TÜRKMENİSTAN 21. YÜZYILDA AVRASYA JEOPOLİTİĞİNİN YENİ YILDIZI OLABİLİR Mİ?

upa-admin 29 Ekim 2014 10.889 Okunma TÜRKMENİSTAN 21. YÜZYILDA AVRASYA JEOPOLİTİĞİNİN YENİ YILDIZI OLABİLİR Mİ? için yorumlar kapalı
TÜRKMENİSTAN 21. YÜZYILDA AVRASYA JEOPOLİTİĞİNİN YENİ YILDIZI OLABİLİR Mİ?

Türkmenistan’ın Jeopolitik Konumu ve Dış Politikasındaki Temel Unsurlar

Türkmenistan, 1990’ların başında Sovyetler Birliği’nin parçalanmasının ertesinde Orta Asya’da bağımsızlığına kavuşan beş devletten birisidir. Nüfus yoğunluğu açısından bölgenin diğer ülkelerine kıyasla daha düşük durumda bulunan (kilometre kare başına 7 kişi) ülkenin, topraklarının beşte dördü çöllerden meydana gelmektedir. Bunlardan en dikkat çekeni 350.000 kilometre kare ile Karakurum Çölü’dür. Aşkabat’ı bölgesel, politik, jeopolitik ve jeostratejik açıdan dikkat çekici yapan birtakım faktörler mevzubahistir. Aşkabat, kendine özgü coğrafi pozisyonuyla iktisadi ve politik denklemlerde büyük bir öneme haizdir.[1] İlk başta ülke, İran ile kara sınırından ötürü Orta Asya devletlerinin ulaşımını gerçekleştiren yolun üzerinde konumlanmaktadır. Orta Asya devletleri, bu alternatif haricinde sadece Afganistan ve Çin’in batısı aracılığıyla Moskova’nın haricinde dünya ile bağlantı tesis edebilecekleri başka olanağa sahip durumda değildirler. İran’la olan sınır bu bölgeyi Orta Doğu’ya, Türkiye’ye, Pakistan’a ve Fars Körfezine bağlama işlevini üstlenmektedir. Aşkabat, Orta Asya’nın dünyaya açılan kapısı özelliğine sahiptir. Bu husus çerçevesinde Türkmenistan’ın sahip olduğu önem şu şekilde ifade edilebilir:

  1. Ülke çok zengin yer altı kaynaklarına sahiptir. Kanıtlanmış petrol rezervleri 1,7 milyar varil olup, günlük 200 bin varil üretimle dünya enerji pazarında mühim bir konumdadır.
  2. Öngörülen 101 trilyon kübik fit doğal gaz kaynağı bulunan ülke senelik 80 milyar metreküp ile dünya gaz üretiminde dördüncü durumdadır.
  3. Aşkabat’ın, Orta Asya bölgesinin giriş kapısı olmasından dolayı diğer ülkelere erişmek için bu ülkenin topraklarından geçmek şarttır.
  4. Ülkenin Hazar Denizi’ne 1495 km kıyısı vardır. Bundan dolayı hem bu deniz kanalıyla Hazar Denizi’ne kıyısı bulunan öteki ülkelere deniz aracılığıyla erişim olanağına sahip olmakta, buna ek olarak Hazar’da var olan yer altı kaynaklarından ve yine Hazar’ın deniz ürünlerine erişme olanağından bahsedilebilir.
  5. Afganistan’la arasındaki 744 km ortak sınır ise Afganistan’da uzun yıllardır süren iç savaş ve çatışma olasılığı, ayrıca Kabil’in dünyanın en mühim uyuşturucu üretim merkezi olması Aşkabat’a kendine özgür bir ehemmiyet vermektedir. Aşkabat-Kabil ilişkileri bölgenin istikrarı ve güveni bakımından çok önemlidir.
  6. Ülke, tarihi İpek ve Baharat yolu üzerinde konumlandığından gelecek senelerde Asya ile Avrupa arasında ticaretin ve iletişimin artmasıyla beraber ülkenin konumu ve saygınlığı daha da artmış olacaktır.
  7. Başta İran, Irak, Afganistan ve öteki bölge ülkelerinde kayda değer sayıda Türkmen asıllı grupların azınlık olarak hayatlarını sürdürmeleri Aşkabat’ın bu konudaki tutumu mevzubahis ülkelerin iç dinamikleri ve güvenlikleri bakımından çok büyük önemdedir.
  8. Aşkabat, Hazar ve İran üzerinden Türkiye topraklarından Avrupa’ya dikkat çekici miktarda gaz sevkiyatı gerçekleştirebilecek pozisyonda olmasından dolayı gelecek dönemde Avrupa’nın en dikkate değer gaz tedarikçisi ülkelerden bir konumuna erişeceğinden ülkenin jeo-iktisadi potansiyelini daha da arttırmış olacaktır.
  9. Ülke bağımsızlık ertesinde uluslararası arenada tarafsızlık siyaseti takip etmeye başlamıştır ve 12 Aralık 1995 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Aşkabat’ın tarafsızlık politikasını benimsemiştir.
  10. Türkmenistan, bağımsızlığının ertesinde ülkenin kalkınmasını ön plana çıkararak özellikle şehirlerin, karayollarının ve otobanların modernizasyonu, hidrokarbon sanayinin modern bir hale getirilmesi, Hazar kıyısındaki limanların geliştirilmesi ve turizme kazandırılması doğrultusunda köprübaşı atılımlar yapmaya devam etmektedir.

