Bu yazımızda Güney Amerika’yı fotoğraflarla biraz daha yakından tanıyalım…
Batı yarıkürenin güneyinde yer alan Güney Amerika, 17.814.000 km’ yüzölçümüyle yeryüzünün dördüncü büyük kıtasıdır. Uzunluğu kuzey-güney yönünde yaklaşık 7200 km’dir. Kuzeyde Karayip (Antil) Denizi, doğuda Atlas Okyanusu, batıda ise Büyük (Pasifik) Okyanus’la çevrilen Güney Amerika, güneyde Drake Geçidi’yle Antarktika’dan ayrılır. Coğrafi yapı açısından da farklılıklar arz eden kıtanın tüm batı şeridinde And Dağları, orta-kuzey kesiminde Amazon havzası, orta batısında Atakama Çölü, orta-güneyinde Pampa olarak adlandırılan geniş ovalar ve en güneyde buzullara ev sahipliği yapan Patagonya bölgesi yer alır.
Güney Amerika haritası
And Dağlarının tropikal kuşakta geniş alanlara yayılması sonucunda, ekvator yakınlarında bile ılıman, hatta soğuk iklim kuşakları görülebilmektedir. Bu koşullar iklimde büyük bir çeşitlilik yaratır. Eşine rastlanmayan ekolojik kuşaklar Güney Amerika coğrafyasının en çarpıcı özelliğidir. Güney Amerika’yı dört büyük ırmak sular. Bunların en büyüğü bilindiği üzere Amazon Nehri’dir. Amazon Nehri’nin yakın tarihlerde daha uzak bir kaynağının (Nevado Mismi) bulunmasıyla, bu nehrin 6.992 km ile dünyanın en uzun nehri (Nil’den bile uzun) olduğu iddia edilmiştir. Amazon yağmur ormanları, kıtanın simgelerinden biridir. Brezilya’nın kuzeyinde yer alan Amazon Havzası’nda dünyanın en büyük yağmur ormanları yer alır. Bugün bile keşfedilmemiş bölgelerin bulunduğu bu ormanlarda, hala teknolojiyle tanışmamış Amazon yerlileri yaşamaktadır.
Güney Amerika, bazı bölgelerindeki ileri sanayileşme neticesiyle dünyada kentleşmenin en yüksek olduğu alanlardan da biridir. Arjantin, Şili, Uruguay, Venezuela gibi ülkelerde nüfusun yüzde 80’i kentsel alanlarda yaşamaktadır. Hatta kıtanın bazı kırsal bölgelerinde yüzlerce kilometre boyunca yerleşim yerine rastlanmaz.
Caracas (Venezuela)
PACHAMAMA’NIN ZENGİN KITASI
Toprak tanrıçası Pachamama’nın kültüründe önemli yer ettiği Güney Amerika kıtası, dünyanın en zengin ve en renkli bitki örtüsü çeşitliliğine sahiptir. Kıtada görülen bitkiler arasında, yalnızca bu bölgeye özgü olanların oranı oldukça yüksektir. Bununla birlikte kıtada iklim ve coğrafi özellikler değiştikçe bitki örtüsünde de farklılıklar görünür.
Özellikle yağmur ormanlarındaki çeşitlilik inanılmazdır. Yükseklikleri 100 metreyi aşabilen ağaçlardan oluşan Amazon Ormanları’nda 2500 tür ağaç bulunur.
Bolivya’da ölüm yolu olarak anılan ünlü Yungas
Doğal ortam çeşitliliğine bağlı olarak Güney Amerika’daki hayvan varlığı da oldukça zengindir. Dev ırmaklarla bölünen yağmur ormanlarında binlerce kuş ve balık, yüzlerce de memeli hayvan çeşidi ile sayıları toplamda 15.000’e varan farklı hayvan türü yaşamaktadır. Güney Amerika’da tatlı su balığı türlerinin sayısı 2700’e ulaşmıştır. Yalnızca Amazon’da 1500 tür balık yaşar. Bunlardan Türkiye’de de en tanınmış olanı, yırtıcılıklarıyla ünlü piranalardır.
