SÜPERGÜÇLER ORTADOĞU’DA: KARŞILIKLI SUÇLAMALARIN YENİ DALGASI

upa-admin 01 Aralık 2015 1.594 Okunma 0
SÜPERGÜÇLER ORTADOĞU’DA: KARŞILIKLI SUÇLAMALARIN YENİ DALGASI

Dünya terör tehlikesinden kurtulamıyor. Uzun süredir Ortadoğu’da devam eden silahlı çatışmalar ve terör eylemleri, insanlığı zor duruma düşürmüştür. Özellikle Fransa’da gerçekleştirilen bir dizi eylem, meselenin ciddiyetinin habercisidir. Büyük devletlerin, bu olaylardan sonra teröre karşı ciddiyetle birleşmeleri bekleniyordu. Fakat son günlerde çeşitli kaynaklardan yayılan bilgiler, bununla ilgili ciddi şüphelerin devam etmekte olduğuna delalet etmektedir. ABD ve Rusya arasındaki karşılıklı suçlamalar gün geçtikçe artıyor. Hatta Avrupa’nın bile tam anlamıyla samimi olmadığından bahsediliyor. Bu koşullar altında, terörle etkili mücadele imkansız gibi görünüyor. Gariptir ki, dünyanın büyük devletleri halen bunlardan gerekli sonuçları çıkarmamışlar. O halde, küresel ölçekteki jeopolitik-askeri risklerin devam ettiğini söyleyebiliriz. Aynı zamanda, yeni bir güvenlik sisteminin kurulmasından da söz etmek zordur.

Jeopolitik İkilem: Suçlu Kim?

G20’nin Türkiye’deki Zirvesi’nden sonra, süpergüçlerin Suriye konusunda ortak uzlaşmaya varmaya yakın oldukları hakkında bilgiler yayıldı. Aynı şekilde Rusya ile Batı arasında belirli yumuşamaların gözlemlendiği bildirildi. Ancak sonraki olaylar gösterdi ki, durum halen karmaşık olarak kalıyor. Hatta ABD Başkanı, Moskova ile Tahran’a kınayıcı mesajlar dahi gönderdi. Kremlin de, Washington’un IŞİD’e karşı tutumunun tam belli olmadığı hakkında konuştu.

Bu konuda Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da görüş bildirdi. Onun sözlerine göre; ABD bir yandan IŞİD’in zayıflamasına çalışıyor, diğer yandan da onun Beşar Esad rejimine karşı daha güçlü bir olmasından yanadır. S. Lavrov şunları söyledi: “ABD ve müttefikleri B. Esad’ın pozisyonunun IŞİD’in hesabına gerilemesine varmaya çalışıyorlar, ancak aynı zamanda, radikallerin yönetime el koymasını istemiyorlar” (bkz.: Лавров: США щадят ИГ для ослабления позиций Асада / “Взгляд”, 17 Kasım 2015).

Rus Bakan, bu görüşünün olgularla teyit edildiğini bildirdi. Öyle ki, ABD ve müttefikleri Suriye’de terör örgütüne karşı 30 binden fazla hava saldırısı gerçekleştirdi, ancak askeri ve ticari altyapısına hiçbir ciddi hasar getirmediler. Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın Yeni Zorluklar ve Tehlikeler Daire Başkanı İlya Rogaçov ise, daha somut olgulardan konuştu. O, “Kommersant” gazetesine verdiği röportajda söyledi ki; ABD’nin liderliğindeki koalisyon güçlerinin hava saldırılarına rağmen, IŞİD geniş biçimde yasadışı petrol rezervi yaratabilmiş (bkz.: “Если ничего не предпринимать, то террористическая угроза приобретет для нас еще более серьезные масштабы” / “Коммерсантъ”, 20 Kasım 2015).

Bu kuruma ait araçlar uzun süredir Suriye’de serbest hareket ediyor, petrol taşıyor, onu satıyor ve kazanç elde ediyor. Koalisyonun bombaları ise daha çok Beşar Esad ordusunun mevzilerine düştü. IŞİD, sadece Rusya’nın 30 Eylül’den sonra düzenlediği hava saldırılarından sonra ciddi kayıplar verdi. Onun petrol depoları, istihkam ve barınma tesisleri yok ediliyor.

İlginçtir ki, İ. Rogaçov terör eyleminden sonra Fransızların IŞİD’le mücadelede tam anlamıyla samimi olmadıklarından bahsediyor. Onun sözlerine göre, Fransa savaş uçaklarının şimdi petrol tesislerini bombalamasının temel nedeni kendini savunmadan çok, jeopolitik amaçlara bağlıdır. Somut olarak ise Rogaçov vurguluyor: “Tahmin ediyorum ki, Fransız ortaklarımız Suriye ordusunun kaçınılmaz başarılı saldırısını ve yakın zamanda petrol bölgelerinin … hükümetin kontrolüne döneceğini dikkate alırlar. Madem, B. Esad ve IŞİD onlar için aynı derecede öncelik düşmandırlar, o zaman bu saldırılarla her ikisine zarar verirler. Bakın, Fransızlar Irak topraklarında benzer hedefleri bombalamıyorlar” (bkz.: önceki kaynağa).

Ona dikkat etmek gerekiyor ki, Moskova’dan bu gibi bilgiler Washington’un yaydığı bir takım verilerin arka fonunda geliyor. Başkan Barack Obama, Filipinler’de Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Zirvesi’nde söylemiş ki, Suriye’de siyasi reformlar yapılmadan IŞİD’le mücadelenin başarılı olması mümkün değildir. Bunun gerçekleşmesi için ise, B. Esad yönetimden gitmelidir. “Ne kadar süre Esad iktidardadır, siyasi dönüşümler o kadar mümkün değildir” (bkz.: Обама: борьба с ИГ невозможна без политических реформ в Сирии / “ТАСС”, 19 Kasım 2015).