turkmenistan harita

Kaynak: http://www.turkcebilgi.com/uploads/media/harita/harita_turkmenistan.png

Merkezi Asya, dünyanın en köprübaşı bölgelerinden biri olup halkları zengin tarih ve kültüre sahip bulunmaktadır. Bölgede hayat standartları, kültür seviyeleri açısından çok çeşitli halk ve uluslar hayatlarını sürdürmektedir. Bunlar, dünya iktisadı, politikası ve medeniyetine büyük katkı sağlamaktadırlar. Merkezi Asya’da yer alan İpek Yolu, geçmiş zamanda halkların ve kültürlerin, dinlerin yakınlaşmasına ve gelişme kaydetmesine yardımcı olmuştur.[2] Bu hususta Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov’un sözlerine yer vermek konuyu daha anlaşılır kılabilir: “Bu topraklardan geçen İpek Yolu, Doğu ile Batı uygarlıkları arasında yalnızca iktisadi ve coğrafi anlamda değil, aynı zamanda insanoğlunu birleştiren en parlak somut sembollerden biri olarak da manevi anlamda bir köprü vazifesi görevini üstlenmiştir”. Bir Orta Asya ülkesi olarak Türkmenistan, bağımsızlığını elde etmesinden bu yana barış siyaseti ve dünya toplumunun tüm ülkeleri ile kazan-kazan temelinde işbirliği yürütmeye yönelik bir politika izlemeye başlamıştır. Dış siyasetinin ana unsuru; barış, eşitlik, devletlerin egemenliği ve gelişim haklarına saygı esasları üzerine bina edilmiştir. Birleşmiş Milletler ile işbirliği, Aşkabat bakımından esas hedeftir. Aşkabat, Birleşmiş Milletler ile aktif bir biçimde işbirliği gerçekleştirerek, öteki ülkelerle ilişki politikasını ortaya koymuştur. 1996 yılında BM tarafından da kabul edilen tarafsızlık statüsünden hareketle, ülke bütün devletlerle aktif bir şekilde işbirliği gerçekleştirmekte ve devletlerarası meselelerde kuvvete dayanan çözümü kabul etmemektedir. Ülkede kitlesel imha silahlarının bulundurulması tamamen yasaklanan bir konudur.

