Soğuk Savaş sonrasında ABD’nin “Süper Güç” olarak konumunu muhafaza etme ve bu konumun devamını sağlamaya yönelik politika geliştirdiği söylenebilir.[i] Bu doğrultuda diğer uluslararası aktörlerin kendi “Süper Güç” konumunu zedeleyecek kadar güçlenmesini engellemek amacındadır. Bunu ABD’nin ulusal güvenlik strateji belgelerinde görmek mümkündür.
1990’lı yıllarda ABD’nin Güney Kafkasya’ya yönelik politikasında belirleyici unsurlardan biri olarak bölgede Rusya Federasyonu’nun (RF) etkinliği öne çıkmaktadır. ABD’nin RF’nin bağımsızlığının ilk yıllarındaki yaklaşımı ise, iş birliğine yönelik olarak değerlendirilebilir.[ii] Bu dönemde ABD-RF ilişkileri “stratejik ortaklık” düzeyinde kaydedilmektedir.[iii] Bununla birlikte, RF’nin eski Sovyetler Birliği sınırlarına yönelik politikalarında enerji kaynaklarının hâkimiyetini hedeflediğini, ABD’nin gözden kaçırmadığı görülmektedir.[iv]
Bu konuya ilişkin olarak, Mayıs 1992 tarihinde ABD’nin Savunma Planı Rehberi Taslak Metni onaylanmıştır. Bu belgede, ABD’nin “güç ve çıkarlarına yönelik olası tehditlerin bertaraf edilmesine yönelik planlamanın” üzerinde durulmaktadır. Bu planlama doğrultusunda ABD’nin ülke bütünlüğüne, vatandaşlarına ve silahlı kuvvetlerine yönelik saldırıların önlenmesi ve ABD’nin müttefiklerine askerî destek sağlanmasına” yer verildiği görülmektedir. Bununla birlikte, ABD’nin “çıkarları bakımından kritik bölgelerin herhangi bir düşman gücün denetimine girmesinin önüne geçilmesi” ABD’nin askerî planlamasında dikkat çekmektedir.[v]
Buradan hareketle, ABD’nin RF’nin eski Sovyetler Birliği sınırlarında enerji hâkimiyetini çıkarları bakımından olumsuz olarak değerlendirdiği yorumlanabilir. Bunu takip eden yıllarda, eski Sovyetler Birliği coğrafyasında hâkimiyet kurma hedefi ABD-RF ilişkilerindeki “temel” sorunlardan birini teşkil etmiştir.[vi] RF’nin eski Sovyetler Birliği sınırlarındaki etkinliği, ABD’nin Orta Asya, Hazar ve Güney Kafkasya politikalarında dikkati çeken bir unsur olmuştur.
Örneğin, 1995 yılında ABD Harp Akademileri Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nde Orta Asya’da Enerji, Ekonomi ve Güvenlik: RF ve Rakipleri başlıklı bir rapor yayımlanmıştır. Bu rapora göre; Orta Asya’da RF’ye rakip devletler arasında ABD de bulunmaktadır. RF’nin Orta Asya bölgesindeki devletlere kendi politikalarını dayatması bu rekabetin öne çıkan unsuru olarak görülmektedir.[vii] Orta Asya’ya ilişkin olan raporun içeriğinde Güney Kafkasya üzerine de değinilmektedir. Raporda, Güney Kafkasya’ya yönelik oluşan uluslararası ilginin, bölgedeki konumu bakımından RF’de memnuniyetsizlik yarattığından bahsedilmektedir.
