MORNINGSTAR’IN RÖPORTAJI: ÇİFTE STANDARTLA ADALET ARASINDA KARGAŞA

upa-admin 29 Mayıs 2014 2.418 Okunma 0
MORNINGSTAR’IN RÖPORTAJI: ÇİFTE STANDARTLA ADALET ARASINDA KARGAŞA

ABD’nin Bakü Büyükelçisi Richard Morningstar bir takım jeopolitik ve siyasi hususlara değinen demeç verdi. Sayın Büyükelçi Azerbaycan’la ilgili belli görüşlerde bulundu. Onun söylediklerine çeşitli düzeylerde hemen tepki verildi. Fakat R. Morningstar`ın objektif konuştuğunu demek bizim için çok zordur. Aksine, birçok hususlar üzere onun yetkilerini aştığı görünüyor. Bu, bir tesadüf mü, yahut Batı ülkeleri diplomasisinde kronik hal almış süreç mi? Dünyanın bazı bölgelerinde çelişkili ve karmaşık süreçlerin yaşandığı bir zamanda böyle bir olay hangi amaçların habercisidir?

Diplomasi ve Gerçeklik: Nesnellik Kaybedilirse

Bazen diplomatlar yetki sınırlarını aşarlar. Onlar kendi ülkelerinin veya herhangi çevrelerin çıkarlarını savunmaya o derecede bağımlı oluyorlar ki, üzerlerine düşen sorumluluğu hissetmekte zorlanıyorlar. Sır değil ki, bazı yabancı ülke büyükelçileri Azerbaycan’la ilgili söyledikleri fikirlerde işte bu açıdan izlenim oluşturmuşlar. Maalesef, bu süreç devam ediyor.

Bugünlerde ABD’nin Bakü Büyükelçisi Richard Morningstar “Özgürlük” radyosuna verdiği röportajda bunu adeta bir kez daha teyit etti. O, büyükelçi gibi yetkilerini aşmış gibi görünüyor. Bununla ilgili Cumhurbaşkanlığı Başkan Yardımcısı, Dış İlişkiler Daire Başkanı Novruz Mammadov net görüş belirtti. N. Mammadov dedi ki, Büyükelçi bu röportajında Azerbaycan’ın içişlerine müdahale gibi ölçülebilir cümleler kullandı.

N. Mammadov vurguladı: “Azerbaycan için bu, kabul edilemez. Bu, hem de Viyana Sözleşmesi taleplerinin ihlalidir. Röportajın tonu doğru değil. Büyükelçi kendi sözünü söyleyebilir, ama bize ders geçemez. Azerbaycan bağımsız siyaset yapan devlettir. Biz ABD Büyükelçisinin röportajındaki bu tonunu kabul etmiyoruz” (bk. “Səfir bizə dərs keçə bilməz” – Novruz Mammadovun Morninqstara cavabı / “Azadliq.org”, 17 Mayıs 2014).

Dışişleri Bakanlığının da cevabı geç kalmadı. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı basın servisi söyledi ki, “Azerbaycan için onun iç işlerine karışma veya yön verme girişimleri kabul edilemez” (bk. Xarici İşlər Nazirliyindən Morninqstara cavab gəldi / “Gün.az”, 19 Mayıs 2014).

Mesele şu ki, ABD’nin Bakü Büyükelçisi aynı röportajda somut argümanlar getirmeden, dayaz mantığa dayanarak, ülkeyi bir takım hususlar üzere eleştirdi. Ayrıca, aslında Azerbaycan’ı bazı komşu devletlerle karşı karşıya koyan tezler ileri sürdü (bk. R. Morninqstar: “Azərbaycanın müstəqilliyinin arxasında ABŞ və Avropadan başqa kim dayanacaq?” / “Azadliq.org”, 16 Mayıs 2014). Onlar tabii ki, Bakü’nün tutumu değildir. Fakat söz konusu Bakü’de faaliyet gösteren diplomatlardan biriyse, buna mutlaka tepki verilmelidir.