Aşkabat, 2006’da Semey (Semipalatinsk) bölgesinde öteki ülkelerle beraber Merkezi Asya’da nükleer silahların olmadığı bir alan tesis etmeye yönelik Anlaşma’ya imza koymuştur. Bağımsız Türkmenistan, her zaman ikili ve uygun koşullar durumunda çok taraflı münasebetlere değer vermektedir. Avrasya’nın kavşak noktasında çok uygun bir jeopolitik pozisyonda yer alan Aşkabat, bölgedeki devletlerarası ticaret sahasının ölçeğinin büyütülmesi, iktisadi ve sosyal münasebetlerin geliştirilmesi hususunda önemli çaba sarf etmektedir. Tüm bunlar birçok ülkenin menfaatlerinin yakınlaşması ve halkların menfaatine olan işbirliğinin sağlam temellerini kurmuştur.

Türkmenistan’ın Enerji Politikası Bağlamında Çevresindeki Ülkelerle İlişkileri

Türkmenistan’ın Hazar bölgesinde kanıtlanmış ve olası rezervlerinin toplamı, 19 trilyon kübik fittir.[3] 2011 yılı itibariyle Hazar’daki toplam üretimi yılda 283 milyar kübik fittir. Ülkenin toplam üretimi 2,338 milyar kübik fit olup, Hazar’ın ülke üretimindeki payı % 12’dir. Aşkabat’ın Hazar bölgesinde toplam kanıtlanmış ve petrol rezervlerinin miktarı 1,9 milyar varildir.

Rusya ve önemli hidrokarbon kaynaklarına sahip Orta Asya ülkeleri olan Türkmenistan, Kazakistan ve Özbekistan arasındaki boru hattı projelerinden ilki; yapımına 1967’de başlanan Orta Asya-Merkez Doğal Gaz Boru Hattı olup, 1985 yılında geliştirilmiştir.[4] Senelik 10,5 milyar metreküp kapasiteye sahip hattın ilk kısmı (3.000 km) bitirildiğinde, o zaman dünyanın en uzun boru hattı unvanını almıştır. Daha sonrasında bu kapasite 90 milyar metreküpe ulaşmıştır. İnşaat neticesinde senelik 80 milyar metreküp kapasiteye sahip çok sayıda ince hatları içerisinde bulunduran ana gaz boru hattı sistemi oluşturulmuştur. Günümüzde de bu boru hattı, iktisadi ve jeopolitik ehemmiyetini muhafaza etmektedir. Çünkü bu boru hattı üzerinden Orta Asya gazı, Moskova ve Kiev’e ulaştırılmaktadır. Moskova ile Aşkabat arasında gaz sektöründe işbirliği konusunda 25 senelik bir anlaşma 10 Nisan 2003 tarihinde imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre; Moskova, Türkmen gazını ithal edecek ve Aşkabat’a transit garantisini sunacaktır. Bu kapsamda fiyat ve miktar konusunda değişiklik yapılarak, 2028 yılına kadar senelik 30 milyar metreküp gaz alım-satımı gerçekleştirilecektir.

Diğer bir örnek ise; Hazar Kıyısı (Prikaspiskiy) Boru Hattı Projesi’dir. 20 Aralık 2007 tarihinde zamanın Rusya, Türkmenistan ve Kazakistan devlet başkanları tarafından imza konulan anlaşma çerçevesinde Hazar Denizi, Türkmenistan ve Kazakistan’daki doğal gaz yataklarından çıkarılan gaz, bu hat ile Rusya’ya ulaştırılacaktır.[5] Bu boru hattı aracılığıyla Türkmenistan’dan yıllık 30 milyar metreküp, Kazakistan’dan ise 10 milyar metreküp gaz taşınacaktır. 1700 kilometrelik hattın 1200 kilometresi Kazakistan, 500 kilometresi ise Türkmenistan topraklarından geçecektir. Her iki ülke de, topraklarından geçen boru hattının inşasını kendisi yapacaktır.

