2019 HİNDİSTAN GENEL SEÇİMLERİ HAKKINDA BİLGİLER

upa-admin 17 Mayıs 2019 2.367 Okunma 2
2019 HİNDİSTAN GENEL SEÇİMLERİ HAKKINDA BİLGİLER

Giriş

Türkiye’de siyaseti en az bilinen ve konuşulan ülkelerden biri olan Hindistan, aslında dünya siyasetinde çok önemli bir oyuncudur. Daha önemlisi, Hindistan, geleceğin süpergüç adaylarından birisi ve demokratik bir ülkedir. Hatta denilebilir ki, Hindistan, dünyanın en büyük (kalabalık) demokrasisidir. Bu nedenle, bu yazıda, halen devam eden 2019 Hindistan genel seçimleri hakkında bir değerlendirme yapacağım.

Seçim, Ama Nasıl?

Hindistan’da, 11 Nisan 2019 tarihinde, dünya çapında dikkatleri üzerine çeken yeni bir seçim süreci başlamıştır. Seçimlerde, yaklaşık 900 milyon seçmen oy kullanacaktır. 39 gün sürecek olan seçimler, tam 7 aşamada gerçekleşecektir. Bu durum, Hindistan’ın sahip olduğu yoğun nüfus ve zorlu coğrafi şartlardan kaynaklanmaktadır. Bu zorlu şartlar, seçim sürecinde görev alacak olan yetkililer açısından da büyük zorluklar teşkil etmektedir. Çünkü böylesine zorlu bir coğrafyada yaşayan halka ulaşmak kolay bir iş değildir. Bu nedenle, seçim görevlileri seçmen kitleye ulaşmak için yoğun ve stratejik bir hazırlık yapmak durumundadırlar. Hindistan’da, seçmenlere ulaşmak için en ilkel yöntemlerden en modern araçlara kadar her yöntem kullanılmaktadır. Develerden tutun helikopterlere ve hepsinden önemlisi, 1982 yılından itibaren kullanılan elektronik oy kullanma makinelerine kadar birçok farklı araçla, Hindistan, halkını oy vermeye teşvik etmektedir.

Adaletli bir seçim aşması için sadece seçmen kitleye ulaşmak yeterli değildir ve Hindistan Seçim Konseyi bu durumu büyük bir ciddiyetle ele almaya çalışmaktadır. 11 Nisan’da başlayan seçimlerin ilk etabında yaklaşık 142 milyon seçmen oy kullanmaktadır. 11 Nisan ile 19 Mayıs arasında gerçekleştirilen seçim için bir milyona yakın sandık kurulmaktadır. Bu seçimde, 543 farklı seçim bölgesinde sayısı binlere ulaşan partiler birbirleriyle rekabet edeceklerdir. Kesin olmamakla birlikte, ülkede, yaklaşık 2.300 resmi kayıtlı siyasi parti bulunmaktadır. Tüm bu faktörler, adaletli bir seçim yapılmasının ne kadar zor olduğunu göstermektedir. Hindistan Seçim Konseyi, bu bağlamda her bir seçmenin çok önemli olduğuna vurgu yaparak gereken çalışmaları yapmaktadır. Örneğin, Boney bölgesinde tek başına yaşayan Bharatdas Darshandas için bile sandık kurulmaktadır. Bharatdas, bu durumu şöyle yorumlamaktadır: “Yetkililerin sadece benim için sandık kurması beni onurlandırıyor”. Hindistan’ın sahip olduğu coğrafi şartlar göz önüne alındığında, bu özverinin ne kadar zor ve stratejik bir öneme sahip olduğu ortadadır. Zira 29 farklı eyalet ve 7 farklı bölgede yaşayan insanlara ulaşmak ciddi bir çalışma gerektirmektedir.

Rahul Gandhi vs. Narendra Modi

Son Seçimde Ne Olmuştu?

2014 yılından bu yana Başbakan Narendra Modi’nin liderliğinde iktidarın gücünü temsil eden Bharatiya Janata Party yani Hindistan Halk Partisi (BJP), Hindistan’da sağ seçmeni (Hindu milliyetçileri) temsil etmektedir. BJP, tam 23 siyasi partinin birleşerek oluşturduğu bir sağ ittifaka da liderlik etmektedir. Son seçimde, ittifakıyla birlikte Hindistan Meclisi Lok Sabha’daki 543 koltuğun 336’sını kazanan parti, tek başına da 282 koltuk kazanmayı başarmıştır. Bu sayede, BJP, ülkede bir çoğunluk hükümeti inşa etmiştir. Hatta öyle ki, 1984 yılından beri ilk kez bir parti tek başına hükümeti kuracak kadar koltuk kazanmıştır. Seçimlerde BJP liderliğindeki sağ ittifak, Indian National Congress Party yani Hindistan Kongre Partisi’nin (INC) önderliğindeki sol ağırlıklı ittifakla rekabet etmiştir. Başbakan Modi, seçim sonucunda zafer kazanarak Hindistan halkının ve yakın ülkelerin dikkatini fazlasıyla çekmeyi başarmıştır. Ayrıca 2014 senesinde gerçekleştirilen ve kayıtlı seçmenin yüzde 66’sının oy kullandığı bu seçim, Hindistan tarihinin en yüksek katılımlı seçimi olmuştur. BJP’nin elde ettiği zaferin olağanüstülüğü nedeniyle, bu sonuç, daha çok ‘Modi dalgası’ olarak adlandırılmaktadır. Bunun bir diğer nedeni de Modi’nin popülaritesidir.

