BÖLGESEL İŞBİRLİĞİ: BAKÜ-TAHRAN İLİŞKİLERİNDE YENİ SAYFA

upa-admin 18 Nisan 2014 2.280 Okunma 0
BÖLGESEL İŞBİRLİĞİ: BAKÜ-TAHRAN İLİŞKİLERİNDE YENİ SAYFA

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in İran’a yaptığı son ziyarete dünya medya büyük ilgi vardır. Uzmanlar bu olayı bölgesel ve küresel jeosiyasetin güncel sorunları bağlamında değerlendiriyorlar. Bu da rastgele değildir. Devlet Başkanı İlham Aliyev’in İran’da yaptığı görüşmelerde stratejik nitelikteki bir takım konulara değinildi. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Azerbaycan’la ekonomik, enerji, kültürel ve bilgi teknolojileri alanında işbirliğine ciddi önem verdiklerini söyledi. Taraflar hem de son jeopolitik değişiklikler zemininde bölgesel çapta ortak faaliyetin önemli yönlerini ele aldılar. Bunlar iki ülke arasındaki ilişkilerin yeni seviyeye kalktığını gösteriyor.

Üçüncü Sefer: Verimli Siyasetin Yeni Aşaması

Bu yılın Ocak ayında Davos Ekonomik Forumu’nda Azerbaycan ve İran Devlet Başkanlarının görüşmesi iki ülke arasındaki ilişkilerin yeni seviyeye kalkmasına ciddi ivme vermeliydi. 14 Mart tarihinde Van’da Türkiye, Azerbaycan ve İran Dışişleri Bakanlarının müzakereleri ise sürecin bölgesel önemli içerik arz ettiğinin göstergesi oldu. Bu bağlamda bir kadar önce Gence’de Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan Dışişleri Bakanlarının karşılıklı yararlı işbirliği düzleminde yaptıkları görüş alışverişi ise daha geniş jeopolitik açıdan ilginç gidişatın varlığına şüphe bırakmıyor. Tüm bu süreçlerin temel katılımcılarından biri Azerbaycan’dır.

Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in İran’a sayıca üçüncü olan son gezisine bu çerçevede değer vermek daha doğru olurdu. Somut ifade edersek, söz konusu Azerbaycan’ın da aktif katılımcısı olduğu, bölgesel ve küresel jeopolitik mahiyet arz eden önemli süreçtir. Devlet Başkanı İlham Aliyev’in Tahran’da yaptığı görüşmeler Azerbaycan’ın bölgede barış, işbirliği adına aktif faaliyet gösteren önemli aktör olarak rolünü göstermektedir.

Azerbaycan’a komşu devletlerin yüksek itimatla yaklaşımı rastgele bir olay değildir. Türkiye’nin Başbakanının ve Gürcistan’ın yeni yönetiminin seçimden sonra işte Azerbaycan’ı ziyaret etmesi, resmi Tahran’ın Bakü’ye büyük dikkat etmesi somut nedenleri olan hallerdir. Mesele şu ki, Azerbaycan yönetimi kimseye karşı zarar verebilecek dış politika yürütmüyor. 1993 yılının ikinci yarısından Bakü tam pozitif içerikli, karşılıklı yararlı işbirliğine dayalı siyaset yürütüyor. Bugüne kadar öylesine bir durum müşahede edilmemiştir ki, Azerbaycan bölgede durumu gerginleştiren adım atsın. Herhangi devletle işbirliğinden vazgeçsin.

Burada Ermenistan meselesini ayrıca belirtmek gerekir. Bu devlet Azerbaycan’ın topraklarının bir bölümünü işgal etti. Tabii ki, böyle bir durumda onunla işbirliği söz konusu değildir. Fakat Bakü Ermenistan işgal ettiği bölgelerden askerlerini çıkardıktan sonra onunla istenilen ekonomik, enerji ve kültürel işbirliğine hazır olduğunu bildirdi. Bu o demektir ki, aslında, Bakü Erivan’a karşı da ebedi düşmanlık konumunda değil – Azerbaycan sadece, adaletin yerine getirilmesine çalışıyor.

Tahran tüm bunları göz önünde bulundurarak, yeni dış politikasında Azerbaycan’a büyük önem veriyor. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in son İran seferinde imzalanan 4 belgenin içeriği de bunu teyit ediyor. Taraflar yatırım, enerji, ulaştırma, bilgi ve iletişim teknolojileri, altyapı, kültür ve diğer alanlarda işbirliğini genişletmek için imkanların varlığını vurguladılar.

Burada jeopolitik açıdan ciddi önem arz eden bir hususu belirtmeye ihtiyaç duyuyoruz. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in İran devlet başkanı Hasan Ruhani ile yaptığı görüşmeler bölgesel ve küresel güvenlik sorunları “bölgede coğrafi sınırların değiştirilmesinin kabul edilemezliği” ilkesine uyma fonunda devam ettirildi. Artı, bu son fikri İran’ın Devlet Başkanı söyledi.