Orta Asya bölgesi Avrasya bölgesinin kalbinde yer almaktadır.  Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan hidrokarbonlar bakımından zengindir. Astana ve Taşkent’in zengin uranyum maden rezervleri mevcuttur.[6] Bu kapsamda Pekin için bölge ile işbirliği tesis etmek, doğal kaynakların kesintisiz ve güvenli yollardan tedariki, nükleer enerji alanında işbirliği ve Batı Çin’in istikrarlı büyümesini gerçekleştirmek bakımından elzemdir. Özellikle enerji kaynaklarına ulaşma hedeflenmekte, arama-çıkarma aktivitelerinde yer almak ve kaynağa yerinde elde etmek amaçlanmaktadır. Çinli uzmanlara göre; Orta Asya ve Hazar bölgesi hâlihazırdaki ve muhtemel petrol rezervi bakımından dikkate değerdir. Orta Asya petrolünün milletlerarası piyasalara akması için ihtiyaç duyulan politik ve iktisadi koşullar mevcuttur. Özellikle Sovyetler Birliği’nin parçalanmasının ertesinde, bölge devletleri ekonomik ve ticari manada dünya devletleri ile ticari münasebetler kurma arayışındadırlar. Orta Asya ve Hazar petrolü hem üretici, hem de ithal eden ülkeleri alakadar etmektedir. Bir başka deyişle, her iki tarafın da menfaati ortaktır. Pekin, enerji talep güvenliğini, bölge ülkeleri ise enerjinin arz güvenliğini tesisini hedeflemektedir. Bundan ötürü bölge petrolü göreceli olarak güvenlidir.

turkmenistan harita 2

Kaynak: http://www.atimes.com/atimes/Central_Asia/images/pipelinerussia3070110.gif

Bölge devletleri ile Pekin arasındaki tarihsel ve kültürel münasebetler, Pekin’in bölgeye girişini kolaylaştırmaktadır. Bu çerçevede Çin için Orta Asya, hem Aşkabat ve Astana’nın hidrokarbon kaynaklarına boru hatları aracılığıyla ulaşımını gerçekleştirmekte, hem de enerji ithalatında kayda değer yere sahip Tahran ile iletişimi kolay hale getirmektedir. Bölge ile yapılan projeler arasında en dikkat çekeni; Çin Ulusal Petrol Şirketi (CNPC) tarafından finanse edilen Orta Asya Doğal Gaz Boru Hattı’dır. Orta Asya-Çin Boru hattının faaliyete geçirilmesi doğrultusunda kademeli olarak Pekin, 2006 senesinin Nisan ayında ilk önce Aşkabat ile mutabakata varmıştır. İki ülke Cumhurbaşkanları tarafından gaz boru hattının faaliyete geçirilmesine yönelik anlaşmaya imza konulmuştur. Hattın 2009 yılında devreye alınması ve 30 senelik süre boyunca Aşkabat’tan Çin’e her sene 30 milyar metreküp doğal gaz yollanması konusunda mutabık kalınmıştır.[7] 2009 senesinin Aralık ayında Çin Lideri Hu Jintao’nun bölgeyi ziyareti esnasında bu boru hattı faaliyete geçirilmiştir. Proje üç hattan meydana gelmektedir. Bunlardan 3308 kilometrelik iki hat aktif durumdadır. 1804 kilometrelik üçüncü hattı inşasının 2012 senesinin sonunda başlaması ve 2014 senesinde bitirilmesi öngörülmektedir. Proje 2015 senesinde bitirildiğinde senelik 55 milyar metreküplük gazı Pekin’e taşıyacaktır.

Trans-Afghanistan-Pakistan-Hindistan Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TAPI)

27 Aralık 2002’de Aşkabat, Kabil ve İslamabad liderleri arasında boru hattı yapımına yönelik bir anlaşma yapılmıştır. Aşkabat, Kabil, İslamabad ve Yeni Delhi arasında 25 Nisan 2005’te İslamabad’da 7,6 milyar dolara tamamlanması öngörülen boru hattının yapımına 2010’da başlanmasını ve 2015’te gaz akışının gerçekleşmesini hedefleyen bir çerçeve anlaşması imzalanmıştır.[8] 11 Aralık 2010’da Aşkabat’ta hattın yapımına ve bu hususta gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasına ilişkin bir hükümetler arası anlaşmaya imza konulmuştur. 17 Mayıs 2012’de Hindistan devlet enerji şirketi GAIL, Aşkabat ile gaz satış anlaşması yapmıştır. Washington da projeye verdiği desteği yineleyerek bu projenin alternatifi olan Tahran gazının Pakistan aracılığıyla Hindistan’a taşınması seçeneğine olumsuz yaklaşmıştır. Boru hattının yapımına ilişkin girişimler 2008’den beri artmasına karşın güvenlik probleminin henüz çözülememesi büyük bir engeldir.[9] Buna ilaveten Kabil’de güvenliğin tesis edilmesi ve hattın yapımına başlanması halinde Washington mühim bir başarı kazanmış olacaktır. Böylelikle Aşkabat gazının milletlerarası pazarlara taşınması hususunda Moskova’nın tekeli ortadan kalkacak ve Kremlin’in bölgedeki egemenliği sarsılacaktır.

