Her ne kadar Çin’in geleneksel Lunar takvimine göre Ejderha yılının bitip Yılan yılının başlamasına bir ay kalmış olsa da, 2013’e giren ilk ülkelerden bir tanesi Çin oldu. 2012 Çin’de hem ekonomik, hem de politik anlamda köklü gelişmelerin sahne aldığı bir yıl olarak tarihin tozlu sayfalarına karıştı. Dünyadaki ekonomik yavaşlama akabinde ekonomik bozulmanın Çin’e yansımaları ve Çin Komünist Parti kongresinin yapılması ile Çin’i önümüzdeki 10 yıl yönetecek olan tepe kadronun belirlenmesi 2012’yi önemli bir yıl olarak kayda geçirirken, yeni tepe yönetiminden hem ekonomik, hem de sosyal reform bağlamında büyük beklentiler bulunmaktadır. Bu makalede 2012’nin geleceğe yön veren gelişmelerini ele alıyor ve 2013 için bazı tahminler üzerinde ilerliyor olacağım.
Dünyadaki Kara Bulutların Gölgesi Çin Semalarında Dolaşıyor
Pek tabii ki dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin 2012’deki ekonomik resmini burada birkaç paragrafa sığdırmak mümkün değil. Ancak rakamlara geçmeden önce büyük resime bakacak olursak, ABD ve Avrupa ekonomilerindeki talep daralmasına, Çin’deki iç talebin de daralması eklenince, Çin ekonomisinin büyüme hızı 2012 ilk üç çeyrekte yavaşlamaya devam etti. Son çeyrekte bazı kıpırdanma sinyalleri ortaya çıksa da, 2013’ün kırılganlığın devam ettiği bir sene olacağını söylemek yanlış olmaz.
Türkiye’de ve dünyada katıldığım konferans, okuduğum makalelerde hemfikir olunduğu üzere Çin’de birçok sektörde arz fazlası bulunmaktadır. Bunun başlıca nedeni yıldızı parlayan sektörlerde ana iş kolu olmamasına rağmen birçok farklı şirketin yatırım yapmış olmasıdır. Bu arz fazlasına karşın düşen talep ile 2012 bilançolarında belli başlı firmaların iflas istemesi ve belli başlı sektörlerde birleşme/satınalmaların gerçekleşmesi kaçınılmaz görünüyor.
Tsinghua Üniversitesi Çin Ekonomisinin Dünyadaki Yeri Araştırma Merkezi Başkanı Li Daokui, Çin’in 2012 büyümesinin % 7,8 olarak kaydedilmesinin beklendiğini ve 2013 büyüme tahminlerinin % 8,1 olacağını belirtti.(1) Bu rakam Çin Hükümetinin 2012 için hedef koyduğu kaliteli büyüme oranı olan % 7,5’un üzerinde olsa da, büyümeyi tetikleyen en önemli kalemlerin tüketiciler değil, metro ve yol projeleri gibi altyapı yatırımları olduğu göz önüne alındığında kaliteli büyüme konusunda soru işaretleri ortaya çıkmaktadır. Çin Sosyal Bilimler Akademisi Başkan Yardımcısı Li Yang’a göre Çin’in doğaya verdiği zararın masrafları hesaba katılırsa Çin’in gerçek büyümesinin % 5 olduğu görülmektedir.(2)
Çin ekonomisinin 2012’de hız kesmesinin nedenini sadece yurtdışı talep darlığına bağlamak gerçekçi olmaz. RMB’nin değerlenmeye devam etmesi, artan işçi maliyetleri ve enflasyon iç piyasa ile ilgili üç önemli etken olarak sıralanabilir. 2013’de de bu trendin korunup şu günlerde 6,35 oranında olan RMB/USD paritesinin 6,10’lara kadar yükselmesi beklenmektedir.
Öte yandan, HSBC’nin altını çizdiği 2000-2011 arasında Çin’de işçi maliyetleri dört kat artarken bu oranın Meksika’da % 40 olduğu gerçeği, Çin’in ucuz iş gücü cazibesini nasıl kaybettiğini gözler önüne sermektedir. 2012’de ise şaşırtıcı şekilde maaşlardaki artış hızının neredeyse durduğu (2011 % 23 – 2012 % 1,7) gözlemlenmiştir.(3) Maaşlardaki artış hızının bir anda kesilmesi de Çin’deki ekonomik bozulmanın bir başka göstergesi olarak yorumlanabilir.
