Asya’daki varlığı için de geçerlidir. Zaten Orta Doğu’yu Orta Asya’nın “güney kanadı”, Orta Asya’yı da Rusya’nın “güney kanadı” olarak değerlendirilecek olursak, iki önemli bölgenin kaderinin birbirleri ile ne kadar benzeşebileceği fark edilecektir.

Bu bir üniformasız savaş.
Yakın bir zamana kadar Suriye’de rejim muhaliflerinin Esad’ı yakın zamanda iktidardan indireceği savları gündemde iken, şimdilerde Esad yönetimi IŞİD’e karşı Batı ile beraber mücadele edebileceği mesajını veriyor. Diğer yandan, bazı çevreler IŞİD’e karşı savaşan gruplara silah ve para yardımı yapılması gerekliliğinden bahsederken, bilhassa verilen silahların sonrasında nasıl ve kimlere karşı kullanılabileceği ihtimalini sorgulamıyor. Ünlü düşünür Makyavel’in “amaç aracı aklar” düşüncesinden hareketle, “IŞİD Orta Doğu’dan yok olsun da, nasıl olursa olsun” mantığı bölgeyi daha kronik sorunlar bataklığına sürükleyecektir. Çünkü bu bir “üniformasız” savaş ve herkes her kılığa bürünebiliyor.

Bölgede farklı etnik-kültürel ve dini arasında düşmanlık oluşturmak sistematik oldu.
Dünde olduğu gibi bugünde de, ne ABD, ne de Rusya Orta Doğu’da tam anlamıyla bir demokratik entegrasyonun destekçisi olmadılar. Çünkü onlar için ülke yönetimleri ve halkları idare edilebilir olmalı, iç dinamikleri istenildiği zaman birbirleri ile düşman olabilme potansiyelini taşımalıydı. Artık bölgede farklı etnik-kültürel ve dini arasında düşmanlık oluşturmak sistematik hale geldi. Elbette bunu Batı müttefiki bazı Arap ülkeleri de görmezden geliyorlar.

Türkiye istikrarsızlığa düşerse Orta Doğu sorunları yönetilemez hale gelecek.
Türkiye, İran ile birlikte bölgedeki iki önemli büyük güç olmasının yüklediği bir bedel olarak sınır ötesindeki gelişmelerin yansımasını kendi iç dinamiklerinde görüyor. Son olarak Kobani’de IŞİD’in ilerleyişini protesto gösterileri bir anda etnik kimliklerin savaşı hale dönüştü. Aynı risk İran için de geçerli. İran da tıpkı Türkiye gibi hassas iç dengelere sahip bir ülke. Dolayısıyla başta Türkiye olmak üzere İran istikrarsızlığa düşecek olursa, buna paralel olarak Orta Doğu’daki sorunlar da yönetilemez duruma gelecektir.

IŞİD’in son kullanma tarihi ile birlikte kartlar yeniden dağıtılacak.
Diğer yandan, Doğu Akdeniz ve Kuzey Irak bölgesinde yer alan bereketli enerji kaynaklarının kontrolü meselesi son derece önemli. İsrail, uluslararası hukuku çiğneyerek Gazze açıklarında yer alan doğal gaz rezervlerini kontrolü altına almak isterken, ABD, Türkiye’nin Kuzey Irak Kürt yönetimi ile enerji anlaşmasının bedelini, IŞİD’in petrol bölgelerine ilerleyişine bir müddet göz yumarak ödetmiş oldu. Bugün kimse Suriye’de Esad’ın akıbetini veya İsrail’in Gazze ablukasını konuşmuyor. Bunun nedeni ise, IŞİD’in son kullanma tarihinin gelmesi ile bölgede yeniden dağıtılacak kartların yeni düzeni tesis edecek olmasıdır. ABD eski Dış İşleri Bakanı Rice’in 2006 yılında ilke defa kullandığı “Yeni Orta Doğu” kavramının içeriğinin dolmasında bu tip terör gruplarının tıpkı 1979 Sovyet Rusya-Afganistan savaşında olduğu gibi rolü büyük.

Farz edelim ki IŞİD yürüyüşüne devam etti ve Bağdat’ı da ele geçirdi. Burada Sünni bir İslam Devleti’ni ilan edecek alt yapıyı nasıl sağlayacak? Siyasi otoritesini dünyaya nasıl kabul ettirecek? Bu soruların cevabı elbette olumsuz. IŞİD bir amaca hizmet ediyor ve bu amacın ne olduğu da net bir şekilde örgüt hayalet olup kaybolduktan sonra ortaya çıkacak.

Bu savaşın galibi Kürtler olacak.
Bu mücadelenin sonunda IŞİD, Peşmergeler ve YPG mensupları tarafından ortan kaldırılacak, Suriye’nin kuzeyindeki YPG ile Kuzey Irak Kürt yönetimine prestij kazandırılacak. Akabinde Kuzey Irak ve Kuzey Suriye arasında bir koridor açılıp “Kürdistan” sınırları genişletilecek. Türkiye ise yaklaşık 1100 km’lik sınırı boyunca sadece Kürt yönetimi ile muhatap olacak. Bunun yanında dolaylı olarak da hem İsrail, hem de Mısır yönetimleri rahatlamış olacak. Sonuç olarak yine İslam, terör kelimesi ile yan yana kullanılarak birbirine kırdırılan halklar bu “yeni Orta Doğu Projesi”ne hizmet etmiş olacak.

IŞİD, ABD laboratuvarlarında yok olacak.
Türkiye’nin koalisyon güçlerine yardımı konusundaki kırmızı çizgisi Esad rejimi ile de mücadeleden geçiyor. Washington yönetimi önceliği petrol bölgelerine verirken, Türkiye Esad şartını koşuyor. Neticede Türkiye lojistik olarak operasyona destek verecek, fakat IŞİD ancak doğduğu yerde yani ABD laboratuvarlarında ancak yok olacak.

Haftanın Sözü: “İnsanlar gerçeğe değil, gerçek gibi görünen şeylere inanırlar.” – Platon

 

Furkan KAYA

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.