Ayrıca belgede, Güney Kafkasya’da rekabetin asıl unsurunun boru hatlarının güzergâhları üzerine yaşanacağı öngörülmektedir. Belgede, RF’yi saf dışı bırakacak güzergâhların yapılması ile RF’nin bölgedeki hâkimiyetinin sınırlanabileceği belirtilmektedir.[viii]
Aynı yıl, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi’nin Rusya, Ukrayna ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Dairesi Hazar bölgesine yönelik ABD politikasının temel hedeflerini belirlemiştir. Bu hedefler dâhilinde Kafkasya’nın ayrıca belirtildiğini görmek mümkündür. ABD’nin bölgeye yönelik hedefleri içinde; Güney Kafkasya’nın da içinde bulunduğu Hazar bölgesinde RF’nin hâkimiyetinin sınırlandırılması ilk sırayı almaktadır. Bunu takiben, Kafkasya’daki eski Sovyet cumhuriyetlerinde Batı yanlısı eğilimlerin desteklenmesi hedeflenmektedir. Ardından, dünya enerji kaynaklarının çeşitliliğinin arttırılması hedefi görülmektedir. Ayrıca bu hedefler dâhilinde, ABD şirketlerinin çıkarlarını korumak ve desteklemek de bulunmaktadır.
Buradan hareketle ABD’nin 1995 yılı itibarıyla, Güney Kafkasya’yı kapsayan Hazar bölgesine ilişkin politika hedeflerinin; Batılılaşmanın desteklenmesi ve dünya enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine yönelik olarak, ABD’nin bölgedeki enerji kaynaklarına ulaşımının sağlanması şeklinde olduğu söylenebilir.[ix] Böylelikle, ABD’nin bölgenin enerji kaynaklarına erişim amacıyla Amerikan şirketlerini araç olarak gördüğünden bahsedilebilir. Bu şirketlerin ABD dış politikasıyla uyumlu hareket ettiklerini bu hedefler doğrultusunda görmek mümkündür.
2000’li yıllara gelindiğinde, ABD’nin yayımladığı güvenlik strateji belgelerinde Güney Kafkasya bölgesinden yine doğrudan bahsedilmediği görülmektedir.[x] Bununla birlikte, bu belgelerde RF ve RF’nin Yakın Çevresine[xi] yönelik politikalarına değinilmiş ve ABD’nin Hazar bölgesine yönelik ilgisi ortaya konmuştur.[xii]
Örneğin; 2000 tarihli Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’ne göre, uluslararası ortam belirsiz, değişken ve tehditlerle dolu olarak görülmektedir. “Ulusal çıkarlar” dâhilinde, ABD sınırları dışındaki ABD çıkarlarının bulunduğu bölgelerde demokrasinin yaygınlaştırılması ele alınmaktadır. Belgede, demokratikleşme ile birlikte, ABD değerlerine daha yakın bir dünyanın oluşturulmasından bahsedilmektedir.[xiii]
Ayrıca, belgede ABD’nin enerji ihtiyacının % 40’lık kısmının petrolden karşılandığına değinilmektedir. Bu oranın yarısının dışalım ile karşılandığına dikkat çekilmektedir. Bu sebeple, güvenlik strateji belgesinde enerji güvenliği üzerinde de durulmaktadır.
Enerji güvenliği başlığı altında, Hazar bölgesi de ele alınmaktadır. Bu konuda, Hazar bölgesinin yaklaşık 32 katrilyon Btu (160 milyar varil) düzeyindeki potansiyel petrol rezervine dikkat çekilmiştir. ABD petrol dışalımını Venezuela başta olmak üzere, Afrika, Kanada, Meksika ve OPEC ülkelerinden sağlamaktadır. Dolayısıyla Hazar bölgesinin, ABD’nin ana enerji tedarikçilerinin arasında bulunmadığı görülmektedir. Bu bakımından, ABD’nin güvenlik strateji belgesinde Hazar bölgesine yer vermesine sebep olarak, bölgenin öneminin dünya enerji ihtiyacındaki artış ile beraber artacağı fikri olabilir.[xiv]
Diğer yandan ABD, sınırları dışındaki petrol bölgelerine olan ilgisinin devam edeceğini, bunun ABD’nin “temel çıkarlarından biri” olduğunu öne sürmektedir. Bu durumda, Güney Kafkasya’nın zengin petrol bölgeleri ve jeostratejik konumu akla gelmektedir. Kilit konumdaki enerji üretim bölgelerine ABD’nin erişiminin devamının sağlanması ve bu bölgelerden elde edilen üretimin dünya pazarına ulaşmasının serbestleşmesine ABD’nin çıkarları bakımından dikkat çekilmiştir.[xv] Buradan hareketle, ABD’nin enerji ihtiyacı bakımından doğrudan dışalım yapmadığı bölgeleri de denetim altında tutma hedefinde olduğu görülebilir.
