Son zamanlarda Ermeni basınında Rusya karşıtı içerikli haberler çoğalmıştır. Uzmanlar bunu bölgede yaşanan jeopolitik gelişmelerin artmasıyla açıklıyor. Ermeniler Moskova’dan hoşnutsuzluklarını bildiriyor. Kremlin’e karşı şiddetli suçlamalar öne sürüyorlar. Bu şekilde davranışların nedenleri merak doğurmaktadır.
Kuzeye Yönelmiş Öfkeli Bakışlar
Güney Kafkasya’da jeopolitik ortamın daha hassas bir döneme girdiği bir zamanda, Ermenistan-Rusya ilişkilerinin dinamiği ilgi çekiyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra Erivan’ın yürüttüğü siyasi çizginin içeriği ve komşu Gürcistan’da gözlemlenen değişiklikler bağlamında bu konu bir hayli düşündürücüdür. Ermenistan’ın Rusya’ya karşı sergilediği tutumda bir dizi çarpıcı husus olduğunu itiraf etmek gerekiyor. Mantıklı düşünceye göre, Erivan var olan koşullarda Moskova’ya minnettar olmalıdır. Lakin Ermeni basınına kısaca göz atmak bile orada durumun biraz farklı olduğunu gösteriyor.
Her şeyden önce, mantıksal olarak, Gürcistan hükümetinin Rusya ile iş birliğine yönelik adımları ekseninde, Ermenistan Moskova’nın bölgedeki konumunu güçlendirecek adımlar atmalıydı.
Diğer yandan, Batı’nın Güney Kafkasya’da etkinleşmesine rağmen, Erivan tarihsel, siyasal, ekonomik ve jeopolitik hususları dikkate alarak, net şekilde Moskova’nın yanında olmalıydı. Fakat gözlemler farklı bir görünüm ortaya koyuyor.
Öncelikle, Ermenistan’daki siyasal ortamda bağımsızlığın köktenci imgesi egemendir. Burada Ermeniler Rusya’nın etkin desteğiyle devlet kurduklarını ya unutuyor ya da kendilerini unutmuş gibi gösteriyor. Şimdi “Ermenistan” olarak adlandırılan toprakların Azerbaycan’a ait olduğunu herkes biliyor. Moskova, 20’nci yüzyılın başlarında bölgede yaşanan jeopolitik, siyasal ve askeri karışıklıklardan yararlanarak, yapay bir Ermeni devleti yaratmıştır. Ermeni yandaşı Modest Kolerov’un (“Regnum” ajansının eski başkanı) bundan iki yıl önce şu soruyu sorması da bu sebepledir: “… zaten Rusyasız bir Ermenistan ne demektir? Böyle bir ülke var mıdır?”
İkincisi, Rusya’nın Ermenistan’daki askeri varlığı tek taraflı açıklanıyor. Ermeni uzmanlar meseleyi, Rus askeri birliklerinin sadece Kremlin’in jeopolitik çıkarları sebebiyle ülkede yerleştirilmiş olduğu şeklinde sunuyor. Doğal olarak, bu görüşte gerçek payı var. Fakat o askeri birlikler sayesinde Ermenistan, bölgede saldırgan siyaset yürütmüştür ve bugün de bunu sürdürmektedir. “Rossiya v Qlobalnoy Politike” dergisinin editörü Fyodor Lukyanov bu konuda ayrıntılı ve net konuşmuştur (Bkz.: Ованнес Мандакуни, Аракс Мартиросян. О цене на российский газ для Армении: “за” и “против” // “Zhamanak”, 22 Mayıs 2013 ). İlginçtir, Ermeniler bu hususu neden “unutmaktadır”?
Üçüncüsü, “Gazprom”un Ermenistan’a satılan gazın fiyatını yükseltmesini ve “Rosneft”in ülkeye ilgi göstermesini Ermeni siyasetçiler ve kitle iletişim araçları sadece siyasi düzlemde sunmaktadır (Bkz.: Армине Аветян. Какие задачи решает Россия в Армении через “Роснефть”? // www.m.1in.am, 13 Nisan 2013). Bu çalışmaların arkasında Moskova’nın ekonomik çıkarlarının durma olasılığı nedense kabul edilmiyor. Eğer Ermeniler Rusya’yı gerçek bir dost ülke olarak görseydi, böyle düşünmezlerdi. O zaman Ermenistan toplumsal bilincinde Kremlin’e yaklaşımın neden değiştiği meselesi ilgi doğurmaktadır.