Hindistan’da Seçim Süreçleri Nasıl İşliyor?

Çin’den sonra 1 milyar 340 milyon nüfusuyla dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi Hindistan’da, bir aydan uzun sürecek seçim süreci 11 Nisan 2019 tarihinde zorlu bir seçim süreci başlamıştır. 18, 23, 29 Nisan ile 6, 12, 19 Mayıs tarihlerinde oy kullanma süreci devam edecektir. 23 Mayıs’ta ise belirlenen seçim süreçlerinin sonuçları açıklanacaktır. Andra Pradeş, Arunçal Pradeş, Orissa ve Sikkim eyaletlerinde federal meclis seçimleriyle eş zamanlı olarak eyalet yasama meclisi seçimleri de gerçekleştirilecektir. Tüm aşamalar için adaletli bir sürecin gerçekleşmesi için, Hindistan Seçim Konseyi’ne büyük görev düşmektedir. Çünkü 2014 yılından 2019 yılına kadar seçmen sayısı yaklaşık 70 milyon kadar artarak 900 milyona yükselmiştir. Büyük bir artışa tekabül eden bu oran, Hindistan’da seçmen kitlenin ihtiyacının karşılanması için yeni oy verme merkezlerinin kurulmasına yol açmıştır. Hindistan’ın başkenti olan Yeni Delhi’de bulunan medya araştırma merkezinin verilerine göre, 2019 seçimlerinin maliyeti 500 milyar rupiyi yani tahmini olarak 7 milyar doları bulacaktır. Ekonomik zorlukların olduğu bir ülkede, bu, demokrasi için büyük bir fedakârlıktır.

Seçim Sürecine Damga Vuran Konu Nedir?

Hindistan’da seçim sürecine damgasını vuran en kritik konu Keşmir Sorunu’dur. Keşmir; Hindistan, Pakistan ve Çin sınırlarında yer alan dağlık bir lokasyondur. Srinagar ve Cemmu kentlerini de kapsayan güney kısmı Hindistan’nın Cemmu Keşmir eyaletini oluşturmaktadır. Pakistan’ın güvenliği altında olan kuzey kısım ise Azadi Keşmir olarak adlandırılmaktadır. Nüfusun az olduğu dağlık bölge ise Çin’in kontrolünde bulunmaktadır.

Keşmir

Konuyu biraz daha başından ele almak gerekirse; 1947 yılında Hint yarımadası Pakistan ve Hindistan olarak ikiye ayrılırken, çoğunluk nüfusun Müslüman olduğu Keşmir Emirliğine ait bölgeyi Pakistan istemiştir. Bu talepler üzerine, 1948 yılında Hindistan ve Hindistan’a bağlanmayı isteyen komşu ülkeler de bu bölgede hak talep etmiştir. Bu nedenle, 1948 yılında Hindistan ve Pakistan arasında bir savaş yaşanmıştır. Savaş sonucunda Pakistan bölgenin küçük bir bölümüne sahip olabilmişken, Hindistan ise bölgenin büyük bir bölümünü ele geçirerek burada kontrol sağlamıştır. Bu durum sonucunda, Birleşmiş Milletler (BM)  devletlere aracılık ederek ateşkes sağlanmasına yardımcı olmuştur. 1965 yılında iki ülke arasında yine bir savaş yaşanmış ve her iki tarafta da büyük kayıplar meydana gelmiştir. Böyle bir durumda yine bir çözüm söz konusu olamamıştır. Bu savaş, ABD ve Sovyetler Birliği’nin araya girmesiyle sona erdirilmiştir. 1999 yılında ise üçüncü bir savaş meydana gelmiştir; çünkü iki ülke de diğerinin sınır ihlali yaptığına dair iddialarda bulunmuş ve çatışmalar yaşanmıştır. 1972 yılında BM kontrolünde iki ülkenin de elinde bulundurduğu bölgelerin arasına ‘Kontrol Hattı’ denilen bir ateşkes hattı oluşturulmuştur. Zaman zaman bu hatta bile çatışmalar meydana gelmiştir. Daha uzun vadeli ateşkesi sağlayan anlaşma ise, iki taraf arasında 2003 senesinde yapılmıştır ve bu durum her iki ülke için de daha iyi olmuştur.