Ayrıca, 2002 yılında yayımlanan ABD Ulusal Güvenlik Stratejisi’ne göre, ABD’nin kapsamlı ulusal stratejisi dâhilinde enerji güvenliğinin geliştirilmesi yer almaktadır. Burada, Hazar bölgesinin ayrıca ifade edildiği görülmektedir. Hazar bölgesi, enerji güvenliği bakımından Ortadoğu ve Afrika ile birlikte anılmıştır. Özellikle bu bölgelerden elde edilen küresel enerjinin tür ve kaynak bakımından çeşitlendirilmesine değinilmiştir.[xvi] Buradan anlaşıldığı üzere, enerji güvenliği ve Hazar bölgesine yönelik ilginin ABD’nin Güney Kafkasya politikasının unsurları arasında değerlendirilmesi mümkündür.
Ardından, ABD’nin 2003 tarihli Ulusal Güvenlik Stratejisi açıklanmıştır. 2003 tarihli Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi dâhilinde, Hazar bölgesi enerji görünümüne değinilmiştir. Belgede, ABD’nin Hazar kaynaklarına verdiği stratejik önemin artarak devam ettiğine yönelik açıklamalar bulunmaktadır.[xvii]
Bunu takiben yayımlanan, 2004 tarihli ABD’nin Ulusal Askerî Strateji Belgesi de Ulusal Güvenlik Stratejisi’nde bahsedilen “küresel güvenlik hedefi” üzerine kurulmuştur. Amerikan silahlı kuvvetlerinin harekete geçebileceği dört ana savunma amacından ilki ülke sınırları dâhilinde güvenliğin sağlanması olmakla birlikte, bu ana amaçlar arasında uluslararası düzenin sağlanması için gereken güvenlik durumunun oluşturulması da bulunmaktadır. Burada güvenliğin ulusal sınırların dışında konumlandırıldığını yeniden görmek mümkündür. Bununla birlikte, stratejik bölgelere güvenli erişim ve küresel ölçekte eylem kabiliyeti de dört ana savunma amacı dâhilindedir.[xviii] Buradan hareketle, ABD’nin “Süper Güç” konumunu küresel ölçekte kabul ettirme hedefini bu maddelerde görmek mümkündür.
Ayrıca, 2005 tarihli ABD Ulusal Savunma Strateji Belgesi’ne göre; RF, “kilit” konumdaki ülkeler sınıfında gösterilmiştir. Belgede ayrıca, “yeniden alevlenebilecek büyük güçler arası rekabet olasılığı” dile getirilmiştir. Bu durumun “RF ile ABD’yi yeniden karşı karşıya getirebileceğinden” bahsedilmiştir. RF’nin bölgesel ve küresel ölçekte politika, ekonomi ve güvenliğe ilişkin kararlarının ABD ile ilişkilerini etkileyeceğine değinilmiştir. RF’nin küresel ve bölgesel politikalarda kendine biçeceği rolün, dünyadaki stratejik pozisyonunu de değiştirebileceğine dikkat çekilmiştir. Bu durumun, ABD’nin güvenliği bakımından “belirsizlik yarattığı ve bu belirsizliğin fırsatlar doğurmakla birlikte olası riskler taşıdığı” belirtilmiştir.
