ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE GÜVENLİK ALGISI

upa-admin 07 Ağustos 2012 16.416 Okunma 1
ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE GÜVENLİK ALGISI

Korunma, barınma ve varlığını devam ettirme gereksinimi, toplumsal ve tarihsel gelişme evrelerine göre nitelik değiştiren; birey, aile, ülke veya ülkelere göre farklılıklar gösteren bir ihtiyaç olup, insanların toplu yaşama geçişinden itibaren var olmuştur. Fakat “güvenlik” kavramının somut bir anlam kazanması, ulus-devlet süreci ile birlikte gerçekleşmiştir (Demir, 2009, s. 12).

En basit tanımı “tehlike bulunmaması hali, emin ve rahat olma durumu” olan güvenlik, Arnold Wolfers tarafından iki farklı bileşene ayrılmıştır. Wolfers’a göre güvenlik; objektif anlamda eldeki değerlere yönelik bir tehdidin olmaması, sübjektif anlamda ise bu değerlere yönelik bir saldırı olacağı korkusu taşınmamasıdır (Wolfers, 1962, s. 150). Bu tanımlamadan hareketle güvenlik olgusunun temelinde yer alan kavramın “tehdit” olduğu kabul edilmiştir. Tehdit ise; bir devlet, toplum ya da bireyin yaşamına veya sahip olduğu değerlere yönelik olumsuz sonuçlar doğurma potansiyeli olan olaylar ya da olgular şeklinde tanımlanmıştır (Krahman, 2005, s. 4). Buzan’a göre güvenlik tanımı için, “devlet” ya da “birey” gibi basit bir tanımlama yeterli olmazken (Buzan, 1991, s. 26), güvenliğin “vizyon doğrultusunda belirlenen hedeflere ulaşmaya engel olabilecek risk ve tehditlerin ortaya koyulması, belirlenen risklerin yönetilmesi ve tehditlere karşı gereken tedbirlerin alınması sistemi” olarak nitelendirilmesi ise (Küçükşahin, 2007, s. 45) gözlemlenen bu yetersizliği ortadan kaldırabilir.

“Geleneksel güvenlik” anlayışı, güvenliği devlet merkezli, askeri tehdit odaklı bir bakış açısı ile yorumlamıştır. Soğuk Savaş dönemi ise bu algılanışa verilebilecek en somut örnek olmuştur. II. Dünya Savaşı sonrasında belirgin bir nitelik kazanan Soğuk Savaş dönemi; ABD ve SSCB’nin liderlik ettikleri Batı ve Doğu Blokları arasında sürdürülen bir mücadele haline dönüşmüş ve devletler ya iki bloktan birine katılmış ya da “bağlantısızlık” olarak bilinen bir dış politika stratejisi izlemişlerdir. Soğuk Savaş dönemi boyunca güvenlik meseleleri devamlı surette askeri güçle ilişkilendirilmiş ve bu süreçte askeri güç ile ilgili unsurlar, devletlerin birincil politikaları arasında yer almıştır. Güce dayalı, devleti merkeze alan, anarşik bir uluslararası sistem anlayışı belli bir döneme damgasını vursa da (Morgenthau, 1970, s. 270-273), Soğuk Savaş sonrası dönemde küreselleşmenin de etkileriyle beraber tehdit algılamaları çeşitlenmiş, bu bağlamda güvenlik kavramının genişleme ve derinleşme süreci hızlanmıştır. Salt askeri bazda analizlerin yapılması aşılmış, enerji kaynakları, çevre, nüfus, ekonomi, kültürel sorunlar gibi faktörlerin de değerlendirmelere dahil edildiği gözlemlenmiştir. Bu konularla güvenlik kavramı ilişkisinin öneminin artmış olması, güvenliğin gerçek anlamda tesisi için tüm bu hususlarda ortak çalışmalar yapılmasına yol açmıştır (Buzan & Weaver, 1998, s. 30).

