TRAFİK LAMBASI KOALİSYONU “SARI IŞIK”TA

upa-admin 15 Aralık 2021 1.179 Okunma 0
TRAFİK LAMBASI KOALİSYONU “SARI IŞIK”TA

Giriş

“Almanya’da Yeni Hükümet “Trafik Lambası’na”  Yeşil Işık: Bu Kış Avrupa’ya Sosyalizm Geliyor Mu?” analiz yazımızın devamı niteliğindeki ikinci bölümünde, koalisyon hükümetinde iki önemli kilit ve farklı pozisyonuna sahip olan FDP (Maliye Bakanı) ve Yeşiller (Dışişleri Bakanı) partilerinin Almanya  iç siyasetinde ve Avrupa’da nasıl tepkiler aldığı konuları analiz edilerek, koalisyonun istikrarlı başarı şansı değerlendirilecektir.

Geçtiğimiz hafta, 7 Aralık 2021 itibarıyla, Alman parlamentosu Sosyal Demoktat Parti (SPD) lideri Olaf Scholz’u yeni Şansölye olarak seçti ve Angela Merkel’in 16 yıllık muhafazakâr liderliğinin ardından Almanya’da yeni bir dönem başlamış oldu. Yeni Şansölye ve SPD lideri Scholz, koalisyon ortakları Yeşiller ve Hür Demokratlar ile sosyal adaleti savunmayı, karbon emisyonlarını azaltma çabalarını hızlandırmayı ve mali disiplini korumayı taahhüt ederek görevin başladı.  Yeni Şansölye birlikte yeni Bakanlar da görevlerine başlamış oldular.

Trafik Lambası Koalisyonu Bakanları: Partiler Hangi Bakanlıkları Alıyor?

Başbakanlık Dairesi Başkanı Wolfgang Schmidt | SPD

Sağlık Bakanı Karl Lauterbach | SPD

Savunma Bakanı Christine Lambrecht | SPD

Çalışma ve Sosyal İşler Bakanı Hubertus Heil | SPD

İmar ve İskân Bakanı Klara Geywitz | SPD

İçişleri Bakanı Nancy Faeser | SPD

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanı Svenja Schulze | SPD

Maliye Bakanı Christian Lindner  | FDP

Adalet Bakanı Marco Buschmann | FDP

Ulaştırma ve Dijital İşler Bakanı Volker Wissing | FDP

Eğitim ve Araştırma Bettina Stark-Watzinger | FDP

Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock | Yeşiller Partisi

Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck | Yeşiller Partisi

Gıda ve Tarım Bakanı Cem Özdemir | Yeşiller Partisi

Çevre, Doğa Koruma, Nükleer Güvenlik ve Tüketicinin Korunması Bakanı Steffi Lemke | Yeşiller Partisi

Aile Bakanı Anne Spiegel |Yeşiller Partisi

Kültür ve Medyadan Sorumlu Devlet Bakanı Claudia Roth | Yeşiller Partisi

Yeni Koalisyon Başarılı Olabilecek Mi: Partilerin Farklılıkları ve Benzerlikleri

İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya siyasetine baktığımızda, parti sisteminin istikrar ve konsensüs üzerine inşa edildiğini görmekteyiz. Uzlaşma yoluyla oluşturulan üç partili bir koalisyon olan bu yeni hükümet, bunun en iyi örneğidir. Scholz, SPD, Yeşiller ve daha modern bir vizyona ve bir dizi politika önceliğine sahip iş dünyası yanlısı FDP ile oluşan koalisyona liderlik edecek. Söz konusu yeni koalisyon hükümeti, Merkel’in parça parça yönetim yaklaşımının yerini alacak ve herhangi bir tartışmadan kaçınarak, ağır ağır ama biraz daha ilerici ve biraz daha geleceğe yönelik hükümet politikası yürütmeyi planlamakta. Aslında, uzmanlar, Scholz’un farklı ideolojideki partileri bir araya getirerek hükümet kurmasını başlı başına bir zafer olarak değerlendirmekte. Zira halen popülerliğini koruyan Merkel’in gölgesinde aylarca koalisyon kurulamayacağın beklentilerin aksine, Scholz, kısa sürede hükümeti kurmayı başardı.

