Bilindiği gibi Almanya’nın Hamburg kentinde 21 Aralık 2013 tarihinde “Rote Flora” kültür merkezinin kapatılmasına tepki olarak sol eğilimli gruplar tarafından düzenlenen gösteride polisle protestocular arasında ciddi çatışma yaşandı. Çatışmada 120`ye yakın polis ve 500 civarında protestocu yaralandı. Daha sonra ise bazı protestocular polis merkezine saldırarak üç polisi ağır şekilde yaraladı. Bunun karşılığında Hamburg polisi şehrin bazı yerlerini “tehlikeli semt” ilan etti.
Avrupa Birliği’nin önde gelen ülkesi olan Almanya’da Hamburg krizi geniş alanları kapsamaktadır. Özellikle Hamburg eyaletinin Saint Pauli, Altona ve Schanzenviertel ilçelerinde akşam saat 18:00-06:00 arasında kimlik denetimi ciddi tepkilere neden oluyor. Hükümet bu krizin Berlin ve diğer büyük kentlere sıçramasından korkuyor.
Bu bağlamda ifade etmeliyim ki, Hamburg eyaletinde iktidarda bulunan Sosyal Demokrat Partisi ile ana muhalefet partisi olan Hıristiyan Demokrat Partisi, polisin kanun çerçevesinde hareket ettiğini bildirdi. Hür Demokrat Partisi ve Yeşiller Partisi ise, binlerce kişinin şüpheli olarak polis tarafından kontrol altına alınmasını eleştirmektedir. Sol Parti ise polisin bu hareketlerinden dolayı mahkemeye başvuracağını beyan etti. Almanya’da sol kanat milletvekili Sevim Dağdelen olayların bu şekilde yatırılmasının Anayasaya aykırı olduğunu kaydederek, Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını vurgulamaktadır.
Hamburg sürecinde ilginç hususlardan biri de, tuvalet fırçasının itiraz dalgasının simgesine dönüşmesidir. Zira polisin denetimleri sonucunda bir kişinin pantolonunun arka cebinden çıkan tuvalet fırçaları protestocuların sembolü haline geldi. Artık protestocuların çoğu ellerinde ve ceplerinde bu aletle dolaşıyorlar.
Protestoya Neden Olan Faktörler
Genel olarak, Hamburg şehrinin nüfusu demografik açıdan çok çeşitlidir. İşte şehrin çeşitli etnik mozaiğe sahip olması burada olayların aynı zamanda geç sakinleşeceğinin habercisidir.
Sol eğilimli grupların güçlü olduğu Hamburg şehri Avrupa’ya gelen göçmenlerin daha çok yaşadığı şehirlerdendir. Almanya hükümetinin göçmenlere karşı politikası özellikle solcular tarafından ciddi şekilde eleştiriliyor.
İtirazın arka planında aynı zamanda iktidarın yanlış göçmen politikası duruyor. Hamburg şehrinin nüfusu da buraya gelen göçmenleri destekliyor. İtirazın temel nedenlerinden biri de “Rote Flora” kültür merkezinin de bulunduğu binada yaşayan göçmenlerin evlerinden çıkarılması oldu.
Bu olaylar aynı zamanda sosyal medyada da büyük gürültüye neden oldu. Hamburg olayları bu şehirde yaşayan Türkler tarafından Taksim “Gezi Parkı” olayları ile karşılaştırılıyor. Almanya’nın en büyük dijital televizyon şirketlerinden biri olan “Unitymedia”, Hamburg olaylarından sonra Türkiye’nin devlet televizyonunun yayınını durdurdu. TRT’nin bu olayları sık-sık yansıtmasının buna neden olduğu düşünülmektedir. Ancak nedense “Gezi Parkı” sürecinde Türkiye hükümetini çok eleştirmiş Almanya basını, şu anda ülke genelinde demokrasi ve insan haklarının ciddi şekilde bozulmasına karşı sessiz kalmaktadır.
Hamburg’da protesto dalgasının arka planında iki ana faktör vardır. Birincisi Hamburg eyaletinde toplanan sol eğilimli grupların yerleştikleri binalarda alternatif kültür merkezleri açarak, kapitalizme karşı mücadele etmeye çalışmasıdır. İkincisi ise Almanya hükümetinin özellikle Hamburg kentinde göçmenlere karşı uyguladığı yanlış politikadır. Zira göçmenlere bazen terörist gibi muamele ediliyor.
Sonuçta Hamburg kentinde sol eğilimli grupların ve göçmenlerin protestoları birleşerek, Alman hükümetini ciddi şekilde düşünmeye ve demokratik çoğulculuk çerçevesinde siyaset uygulamaya zorluyor.
Dr. Reşat ILYASOV
Kaynak: Newtimes.az