Pirana balığı yakalandıktan hemen sonra
Kuşlar da yaklaşık 2700 türle temsil edilir. Afrika ve Asya’dakinden çok daha yüksek olan bu sayı Güney Amerika’ya “kuşlar kıtası” unvanını kazandırmıştır. Hatta Kondor ismi verilen kuş kıtadaki bazı ülkelerin ulusal simgesi haline gelmiştir.
Tukan Kuşu (Brezilya)
Memeliler arasında ise maymunlar, yarasalar, keseliler, tembel hayvan, karıncayiyen, oklu kirpi, tapir, geyik gibi hayvanlar bulunur. And Dağları deyince de akla ilk olarak hiç kuşkusuz lamalar gelmektedir. Güney Amerika’da ayrıca jaguar ve puma gibi son derece yırtıcı etçiller de yaşamaktadır. En büyük doğal yaşam alanları Güney Amerika olan jaguar ve pumanın adları da Güney Amerika’nın yerli dillerinden gelmektedir. Yırtıcı hayvanlar arasında etçil memelilerin yanı sıra anakonda, boa, engerek ve mercan gibi çeşitli yılanlar ile caiman adı verilen timsah da bulunur. Çeşitli kara ve deniz kaplumbağaları, iguana ve tropikal kertenkeleler de kıtanın sürüngenleri arasındadır.
Pantanal’da caiman cinsi timsahlar (Brezilya)
Yılanlarla birlikte böcekler Güney Amerika’da en çok bulunan hayvanlardır. Birçok kelebek ve karınca türünü de kapsayan böcekler büyük bir çeşitlilik gösterir. Önemli bir kısmı zehirli olan böceklerin yanında bir insanı öldürebilecek potansiyele sahip bazı karınca türleri de vardır.
Amazon ormanlarında yaşayan bir tarantula
Fakat bu kadar doğal zenginliğin olduğu bir coğrafyada insan etkinlikleri Güney Amerika’nın özgün bitki örtüsünü, özellikle de ormanları büyük ölçüde değişime uğratmıştır. Tarım arazisi kazanmak, yol yapmak, kereste elde etmek gibi nedenlerden dolayı dünyanın akciğeri sayılan bu ormanların geleceği tehdit altındadır.
Brezilya’nın doğusundaki ormanlar, şekerkamışı ve diğer ürünleri yetiştirmek için yok edilmiştir. Amazon ormanları gibi dünyanın en önemli yağmur ormanlarının içerisine baraj yapılması için anlaşmaya varılmıştır. Arokarya (iğne yapraklı yüksek ağaçlar) ormanları ise Brezilya’nın güney eyaletlerinde hızla yok olmaktadır.
And Dağları yamaçları da aynı tahribata uğramıştır. Patagonya’da otlak açmak amacıyla orman yakma uygulaması giderek artmaktadır. Doğal yaşam ortamlarının tahribatı, tüm kıtada tehlikeli biçimde sürmektedir.
Patagonya’daki buzullarsa küresel ısınma sebebiyle hızla erimektedir. Kıtanın en güneyinde yer alan Patagonya bölgesindeki buzulların Alaska da dahil olmak üzere dünyadaki diğer yerlerden çok daha hızlı eridiği tespit edilmiştir. Patagonya’daki buzul kaybı 5 yılda iki katına çıkmıştır.
Patagonya’daki Upsala buzulu (Arjantin)
Aynı sorun And Dağları için de söz konusudur. Bilim adamlarının araştırmalarına göre, mevcut koşullar devam ederse 20 yıldan az bir süre içerisinde yüksekliği 6.500 metreyi bulan And Dağları’nın birçok tepesindeki buz tabakaları tamamen erimiş olacak.
Güney Amerika’yla ilgili elbette daha fazla çevresel ve iklimsel olumsuzluk saymak mümkün. Bu sorunların etkileri ise maalesef tüm dünyaya yansımaktadır. Dolayısıyla bunların o bölgede yaşayan insanların olduğu kadar bizi de ilgilendiren bir gerçek olduğunu kabul etmeliyiz.
Kıvanç SAĞIR