Tagesspiegel’deki partilerin seçim vaatlerine ve parti pozisyonlarına dayanarak (6o soruda) hangi koalisyonların en büyük farklılıklara sahip olacağın inceleyen bir analiz (aşağıdaki Grafik 1 ve 2) hazırlamıştı. Büyük koalisyonu (CDU/CSU-SPD), Trafik lambası ve Jamaika koalisyonları alternatiflerinin incelendiği bu analizde, en çarpıcı sonuç olarak, konut ve sosyal politikada büyük bir çatışma potansiyelinin var olduğu iddia etmektedir. Bunun farkında olan yeni hükümet, Bakanlık sayısını arttırarak ilk kez özel bir kararname ile İskân-Kentsel Gelişim ve (İmar) İnşaat Bakanlığı’nı kurdu.

Grafik 1

Grafik 2

Koalisyonun İlk Görüş Ayrılığı: Dış Politikada Söz Sahibi Kim?

Birçok yorumcu, ağırlıklı olarak söz konusu koalisyonun iç politikada bir sorun yaşamayacağı ve ciddi bir konsensüs sağlandığı, ancak dış politika ciddi yetki ve fikir ayrılıkları yaşanacağı görüşünde. Zira yeni koalisyon hükümetinin göreve başladığı ilk günlerde, uzmanlar, Vladimir Putin’in Ukranya sınırına asker konuşlandırması zamanlamasını manidar bulmakta ve Putin’in Almanya’daki yeni koalisyon hükümetini test ettiği görüşünde. Geleneksel Almanya dış politikası parametrelerinde, SPD’nin Moskova’ya daha dostane bir tutum izlemeyi devam etmesi beklenirken, söz konusu koalisyonun ikinci ortağı Yeşiller Partisi için durum biraz belirsiz gibi gözükmekte. Zira Rusya’nın Ukranya’ya karşı yöneteceği politika da Dışişleri Bakanlığı koltuğundaki Yeşiller’in sert bir politika takip etmesi bekleniyor.

Yeşiller, genel olarak seçim kampanyası döneminde Şansölye Scholz’un “süreklilik” yaklaşımının aksine “değişim” mottosu üzerinden kampanya yürüttüler. Almanya’nın özellikle Çin ve Rusya gibi otokratik ülkelere yönelik dış politikası, Yeşiller’in görüşüne göre insan haklarına daha fazla odaklanmalı ve genellikle daha normatif bir yaklaşımı yansıtmalıdır. Yeşiller Partisi’nden, Omid Nouripour, yaptığı açıklamada, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması durumunda, NATO birliklerinin doğu kanadına ek olarak yerleşmesini destekleyeceklerini belirtti.

Diğer yandan, koalisyon ortaklarının dış politika yaşadığı görüş ayrılığı yaşadığı bir diğer konuda, Nord Stream 2 veya Güney Akım-2 boru hattı projesidir. Ancak şimdilik, projenin sonunda planlandığı gibi devam etmesi muhtemel görünüyor. Söz konusu Güney Akım-2 boru hattı projesi konusunda görüş ayrılığı sadece Yeşiller’le sınırlı kalmıyor ve üçüncü ortak olan Hür Demokrat Parti (FDP) de farklı telden çalıyor.

Aslında, yaşanan krizin ayak sesleri, geçtiğimiz hafta Çarşamba günü yeni Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un göreve başlamasından sadece birkaç saat önce Dışişleri Bakanlığı ile Başbakanlık arasında yaşanan retorik savaşla gelmişti. SPD meclis grup lideri Rolf Mützenich, Deutschlandfunk‘ta bir sıralama yaptı ve dış politikanın “özellikle Başbakanlık’ta” kontrol edildiğini açıkladı. Yeşiller Partisi’nin Meclis Grubu Dış Politika Sözcüsü Omid Nouripour, Twitter’da bu açıklamaya karşı çıkarak, “Dışişleri Bakanlığı’nı bu şekilde küçük düşürmek geleneksel ‘aşçı-garson mantığıdır” yazarak uyarıda bulundu.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock ve Federal Şansölye Olaf Scholz

Fotoğraf: Kay Nietfeld / DPA

Yeni Dışişleri Bakanı Baerbock, görevine başlar başlamaz ilk yurtdışı seyahatini Fransa’ya gerçekleştirdi. Bu ziyaretle, bir nevi Yeşiller Partisi lideri olarak, Dışişleri Bakanlığı’nda ağırlıkla söz sahibi olmak konusunda kararlığını Paris’te Eyfel Kulesi ve Seine köprüsündeki çektirdiği fotoğraflarla görsel bir mesaj ile gerek koalisyon ortaklarına, gerekse de Avrupa’ya iletmiş oldu.

Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock Paris’te

Fotoğraf: Kay Nietfeld / DPA

Koalisyon Hükümetinin Olası Önemli Kırılma Politikası: Şahin Maliye Politikası

Münih Ifo Enstitüsü Başkanı Alman ekonomist Clemens Fuest, Die Zeit‘te yazdığı analizinde; “Daha gevşek mali kurallar için siyasi desteğin egemen olduğu bir dünyada, Almanya’nın Maliye Bakanı olarak kritik bir mali şahin, yararlı ve dengeleyici bir rol oynayabilir.” yorumunu yaparken, diğer yandan Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, yeni Maliye Bakanı Lindner’in finans politikalarını eleştirerek, Almanya için uygun bir Maliye Bakanı olmayacağını işaret ederek onu eleştirmektedir.

Almanya’nın Hür Demokrat Parti (FDP) liberal lideri ve Federal Maliye Bakanı Christian Lindner

Fotoğraf: Odd Andersen/AFP

Stiglitz, analizinde, Maliye Bakanlığı’nın en başta Avrupa Birliği (AB) için önemli çok önemli bir konuma sahip olduğunu ve diğer portföylerden farklı olarak teknik ve siyasi gücü, yurtiçi ve yurtdışı işlevleri bir araya getirdiğinin önemini vurgulayarak, Şansölye dışında Almanya’nın günlük dış ilişkileri için en önemli olan kabine pozisyonu Maliye Bakanlığı’na ait olduğundan çok ağır bir sorumluluk taşıdığının önemine işaret etmektedir. Stiglitz, analizinin devamında, “Avrupa demokrasisine yönelik en büyük tehdit, Rus etkisi veya dışarıdan gelen herhangi bir etki değil, Avrupa’nın çoğunluğunun boğazına takılan uygunsuz ve yanlış zamanlanmış mali disiplindir’.” sözleriyle dikkatleri çekerken, yeni hükümetin şahin maliye politikalarından uzak durması gerekliliğini belirtmektedir.

Sonuç Yerine…

Birleşik Krallık-AB ilişkileri üzerine bağımsız araştırmalar yapan düşünce kuruluşunun yazarlarından Amir Abedi, kaleme aldığı “FDP, Greens and SPD: a West German goverment? (FDP, Yeşiller ve SPD: Batı Alman Hükümeti mi?) başlıklı analizinde çarpıcı tespitlerde bulunarak, yeni koalisyon hükümetinin uzun vadede sürdürebilir başarısının önündeki engelleri işaret etmektedir. Abedi, analizinde; “…‘Trafik Işığı’ koalisyonun oluşumu iki soruyu gündeme getirmekte. İlk olarak, ne kadar istikrarlı olacak?  İkinci olarak, tüm ülkeyi – Doğu ve Batı – temsil edebilecek mi? İlk sorudan başlarsak “Trafik Işığı” koalisyonları şimdiye kadar federal mecliste denenmemiş olsa da, üç eyalet düzeyinde oluşturulmuştu. 1990-1994 Brandenburg ve 1991-1995 Bremen eyaletlerindeki koalisyonlar dönemlerinin bitiminden birkaç ay önce sona ermişti. Sadece 2016’dan günümüze Rheinland-Pfalz’da trafik ışığı koalisyonu dönemini tamamlamakla kalmayıp, ikinci bir dönem daha kazandı. Yeni federal koalisyon hükümeti Rheinland-Pfalz’daki başarısını tekrarlayacak mı, yoksa Brandenburg ve Bremen’deki koalisyonlar kadar kısa ömürlü mü olacak?”

Bu kısa analizimizde, Alman Şansölye makamına neredeyse eşdeğer taşıyan ve başta Almanya ve AB için önemli iki önemli Dışişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı pozisyonlarını ele alarak, koalisyonun orta vadede başarasının önündeki engelleri kısaca değinmeye çalıştım. Analizde, Avrupa’nın yetkin ve etkin düşünce kuruluşlarının analistlerin düşüncelerine yer verilmeye çalışıldı. Şahsi kanaatim ise; henüz birinci haftasını tamamlamış yeni hükümetin farklı pozisyon ve ideolojilere sahip partileri bir araya getirmesi, en başta Şansölye Scholz ve hükümet ortakların yadsınamaz önemli bir başarısıdır. Yazının en başında da belirttiğim gibi, Almanya’nın yakın siyasi tarihinde uzlaşma, istikrar ve konsensüs üzerine kurulduğunun örneklerini görmekteyiz. Yeni hükümetin en büyük sınavı ve direncini göstermesi iç siyasetten ziyade dış politikada olacaktır. İlerleyen zamanlarda, yeni hükümetin daha doğrusu Merkel dönemi sonrası Almanya dış politikasının rotasını da incelemeye çalışacağım.

Yusuf ERTUĞRAL

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.