Bundan tam 21 sene önce yazmış olduğu ve Foreign Affairs dergisinde yayınlanan “Medeniyetler Çatışması” adlı makalesiyle dikkatleri üzerine çeken Amerikalı ünlü Karşılaştırmalı Politika uzmanı Samuel Huntington (Samuel Hantingtın), konu hakkında yapılan eleştirileri ve yanlış anlaşılan noktaları daha detaylı bir şekilde açıklamak adında bu eserini 1996’da kitap haline getirmiştir. Kendisi kitabında tezinin zamana yenik düşeceğini kabul etse de, gelecekle ilgili çok değerli tahminlerde bulunmuştur.
Bu kitabın içeriğini zaten çoğumuz bilmektedir. Bilmeyenlerin de bu kitabı okumasını şiddetle okumasını tavsiye ederim. Düşünceleri belki eski değerini kaybetmiş olsa da, Huntington’ın düşüncelerini ve argümanlarını bu kitapta savunuş şekli örnek olarak görülmeli. Kitabın günümüzü ilgilendiren kısmı ise 37. sayfada başlıyor. Burada Huntington paradigmaların, tahminlere yol açtığını ve bu paradigmaların geçerliliğinin ve kullanışlılığının doğurdukları tahminlerin diğer paradigmalara göre daha isabetli olmasından geçtiğini savunuyor. Bu doğrultuda devletçi bir paradigma ve medeniyetçi bir paradigmanın farklılıklarını ortaya koyuyor. Devletçi paradigma için John Mearsheimer’ın tahminini örnek veriyor. Bu tahmine göre Rusya ve Ukrayna’nın güvenlik nedenleriyle birbirleriyle rekabet içinde olacaklarını söylüyor. Bunun nedeni ise bu iki büyük gücün uzun ve korunmasız bir sınır paylaşması olarak gösteriliyor. Bu tarz sınırı olan devletlerin sıklıkla güvenlik korkularından dolayı rekabet edeceğini dile getiriyor. Bu iki ülkenin bu dinamiğin üstesinden gelebileceklerini, fakat bunu başarırlarsa bunun sıra dışı bir durum olacağını belirtiyor. Öte yandan, devletçi yaklaşım gelecekte muhtemel Rusya-Ukrayna savaşından bahsetmektedir. Bu yüzden devletçi yaklaşım Ukrayna’nın nükleer silah üretmesini de desteklemektedir.
Ayrıca yine Huntington medeniyetçi bir yaklaşımla Rusya-Ukrayna ilişkilerini incelemektedir. Medeniyetçi yaklaşım, iki ülkenin yakın kültürel, kişisel ve tarihsel bağlarına vurgu yapıyor. Aynı zamanda bu iki ülkenin insanlarının birbirleriyle iç içe geçmiş olmasından bahsediyor. Ukrayna’yı Ortodoks doğu Ukrayna ve Uniate (Papa’nın yetkisini tanımakla beraber kendi ayin ve adetlerini muhafaza eden doğu kiliseleri üyesi) batı Ukrayna olarak ikiye bölen Huntington, Mearsheimer’ın realist bir bakış açısıyla olaylara bakmasından ötürü bu gerçeği görmezden geldiğini savunuyor. Devletçi yaklaşımın aksine, Ukrayna’nın gelecekte ikiye bölünebileceğini ve bunun Çekoslovakya’da yaşanan bölünmeden daha şiddetli fakat Yugoslavya’da yaşanandan daha az kanlı çatışmalara yol açabileceğini söylüyor. Devletçi yaklaşımdan farklı olarak, Huntington’ın medeniyetçi yaklaşımı ise iki ülke arasında işbirliğini öne çıkarıyor ve Ukrayna’nın olası bölünmesi için planlar oluşturması gerektiğini söylüyor.
Bundan tam 18 sene önce yazılmış olan bir kitabın bu denli doğru öngörüler barındırması, Huntington’ın ileri görüşlülüğünü bir kez daha ortaya koyuyor. Huntington, Rusya-Ukrayna ilişkilerinin güncel durumunu tam olarak açıklamasa da, olayların gelişiminde Batı dünyasının oynadığı açık ve gizli rolleri tam olarak ele almasa da, konu hakkında genel bir görüş ve doğru bir öngörü ortaya koyuyor. Fakat yine de muhtemel bir Rusya-Ukrayna savaşı devletçi yaklaşımın tahminlerini daha haklı kılacaktır. Bu yüzden seneler önce yapılan tahminlerin hangisinin kesin olarak geçerli olacağını söylemek şimdiden mümkün değil. Her ne kadar bu gün itibariyle Ukrayna’da yaşanan “iç savaşın” Huntington’ı daha haklı çıkardığı düşünülse de…
Sarp YAKUT
KAYNAKLAR
– Huntington, Samuel (2002), The Clash Of Civilizations and the Remaking Of World Order, The Free Press.