RUSYA DEVLET BAŞKANI PUTİN’İN ALMAN ARD TELEVİZYONUNA VERDİĞİ ÖZEL MÜLAKAT

upa-admin 30 Kasım 2014 2.598 Okunma 0
RUSYA DEVLET BAŞKANI PUTİN’İN ALMAN ARD TELEVİZYONUNA VERDİĞİ ÖZEL MÜLAKAT

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Vladimiroviç Putin’in bu Kasım ayındaki G-20 zirvesinden erken ayrılmasının sancıları daha henüz geçmeden, Batı’da tartışmalı hale gelen karizmatik Rus lider Putin, 13 Kasım tarihinde Alman ARD televizyon kanalına verdiği özel mülakatta Hubert Seipel’in sorularını yanıtladı. Mülakatta değinilen konular içerisinde, artık Batı tarafından kronikleşmeye gittiği öngörülen Kırım meselesi ve Ukrayna sorunu ana konuları oluşturmaktadır.[1] Hubert’in sorularını yanıtlayan Putin, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonraki dünya konjonktürü ve Rusya’nın buna karşı olan yaklaşımının parametrelerini değerlendirdi.

Putin, mülakatın hemen başlarında 2001 yılından bu yana özellikle 7 ülkenin -Slovenya, Slovakya, Bulgaristan, Romanya ve üç Baltık ülkesi olan Estonya, Letonya, Litvanya- NATO’ya katılmasının bölgedeki jeopolitik dengeleri değiştirdiğini ve sürekli ve sistemli olarak NATO üslerinin dünyaya yayıldığını belirtti.[2] Hubert’in bir sorusu üzerine Putin, “Bizim üslerimiz dünyanın her yerine bu şekilde dağılmış mıdır?” eleştirisinde bulundu. Ayrıca bu bölgelerdeki askeri üslerin artmasını Rusya için dikkate alınacak unsurlar olarak nitelendirdi.

Mülakattan anlaşıldığı kadarıyla; Putin, aslında Ukrayna krizinin bu kadar sarpa sarmasının altında NATO bloğunun agresif genişlemesinin ve üslerin çoğalmasının olduğunu düşünüyor. Bu açıdan bakıldığında aslında Rusya, Ukrayna ve Kırım üzerinden NATO-ABD-AB üçgenine mesaj vermiş bulunmaktadır. Rusya’nın “arka bahçe” olarak nitelendirdiği bu bölgeler için, aslında böyle reaksiyonlar vermesi bir bakıma doğaldır. Burada şu tespitler yapılabilir; AB ve Trans-Atlantik bloğu ve bazı liberaller, Sovyetler çöktükten sonra Rusya’nın tamamen teslim alındığı gibi bir yanılgıya kapıldılar. Oysa bugün Rus ordusunda angajman kuralları değişmemiş vaziyette ve hala Soğuk Savaş durumundadır. Bu politikanın en somut örnekleri ise; birkaç yıl önce yaşanan 2008 Rusya-Gürcistan Savaşı ve şimdilerde yaşanan Ukrayna krizidir.

Hubert’in diğer bir sorusu ise, Kosova ve Kırım arasındaki durum hakkında olmuştur. Putin’e göre; “Kosova’nın kendi kaderini tayin etmesi (self-determinasyon) AB’de doğal bir süreç olarak algılanıyorsa, o halde Kırım’da da aynısının uygulanması gayet doğaldır”. Putin tarafından yapılan bu benzetme, Rusya açısından hukuken doğru ve Rusya’nın elini güçlendirmiş gözükse de, Bosna Hersek ve Kosova meselelerinde Sırpların yaptığı katliamlar unutulmaması gereken bir noktadır ve bu açıdan Kırım hadisesiyle karşılaştırmayı anlamsız hale getirmektedir. Aslında Putin de, Ukrayna konusunda bu ülkedeki aşırı sağ kesimden ve terör olaylarından şikayet etmektedir. Putin, doğruyu söylemek gerekirse bu değerlendirmesinde haksız da sayılmaz. Nitekim Ukrayna’da daha iç çatışmanın yeni başladığı günlerde, bazı aşırı sağ kesimlerin sokak çatışmalarında “SS” pazubentleri takması, Avrupa ajansları ve dünya basınında da yer almıştır.[3] Ancak Bosna ve Kosova’nın aksine, bu ülkede Rus kökenlilere yönelik saldırılar mikro düzeyde kalmıştır.