Belgeye göre; RF’nin kilit bir ülke olarak üstleneceği rol bakımından ABD ile iş birliğini geliştirmeye yönelmesi söz konusu olduğu kadar, bölgesel bir rakibe veya bir düşmana dönüşme olasılığı da bulunmaktadır. Özellikle ABD’nin çıkarlarının bulunduğu kilit bölgelerde hâkimiyetini sürdüren “kilit” ülkeler ABD çıkarlarına yönelik bir “tehdit” olarak ele alınmıştır.[xix]
ABD’nin 2002 tarihinde yayımladığı Ulusal Güvenlik Stratejisi’nde Hazar bölgesine atıfta bulunulduğu hatırlanırsa, kilit bölgelerden biri olarak Hazar bölgesinin de bahsedilebileceği olasıdır. Buradan hareketle, kilit devlet olarak bahsedilen RF’nin kilit bir bölge olan Hazar üzerindeki hâkimiyetinin sürdürülmesinin ABD çıkarları için bir tehdit olarak görülebileceğini yorumlamak mümkündür.
Bununla birlikte, 2006 tarihli Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nde önceki güvenlik strateji belgelerine göre enerjiye yapılan atıfta artış gözlemlenmektedir. Enerji güvenliğine ilişkin olarak, “ABD’nin enerji üreticileri ile bir arada çalışarak enerji kaynak ve çeşitlerinin arttırılmasına yöneldiği” yinelenmektedir. Burada dikkati çeken konu, “enerjinin açık pazarlara ulaşımı için özel teşebbüsün geliştirilmesinin küresel enerji talebini karşılamada yarar sağlayacağından” bahsedilmesidir.[xx] Buradan hareketle, ABD’nin küresel enerji talebinin sağlanmasına yönelik politikası, liberalizmin araçlarının kullanılmasına yöneliktir.
Ayrıca, belgede enerji güvenliği başlığı altında da serbest pazar ve ticaretin serbestleştirilmesinin küresel boyut kazanmasına değinilmiştir. ABD için bu bir “zorunluluk” olarak ele alınmıştır ve bu durumun engellenmesi “risk” olarak değerlendirilmiştir. Ekonomideki bu serbestleşmeye paralel olarak, “toplumsal açılımlar ve demokratik altyapının daha geniş bir kesime yayılması ABD’nin temel görevlerinden sayılmıştır”. Hukukun üstünlüğünün sağlanamadığı durumlarda, “şeffaflık ve kamu yönetimi” konularında oluşan aksaklıklar mücadele edilmesi gereken konular olarak ele alınmıştır. Bu konular enerji güvenliği başlığı altında ele alınmıştır.
Buradan hareketle, bu unsurlar enerji bakımından öne çıkan bazı ülke ve bölgelere yönelik ABD’nin bakış açısını sergilemektedir. Bu bölgelerden biri olması dolayısıyla Hazar ve Güney Kafkasya’ya ilişkin olarak ABD politikalarının ekonomi ve demokrasi alanında yoğunlaşması mümkündür.
Enerji konusunda büyük güç olan RF, bu belgede “kilit bir bölgesel ortak” olarak ele alınmıştır. Ayrıca RF, küresel ve bölgesel gelişimin itici güçleri olan devletler arasında sayılmıştır. Diğer yandan, RF “kilit bir Avrupa devleti” olarak değerlendirilmiştir. Buna ilaveten önceki güvenlik strateji belgelerinden farklı olarak RF müstakil bir başlıkta incelenmiştir. Buna göre, ABD RF ile ortak çıkarlara sahiptir. RF’nin coğrafyası ve güç unsurları dolayısıyla Avrupa ve kendi Yakın Çevresinde olduğu kadar ABD’nin yaşamsal çıkarlarının bulunduğu diğer bölgelerde de etkinliği vardır. ABD 2006 tarihli Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi ile RF’nin Yakın Çevresini derinden etkilediğine dikkati çekmiştir. Ayrıca Ortadoğu ve Orta, Güney ve Doğu Asya’da RF’nin etkinliği ifade edilerek, bu bölgelerde demokrasinin gelişmesini engellememesi için tedbir alınmasına dikkat çekilmiştir. Böylece ABD’nin, RF’nin etkinlik alanındaki devletlerde demokratikleşme hareketlerini denetim altına alacak etkinlikte olduğunu kabul ettiğini yorumlamak mümkündür.
