İSVEÇLİ TÜRK ASILLI SİYASETÇİ SULTAN KAYHAN’LA MÜLAKAT

upa-admin 05 Mayıs 2014 3.488 Okunma 0
İSVEÇLİ TÜRK ASILLI SİYASETÇİ SULTAN KAYHAN’LA MÜLAKAT

İsveç’te 14 Eylül’de yapılacak genel seçimlerde İsveç Sosyal Demokrat Partisi’nden (SAP) milletvekili adayı gösterilen 26 yaşındaki Sultan Kayhan’ın seçimi kazanma ihtimali yüksek. UPA’dan Murat Topçu, Sultan Kayhan’la bir mülakat gerçekleştirdi. Aşağıda bu mülakatı bulabilirsiniz.

1. Merhaba, öncelikle sizi tanımak isteriz. Kendinizden bahseder misiniz?

Merhaba, adım Sultan Kayhan. Kulu kökenli, İsveç’te büyümüş 26 yaşında bir Türk genciyim. Stockholm Üniversitesi’nde Siyasi Bilgiler ve İktisat bölümünü bitirdim. Siyasi Bilgiler alanında master yaptım. Öte yandan, Forsäkringskassan’da çalışıyorum. Çeşitli derneklerde aktif bulundum. Şuanda Östermalm-Gärdet Derneği ve Stockholm Belediyesi İşçi Konseyi (Stockholms Arbetarkommuns Studieråd) eşbaşkanlığını yürütüyorum.

2. Şayet bu dönem İsveç Parlamentosu’na girerseniz, kişisel olarak İsveç için en büyük hayaliniz ve gerçekleştirmek istediğiniz projeleriniz nelerdir?

Yapmak istediğim çok şey var aslında. Ama eğer kazanırsak ve ben meclise girersem çalışmak istediğim konulardan birisi iş piyasası politikası. İsveç’te işsizlik oranları son yıllarda çok arttı. Şu an 400.000 kişi işsiz. Bunların büyük bir kısmı da genç. Özellikle yabancı kökenli gençlerimiz iş bulmakta zorluk çekiyorlar. En son aldığım bilgilere göre 10 senedir hiçbir şey yapmayan, tamamen boş gezen gençler var. Bu çok ciddi toplumsal bir sorun ve bu sorunun önüne geçilmesi gerekiyor. Belli ki sağ partiler bunu başaramadılar. Sosyal demokratların seçim programındaki ilk konu bu, yani işsizliğin üstesinden gelmek. Ayrıca gençlere verilen bir söz var; hiçbir genç issiz kalmayacak şeklinde. Seçimleri kazandığımız andan itibaren yapmamız gereken çok şey olacağı belli ve ben bunu iple çekiyorum.

3. İsveç’te Sosyal Demokrat Parti’den siyasete atıldınız. Neden Sosyal Demokrat Parti ve neden siyaseti seçtiniz?

Çok küçük yaşlarımdan beri siyasete ve toplumsal konulara karşı büyük ilgim var. 2003 yılında Irak Savaşı’na karşı yapılan büyük yürüyüşe katıldım. Henüz 14 yaşındaydım ve orada toplanan insanların gücü, fikirlerin değiştirici bir güç olabileceğini anlamamı sağladı. O günden beri değişik derneklerde bulundum. Master eğitimime başlamadan önce de artık bir siyasi partiye üye olmam gerektiğini düşünerek Sosyal Demokrat Parti’ye üye oldum. Sosyal demokratları  seçmemin nedeni ise ideolojik. Üyeliğimden sonra her şey çok hızlı gelişti, kısa zamanda aday oldum. Bu beni hem şaşırttı, hem de mutlu etti beni. İnsanların güvenini kazanmak güzel.

4. İsveç’te yaşayan gurbetçi vatandaşlarımızın en önemli sorunları dil sorunu, entegrasyon sorunu, ırkçılık ve ana dilde eğitim… Bu sorunların çözülmesi için ne gibi adımlar atılabilir?

Entegrasyonun en önemli maddeleri eğitim ve iş. Parti olarak seçimleri kazanırsak işsizliği azaltmak için eğitime çok önem verileceğini düşünüyorum. Yani işe alınmak için nasıl bir bilgi ve yeterlilik gerekiyorsa, bunların sağlanması gerekir. Dil konusu aynı zamanda ana dil eğitimiyle bağlantılı. Araştırmalara göre hiçbir dili tam bilmeyen gençlerin olduğunu biliyoruz. Örneğin, bizim gençlerimiz arasında ne Türkçe’yi, ne de İsveççe’yi tam olarak bilmeyenler var. Ana dil eğitimi bu nedenle çok çok önemli. Ana dilini çok iyi öğrenen bir çocuk, ikinci-üçüncü dilleri çok kolay öğrenebiliyor. Bunun için okulların ihtiyacı olan imkânlar sağlanmalı. Sosyal Demokrat Parti böyle düşünüyor.

5. Hobilerinizi ve sizi tanımlayacak özelliklerinizi bilmek isteriz?

İş ve siyaset dışında fazla zamanım kalmıyor. Stres atmak için uzun yürüyüşlere çıkmayı, kitap okumayı, dans etmeyi seviyorum ve sevdiklerimle zaman geçirmekten hoşlanıyorum.

6. Dünyaya tekrar gelseydiniz hangi mesleği seçerdiniz?

Yine siyaset!

7. Ulaşamadığınız biri ile tanışıp sohbet etme olanağınız olsaydı, bu kim olurdu? Ondan neler öğrenmek isterdiniz? 

Tek bir kişiyi seçmek imkânsız. Her insanın farklı tecrübeleri ve hikâyeleri var. İnsanları tanımaya çalışıp, onların yaşadıkları zorlukları anlamaya çalışmak ve insanların hatalarına karşı daha anlayışlı olabilmeyi öğrenmek bence çok önemli. Ayrıca çok farklı hayatlar sürdürsek bile, ortak noktalarımızın olması insanı ümitlendiriyor.

8. Son olarak buradan vermek istediğiniz mesaj nedir? 

Türk toplumu olarak yaklaşık 50 senedir İsveç’teyiz ve gayet büyük bir topluluğuz. Toplumsal konulara karşı ilgimizi doğru kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Örneğin, çoğumuz Türkiye’de neler olup bittiğini çok iyi biliyoruz, bütün dizileri takip edip, Türkiye’deki ünlülerin çocuklarını bile tanıyor gibiyiz. Ama İsveç’te neler olup bitiyor? Gençlerimiz neden iş bulamıyor ve neden okullarını yeterli dereceyle bitiremiyor? Emekli maaşları neden fakirlik sınırının altında? Neden yaşayacak ev bulamıyoruz? Ve bunlara benzer birçok önemli konu daha. Söylediğim gibi sayı olarak çok fazlayız, ama seçimlerde oyumuzu kullanmamız gerekiyor. Oy kullanmak, sesini duyurmak demektir. Bence artık sessiz kalmayalım.

 

 

Röportaj: Murat TOPÇU

 

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.