Enflasyona bakacak olursak, Ocak-Kasım 2012 arasında Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) % 2,7 artarken (4), Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) Mart ayından itibaren bir önceki yıla göre hep artarak düşerek Eylül’deki düşüş % 3,6 olarak kaydedilmiştir. ÜFE rakamlarının Ekim’de % 2,8, Kasım’da % 2,2 düşüş olarak kaydedilmesi de ekonomik toparlamanın zayıf olduğunu gözler önüne sergilemektedir.(5)
Çin’in 2012 dış ticaret karnesine bakacak olursak, Ocak-Kasım döneminde dış ticaret hacmi bir önceki yılın aynı dönemine göre % 5,8 artmış ve 3,5 trilyon USD’a ulaşmıştır. İhracat % 7,3 artarak 1,85 trilyon USD’a ulaşırken, ithalat % 4,1 artarak 1,65 trilyon USD olarak kaydedildi. Ticaret fazlası ise 200 milyar USD’a yaklaşarak (199,51 milyar USD) bir önceki yılın aynı dönemine göre % 44,1 artmıştır. Çin’in özellikle ABD ve Güney Afrika, Rusya gibi gelişmekte olan ülkeler ile ticaretindeki ortalamanın üzerindeki artış oranları, bu rakama katkı sağlamaktadır.
Ocak-Kasım 2012 arasındaki Çin’de kurulan yabancı şirketlerin sayısı da % 10 azalarak 22,503 olarak kaydedilmiştir, Çin’e yapılan Doğrudan Direk Yatırım (FDI) % 3,6 düşerek 100 milyar USD olmuştur. Buna rağmen, Çin 2012 ilk yarısında ABD’yi geçerek dünyanın en favori Doğrudan Direk Yatırım destinasyonu konumuna gelmiştir.(6) Çin’in dünyadaki yatırım ve satınalmaları ise hız kesmeden artmaktadır. Çin Ticaret Bakanlığı verilerine göre yılın ilk 11 ayında 3598 Çinli firma 130 ülkede bir önceki yıla göre % 25 artışla 62,5 milyar USD’a ulaşmıştır.
Çin’in en ünlü iş makinesi firmalarından SANY’nin Almanya’nın dünyaca ünlü beton pompa üreticisi Putzmeister’i satın alması ses getiren işlemlerden bir tanesi olurken, Çin’in Amerikan şirketlerine yatırımı bir önceki rekor olan 2010’a göre % 12 artarak 6,5 milyar USD ile rekor kırdı. 2013’e ise Çin Yatırım Kuruluşu’nun (China Investment Corporation) Daimler ile Mercedes’e % 4-% 10 arası ortaklık için görüşmeleri sona yaklaştırdığı haberleri dünya gündemine bomba gibi düştü.(7) 2013’de de Çinli firmaların ve fonların dünyada bir çok yeni ses getirecek ortaklığa imza atması şaşırtıcı olmayacaktır.
2013 Çin ekonomisinin yani yeni Çin’in gücünün en büyük indikatörünün dikkat ile takip edildiği bir yıl olacaktır. 2012 sonundaki düzelme işaretleri 2013 ilk yarısında olumlu verilere dönüşürse sadece Çin değil kriz döneminde birçok ülkeyi finanse ettiğini düşünürsek tüm dünya rahatlayacaktır.
2013 bizlere 2012’nin Çin Eximbank Baş Ekonomisti Wang Jianye’nin dediği gibi “sert iniş”in abartıldığı bir yıl mı yoksa kırılım noktası mı olduğunu gösterecektir. Dünya Bankası eski Baş Ekonomisti Justin Lin’in belirttiği gibi bardağın hem dolu, hem boş tarafı görülmelidir ve yeni yönetimin atacağı adımlar Çin’in 2013 ekonomik gidişatında son derece etkili olacaktır.(8)
Yeni Yönetim ile Gelen Değişim Rüzgarı ve Çözülmeyi Bekleyen Kritik Sorunlar
Tüm dünyanın yakinen takip ettiği Çin Halk Cumhuriyeti 18. Parti Kongresi Kasım ayı içerisinde yapıldı ve Çin’in önümüzdeki 10 yılını yönetecek yedi kişilik Politbüro Merkezi Komitesi açıklandı. Bir önceki yazımda vurguladığım üzere Çin’in dünyaya açılımını gerçekleştiren Deng Xiaoping ekolüne yakınlığı ile bilinen Xi Jinping Çin Komünist Partisi Genel Sekreteri olarak halka seslendi.