ABD özellikle “RF’nin Yakın Çevresinde etkin demokrasilerin başa geçmesini RF ile ilişkilerin kalıcı şekilde geliştirilmesi için bir önkoşul olarak” görmektedir.[xxi] Bu durumun RF’nin Yakın Çevresi olarak kabul edilen Güney Kafkasya’yı da kapsadığını söylemek mümkündür.
Buna ilaveten, ABD’nin 2007 tarihli Enerji Bağımlılığı ve Güvenlik yasasının onaylandığı görülmektedir. Bu yasa uyarınca, ABD’nin petrol dışalıma olan bağımlılığının azaltılması ve alternatif enerji kaynaklarına kaynak aktarılması öngörülmüştür. Ayrıca, enerji verimliliğinin teşvik edilmesi ve enerji teknolojilerine yatırım yapılması üzerinde durulmuştur. 2007 tarihli bu yasaya göre, ABD’nin “yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin stratejik rezerv” oluşturma hedefi bulunmaktadır. Bu durumun ABD’nin enerji politikasında dış kaynaklı petrolün oranının düşürülmesi yönündeki tutumu desteklediği yorumlanabilir.
Akabinde yayımlanan 2008 tarihli Ulusal Savunma Stratejisi’ne göre, ABD’nin ulusal hedefleri arasında “uluslararası ortamda güvenliğin sağlanması” bulunmaktadır.[xxii] ABD’nin güvenlik anlayışının uluslararası sistemi kapsayan küresel bir boyutu olduğu görülmektedir. Ulusal hedeflere ulaşmak için ABD’nin belirlediği araçlar arasında; “kilit konumdaki ülkelerin politikalarının şekillendirilmesi, ABD’nin ittifaklarının genişletilmesi ve ABD’nin stratejik bölgelere erişiminin ve hareket kabiliyetinin muhafaza edilmesi” bulunmaktadır.
Bu araçlardan “ABD’nin stratejik bölgelere erişiminin ve hareket kabiliyetinin muhafaza edilmesi” doğrultusunda, ABD’nin enerji konusuna yaklaşımı görülmektedir. Buna göre, ABD’nin stratejik bölgelere erişiminin devamının sağlanması “ulusal güvenlik” ile ilişkilidir. Enerji kaynaklarına kesintisiz erişim, küresel ekonominin işleyişi için gerekli görülmektedir. Özellikle, petrolün günümüzdeki etkin konumunu koruması ve “petrol üretilen istikrarsız bölgelere olan bağımlılık, dünya ekonomisi için bir zayıflık” olarak görülmektedir. Burada, petrolün dünya pazarına erişiminin dünya ekonomisine olan katkısının altı çizilmektedir. Böylece ABD’nin küresel ekonominin gelişimini, petrol üreticisi ülkelere yönelik ilgisine bir sebep olarak sunduğu görülebilir.
ABD’nin 2010 tarihli Ulusal Güvenlik Stratejisi’ne göre ise, ABD’nin stratejik hedefleri üç başlık altında toplanabilir. Bu başlıklar; “iç güvenliğin sağlanması, ittifakların kapsamlı şekilde devamı, uluslararası düzenin tesisi ve istikrarı” şeklindedir.[xxiii] Uluslararası düzen, “küresel tehditlere karşı, ABD’nin önderliğinde oluşturulması öngörülen, adil bir ittifak” olarak değerlendirilmiştir. Bahsedilen uluslararası düzen, “çıkarların geliştirilmesi” başlığı altında ele alınmıştır. Bu durum, ABD’nin ulusal çıkarlarının geliştirilmesine hizmet eden bir fikir niteliğindedir. Bu konuya ilişkin olarak, ABD’nin diğer etki merkezleri ile etkileşim sağlamasının yararı üzerinde durulmuştur.
