2019 YUNANİSTAN SEÇİMLERİ: YENİDEN “YENİ DEMOKRASİ”

upa-admin 09 Temmuz 2019 1.741 Okunma 0
2019 YUNANİSTAN SEÇİMLERİ: YENİDEN “YENİ DEMOKRASİ”

Atina’da 1967 darbesinde istenmeyen adam ilan edilen eski Başbakan Konstantin Mitsotakis (Konstantin Miçotakis) ailesiyle Türkiye’ye kaçtığı vakit bir yaşında olan oğlu Kriyakos Mitsotakis (Kiriakos Miçotakis), bu olaydan yıllar sonra, ülkesinde 7 Temmuz 2019’da yapılan erken seçimde koalisyonlar dönemine son vererek oyların % 39’unu alarak tek başına iktidar oldu. Kriyakos Mitsotakis, kökleri çok eskilere dayanan merkez sağ geleneğe mensup güçlü bir aileden gelmesine ve bunun sayesinde yükseldiği yorumlarına karşın, aslına bakılırsa ailesinin ağırlığı değil, Harvard Üniversitesi lisans mezunu bir bankacı ve Stanford Üniversitesi yüksek lisans mezunu bir Uluslararası İlişkiler uzmanı olmasının dikkate alınmasını isteyen ve bu seçimde SYRIZA’ya karşı açık ara başarı ilan etmiş olan Yeni Demokrasi Partisi’nin lideri.

Çipras, 2019 AP seçimlerine göre epey oy arttırdı ama koltuğunu koruyamadı

Başbakan Çipras ve partisi SYRIZA; Avrupa Birliği (AB) içinde en yüksek seviyede olan % 18’lik işsizlik sorununu çözememiş olması, kamu sektöründeki haddinden fazla şişme, 2008-2009’da yaşanan finansal krizin izlerini taşıdığı aşikâr olan ve avro bölgesinde kalabilmek adına sürdürülen kemer sıkma politikalarının ve yüksek vergilendirmenin halkta yarattığı rahatsızlık, mülteci sorununa bir çözüm getirememiş olması, Makedonya ile yaşanan isim sorununun çözülmesine karşın Yunan milliyetçi kesimleri için bu çözümün kabul görmemesi ve ekonomik krizden dolayı binlerce insanın ülkeyi terk etmesi gibi nedenlerle Yunan seçmenler tarafından bu seçimde cezalandırıldı ve oy oranı % 31,5’e geriledi. Yeni Demokrasi Partisi (Nea Dimokratia-ND) ise, tam da bu hususlar üzerinden merkez ve muhafazakâr oyları kendisine çekmek suretiyle oy oranını ciddi biçimde yükseltti.

Süreci takip edenlerin iyi bildiği gibi, Mayıs 2019’daki Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde Yeni Demokrasi’nin SYRIZA’yı açık ara % 9,5 farkla geçmesinin, Temmuz 2019 seçiminin bir nevi öncü habercisi olduğu belirtilmeli. SYRIZA, ekonomik krizden çıkış için acı reçetenin uygulandığı son derece zorlayıcı ve sorunlu bir dönemi yönetmek zorunda kalmış bir parti olarak ne denli talihsiz ise, Yeni Demokrasi (ND) de ekonominin tam anlamıyla kriz düzeyinde olmadığı daha uygun bir dönemeçte yönetime gelmesi bağlamında bir o kadar şanslı bir parti. Ancak yeni Başbakan Mitsotakis’in finans eğitimi almış olması ve seçim kampanyası sürecinde iktidara yönelik eleştirileri, bu alanda kendisinden beklentileri arttırmakla kalmayıp, bu beklentilerin bir an evvel yapılması beklentisini de açıkça beraberinde getiriyor.

Seçim sonuçları (BBC)

Seçimlerde yasal % 3’lük barajı geçebilen diğer partiler ise, sırasıyla; Değişim için Hareket (KINAL / merkez sol / % 8); Yunan Parlamentosu’nun değişmezi olan Yunan Komünist Partisi (KKE / komünist / % 5); Yunan Çözümü (aşırı milliyetçi, Rusya taraftarı / % 3,7); eski bakan Yannis Varufakis’in partisi MeRa25 (sol / % 3,4) olduğu da not edilmeli. Neo-Nazi çizgideki ırkçı/aşırı sağ Altın Şafak Partisi ise % 2,93’lük oy oranıyla parlamento dışında kaldı.

Peki, Yeni Demokrasi’nin iktidara gelmesi, Türk-Yunan ilişkilerinde ne ifade ediyor? Seçimlerden yaklaşık üç hafta kadar önce, muhalefetteki Mitsotakis’in, “Türkiye, şayet Akdeniz’de adanın egemen haklarını ihlal etme hususunda ısrarcı davranırsa, Yunanistan ve Kıbrıs’ın AB’den yaptırım uygulanmasını talep etmesi gerektiği” beyanı, iktidardaki Mitsotakis’in konuya dair yaklaşımının ne olacağını aslında açıkça göstermektedir. Mitsotakis, iç sorunlarda SYRIZA ile çatışma yaşasa da, bu önemli konuda SYRIZA gibi Türkiye’yi eleştirmiştir. Mitsotakis’in tam da Türkiye’nin Akdeniz’de arama ve sondaj yürüttüğü dönemde iktidara gelmesinin, Türkiye ile ilişkilerini yürütmede vereceği ilk sınav ve vereceği tepkinin Ankara üzerinde yaratacağı ilk önemli izlenim olacağı açıktır. Gerek Akdeniz’deki durum, gerekse mülteci sorununun, Mitsotakis ve ekibinin Ankara ile görüşmeyi ivedilikle istedikleri sorunlar olduğu kaydedilen söylemler arasındadır.

Gündemdeki bu konulara ek olarak, kronikleşmiş olan Ege, Kıbrıs ve azınlıklara dair sorunların, geçmişteki Yeni Demokrasi’den daha milliyetçi ve muhafazakâr olduğu yorumlarını hak eden mevcut Yeni Demokrasi iktidarında çözülmesi olasılığı, pek de gerçekçi görünmemektedir. Ankara ile ilişkilerde Çipras  ekolünün dahi taviz vermeyi tercih etmediği dış politika konuları, Mitsotakis döneminde de çözümsüzlüğünü büyük olasılıkla koruyacak izlenimi vermektedir. Bu noktadan hareketle, bu son Yunan seçimin hatırlattıklarının; Yunanistan’da siyasetin ibresinin köklü iki partiden birine er veya geç döndüğü, özellikle Türkiye ile ilişkilerin başlıklarında radikal değişiklikler görülmesinin beklenmemesi gerektiği, farklı siyasi geleneklerin iç siyasette çatışırken fe dış politikada Türkiye ile olan ilişkilerde aynı yaklaşımları sergilemelerinin yüksek ihtimal olduğu, son not olarak vurgulanmalıdır.

Doç. Dr. Didem EKİNCİ

Çankaya Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü

 

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.