Bu sene içerisinde ABD ziyareti akabinde Türkiye’ye de uğrayan Xi Jinping gerek sanatçı eşi ve Harvard’da eğitim gören kızı, gerek sempatik kişiliği ile alışagelmiş Çinli lider profilinin dışına çıkıyor. 2013 Mart ayında resmen Başkanlık koltuğuna oturacak olan yeni Devlet Başkanı, ilk resmi ziyaretini 1992’de Deng’in dünyaya açılım politikasını halka açıkladığı ünlü Güney Turu’nu başlattığı Shenzhen’e yaparak izleyeceği politikalar yönünde de işaret verdi. Dış politika uzmanlarına göre yeni Politbüro’daki seçimler parti içerisinde son dönemde kıpırdanmaya başlayan Mao Zedong politikalarına dönüş isteyen kanata da gözdağı vermiş oldu.
Çin’de milyonlarca kişinin izlediği zafer konuşmasında Xi Jinping, yeni dönemde Çin’in en önemli sorunları olan yolsuzluklar, gelir dağılımındaki eşitsizlik, oldukça eleştirilen sosyal sistem (eğitim ve sağlık başta olmak üzere) üzerine giderken Komünist Parti’nin halktan kopuk fazla resmi ve bürokratik yapısını değiştirme sözü verdi. Bu sorunları çözmek için yeni yönetim ise musluğu sonuna kadar açmış görünüyor. Bütçe açığının Gayrisafi Milli Hasıla’ya oranın 2013’de, 2012’deki hedef % 1,5’a -ki gerçek rakamın bundan yüksek olması bekleniyor- göre artarak % 2’ye çıkması öngörülüyor.(9)
Bugünlerde ise Çin’in en önemli iletişim platformu haline gelen -Twitter’a benzerliği ile dikkat çeken- Weibo’da Başkan Xi’den sadece verdiği sözler değil, bunun ötesinde daha fazla özgürlük için talepler başlamış durumda. Son iki aydaki resmi ziyaretleri boyunca yemeklerde aşırıdan kaçınan Xi Jinping’e Weibo’da “4 çeşit yemek ve bir kase çorba değil, basın özgürlüğü gerçek reformdur” şeklindeki sesleniş Çin’de oldukça konuşuldu.(10) İlk reform sinyali ise geçtiğimiz günlerde “Re-education through Labour System” diye bilinen, Sovyet Rusya’dan kalan muhalif sesleri polis zoruyla işçi kamplarına gönderme uygulamasına son verilmesinin gündem oluşturması ile geldi.(11)
Şu bir gerçek ki Xi Jinping yönetimini sadece ekonomik açıdan değil politik açıdan da özellikle iyi eğitimli gençlerin başını çektiği Çin halkının taleplerinin daha yüksek sesle dile geldiği bir dönem bekliyor ve 2013 yeni Başkan ve ekibinin kredibilitesi açısından son derece yakın izlendiği bir yıl olacak.
Türkiye- Çin İlişkileri: Neredeyiz? Nereye Gidiyoruz?
2012 Türkiye’de Çin yılı olarak farklı şehirlerimizde birçok kültürel ve sanatsal aktivite ile kutlanırken, politik ve ekonomik ilişkilerin hareketli geçtiği bir yıl oldu. Daha önce yazılarımdan hatırlayacağınız üzere Nisan ayında gerçekleşen ve benim de katılım sağladığım Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 5 Bakan, 1 Başbakan Yardımcısı ve 300 işadamıyla gerçekleştirdiği Çin ziyareti birçok ilke sahne oldu. Bu ziyaret sırasında Urumçi’de Uygur halkının bize gösterdiği sevgi selini hiçbir zaman unutamayacağım. Bu ziyaret boyunca özel sektör temsilcileri ve hükümetler arası imzalanan niyet ve işbirliği anlaşmalarının ise henüz sadece küçük bir kısmı realize edilmiş durumda. Bu tarz ziyaretlerin etkilerini çok kısa sürede görmek ve analiz etmek doğru olmasa da artık ülkemizde Çin’in en önemli özel sektör oyuncularının ofisleri ve veya temsilcileri bulunmaktadır ve ülkemize yapmayı planladıkları yatırımlar gözle görülür şekilde artmıştır.