turkmenistan harita 3

Kaynak: http://www.dnd.com.pk/wp-content/uploads/2013/03/TAPI.jpg

16 Ağustos 2014 tarihinde The Hindu adlı bir internet sitesinde yer alan habere göre; Fransız enerji devi TOTAL, artan güvenlik endişelerinden ötürü Orta Asya ile Güney Asya arasında enerji bağlantıları oluşturmasına yönelik umutların azaldığı ve finansman sıkıntısı çekilen Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nin başlatılmasına ilgi gösterdiğini ilan etmiştir.[10] Üst düzey bir yetkilinin The Hindu gazetesine yaptığı açıklamaya göre “1750 kilometrelik boru hattı projesini başlatmak gerek duyulan sermayenin sağlanması konusunda hiçbir taraf istekli olmamıştı.”. Fakat Asya Kalkınma Bankası’nın desteği ile TOTAL şirketi, konsorsiyuma liderlik yapma konusundaki niyetini göstermiştir ki burada söz konusu banka, projenin başlatılmasına yardımcı olma konusunda anahtar bir danışmanlık ve kolaylaştırıcı rol oynayacaktır. Eğer hayata geçirilirse, TAPI Doğal Gaz Boru Hattı Projesi, Türkmenistan’daki Yolatan Osman sahalarını temel almak suretiyle başlayacak ve de buradan Pakistan’da Quetta bölgesinden geçmeden önce Afganistan’da Herat ve Kandahar’ın üzerinden transit geçiş yapacaktır.

Natural Gas Asia adlı internet sitesinde bu ay içerisinde TAPI Projesi ile ilgili yer alan bir habere göre; dünyanın ikinci büyük gaz sahasını oluşturan Türkmenistan’daki Galkınış sahasından başlayarak Afganistan ve de Pakistan’ı geçerek, tüm Hindistan’a ulaşacak olan proje halindeki 1820 kilometrelik ve 56 inçlik TAPI boru hattı için teknik fizibilite çalışmaları İngiliz bir mühendislik şirketi tarafından yürütülecektir.[11] PENSPEN CEO’su Peter O’Sullivan tarafından yapılan açıklamaya göre “TAPI Projesi, Güney Asya’daki enerjiye aç pazarlara bir güney koridoru açmak suretiyle Türkmenistan’ın muazzam doğal gaz kaynaklarının bir bölümünü paraya dönüştürmesine yol açacaktır”. Asya Kalkınma Bankası tarafından Penspen şirketine projenin verilmesine ilaveten, Hollanda merkezli bir mühendislik firması olan Royal Haskoning de çalışmanın çevresel ve sosyal güvenlik bölümlerini üstlenecektir.

Türkmenistan Devlet Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov’un 21 Ekim 2014 tarihinde Aksakallar Konseyi’nin Türkmenabat kentinde gerçekleştirilen yıllık toplantısında yaptığı konuşma çerçevesinde, yakın bir zaman içerisinde enerji sahasında dikkat çekici yatırımların hayata geçirileceğinin altını çizilmiştir.[12] Berdimuhamedov, 2015’te bölgeye politik ve iktisadi istikrar getireceğini öngördükleri TAP Projesi’ni başlatacaklarını ifade ederek, bunun yanı sıra 2016 senesinde Türkmenistan-Çin Doğal Gaz Boru Hattı’nın dördüncü safhasının açılışını da gerçekleştireceklerini belirtmiştir. Buna ek olarak Berdimuhamedov, ülke içerisinde yapımı gerçekleştirilen ve toplam uzunluğu bin kilometreyi aşan Doğu-Batı Boru Hattı’nın yapımının ise 2016 senesinde bitirileceğine işaret etmiştir.