Tüm bunlar Ermeni toplumunda Rusya’ya olan tavrın net olmadığını göstermektedir. Ermenistan bölgesel ölçekte gözlemlenen jeopolitik yeniliklere karşı sinirli tepkiler veriyor. 1990’lı yıllardan itibaren, Erivan’ın yürüttüğü köktenci milliyetçilik ve saldırganlık düşüncelerine dayalı dış politika çizgisi tam olarak sekteye uğramıştır. Yeni siyasal çizgi modeli ise, yoktur. Hatta bu yönde Ermeni siyasi yönetiminin tam bir şaşkınlık içinde olduğu gözleniyor. Erivan’ın birtakım meselelere verdiği tepkilerde bu açıkça görülebilir.
Ermeni Siyasi Bilincinin Sorunları
Her şeyden önce, Dağlık Karabağ meselesinde Ermenistan yönetimi konumunun zayıflığını gittikçe daha fazla hissediyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Azeri meslektaşıyla Moskova’da görüşürken, “işgal edilmiş Azerbaycan topraklarının boşaltılması” ifadesini kullanmasını Ermeni siyasal bilinci büyük bir felaket olarak değerlendirmiştir (Bkz.: Айк Арамян. Шантаж Москвы переходит все границы // www.lragir.am, 23 Mayıs 2013). Ermenistan kitle iletişim araçları hatta şöyle soruyordu: “Dağlık Karabağ’ın neresinde Azerbaycan toprakları var?”. Ermeni destekçilerinin uzun süredir onların bilincine aşıladığı yalanların şimdi kendilerine karşı çevrildiği görülüyor. Ermeniler Karabağ’ın kendi toprakları olduğuna delicesine inanıyor. O zaman tarihsel gerçekleri bile itiraf etmeye güçleri yoktur.
Erivan’ın siyasal konumundaki belirsizliği açığa vuran başka bir husus, ülkenin güvenliği ile ilgili konularda duraksamasına yansımıştır. Bu açıdan Ermenistan kamuoyunun Moskova’nın bütünleşmeyle ilgili her önerisini sinirle kabul etmesi dikkati çekiyor. Gümrük Birliği, CSTO, Avrasya Ekonomik Topluluğu gibi projelere verilen tepkiler bunu onaylıyor. Bir yandan, Erivan bu önerilere alternatif olabilecek adımlar atmıyor. Diğer yandan ise, güvenliğe ilişkin olası tehditleri dur durak bilmeden listeliyor. Aslında, çıkmaz durumdadırlar. Oturan bir büyük devletin korumasından yararlanma alışkanlığından yüzyıllardır vazgeçemiyorlar.
Bu bağlamda, Ermeni yayınlarda Rus askeri kuvvetlerinin Dağlık Karabağ’a sızma olasılığından bir tehlike unsuru olarak bahsetmesi ilginçtir. Öncelikle, Ermenistan bu toprakları, Rusya askeri-sanayi tesisindeki belirli Ermeni çevrelerin yardımıyla işgal etmiştir. Bu anlamda, Moskova’nın askeri açıdan orada bulunması çoktandır. İkincisi, Azerbaycan’ın bu konuya yaklaşımını Ermeniler hangi nedenle dikkate almıyor? Veyahut durumu, Bakü’nün sözde bu modeli gerçekleştirmeye çalıştığı şeklinde sunuyorlar.
Gerçek ise, Ermenilerin sunmaya çalıştığı görünümden tamamen farklıdır. Azerbaycan hep egemenlik ve bağımsızlığının sağlanmasına öncelik vermiştir. Bakü, ülke topraklarında hiçbir yabancı ülkenin askeri gücünün yerleştirilmeyeceğine ilişkin defalarca bildiride bulunmuştur. S. Lavrov’un işgal edilmiş Azerbaycan topraklarının boşaltılması konusunda söyledikleri ise, özel bir bakış açısıyla ilişkilidir. Rus Bakan, Ermenistan’ın dışlanmasının sona erdirilmesi karşılığında Ermeni birliklerinin işgal ettikleri topraklardan çıkarılma yollarından bahsetmişti. Burada olağanüstü ya da haksız ne var? Çatışmanın Madrid ilkeleri temelinde, kalıcı ve barışçıl çözümüne yönelik yapılan her girişim neden Ermenistan tarafından birer facia olarak karşılanmalıdır?
Aslında, burada bizim için alışılmadık hiçbir şey yoktur. Zira Erivan’ın şımarıklığının somut nedenleri vardır. Şimdiye kadar büyük devletlerin bir grubu çeşitli sebeplerden Ermenilere destek olmuştur. Onların yalanlarını gerçek olarak kabul etmiştir. Şimdi ise kendi yarattıkları bu iftira yuvasından kurtulamıyorlar. Ermeniler kelimenin tam anlamıyla nankör olduklarını, son dönemki siyasal davranışlarıyla efendilerine bir daha kanıtlamıştır! Bir zamanlar Avrupa’yı bırakıp Rusya’ya sığındıkları gibi, şimdi ters yönde hareket ediyorlar. Böyle bir ülkeye bir sıfat verilmiyor.
Kaynak: Newtimes.az