SURİYE SAVAŞI: TEHLİKELİ YENİ SENARYOLAR

upa-admin 20 Ekim 2016 1.580 Okunma 0
SURİYE SAVAŞI: TEHLİKELİ YENİ SENARYOLAR

ABD ile Rusya arasında Ortadoğu sorununa bakışlar yeni gerilim seviyesine yükselmektedir. Washington, Halep’in bombalanması sonucu çocuklar da dahil olmak üzere 323 sivilin helak olmasına ve iki hastanenin ateş altında kalmasına tepki verdi. BM Genel Sekreteri de olayı katliamdan da kötü olay olarak değerlendirdi. Uzmanlar bu olayların tüm Ortadoğu’da jeopolitik manzarayı daha da belirsiz edeceğini tahmin ediyor. Hatta bölgesel devletler arasında savaş da başlayabilir. Suriye’de savaşın güçlenmesi senaryosu gerçekleşirse, küresel jeopolitik manzarada nasıl bir değişiklik olabilir?

Büyük Güçlerin Halep’te çatışması: Sivillerin Katli

Suriye’de durum yeni gerilim seviyesine yükseldi. Orada gerçek anlamda geniş kapsamlı savaş sürüyor. ABD ile Rusya arasında ateşkese ilişkin elde edilen anlaşma artık tam olarak bozuldu. Üstelik, taraflar birbirini aktif olarak itham etmeye başladılar. Washington tüm suçu Moskova’nın üzerine atıyor. Kremlin ise bunun aksini söylüyor.

Amerika başta olmak üzere Batılı devletlerin Rusya’ya karşı bilgi saldırısı kendini BM’nin son toplantısında daha kabarık şekilde göstermişti. Burada bir konuşma yapan ABD, İngiltere ve Fransa yönetimi Moskova’yı Ortadoğu’da durumu karıştırmakta itham etmişlerdi. Hatta siyasiler “vahşice” kelimesini de kullandılar. Rusya ise bütün bunları inkar ediyor ve kendisi de sert söylem ile cevap veriyor. Gerçekte sivil insanlar topluca helak olurlar.

Halep’e atılan bombalar sonucu bir günde 69 çocuk öldü. Genel olarak 323 kişi hayatını kaybetti. Uluslararası kamuoyu buna tepki verdi. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, bu olayla ilgili konuştu: “Açık konuşalım, daha yıkıcı güce sahip olan silahlar kullananlar yaptıklarını güzel biliyorlar. Onlar biliyorlar ki, savaş suçu işliyorlar. Katliam düşünün. Şimdi yaşananlar, ondan da kötüdür (bkz.: “Aleppo is worse than a slaughterhouse” – Ban Ki-moon / “Euronews”, 28 Eylül 2016).

Batı düşünüyor ki, bombalamayı Rusya ve Suriye yönetimine sadık olan silahlı kuvvetler uygular. Gerçekten de, son günler Halep’in muhaliflerin kontrolündeki bölümü şiddetli ateşe tutuluyor. Suriye muhalefetinin hiçbirinde avcı uçaklar yoktur. Bomblanan gruplara ise Batı destek veriyor. Buna göre mantıksal olarak, Halep`in doğu bölümünü Beşar Esad’a bağlı güçler ve Rusya askeri hava kuvvetlerine ait uçaklar tarafından vurulması anlaşılıyor.

Washington da süreçlerin gidişine resmi tutumunu belirtti Amerika Rusya ile Suriye konusunda işbirliği yapmak istemediğini açıkladı. Somut olarak, Amerikanlar şart sunmuşlar ki, Halep`in bombalanması dayandırılsın (bkz.: US rejects Russia proposal for joint air strikes in Syria / “Euronews”, 29 Eylül 2016). Zira, Moskova Suriye’de “Cephetül-Nusra”ya karşı ortak askeri operasyona başlamak üzere ABD’ye müracaat etti. Washington ise razı olmmakla yanaşı, Rusya ile, genel olarak, bu konuda ilişkileri kesebileceği ile tehdit etti.

Ayrıca, Amerika’dan B. Esad’ın fiziksel olarak imha edilmesine çağırışlar duyuluyor. Şam’a karşı bu ilişki yeterince düşündürücüdür. Çünkü bu o demektir ki, B. Esad’ın kaderi ile ilgili bir süre önce Moskova ile olan anlaşmalar bozuluyor. Batı artık kesin olarak B. Esad’ın iktidardan gitmesini ve hareketlerine göre mahkeme önünde cevap vermesini talep ediyor. Bu durum Suriye yönünde genel durumu keskin değişebilir. Uzmanlar, aslında, bu sürecin başladığını vurguluyorlar.

Yani şimdi savaşan taraflara yeni silahlar veriliyor. B. Esad’a Rusya ve İran, muhalefete ise Batılı devletler ek silahlar yollamışlar (bkz.: Битва за Алеппо: стороны получили подкрепление / “Euronews”, 9 Ağustos 2016). Suriye ordusuna ve ona yardım eden Kürt gruplarına Irak’tan 2 bin kişilik takviye gelmiş, muhaliflere ise İdlib ve Hama’dan yardım göndermişler.

