Son yıllarda Ermenistan-Rusya ilişkilerinde ciddi gerilimin yaşandığı hissediliyor. Bu gerilim özellikle de Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin’in 13 Ağustos 2013 tarihinde Azerbaycan gezisinden ve hükümetler arasında ekonomik, siyasi ve askeri alanlarda birkaç anlaşmanın imzalanmasından sonra daha çok ilgi çekiyor. Ermenistan, bağımsızlığını ilan etmesinden bugüne kadar ekonomik, siyasi, güvenlik ve askeri alanlarda “yumurtaların hepsini aynı sepete” koyarak, Rusya ile ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor. Bu siyaset bağımsızlığını yeni ilan etmiş ve komşu devletlere karşı revizyonist siyaset yürüten (İran hariç) Ermenistan için bir anlamda perspektif vaat ediyordu.
Azerbaycan topraklarını işgal eden Ermenistan’a 1990’lı yılların sonlarına kadar Rusya’nın siyasi ve askeri desteği hava ve su gibi gerekiyordu. Mayıs 1994 tarihinde Azerbaycan ve Ermenistan arasında ateşkes anlaşmasının imzalanmasından sonra Azerbaycan’ın tüm hoş niyetlerine rağmen, Ermenistan Dağlık Karabağ çatışmasının nihai barış anlaşması temelinde çözülmesi yönünde olumlu adım atmadı. Ermenistan Dağlık Karabağ’ı kendine birleştirmenin hukuken imkânsız olduğunu anladıktan sonra çatışmanın çözümünü uzatarak, uluslararası düzeyde Dağlık Karabağ’ın “bağımsızlığının” tanınması yönünde politika yürütmeye başladı. Ama bugüne kadar bu yönde ciddi sonuç elde etmediği bilinmektedir.
Ermenistan 1994 senesinden sonra Dağlık Karabağ çatışmasının çözülmesi yönünde pragmatik adımlar atsaydı, Rusya’dan bağımlılığı zayıflar, bölgede gerçekleştirilen önemli uluslararası projelerde yer alarak, ekonomik ve sosyal sorunlarını önemli ölçüde halledebilirdi.
Son günlerde Ermenistan hükümetinin Rusya’nın denetimindeki stratejik sanayi kurumlarını millileştireceğine ilişkin haberler verilmektedir. Ermenistan-Rusya ilişkileri konusunda biraz bilgisi olan her kes böyle bir millileştirmenin mümkün olmayacağını biliyor. Ermenistan hükümetinin böyle bir karar alması mümkün değildir ve bu mesele son zamanlarda Rusya’nın Ermenistan’a Avrasya Birliği ve Gümrük Birliği’ne üye olması için baskılarını artırdığı bir zamanda kasıtlı olarak gündeme getirilmiştir.
Ermenistan ciddi bir ikilem karşısındadır. Zira son yıllarda Ermenistan kuzey ve batı yönünde siyasi manevralar yaparak, her iki tarafla ilişkilerini düzene sokmaya ve onların lojistik ve finans potansiyelinden faydalanmaya çalışıyor. Elbette kuzey ve batı Ermenistan’ın rock müziği sedaları altında “göbek dansı” yapmaya çalıştığını görüyor.
24 Temmuz tarihinde Ermenistan ve Avrupa Birliği “Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Bölgesi Hakkında” anlaşmanın metni üzerinde mutabakata vardı. Tarafların bu anlaşmayı imzalaması Ermenistan için belirli perspektifler vaat ediyor. Ama Rusya Ermenistan’ın bu anlaşmayı imzalamasına itiraz ederek, onu Avrasya Birliği ve Gümrük Birliği’nde görmek istiyor ve baskılar yapıyor. Ermenistan Hükümetinin Rusya’nın kontrolündeki stratejik sanayi kurumlarını millileştirmeye ekonomik ve siyasi gücü yeter mi? Bu soruya cevap vermek için Ermenistan ekonomisinin gelişim dinamiğine kısaca göz atalım.