Hubert’in sorusuna cevap vermeye devam eden Putin, bir diğer cevabında “Bu mevcut konjonktür yüzünden, ben Rusya’nın doğrudan ya da dolaylı bir şekilde uluslararası hukuku ihlal ettiğini düşünmüyorum” şeklinde görüş belirtmiştir. Putin, Hubert’in diğer bir sorusuna verdiği bir cevapta ise, “Biz Avrupalı ve Amerikalı ortaklarımız arasında normal ilişkiler geliştirmek istiyoruz. Ancak onların tutumları ve attıkları adımlar buna imkan vermiyor. Rusya da kendi çıkarlarını savunan bir devlettir” ifadelerini kullanmıştır. Putin, aslında burada NATO’nun “füze kalkanı” konusuna bir nevi atıfta bulunmaktadır.[4]

2014 Mayıs ayında bir mülakatta Ukrayna eski Başbakanı Yulia Timoşenko ise, Putin’in Kırım konusunda tuzağa düştüğünü ve Rusya’daki rejimin bizzat bu yüzden yıkılacağını iddia etmiştir.[5] Rusya’ya olan ekonomik yaptırımlar, Timoşenko’yu doğrular şekilde şu sıralar ülke ekonomisi sarsmaktadır, ama rejimin bu sebeplerden ötürü değişebileceğini/yıkılabileceğini ummak, şimdilik naif bir iddia olarak kalmaktadır.

Sonuç olarak, tekrar bütüne bakıldığında, Putin’e göre enerji ağırlıklı olarak görülen Ukrayna sorunu, aslında bir bakıma NATO’nun füze kalkanı sistemini hayata geçirmesi ve NATO’nun Doğu Avrupa ve eski Sovyet ülkelerini kapsayarak genişlemesi yüzünden bu kadar derinleşmiştir. İşin aslı her ne kadar ekonomik sebepler olarak görünüyor olsa da, Rusya, Ukrayna meselesinde ve özellikle Kırım konusunda NATO ve AB bloğuna karşı sert bir manevra yapmış gibi gözükmektedir. Satranç masasında şu ana kadar yapılan hamleler, kanımca orta ve uzun vadede Rusya’nın lehine şekillenecek gibi gözüküyor. AB ve NATO’nun bu hamlelere vereceği cevap ise, şu an için hala büyük bir muammadır.

Saltuk Buğra BOZKURT

 

KAYNAKLAR

[1] “Interview with President Vladimir Putin: The Crisis in East Ukraine, The Sanctions Regime, Russian-German Relations”, Global Research, Erişim Tarihi: 17.11.2014, Erişim Adresi: http://www.globalresearch.ca/interview-with-president-vladimir-putin-the-crisis-in-east-ukraine-the-sanctions-regime-russian-german-relations/5416638.

[2] “Timeline: Nato” , BBC, Erişim Tarihi: 21.02.2012, Erişim Adresi: http://news.bbc.co.uk/2/hi/europe/country_profiles/1543000.stm.

[3] “Burning Ukraine’s Protesters Alive. Neo-Nazi ‘Shock Troops’ Support by US”, Erişim Tarihi: 11.05.2014, Erişim Adresi: http://www.globalresearch.ca/burning-ukraines-protesters-alive-neo-nazi-shock-troops-supported-by-us/5381721.

[4] “Baltic Fears: NATO Debates Directing Missile shield aganist Russia” , Erişim Tarihi: 25.08.2014, Erişim Adresi: http://www.spiegel.de/international/europe/nato-considers-missle-shield-directed-against-russia-a-987899.html.

[5] “Timoşenko: Putin tuzağa düştü” , Erişim Tarihi: 01.05.2014, Erişim Adresi: http://tr.euronews.com/2014/05/01/timosenko-putin-tuzaga-dustu.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.