Değişen güvenlik algılamaları, 11 Eylül 2001 olayları ile dönüm noktasına ulaşmıştır. 11 Eylül 2001‘deki terör olayları, güvenlik kavramının kapsamının küresel terör, örgütlü suç şebekeleri, uyuşturucu, silah ve insan ticareti, yasadışı göç, etnik ve dinsel nitelikli çatışmalar ve kitle imha silahlarındaki artış gibi tehditlerle daha da genişlediğini göstermektedir (Tepebaş, 2010). Soğuk Savaş dönemi sonrasında ABD’nin hegemon güç olması uluslararası ortamı netleştirmemiş, küreselleşmenin ekonomik ve sosyal bakımdan getirmiş olduğu olumsuz sonuçlar, ABD ve Batı karşıtı terörü körükleyen en önemli etken olmuştur (Falk, 2004, s. 126). 11 Eylül 2001’deki terörist saldırılardan sonra uluslararası ilişkilerin gündemine “terörle mücadele” konusunun yerleşmesi de bize bunu kanıtlamıştır. Çünkü bu saldırılar, teröristlerin her an ve her yerde faaliyette bulunabileceğini dünyaya göstermiştir. Bu yeni terörizm, bugüne kadarki kavramsal çerçevesini aşmış ve artık çok daha yıkıcı bir boyut kazanmıştır.

Soğuk Savaş’ın sona ermesi, iki bloklu sistemin dağılması, küreselleşmenin artması, bilgi ve iletişim teknolojisinin hızla yaygınlaşması, devletlerin çeşitli alanlarda birbirlerine bağımlı hale gelmeleri ve özellikle 11 Eylül 2001 tarihinde ABD’de yaşanan terör saldırıları, nitelik ve nicelik itibarıyla çok boyutlu hale gelen risk ve tehdit algılamalarını değiştirmiş ve uluslararası güvenlik ortamını son derece değişken bir hale getirmiştir. 11 Eylül 2001 ile altı çizilen uluslararası terörizm tehdidi, güvensizliğin küreselleşmesinin en önemli kanıtı olmuştur. Güvensizliğin küreselleştiği dünyamızda bugüne gelindiğinde, Türkiye’nin terör tehdidi ile karşı karşıya oluşu, “güvenlik” kavramının uluslararası ilişkilerdeki yerini bir kez daha hatırlatmıştır.

 

                                                                                                                      Burcu KANBAL

 

KAYNAKLAR

– Buzan, B. (1991). People, States And Fear: An Agenda For International Security Studies İn The Post-Cold War Era, Harvester, Newyork: Wheatsheaf.

– Buzan, B., & Weaver, O. (1998). Liberalism and Security: The Contradictions of The Liberal Leviathan. Copenhegen Peace Research Institute.

– Demir, S. (2009, Haziran). Avrupa Güvenlik Mimarisinin Tarihsel Gelişimi ve Türkiye’nin Bu Güvenlik Mimarisindeki Yeri, Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Güvenlik Stratejileri Dergisi (9).

– Falk, R. (2004). Dünya düzeni nereye?, İstanbul: Metis yayınları, 2004.

– Krahmann, E. (2005). From State To Non-State Actors: The Emerge Of Security Governance, New Threats And New Actors In International Security, Elke Krahmann (Ed.), Palgrave Macmillan.

– Küçükşahin, A. (2007). Türkiye’nin Tehdit Belirleme Yöntemi ve Güvenlik Anlayışı Çerçevesinde Düşman Kavramının Değerlendirilmesi, Türkiye’ye Yönelik Dış Kaynaklı Risk ve Tehditler Sempozyum Bildirileri (s. 43-93) içinde, İstanbul: Harp Akademileri Yayınları.

– Morgenthau, H. (1970). Uluslararası Politika. (B. Oran, & Ü. Öskay, Çev.) Ankara: Sevinç Maatbası.

– Tepebaş, Ufuk. (2110). Soğuk Savaş ve 11 Eylül Sonrası Uluslararası Sistemdeki Değişimin Güvenlik Algılamalarına Etkisi ve Türkiye, <http://www.tasam.org/index.php?altid=477> (15.06.2010).

– Wolfers, Arnold. Discord and Collaboration: Essays on International Politics. Baltimore: Johns Hopkins University Press, 1962.

One Comment »

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.