Bölgesel Savaş ve Terörün Yayılması: İki Tehlikeli Senaryo

Bütün bunlar onu doğruluyor ki, Suriye’de oldukça karmaşık durum ortaya çıktı ve taraflar belirleyici savaşa girdiler. Bu aşamada aslında Suriye’nin ve Ortadoğu’nun jeopolitik kaderi çözülüyor. Eğer Halep’i B. Esad’a sadık güçler alırlarsa, o zaman muhalefetin konumu çok zayıflar ve Şam’la görüşmeler imkansız olur. Muhalefet Halep`i koruyabilse, o zaman B. Esad yönetimi için ciddi sorunlar meydana gelecek. Aslında, şimdi de onun durumu iyi değil, ama Halep’i kaybederse, daha ağır olacaktır.

Meselenin jeopolitik etkisi de dikkate alınmalıdır. Zira, Halep uğruna aslında Batı ve Rusya-İran çifti savaşıyor. ABD başta olmak üzere koalisyon güçleri bu şehrin B. Esad’ın kontrolüne geçmesini istemiyorlar. Türkiye ve Suudi Arabistan da bu tür düşünüyor. Bu nedenle Halep’te Batı’yla Rusya arasında gizli savaş yeni yoğunluk seviyesine yükseldi. Uzmanlar bu gidişatı çok tehlikeli olarak görüyor. Çünkü biraz sonra bölgesel savaş gelişebilir.

Onu dikkate almak gerekir ki, Washington’un retoriği son zamanlarda çok katılaştı. Rusya’nın adresine ağır suçlamalar artıyor. Malezya yolcu uçağının Rusya tarafından vurulduğu hakkında Hollanda savcılığı bilgi yaydıktan sonra ortalık daha da karıştı. Batılı devletler suçluların cezalandırılmasını talep ediyorlar. Somut olarak kimlerin emir verdiği, kimlerin onu uyguladığı belirlenmelidir ve mahkemeye verilmelidir.

Böyle anlaşılıyor ki, Batı Rusya’yı hem Suriye, hem de Ukrayna meselesinden dolayı cezalandırmak istiyor. Moskova ise büyük güçtür ve kendi cevabını vermeye hazırdır. Bu karşıdurma taraflar arasında çatışmalara götürebilir mi? Uzmanlar doğrudan savaş ihtimalini pek de yüksek değerlendirmiyor. Fakat tarafların bölgedeki yandaşları aracılığıyla durumu gerginleşdirmeye çalışacağı istisna değildir. Bunun iki açıdan olumsuz sonucu olabilir.

Birincisi, Ortadoğu’da mezhep ve etnik çelişkiler keskinleşer. Sır değil ki, büyük devletler bu bölgede ya etnik mensupluğa dayalı, ya da Sünni-Şii ayrımına dayalı ideoloji kullanarak belirli gruplar oluşturmuşlardır. Şu anda gerçek savaşanlar içerisinde bu tür güçler az değil. Dışarıdan “Hizbullah”ın da Suriye’de savaşması bu bağlamda daha gergin durum oluşturmuş. Şimdi Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) da dahil olmak üzere, B. Esad’a karşı olan tüm askeri gruplar “Hizbullah”ın esas olarak mezhep faktörüne göre savaştığın konuşuyor.

İkincisi, bölgenin büyük ülkeleri arasında ilişkiler daha da gerileyebilir. Çünkü onlar da Batı, ya da Rusya-İran ikilemini desteklemeliler. Bu da doğal olarak ciddi sorunlar meydana çıkarabilir. O halde tüm Ortadoğu’da ülkeler arasında ihtilaflar keskinleşir ki, sonuçta genelde İslam dünyası zarar görür.

Yukarıda vurgulanan hususların yanı sıra, Ortadoğu çevresindeki bölgelere terörün ve çelişkilerin sıçraması muhtemeldir. Rusya Federal Güvenlik Servisi’nin Başkanı Aleksandr Bortnikov bildirmiş ki, Kuzey Kafkasya’da terör grupları faaliyetlerini genişletmeye hazırlanıyorlar (bkz.: ФСБ рассказала об активизации террористов на Северном Кавказе … / “Riafan”, 28 Eylül 2016).

İlginçtir ki, ABD Dışişleri Bakanlığı Basın Sözcüsü John Kirby de gazetecilerin sorularına cevap verirken vurğuladı ki, Rusya Suriye üzere sözleşmeden çıkarsa, teröristler “Rusya şehirlerine saldıracaklar ve Rusya kendi askerlerinin cesetlerini alacak, rezervlerini tüketecək ve muhtemelen avcı uçaklarını kaybedecek” (bkz.: Захарова ответила на предсказания Госдепа о возможных терактах в России / “Lenta.ru”, 29 Eylül 2016).

Rusya tarafının da aynı tehdit ile cevap vereceğine  şüphe yoktur. Rusya Dışişleri Bakanlığı resmi temsilcisi Maria Zakharova’nın John Kirby’nin söylediklerine verdiği cevapta bu husus açık fark edildi (bkz.: önceki kaynağa). Görünür, Ortadoğu yakında çatışmalardan kurtulamamakla beraber, daha geniş çapta askeri çatışmalar sahnesine dönüşecek. Bu ise asıl savaşın başlaması anlamına geliyor. İnsanlık için çok tehlikeli bir durum şekillenmektedir.

Newtimes.az

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.