2 + 2 = 4 ETMİYOR

upa-admin 29 Mayıs 2013 2.950 Okunma 0
2 + 2 = 4 ETMİYOR

Geçmiş dönemlerde ülkeler arası rekabeti belirleyen unsurlardan biri stratejik geçiş ve ticaret yollarının kontrolünü sağlamak iken bugün mücadele, enerji kaynaklarını barındıran bölgeler ile enerji tedarikinin sürekli ve güvenli bir şekilde sağlama mücadelesi ön plana çıkmaktadır. Tarihte büyük imparatorlukların bölgesel krizlere tek başına müdahil olmasının bedeli ağır olurken, toplum nezdinde huzurun ve refahın sağlanması mümkün olmadı. Tıpkı son olarak ABD’nin Afganistan ve Irak’ta ödediği bedeller gibi. Şimdi ise Orta Doğu bölgesinde dengeler yer değiştirirken, aktörler arasında kartların yeniden paylaşımının hazırlıkları yapılıyor.

İran Suriye’de Savaşacak Gönüllüler Topluyor

“Arap Uyanışı” veya “Arap Baharı”nın başladığı günden bu yana bıçak sırtı meseleler üzerine kararlar almaya çalışan, diğer taraftan da yaklaşan seçimler nedeniyle iç politikada çalkantılı bir dönem geçiren Tahran yönetimi, son olarak Suriye’de Esad’ın yanında savaşması üzere gönüllüler toplamaya başladı. Bununla da yetinmeyen İran, Esad rejimine birde 4 milyar dolarlık kredi sağlamayı kararlaştırdı. Yani İran kolay kolay Esad’ın iktidardan düşürülmesine göz yummayacak, en azından gücü yettiği kadar.

Lübnan’da ise Esad rejimine destek konusunda görüş ayrılıkları derinleşiyor. Ülkenin önde gelen Şii alimlerinden Ayetullah Seyyid Ali Fadlallah’a göre; Hizbullah’ın Suriye iç işlerine karışması Lübnan’ın iç huzurunu tehdit etmeye başladı. Dolayısıyla Hizbullah Lübnan’dan derhal çekilmesi gerektiğini vurguluyor. Bir başka önemli mesele son dönemde Hizbullah’ın Lübnanlılar arasında eski görüntüsünden uzak bir imaj çizmesi, örgütün güvenirliğinin sorgulanmasına neden olması. Yani İsrail’e kafa tutan, Lübnan’ı kahramanca savunan Hizbullah’ın yerini İran’ın maşası olarak Suriye’de faaliyet yürütmeye çalışan bir başka Hizbullah aldığı izlenimi hakim.

İran, Rusya ve Çin’in ABD’ye Karşı Oynayacağı En Büyük Koz

İşte bu nokta da hem Asya kıtasının geleceği hem de Orta Doğu bölgesinin akıbeti açısından İran önemli bir aktör olarak ön plana çıkıyor. İran, Batı bloğunun karşı safında yer alan Rusya ve Çin’in bölgede ABD’ye karşı oynayacağı en büyük koz, aynı zamanda önemli bir enerji tedarikçisi. Örneğin, Çin’in İran’a vermiş olduğu önemi 1990-2012 arası 330 milyon dolarlık ticaret hacminin son dönemde 37 milyar dolara yükselmesi bu görüşü destekler nitelikte. Ayrıca Çin, İran ile olan ticaretini ABD’nin Orta Doğu’daki üstünlüğünü bertaraf etmeye yönelik planın parçası olarak değerlendirirken, ABD’nin rotasını Pasifik’e dönmesini engellemeye çalışıyor. Bir başka ifade ile Pekin yönetimi İslam cumhuriyeti adı altında ABD’nin bölgedeki çıkarlarına meydan okuyor.

Dolayısıyla iki farklı cephe arasında süren enerjinin güvenli bir şekilde tedarikinin sağlanmasına yönelik “güzergâh rekabeti”, ülkelerin bölge politikalarında belirleyici oluyor. Örneğin, Hazar petrollerinin ve Orta Asya enerji kaynaklarının paylaşımı hususu Rusya ve İran’ın hassas karnını oluşturuyor fakat ABD iki ülkeyi bölgeye bulaştırmamak adına elinden geleni yapmaktan da geri durmuyor. Bu açıdan hareketle işin düğümü Suriye üzerinde çözülecek gibi. Çünkü Suriye’nin Esad’tan sonra bağımlı bir ülke haline gelmesi, Doğu Akdeniz’deki enerji koridoru üzerinde İsrail ve NATO güçlerine kontrol imkanı sağlarken Akdeniz NATO gölü haline gelecek. Yani Atlantik ittifakı bu bölgede hakimiyet kuracak.

İran-Pakistan-Hindistan Dostluk Boru Hattı

Bölgenin kilit ülkesi İran, ABD’yi enerji politikalarında by-pass edebilmek adına İran-Pakistan-Hindistan Dostluk Boru Hattını Washington yönetimi tarafından Avrasya enerji stratejilerine tehdit olarak değerlendirirken, Çin’de bu projede kendine yer bulmaya çalışıyor.

Fark edilmelidir ki, bölge üzerinde ki hesaplarda her zaman 2+2=4 etmiyor. Orta Asya’daki güç mücadelesi 19. ve 20. yüzyılda Rus Çarlığı ve İngiliz imparatorluğu arasında bölgede güç sahibi olma çekişmesi “Büyük Oyun” olarak adlandırılıyordu. Şimdi ise ABD’yi bölgede izole etmeye yönelik Rusya, İran ve Çin’in yürüttüğü siyaset “Küçük Oyun” diyebileceğimiz süreci besler nitelikte görünüyor.

Fakat çoğunluk olmak gücün her şeye yeteceği anlama gelmiyor.

Haftanın Sözü: “Zaman sessiz bir testeredir.” – Immanuel Kant

 

Furkan KAYA

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.