Belgede, RF “21’inci yüzyılın etki merkezlerinden biri” olarak kabul edilmiştir. Ayrıca belgede, ABD’nin ikili ilişkilerini geliştirmesi ele alınan üç devlet sıralanmıştır. Bu ülkeler; Çin, Hindistan ve RF olarak belirtilmiştir. Bu devletler ile “ortak çıkarlar üzerine iş birliğinin artmasının kritik olduğuna” değinilmektedir. Bununla birlikte, RF’nin Yakın Çevresinin “egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunması hususunda” ABD’nin destek vereceğine değinilmiştir.
Görüldüğü üzere, ABD’nin Güney Kafkasya politikası ABD’nin enerji güvenliği ve küresel güvenlik hedeflerinin bir sonucu şeklinde değerlendirilebilir. Enerji güvenliği bakımından, Hazar bölgesi buradan elde edilen enerjinin küresel dolaşımdaki rolü itibarıyla önem kazanmaktadır. Hazar bölgesinden elde edilen enerjinin tür ve kaynak bakımından çeşitlendirilmesine değinilirken, ABD’nin bölgeye olan dikkatini görmek mümkündür. Güney Kafkasya’nın, Hazar’daki enerjinin nakil güzergâhında bulunması dolayısıyla ABD çıkar alanına dâhil edilmesi mümkün olmaktadır.
Öte yandan, ABD’nin Güney Kafkasya’da hareket serbestîsini koruma hedefi bölgeye yönelik politikasının unsurlarından biri olarak görülebilir. Bu politikanın sonucu olarak, ABD Hazar’daki enerji kaynaklarının naklini denetleme hedefindedir. Ayrıca ABD, küresel enerji talebi üzerinde baskı gücünü elinde bulundurmaya önem vermektedir. Dolayısıyla, ABD bakımından bu hedeflerin sağlanmasında Bunun sağlanması için Güney Kafkasya’da demokrasi ve ekonominin serbestleşmesi gibi liberalizmin unsurları araç olarak kullanılabilir.
Buna ilaveten, ABD’nin güvenlik hedeflerinden biri olarak küresel güvenlik olgusuna değinilmektedir. Bu hedef doğrultusunda, dünyanın kilit bölgelerinde hâkimiyet sahibi olan diğer güçler tehdit olarak algılanmaktadır. Özellikle, RF’nin eski Sovyet coğrafyasındaki etkinliği üzerinde durulmaktadır. Bu durum RF’nin, ABD’nin Güney Kafkasya’ya ilişkin politikalarında göz ardı edilmeyen bir unsur olmasını doğurmaktadır.
ABD’nin güvenlik strateji belgelerinde kilit bir güç olarak kabul edilen RF’nin, kilit bir bölge sayılabilen Hazar’daki hâkimiyeti, bölgede ABD ile çıkar çatışmasına da zemin hazırlamaktadır. Güney Kafkasya hem Hazar’a kıyıdaş ve enerji zengini bir bölge hem de enerji nakil güzergâhındadır. Bu sebeple Hazar’daki etkinlik alanına ilişkin çıkar çatışmasının Güney Kafkasya’yı ABD politikalarında daha da önemli hale getirdiğinden bahsedilebilir.
Duygu GENÇ
Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı Harp Akademileri Komutanlığı Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Yüksek Lisans Programı Mezunu
Kaynak: Newtimes.az
[i] Lind, M. (2007, Şubat 12). What Next? US Foreign Policy After Bush. Open Democracy. Open Democracy: http://www.opendemocracy.net/democracy-americanpower/what_next_4340.jsp.