R. Morningstar söz konusu röportajda dedi ki, Azerbaycan’ın bağımsızlığının arkasında ABD ve Avrupa’dan başka duran güç yoktur. Bunu ülkemizi Rusya ve İran gibi komşularla karşı karşıya koyma girişimi olarak değerlendirmek mümkündür. Bu hususta Novruz Mammadov da kendi fikrini söyledi (bk. Новруз Мамедов: “Посол США пытается бросить тень на дружественные отношения Азербайджана с Ираном и Россией” / “1news.az”, 17 Mayıs 2014).

Azerbaycan her iki komşu devletle en üst düzeyde işbirliği yapmaktadır. Genel olarak bakıldığında ise gerçek bağımsızlığın arkasında devletin ve halkın kendisi duruyor. Dış güçlerden herhangi birine dayanan ülke tam anlamda bağımsız olamaz. Anlaşılan, Sayın Büyükelçi Azerbaycan’la Ermenistan’ı karıştırmış. Ermenistan Rusya’nın ön karakoludur ve bunu herkes kabul ediyor. Azerbaycan ise bağımsızlığını kendisi sağlayabilen bölgenin lider devletidir. Bakü ABD, Avrupa, Rusya, İran, Türkiye ve diğer devletlerle ilişkilerini eşit ortaklık ilkesi temelinde kuruyor. Sayın Büyükelçi R. Morningstar Azerbaycan’la yakından çalışmış diplomat gibi bunu herkesten iyi bilmelidir.

Hazar havzasının enerji güvenliği ile ilgili Sayın Morningstar Azerbaycan yönetimi ile uzun süre işbirliği yaptı. Hatta onun ABD Kongresi’nde ülkemize büyükelçi atanması sırasında Ermeniler itiraz etmişlerdi. Böyle anlaşılıyor ki, R. Morningstar jeopolitik durumun değişmesi ile tavır değişikliği yapıyor. Bunun ne derecede doğru olduğunu söylemek zordur.

“Maydan Sendromu”: Kaos Kimin İşine Geliryor?

Onun Ukrayna’da yaşanan olaylarla Azerbaycan arasında herhangi paralellik yapma girişimi bu düzlemde yeterince yapay görünüyor. Gerçekler gösteriyor ki, “Maydan” hareketi Amerika’nın ciddi mali desteği ile gerçekleşmiş (bk. Администрация Президента Азербайджана: “Майдан” в Украине – результат политики и финансирования США / “1news.az”, 17 Mayıs 2014). Şimdi Ukrayna’nın ne durumda olduğu da bellidir. Azerbaycan’ı bu açıdan neden Ukrayna ile karşılaştırmak istiyorlar? Washington’un Bakü’de de benzer olay hazırlama planımı var? Yoksa, Bakü’ye bağımsız siyaset yürüttüğüne göre, baskılar yapmak niyetindeler?

Bu bağlılıkta eşbaşkan devletlerin Dağlık Karabağ sorununun çözümünde yaptığı aracılığın etkisizliğini vurgulamaya gerek görüyoruz. 20 yılı aşkın bir süredir, ABD, Fransa ve Rusya bu sorunu adil çözmeye çalıştıklarını bildiriyorlar. Gerçekte ise eşbaşkanlar aynı şekilde ABD sorunun ortadan kalkması için hiçbir gerçek adım atmadılar (bk. Администрация Президента АР: “США не предприняли никаких шагов для урегулирования нагорно-карабахского конфликта” / “1news.az”, 17 Mayıs 2014).

Onlar yıllardır, sözde açıklamalar yapıyor, belgeler kabul ediyor, kararlar hazırlıyor, ancak gerçek önlem almıyorlar. Karşılaştırma için diyelim ki, bazı durumlarda uluslararası kuruluşların kabul ettiği belgeye esnek tepki veriyorlar. Örneğin, Irak’ı, Libya’yı bombaladılar. Ancak Ermenistan’ın saldırgan olduğunu açık itiraf etmekle birlikte, BM düzeyinde kabul edilen kararların kaç yıldır, yerine getirilmesine uğraşmazlar. Sebep nedir?