Güvensizlik Sendromu: Terör Tehdidi Devam Ediyor

Dünyanın iki büyük devletin resmi çevreleri arasında bile fikir ayrılıklarının olması Suriye krizinin derinliğini ifade ediyor. Görünen o ki, taraflar hala aralarındaki anlaşılmazlıkları ortadan kaldırmamışlar. Washington, B. Esad’ın iktidardan gitmesinde ısrarlı. Üstelik, o, IŞİD meselesini Şam’a ve onu savunanlara baskı aracı olarak kullanıyor. Uzmanlar B. Obama’nın açıkça Rusya ve İran’a uyarıda bulunmasından söz ediyorlar. O halde Suriye’de teröre karşı ortak faaliyetten söz edilemesinin henüz çok erken olduğu kanaati oluşuyor.

Hatta Batı ile Rusya-İran tandemi arasında bu konuda yeni gerilimlerin ortaya çıkması ihtimalinin yükseldiğini de söyleyebiliriz. Mesele şu ki, Suriye’de askeri operasyonlarını yoğunlaştıran Moskova son günlerde terör hedeflerine daha çok bombalar yağdırıyor. Bu zaman Moskova öncelikle “kendi güvenliğini uzak mesafeden korumaya” çalıştığını beyan etmekten çekinmiyor (bkz.: örn., “Если ничего не предпринимать, то террористическая угроза приобретет для нас еще более серьезные масштабы” / “Коммерсантъ”, 20 Kasım 2015).

Ayrıca, Kremlin açık işaret ediyor ki, IŞİD’in maliyeleştirilmesinde Batı devletlerinin, aynı zamanda G20’ye dahil olan ülkelerin eli vardır. Tabii ki, bu, ciddi jeopolitik tonları olan bir ittihamdır. Çünkü öyle anlaşılıyor ki, Batı’nın Suriye’de amacı terörle mücadele değil. Aksine, Batı, kendi siyasi amaçlarını gerçekleştirmek için bir takım terör gruplarını finanse ediyor. Bu ise, Rusya’yı tatmin etmiyor. Bu nedenle, Ortadoğu’da Batı-Rusya askeri ihtilafının oluşumunu istisna etmek zordur.

Uzmanlar, şimdi bu senaryodan endişe ve hassasiyetle konuşuyorlar. Meselenin daha ince tarafı, Rusya’nın terörün hedefine dönüşmesi konusunda belirli tahminlerin verilmesinden ibarettir. Moskova’da kabul ediyorlar ki, bu yönde tehlikeler büyümüştür. İ. Rogaçov da söz konusu röportajda bu konudaki fikirlerini söyledi (bkz: önceki kaynağa). Bu, Kafkasya ve Orta Asya yönünde Batı’nın gizli bir savaşa başlaması anlamına gelmiyor mu? Kuşkusuz, böyle bir sonuç çıkarmaya sevk eden olgular mevcuttur ve bunların bir kısmı yukarıda da vurgulandı.

Görünen o ki, Avrupa devletleri de Fransa’da yaşanan terör faciasından yeterince yapıcı sonuçlara gelememişler. Onlar eski görüşlerinde kalacaklarsa ve Suriye’deki bazı gruplara çeşitli yollarla destek vereceklerse, Ortadoğu’da istikrarın tekrar elde edilmesi büyük şüphe altına düşecek. Aynı ekilde IŞİD’in hala birçok ülkede kan dökmesi ihtimali yüksek olarak kalıyor. IŞİD’in hatta ABD’yi tehdit etmesi de tesadüfi değildir. Söylenenlerin arka  fonunda ise Avrasya coğrafyasına terör saldırılarının olabilmesi daha gerçekçi görünüyor.

Açıktır ki, Suriye genelinde terör faaliyetleri ne kadar devam ederse, tüm dünya için tehditler de bir o kadar kalacaktır. Kimler tarafından gerçekleştirilmesinden bağımsız olarak, terör, sadece olumsuz sonuçlar verir. Bunun fonunda, büyük devletlerin fikir birliğine ulaşmak istememeleri ise çok düşündürücüdür. Dikkate almak gerekir ki, genel olarak, terörün küresel ölçekte kökü kazınmazsa, hiçbir etkili lokal askeri saldırı olumlu değişikliklere neden olamaz. Bu bakımdan, Rusya’nın IŞİD’le askeri mücadelesinin de bir sınırı vardır.

Dünyanın süpergüçlerinin Ortadoğu’da ortak noktaya gelememeleri, Suriye krizi ile ilgili yapılan Viyana görüşmelerinin de önemini azaltıyor. Burada alınan kararlara rağmen çifte standart devam ediyorsa, görüşmeler somut etkiler verebilir mi? Öyle anlaşılıyor ki, taraflar arasında önceden başlanan muğlak oyunlar devam ediyor. Terörün Avrupa’da yaygınlaşması ve giderek Rusya’ya geçmesi, durumu daha da ağırlaştıracak. Bunun önünü ise sadece kollektif olarak almak mümkündür. Ne yazıktır ki, tam olarak aynı yönde tutarlı adımlar atılamıyor. Böyle bir ortamda, diğer ülkelerin güvenliğine de ciddi tehditlerden konuşulabilir. Ne zamana kadar?

Newtimes.az

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.