– Ermenistan’ın eski Başbakanı Hrant Baqratyan Dünya Bankası’nın Ermenistan’la ilgili raporundan alıntı yaparak, son beş yılda ekonominin feci çöküş aşamasında olduğunu belirtiyor;
– 2008-2012 yıllarında GSMH 11662 milyon dolar seviyesine geriledi. Bu yıllarda Azerbaycan’ın GSMH’sının hacmi 67197 milyon dolara (%37,5 artış) kadar yükseldi.
– Kişi başına düşen GSMH verilerine esasen, Ermenistan bölgede sonuncu yerdedir. 1993 yılından bu güne kadar Ermenistan’ın bu göstergeleri değişmedi.
– Göç ciddi bir sorun olarak kalıyor. Ermenistan’la kıyasta Gürcistan’da her bin kişiye düşen göçmen sayısı Ermenistan’dan 4 kat daha azdır. Azerbaycan ve Türkiye’de olumlu göç eğilimi yaşanıyor. 2013 senesinin birinci yarısında Ermenistan’ı 123 bin kişi terk etmiştir [i] ;
– Ermenistan’ın dış borcu beş milyar dolara yaklaşıyor; Sanayi tesislerinin çoğunluğu uluslararası piyasaya sürülecek kadar kaliteli üretim yapma yeteneğinde değildir ve neredeyse hepsinin geliştirilmesine ihtiyaç vardır;
– Ermenistan’ın dış ticaret hacmi Mayıs 2013 tarihine kadar 444 milyon dolar olmuştur ve bu 2012 senesinin benzeri istatistiklerine kıyasta % 9 azdır [ii] ;
– Rusya halen Ermenistan’ın dış ticaretinde birinci yerdedir;
– Rusya’nın denetimindeki stratejik sanayi tesisleri tam gücüyle çalışmıyor ya da kasıtlı olarak çalıştırılmıyor.
Siyasi nedenler ise şunlardır:
– Rusya’nın Ermenistan’da 102 sayılı askeri üssü vardır;
– Askeri ve güvenlik açısından Ermenistan’ın Rusya’dan bağımlılığı devam ediyor;
– Rusya’da bir milyona yakın Ermeni göçmen var ve Ermenistan Rusya’nın denetimindeki stratejik sanayi kurumlarını millileştirirse, Rusya birkaç yüz bin göçmeni Ermenistan’a geri gönderirse, bu Ermenistan ekonomisi için faciayla sonuçlanır;
– Ermenistan hükümetinde Rusya taraftarı güçler etkindir ve millileştirmeye imkân vermezler;
– Enerji (petrol ve Metsamor Nükleer Santrali’nin çalışması için zenginleştirilmiş uranyum) açısından Ermenistan tamamen Rusya’dan bağımlı durumdadır.
Böyle bir ortamda Ermenistan Rusya’ya karşı hangi baskı mekanizmalarını kullanarak, onun denetimindeki stratejik sanayi kurumlarını millileştirebilir? Bunu yapmaya teşebbüs eden hükümetin iktidarda kalma şansı sıfıra eşittir. Levon Ter-Petrosyan’ın istifaya zorlanması, Ermenistan parlamentosuna karşı düzenlenmiş saldırıda Karen Demirciyan’ın öldürülmesi ve Başbakan Andranik Markaryan’ın şüpheli ölümü buna örnek olarak gösterilebilir.
Dr. Hatem CABBARLI
Kaynak: Newtimes.az
[i] Армения уже 5 лет подряд находится в катастрофическом экономическом упадке, http://www.armtoday.info/default.asp?Lang=_Ru&NewsID=94393, 12.08.2013.
[ii] Армянский экспорт за год сократился на 13,1%, http://www.panarmenian.net/rus/news/162964/, 20 июня 2013.