[ii] Brzezinski, Z. (1994, Mart/Nisan). The Premature Partnership. Foreign Affairs. The Council on Foreign Relations: http://www.foreignaffairs.com/articles/49687/zbigniew-brzezinski/the-premature-partnership.
[iii] Nichol, J., Cooper, W. H., Ek, C., Woehrel, S., Woolf, A. F. ve Hildreth, S. A. (2010, Ocak 29). Russian Political, Economic, and Security Issues and U.S. Interests. Federation of American Scientists FAS: www.fas.org/sgp/crs/row/RL33407.pdf. s. 24.
[iv] Blank, S. J. (1994). Energy and Security in Transcaucasia. U.S. Army War College Strategic Researches Institute: http://www.strategicstudiesinstitute.army.mil/pdffiles/pub171.pdf. s. 11.
[v] U.S. Department of Defense. (1992). Draft Defense Planning Guidance. The National Security Archive. The George Washington University: http://www.gwu.edu/~nsarchiv/nukevault/ebb245/index.htm.
[vi] Kharabi, J. (2010 , Bahar/Yaz). Rethinking Russia : U.S.-Russian Relations in an Age of American Triumphalism – An Interview with Stephen F. Cohen. Journal of International Affairs. Cilt: 63 Sayı: 2, s. 191-205. Journal of International Affairs: http://jia.sipa.columbia.edu/us-russian-relations-age-american-triumphalism-interview-stephen-f-cohen.
[vii] Blank, S. (1995). Energy, Economics and Security in Central Asia: Russia and Its Rivals. The Defense Tecnical Information Center: http://www.dtic.mil/doctrine/doctrine/research/centasia.pdf. s.1.
[viii] A.g.e. s.11-12.
[ix] Amanov, Ş. (2007). ABD’nin Orta Asya Politikaları.İstanbul: Gökkubbe Yayınları. S.161.
[x] White House, The. (2002). The National Security Strategy of The United States of America. Military Education Research Library Network MERLN: www.merln.ndu.edu.
[xi] Aral Tellal, Zümrüdüanka: Rusya Federasyonu’nun Dış Politikası. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Dergisi. Cilt: 65 Sayı: 3. Ankara Üniversitesi: http://www.politics.ankara.edu.tr/eski/dergi/pdf/65/3/9_tellal_erel.pdf.
[xii] (2000). A National Security Strategy For A New Century. Global Security: http://www.globalsecurity.org/military/library/policy/national/nss9912.htm. s.19.
[xiii] A.g.e. s.5.
[xiv] A.g.e. s.30.
[xv] A.g.e. s.31.
[xvi] White House, The. (2002). The National Security Strategy of The United States of America. Military Education Research Library Network MERLN: www.merln.ndu.edu. s.19.
[xvii] Nichol, J. (2007, Şubat 01). U.S. Department of State Foreign Press Centers Armenia, Azerbaijan, and Georgia: Security Issues and Implications for U.S. Interests. U.S. Department of State Foreign Press Centers: http://fpc.state.gov/documents/organization/81353.pdf. s.6.
[xviii] U.S. Joint Chiefs of State. (2004). The National Military Strategy of The United States of America-A Strategy for Today A Vision for Tomorrow. Military Education Research Library Network MERLN: www.merln.ndu.edu. s.1.
[xix] U.S. Department of Defense. (2005). The National Defense Strategy of the United States of America. Military Education Research Library Network MERLN: www.merln.ndu.edu. s.4-6.
[xx] White House, The. (2006). The National Security Strategy of the United States of America. Military Education Research Library Network MERLN: www.merln.ndu.edu. s.6.
[xxi] A.g.e. s.38-39.
[xxii] U.S. Department of Defense. (2008). United States of America National Defense Strategy. Military Education Research Library Network MERLN: www.merln.ndu.edu. s.9.
[xxiii] White House, The. (2010). National Security Strategy. Military Education Research Library Network MERLN: http://merln.ndu.edu/whitepapers.html#UtoZ. s.12.