SONUÇ

1990’ların başında Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla beraber bağımsızlığını kazanan ülkelerden birisi de, Orta Asya coğrafyasında konumlanan Türkmenistan’dır. Bağımsızlığını kazanmasının ertesinde ilk zamanlarda bir bocalama dönemi yaşayan bu ülke, Saparmurad Niyazov (Türkmenbaşı) ve onun ölümünden sonra Devlet Başkanlığı görevini üstlenen Gurbanguli Berdimuhamedov döneminde önemli gelişmeler kaydetmiştir. Bu süreç esnasında ön plana çıkan unsurlardan birisi ise, ülkenin elinde bulundurduğu zengin hidrokarbon kaynaklarıdır.

Dünyanın en büyük doğal gaz üreticileri arasında ilk beşte yer alan Aşkabat, bu kaynaklarını ihraç etmek suretiyle kendisine girdi sağlamaya yönelik bir politika takip etmektedir. Fakat bu ülke Hazar Denizi’nin kapalı bir deniz olmasından ötürü kaynaklarını dışarıya satma sıkıntılarla karşılaşmaktadır. Sovyetler Birliği’nden devralınan boru hatları sisteminden dolayı Aşkabat, doğal gaz kaynakları yurt dışına pazarlanması konusunda büyük ölçüde Rusya Federasyonu’na bağımlıdır. Moskova kendisine yönelik bu bağımlılığı muhafaza etme ve daha da geliştirmeye yönelik saldırgan bir politika sürdürmektedir. Buna karşılık Türkmenistan, Çin ile geliştirdiği projeler ve Trans-Afghanistan-Pakistan-Hindistan Doğal Gaz Projesi ile farklı piyasalara erişmeye dönük bir strateji ortaya koymaktadır. Avrupa enerji güvenliği açısından hayatiyet arz eden Güney Gaz Koridoru’na önümüzdeki senelerde Türkmenistan’ın muazzam doğal gaz kaynaklarının dâhil olması da öngörülmektedir. Ancak bu kolay bir iş değildir. Çünkü Hazar’ın hukuki statüsünün çözüme kavuşturulmaması ve Bakü ile arasında Serdar/Kepez sahasının mülkiyetine yönelik anlaşmazlığın devam etmesi bu öngörünün o kadar da kolay bir biçimde gerçekleşmeyeceğini ortaya koymaktadır. Güney Gaz Koridoru’nun en kayda değer transit ülkesi olan Türkiye’nin sorunun çözümü doğrultusundaki girişimlerine rağmen sorun şu anda çözümsüz durumdadır. Fakat sonuçta burada belirleyici olan unsur devletlerin azami çıkarlarıdır. Eğer sorunun tarafları problemin çözümünden büyük faydalar sağlayacaklarına inanırlarsa bu mesele halledilebilir.

Bütün bunlara rağmen Türkmenistan devlet başkanı Berdimuhamedov’un geçen hafta yaptığı açıklamalar dikkate alındığında Aşkabat’ın önümüzde yıllarda daha atak bir enerji politikası izleyerek 21. yüzyılda Avrasya enerji jeopolitiğinin en önde gelen oyuncularından birisi olacağı söylenebilir.

 

Sina KISACIK

[1] Abbas Karaağaçlı, Orta Doğu’dan Orta Asya’ya 2009-2012 Yılları Arasında Farklı Bir Bakış, (İstanbul: Yeniyüzyıl Yayınları, 2013), ss. 636-638.

[2] Han Durdu Kurbanov, “Merkezi Asya’da Güvenliğin Sağlanmasında Türkmenistan’ın Rolü”, Almagül İsina (ed.), Asya’da Güvenliğin İnşası ve CICA/Building Security in Asia and CICA, (İstanbul: Tasam Yayınları, 2012), ss. 305-306.