Dolayısıyla, Keşmir her iki ülke için de sadece dünü değil, bugünü de büyük oranda ilgilendiren bir durum halini almıştır. 2019 seçimleri baz alındığında; Keşmir yine iki ülke için de gündeme gelen büyük bir etkiye sahip olan bir unsur haline gelmiştir. 2019 seçim sürecinde Keşmir Sorunu’nun bu kadar stratejik bir öneme sahip olmasının nedenini ayrıntılı olarak ele almak gerekirse; seçimlerden sonra kurulacak olan hükümetin sergileyeceği tutum, ülkeyi yeniden bir krizin eşiğine getirecek boyutta olabilir. Zira seçim öncesinde 14 Şubat 2019 tarihinde, Keşmir’in Pulwama bölgesindeki terör saldırılarında 40 Hindistan askeri hayatını kaybetmiştir. Bu yüzden, Hindistan savaş uçaklarının Pakistan sınırlarını ihlal ederek operasyon yapması ise tarafları savaşın eşiğine getirmiştir.

Seçim öncesinde gerçekleştirilen terör saldırıları, Hindistan’da seçimler için oluşturulan siyasi söylemleri de etkilemiştir. Hindu milliyetçilerinin desteğini almaya çalışan BJP, propaganda sürecinde milli güvenlik meselelerine karşı sert terörle mücadele yöntemleri ve Keşmir Sorunu ile ilgili de katı ifadeler kullanmaktan kaçınmamıştır.  BJP’nin 8 Nisan 2019 tarihinde açıkladığı 75 maddelik seçim beyannamesinde en dikkat çeken maddede, “teröre sıfır tolerans” başlığına vurgu yapılarak, güvenlik güçlerine tam yetki verileceği ifade edilmiştir. Modi’nin Keşmir Sorunu ile ilgili ifadelerine bakıldığında; Hindistan Anayasası’nın 370. maddesinin 35 A nolu Keşmir’in statüsüne ilişkin özel maddenin kaldırılmasına yönelik yaklaşımı olduğuna dair bir izlenim mevcuttur. Bu maddenin kaldırılması, söz konusu bölgeye Keşmirli olmayanların girmesinin ve bu bölgeden mülk edinmelerinin önünde olan engellerin kalkmasına ve bu sayede nüfus akışının önünün açılarak, Keşmir’deki demografik durumun değişmesine sebep olacaktır. Anayasada yer alan söz konusu maddelerin yürürlükten kaldırılması halinde, Keşmirli Hindu bir grup olan Panditler, Keşmir’de oturma hakkını elde edeceklerdir. Seçim aşaması fazlasıyla güç ve rekabet savaşına dönüşmüş olduğu için, her iki tarafı temsil eden parti ve liderler değişik stratejilere başvurmaktadırlar. BJP’nin en güçlü rakibi olan INC’nin seçim sürecinde ekonomik kalkınmaya yönelik söylemleri ön planda yer alırken, BJP lideri Modi’nin Hindu milliyetçilerine yönelik yaklaşımı daha ağır basmaktadır. Bu doğrultuda, ekonomi yönelimli söylemler etkisini fazlasıyla kaybederek geri planda kalmaktadır. Bu duruma somut bir örnek vermek gerekirse, Latur şehrinde yaptığı mitingde, seçimlerde ilk kez oy kullanacak genç bir seçmen kitleye seslenen Başbakan Modi şöyle söylemiştir: “Oylarınızı Balakot Operasyonu’nda savaşan ve Pulwama terör saldırısında yaşamını kaybeden askerler için verin”. Aslında bu tutum, Hindistan’da sayıları 180 milyonu bulan Hint Müslümanları fazlasıyla rahatsız eden bir durum halini de almıştır.

Sonuç

2019 seçimleri öncesinde yapılan ve uluslararası medya kuruluşları tarafından elde edilen anketler, BJP lideri Başbakan Narendra Modi’nin yeni bir zaferine işaret etmektedir. Fakat kesin sonuçları 23 Mayıs’ta hep beraber göreceğiz. Sonuçların açıklanmasının ardından, bu konuda da bir yazıyla UPA okurlarına durumu aktarmaya çalışacağım.

Burçin MEMİŞ

 

KAYNAKLAR

2 Comments »

  1. Said 17 Mayıs 2019 at 10:33 - Reply

    Çok güzel ve bilgilendirici bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık Burçin hanım. ?

  2. Bilge 18 Mayıs 2019 at 20:53 - Reply

    Geçmişten günümüz Hindistan siyasetini anlatan aydınlatıcı bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık

Leave A Response »

Cevabı iptal etmek için tıklayın.

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.