Böyle anlaşılıyor ki, resmi Tahran Ermenistan’ın dayandığı temel argüman olan “ulusların kendi kaderini tayin etme hakkı arazi bütünlüğünden daha önemlidir” prensibini kabul etmiyor. Şüphesiz, İran yönetiminin bu konuda açık konuşması ciddi bir konudur. İran, Ermenistan-Azerbaycan ilişkilerindeki Dağlık Karabağ çatışmasının çözümünde her şeyden önce ülkelerin toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesini tercih ediyor ve şimdiye kadar imzalanan ikili belgelerde bunu defalarca doğruladı.

“Direniş Ekonomisi”nden Bölgesel İşbirliğine Geçiş

Meselenin diğer tarafı ise enerji alanında işbirliğiyle ilişkilidir. Ukrayna olayları enerji güvenliğinin sağlanmasını dünya kamuoyu önünde yeni seviyeye yükseltti. Bu açıdan “Güney Enerji Koridoru”nun gerçekleşmesi özel önem taşımaktadır. Bu süreçte Azerbaycan’ın özel yer tuttuğu sır değil. İran’ın da kendi enerji kaynaklarını daha verimli kullanma sorununun olduğu bilinmektedir.

Batı’nın uyguladığı yaptırımlar Tahran’ın bu alandaki etkinliğini hayli sınırlamış. Doğrudur, İran “direniş ekonomisi” olarak adlandırılan siyaset uyguluyor. Fakat, galiba, Tahran bunun gerekli fayda sağlamadığını idrak ediyor.

Burada son zamanlarda küresel jeosiyasetde yaşanan ciddi değişiklikler de dikkate alınmalıdır. İran bu yıl petrol ve gaz üretimini artırmayı amaçlıyor. Ülkenin Petrol Bakanı Bijen Zengene düşünüyor ki, bu, sadece ekonomik yaptırımların ortadan kaldırılmasından sonra mümkün olabilir.

İran artık Batı ve Türkiye’nin enerji şirketlerini işbirliğine davet etti. Bu sırada Tahran Azerbaycan’la da işbirliğini genişletmeği düşündüğünü beyan etti. Böylece, bölgesel işbirliği alanında yeni imkanlar meydana gelmiş olur.

İlginçtir ki, İran tarafı radikalizme ve teröre karşı ortak mücadele arzusunu ifade etti. Tahran’ın dış politikasında meydana gelen değişikliklerin yanında bu, normal görünüyor. Aynı zamanda, Azerbaycan’la ilgili oluşan durum terörle mücadeleden konuşurken mutlaka Ermeni terörüne karşı savaşı da göz önünde bulundurmalıdır. Tahran’ın bu konuda ne derecede sözünü tutacağı bir başka meseledir.

Bununla birlikte, İran yönetiminin bu açıdan fikrini açık ifade etmesi ileriye doğru atılmış bir adımdır. Bazı uzmanlar düşünüyorlar ki, İran’da askeri – siyasi çevrelerde öyle güçler var ki, Bakü – Tahran ilişkilerinin gelişimine sıcak bakmıyor ve sürekli meydana sorunlar çıkarıyorlar.

Buna rağmen, Tahran terörle mücadelede daha somut tavır tutabilir. Uzmanlara göre, bunun temel nedeni Batı’nın da çıkarına uygun olan Transatlantik enerji projesinin gerçekleştirilmesinde İran’ın oynayabileceği roldür. Zira, Batı İran gazının Avrupa’ya işte bu güzergahtan nakline sıcak bakıyor.

Şu anda ekonomik yaptırımların yürürlükte kalmasına rağmen, durum keskin değişebilir. Tahran’ın bu konuda Moskova’nın siyasi çizgisine uymayacağı muhtemeldir. Öte yandan, yaptırımların kaldırılması için İran’ın şansı oluşur. Bu bağlamda enerji kaynaklarının Azerbaycan arazisi üzerinden Avrupa’ya nakli gerçek seçenek gibi görünüyor. Demek, terörle mücadele konusunda daha geniş jeopolitik bağlamda bakıldığında İran’ın gerçek adımlar atması mümkündür. Meselenin bu tarafı Ermenistan’ın bölgedeki konumunun zayıflamasını ve Moskova’nın da belli gerçekleri dikkate alabilmesini dışlamaz.

Yapılan analiz gösteriyor ki, Azerbaycan yönetimi dış politikada derin düşünülmüş adımlar atıyor. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in İran’a son ziyareti bu açıdan yeterince etkili ve stratejik çıkarlara tam uygun adım izlenimi bırakıyor. Resmi Bakü bütün bölgenin geleceği açısından büyük önem taşıyan teşebbüslerde yer alıyor. Meselenin bir tarafı ekonomik gelişmeyle bağlıysa, diğer düzlemde güvenlik modelinin oluşumu perspektifi vardır.

Kaynak: Newtimes.az

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.