Ayrıca, Sayın Büyükelçi röportajında açık diyor ki, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ın sınırları dışında olan ve işgal edilmiş 7 bölgesi mutlaka geri verilmelidir.

Peki neden, şimdiye kadar bu yönde gerçek adımlar atılmadı? Kendileri bir yana, Azerbaycan’ın kendi topraklarını kurtarmak isteğinin karşısına bile set çekiyorlar. Diyorlar ki, “devlet başkanları oturup anlaşmaya varmalı”. Ermenistan yönetimi yapıcı diyaloğa kesinlikle hazır değil. Gerçeklikler bunu tam kanıtlamıştır. Erivan şımarık çocuk gibi davranıyor.

Ona ruh verenler arasında ise Washington da var. Örneğin, Amerika saldırgana 2 milyar dolar hacminde yardım etti. ABD Dağlık Karabağ’daki Ermeni bölücülere kendi yardımını esirgemiyor. Onları resmen kabul ediyor, konuşuyorlar, belli vaatler veriyorlar. Bazı federe devletler yasadışı “DKC”ni tanımış bile. Şimdi bir takım Ermeni analisti işte bu gerçekleri ellerinde bayrak ederek, Azerbaycan’ın haksız olduğunu kanıtlamaya çalışıyorlar.

Bu adaletsizliğin ne zamana kadar devam edeceğini söylemek zor. Sayın Büyükelçi bunlar hakkında konuşmak yerine “Azerbaycan’da yolsuzluk var”, diyor. Dünyanın hangi devleti idealdir? ABD’nin kendisinde bu konu güncel değil mi? Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde yolsuzluk olgusuna göre, bir çok sorunlar yaşanmamış mı? Örneğin, AB`yi saran mali krizin kökünde banka sisteminde kök salmış dolandırıcılık durmuyor mu? Artı, Avrupa bu süreçlerden titrediğinde Azerbaycan sürekli gelişmeler yaşadı. Bu, şimdi de böyledir.

Bunları Sayın Büyükelçi iyi biliyor. Öyleyse böylesine konuşmakta amaç nedir? Öncelikle, Azerbaycan Müslüman ülkesi olarak bölgede liderdir. Batı ise isterdi ki, öncelik ya Ermenistan, ya da Gürcistan’da olsun. Bu gerçeği gizlemek imkansızdır. Ayrıca, böyle görünüyor ki, Washington’u kendi jeopolitik çıkarlarından başka hiçbir mesele ilgilendirmiyor. Onu sağlamak yolunda tüm dünyada karışıklıklar yaratabilirler. Somut bu durumda ise, Rusya’nın bölgede jeopolitik nüfuzunu düşürmek adına bölge devletlerini ona karşı yöneltmeye gayret ediyorlar. Bunun için Rusya’nın sınırı boyunca kaos yaratmak gerekir.

Artık Ukrayna tuzağa düştü. Şimdi başkaları – Azerbaycan ve Orta Asya devletleri için senaryo hazırlanmalıdır. Çok sayıda ülkeyi birbirine karşı koymakla sürekli şekilde her birini güçten düşürerek, kendisine bağımlı etme amacı hissedilir. Anlaşılan, okyanus ötesinde dünya ağalığını sadece bu anlamda algılarlar.

Fakat bir şeyi unutuyorlar – Azerbaycan halkının ülke yönetimine tam güven vardır. Bakü’nün yürüttüğü dış politikayı destekler. Halk ve yönetim birliği sarsılmazdır. Dolayısıyla, Azerbaycan’da “Maydan senaryosu” bir hülyadır. Azerbaycan toplumu sadece gelişme paradigmasını kabul eder. Hiçbir büyükelçi kendini yormasın, bu devleti ve halkı konumundan döndürmek mümkün değil !

Kaynak: Newtimes.az

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.