50. MÜNİH GÜVENLİK KONFERANSI

upa-admin 06 Şubat 2014 1.881 Okunma 0
50. MÜNİH GÜVENLİK KONFERANSI

Bu yıl ellincisi düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı oldukça yoğun gündem maddeleri ile toplandı. Suriye’de rejim ile muhalifler arasında devam eden çatışmaların akıbeti, İran’ın yeni dönemde nükleer çalışmaları ile alakalı tavrı ile Ukrayna’da hükümet, daha doğrusu Rusya karşıtı gösteriler toplantıların önemli satır başlarını oluşturdu.

Suriye’de devlet başkanlığı seçimleri beklenecek

Suriye’de Esad rejiminin orantısız güç kullanarak ülke kontrolünü sağlamaya çalışması aynı oranda büyük can kayıplarına neden oluyor. Cenevre 2 görüşmelerinde de henüz taraflar arasında somut bir neticeye ulaşılamamış olması sorunu daha da kronikleştirdi. Konferansta Suriye meselesinde öne çıkan intiba ise genel olarak Rusya’nın desteğini almış olan Esad’ın kimyasal silahları ülkesinden tavsiye etmesi yönünde Batı ile anlaşmaya varmasının kendisine güç kazandırdığı yönünde. Dolayısıyla önümüzdeki yıl Suriye’de devlet başkanlığı seçimi gerçekleşmeden Esad’ın görevden ayrılması düşük bir olasılık.

İran artık daha farklı olacak

Bir diğer önemli konu İran’ın nükleer faaliyetleriydi. Bilindiği gibi Cumhurbaşkanı Ruhani dönemi ile birlikte İran, ulusal ve uluslararası sorunlarını aşabilmek için yeni bir yol haritası belirledi. Buna göre artık İran dışa dönük, diyalog mekanizmasını hazır tutan, ulusal menfaatlerinden ödün vermeden müzakereye açık bir ülke haline gelecek. Nükleer çalışmalardan bütünüyle vazgeçmesi beklenmemeli fakat İran bunu barışçıl devlet politikası olarak uluslararası kamuoyuna kabul ettirmek için elinden geleni yapacaktır. Elbette İran açısından da en kritik husus Suriye’de rejimin devamlılığı sağlamak olacak. Bu yüzden Batı kurumları ile Rusya ve İran arasında Suriye meselesi daha uzun süre tartışılacağı aşikar.

Ukrayna bölünüyor mu?

Son olarak Ukrayna’da devam eden gösteriler katılımcı ülkelerin dikkatini çeken önemli gelişmelerden biriydi. Ukrayna hükümetinin Avrupa Birliği’ne sırtını dönerek Rusya yanlısı tutum benimsemesi ülke genelinde muhalif grupların ayaklanmasına neden oldu. Devlet kurumlarının göstericilerce işgali ve başbakanın istifasına kadar giden olayların yatışmamasının en büyük nedeni Cumhurbaşkanı Yakunoviç’in görevini bırakmaması. Çünkü Ukrayna’ya, Moskova yönetiminden 15 milyar dolar kredi sağlanırken enerjinin indirimli tedarik edilmesi, ülkenin yüzünü Rusya’ya dönmesine neden oldu. Neticede bu politika, AB ve ABD nezdinde büyük rahatsızlığa neden oldu. Şimdi ise Avrupa Birliği ülkeleri ile Amerika Ukrayna’da muhaliflere destek sağlayarak Putin yanlısı devlet başkanının da koltuğunu terk etmesini istiyor.

“Öyleyse karşımızda acaba bir tek Ukrayna var mı?” sorusunu sormamız yerinde olacaktır. Ülkenin Rus sınırına yakın doğu ve güney bölgesinde Rusça ağırlıklı dil kullanılırken, batı ve kuzeyinde Ukraynaca konuşuluyor. Yani hukuken olmasa da ülkede fiili olarak dil tabanında bölünme hissediliyor. Ukrayna’da muhalif güçlerden biri olan aşırı sağ grubun temsilcisi Dimitro Yarash, olayları devrim hareketi olarak nitelendirirken, hedeflerini gerçekleştirmek için gerekirse silahlı direnişe de hazır olduklarını söyledi. Son olarak başkent Kiev meydanındaki Lenin heykeli yıkılarak yerine klozet konulmuştu. Bu demek oluyor ki, Ukrayna’da ki olaylara basit bir toplumsal eylemden çok ulusal devrim niteliği kazandırılmak isteniyor. Kuşkusuz bu hareketin en büyük destekçisi AB ve ABD olacak çünkü mücadelenin aslında Rusya’nın gücünü sınırlamaya yönelik olduğu çok açık.

Bu aslında Batı ile Rusya’nın bilek güreşi

Bölgede olayların kolay kolay durulması beklenmemeli. Ukrayna’da “Avrupa ile birlik, Rusya ile köprüleri atma” sloganıyla eylemlerine devam eden muhalifler Yanukoviç istifa edene kadar gösterilerine devam edecek gibi görünüyor. Fakat olayların kontrol altına alınıp 2015 devlet başkanlığı seçimin beklenmesi daha kuvvetli bir olasılık. Çünkü Rusya için Ukrayna hep tarihsel hem de ulusal menfaatleri adına stratejik öneme sahip. Bu mücadelede taraflar perde arkasındaki büyük oyuncular ve önemli olan bu aktörlerin çıkarları olacağı unutulmamalı.

Haftanın Sözü: “Cümleler doğrudur, sen doğru isen. Doğruluk bulunmaz, sen eğri isen.” – Yunus Emre

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.