Ticari rakamlara bakacak olursak, yıllar sona Türkiye’nin Çin ile ticari hacminde 2011’e göre bir düşüş olması beklenmektedir. Güzel haber, ihracatımız artarken ithalat yıllar sonra azalmıştır. 2012 Ocak-Ekim arasındaki ticari hacim % 3,5 düşerek 19,63 milyar USD olarak kaydedilirken, aynı dönemde ihracatımız % 9,2 artarak 2,18 milyar USD, ithalatımız % 4,8 azalarak 17,45 milyar USD olmuştur. Ticari açığımız % 6,6 düşerek 15,26 milyar USD olarak kaydedilmiştir.(12) Her ne kadar ithalatın azalması sevindirici gibi görünse de Çin’den Türkiye’ye gelen kalemlerin büyük kısmı ara maddedir ve ithalatın azalması ya Türkiye’nin üretiminin azaldığı, ya da Çin’den alınan ara maddenin başka bir ülkeden alındığı ve cari açığa daha fazla yansıdığı anlamı taşımaktadır.
2013 Türkiye-Çin ilişkileri açısından hem kültürel, hem ekonomik, hem de politik olarak önemli bir yıl olacaktır. 2012’de Türkiye’de kutlanan Çin Yılı, 2013’de Çin’de Türkiye Yılı olarak kutlanmaya başlamıştır ve bu sene Çin’in farklı şehirlerinde kültürümüzü ve ülkemizi tanıtım fırsatı bizdedir. Bu Çin’den beklediğimiz turist sayısındaki artış için çok önemli bir fırsattır ve en iyi şekilde değerlendirilmelidir. 2013 içinde de Çin’e gelen Resmi Heyet sayısında artış olması muhtemeldir ve özellikle kömür, rüzgar, güneş ve nükleer enerji konularında Çin ile Türkiye arasında ilişkilerin artması beklenmelidir.
Son olarak sizleri Çin’de DEİK ve Ekonomi Bakanlığımız desteği ile yürütülen Çin’deki Türk Çin Ticaret ve Sanayi Odası ve Shanghai Serbest Bölge içerisinde kurulması planlanan Türk Serbest Bölgesi konusunda bilgilendirmek isterim. DEİK Dünya Türk İş Konseyi Asya Pasifik Bölge Komitesi koordinasyonunda yürüyen iki proje de Türkiye’nin Çin’e ihracatının artması ve Çin’de lobicilik faaliyetlerinin sürdürülüp, Türk özel sektör temsilcilerinin Çin ile ticari ilişkide bulunurken yaşadığı sorunların direk muhataplara sunulması açısından son derece önemlidir. Umarım 2013 bu iki projenin de hayata geçtiği bir yıl olacaktır.
Bu vesile ile 2013’ün ülkemiz açısından huzur ve başarı dolu bir yıl olmasını, 2023 hedeflerine emin adımlarla yürüyen Türkiye’nin Çin ile geçtiğimiz yıllarda imzaladığı stratejik ortaklık anlaşmalarının kağıt üzerinde değil kültürel, ekonomik ve politik olarak gerçeğe dönüştüğünü göstermesini dilerim. Sevgi ve saygılarımla.
M. Köken GÜNEŞ
REFERANSLAR
(1) http://www.chinadaily.com.cn/business/2013-01/07/content_16092258.htm
(2) http://www.chinadaily.com.cn/business/2012-12/17/content_16026250.htm
(4) http://www.stats.gov.cn/tjfx/jdfx/t20121209_402857506.htm
(5) http://www.stats.gov.cn/tjfx/jdfx/t20121209_402857507.htm
(7) http://www.autoguide.com/auto-news/2013/01/china-investment-corp-interested-in-daimler-stake.html
(8) http://europe.chinadaily.com.cn/business/2013-01/08/content_16096244.htm
(9) http://www.chinadaily.com.cn/business/2013-01/07/content_16092481.htm
(10) http://www.ft.com/intl/cms/s/0/9aead3c0-58d6-11e2-bd9e-00144feab49a.html#axzz2HOq87OGB
(11) http://english.caixin.com/2013-01-07/100480421.html
(12) http://countryreport.mofcom.gov.cn/new/view110209.asp?news_id=32076