[3] U.S. Energy Information Administration, “Overview of oil and natural gas in the Caspian Sea region”, Son Güncelleme: 26 Ağustos 2013, http://www.eia.gov/countries/analysisbriefs/Caspian_Sea/caspian_sea.pdf, ss. 9-15. Ayrıca bakınız, “Country Analysis Brief: Turkmenistan”, U.S. Energy Information Administration, Son Güncelleme: 30 Mayıs 2013, http://www.eia.gov/countries/country-data.cfm?fips=TX, (Erişim Tarihi: 29 Ekim 2014).

[4] Gregory Gleason, “Relations with Central Asia”, içinde Stephen K. Wegren (ed.), Return to Putin’s Russia: Past Imperfect, Future Uncertain, (Plymouth, United Kingdom: Rowman & Littlefield Publishers Inc., 2013), Beşinci Baskı, ss. 263-266.

[5] “Russia to forge ahead with Pre-Caspian gas pipeline”, New Europe Online, 16 Aralık 2007, http://www.neurope.eu/article/russia-forge-ahead-pre-caspian-gas-pipeline, “Russia’s Pre-Caspian pipeline a blow to EU & U.S.”, RT, 20 Aralık 2007, http://rt.com/business/russias-pre-caspian-pipeline-a-blow-to-eu-and-us/, “Gazprom to prepare feasibility study on ‘pre-Caspian’ gas pipeline”, Pipelines International, 28 Kasım 2008, http://pipelinesinternational.com/news/gazprom_to_prepare_feasibility_study_on_pre_caspian_gas_pipeline/011514/, “What is going on with pre-Caspian gas pipeline?”, Neweurasia, 10 Mayıs 2008, https://www.neweurasia.net/business-and-economics/what-is-going-on-with-pre-caspian-gas-pipeline/, (Erişim Tarihi: 29 Ekim 2014).

[6] R. Kutay Karaca, “Çin Halk Cumhuriyeti’ni Dış Politikasında Orta Asya”, M. Turgut Demirtepe, Güner Özkan (der.), Uluslararası Sistemde Orta Asya: Dış Politika ve Güvenlik, (Ankara: USAK Yayınları, 2013), ss. 69-71.

[7] “Çin, Türkmenistan ile yeni doğalgaz anlaşması imzaladı”, Enerji Enstitüsü, 7 Haziran 2012,  http://enerjienstitusu.com/2012/06/07/cin-turkmenistan-ile-yeni-dogalgaz-anlasmasi-imzaladi/, (Erişim Tarihi: 19 Haziran 2013).

[8] “Turkmenistan-Afghanistan-Pakistan-India Gas Pipeline: South Asia’s Key Project”, PetroMin Pipeliner, Nisan-Haziran 2011, ss. 6-7, http://www.pm-pipeliner.safan.com/mag/ppl0411/r06.pdf, (Erişim Tarihi: 16 Nisan 2013).

[9] Alexander Sustov, “What the Future Holds for the Trans-Afghanistan Pipeline”, RIA Novosti, 30 Mayıs 2012, http://en.rian.ru/international_affairs/20120530/173754484.html, (Erişim Tarihi: 16 Nisan 2013).

[10] Atul Aneja, “French giant in fray for TAPI project”, The Hindu, 16 Ağustos 2014, http://www.thehindu.com/todays-paper/tp-international/french-giant-in-fray-for-tapi-project/article6322440.ece, (Erişim Tarihi: 28 Ekim 2014).

[11] “British Firm to Carry out Feasibility Study for Turkmenistan-India Gas Pipeline”, Natural Gas Asia, 17 Ekim 2014, http://www.naturalgasasia.com/penspen-feasibility-study-turkmenistan-india-gas-pipeline, (Erişim Tarihi: 28 Ekim 2014).

[12] “Türkmen doğalgazı, Hint Okyanusu’na ulaşacak”, Rusya’nın Sesi Radyosu, 21 Ekim 2014, http://turkish.ruvr.ru/2014_10_21/turkmen-dogalgazi-hint-okyanusuna-ulasacak/, (Erişim Tarihi: 28 Ekim 2014).

Comments are closed.