BODRUM ZİRVESİ: TÜRKÇE KONUŞAN DEVLETLERİN BİRLEŞTİRİCİ STRATEJİSİ

upa-admin 13 Haziran 2014 2.255 Okunma 0
BODRUM ZİRVESİ: TÜRKÇE KONUŞAN DEVLETLERİN BİRLEŞTİRİCİ STRATEJİSİ

Şu aşamada dünyanın jeopolitik durumunun gergin olduğu bilinmektedir. Bunun arka planda etkin bölgesel işbirliğini sağlayabilecek kurumların faaliyet konusu aciliyet arz etmektedir. Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi 2009 yılında kuruldu. Geçen süre içinde başkalarından farklı olarak, bu kurum istikrarlı faaliyet gösterdi. Şimdi onun rolünün yeni seviyeye yükseltilmesine ihtiyaç duyuluyor. Bu bağlamda Konsey`in 4`üncü zirvesine ilgi büyüktü. Bizim için daha önemli olanı diğer şeyler arasında, Azerbaycan’ın tutumu ve teşebbüslerine olan ilişkiydi.

İşbirliğinin Etkili Biçimi: Türkçe Konuşan Devletlerin Modeli

Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (TDKÜİK) 4`üncü Zirve`si yapıldı. Türkiye’nin Bodrum şehrinde Azerbaycan, Türkiye, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkmenistan Cumhurbaşkanları verimli müzakereler yaptılar. Bu etkinlik birkaç açıdan ciddi önem taşıyordu. Her şeyden önce, son zamanlarda küresel ölçekte cereyan eden karmaşık jeopolitik gelişmelerin Türk devletlerinin işbirliği formatını nasıl etkileyeceği merak doğuruyordu.

Sır değil ki, şimdi bölgesel düzeyde kurumların hiç de hepsi verimli çalışamıyor. Bunun yanı sıra, dünyada gözlenen ve izahı şimdilik tam olmayan jeopolitik, jeoekonomik ve askeri eğilimler yaşanıyor ki, onun arka fonunda TDKÜİK gibi kurumların etki alanı ilginçtir. Bodrum’daki görüş kanıtladı ki, Türk dili konuşan devletler modern tehditlere cevap veren, rekabete dayanıklı dinamik örgüt oluşturuyorlar. Bu, önemli bir sonuçtur.

Başka bir konu şu anda Avrasya coğrafyasında entegrasyon süreçlerinin küresel jeosiyasetin ilgi alanı olması ile ilgilidir. TDKÜİK`in Bodrum Zirvesi`nden birkaç gün önce Astana’da Avrasya Ekonomik Birliği’nin kurulması hakkında belge imzalandı. Rusya, Beyaz Rusya ve Kazakistan’ın kurucuları oldukları Gümrük Birliği’ni genişletmek ve geliştirmek planları mevcuttur. Buraya Türkçe konuşan devletlerden olan Kırgızistan’ın üyeliği meselesi gündemdedir. Bu gerçekler zemininde Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi 4`üncü Zirvesi nasıl görünüyordu?

Meselenin bu tarafına da Bodrum’daki etkinlik sırasında açıklık getirildi. Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türk devletlerinin işbirliğinin hiçbir örgüte karşı yönelmediğini vurguladı. Çağdaş tarihsel aşamada hızla yaşanan küreselleşme sürecinde ortak kökler, ortak kültür ve tarihe söykenen halkların ilişkilerini güçlendirmek isteği tamamen doğaldır. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in bu bağlamda programda söylediği fikir yerine düşüyor.

Devlet Başkanı zirve toplantısındaki konuşması sırasında vurguladı: “… Ekonomik alanda yapılan çalışmalar da takdire şayandır. İş forumu geçirilmiştir … Eğitim, Ulaştırma Bakanlarının görüşmeleri yapılmıştır. Çok mutluyum ki, Azerbaycan’ın girişimi ile Türk Kültürü ve Kalıtsal Vakfı kurulması da artık gerçekleşiyor… Ben bugün özellikle TÜRKSOY`un faaliyetini yüksek değerlendirmek istiyorum. Çünkü TÜRKSOY bizi manevi açıdan, kültür alanında birleştiren kurumdur. Bizim birliğimizin temelinde elbette ki, ortak kökler, ortak kültür, tarih duruyor ve bugün biz bu sağlam temel üzerinde güzel işbirliği kuruyoruz” (bkz.: Bodrumda Türkdilli Dövlətlərin Əməkdaşlıq Şurasının IV zirvə toplantısı keçirilmişdir / AzərTAc, 5 Haziran 2014).

Şüphesiz, TDKÜİK siyasi ve güvenlik konularına da dikkat ediyor. Fakat Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in sözlerinden de açıkça görülmektedir ki, burada hiç kimseye karşı bir şey yapmak yoktur. Tek amaç Türkçe konuşan ülkelerin ilişkilerini günümüz koşullarına uygun geliştirmektir. Dolayısıyla TDKÜİK diğer entegrasyon modellerine halel getirmeyecektir. Meselenin bu tarafı Türk devletlerinin birliğinin perspektifini ve etkinliğini ortaya koymaktadır.

Bunlardan Türkçe konuşan devletlerin işbirliğinin stratejisi anlaşılıyor. Esasen kültür, bilim, tarih, sanat ve ekonomi alanında ilişkileri derinleştirerek dünyanın demokratik kesimiyle bütünleşmeye ulaşmak amacı hedefleniyor. Bu zaman başka işbirliği formatları aleyhine herhangi niyet veya plan söz konusu olamaz. Onu diyelim ki, bu nokta oldukça büyük önem taşımaktadır. Çünkü şimdiki aşamada başkalarının hesabına kendi gelişimini ve güvenliğini sağlamaya çalışan kurumlar az değildir. Bu ise jeosiyasette çeşitli çelişkiler, çatışmalar ve ülkelerarası ihtilaflar yaratıyor. TDKÜİK tüm bunlardan uzak olduğuna göre, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in söylediği gibi, “Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi artık güçlü uluslararası örgüte dönüşmüştür”.

Azerbaycan’ın Girişimleri: Verimli Sonuçlar

Bunların arka planda Bodrum Toplantısı`nda Azerbaycan’ın Devlet Başkanı`nın ifade ettiği bir tez oldukça ciddi önem taşıyor. İlham Aliyev konuşmasının bir bölümünde vurguladı: “Biz enerji alanında işbirliğini daha da derinleştirmek azmindeyiz. Buna ulaşmak için tüm olanaklar vardır. Bizi birleştiren coğrafya geniş coğrafyadır. Bizim ülkelerimizin birkaçı doğal kaynaklarla zengindir. Bu kaynaklar artık çeşitli yollarla dünya pazarlarına ulaştırılıyor. Yani, hem Türkmenistan’ın, hem Kazakistan’ın hem Azerbaycan’ın bağımsız ve çok yönlü ihraç yolları vardır. Yani, hiçbir ülke ihraçla ilgili hiçbir sorun yaşamıyor. Ancak çıkarlarımızı daha da dolgun şekilde sağlamak, beraberliğimizi güçlendirmek için biz bu alanda ortak çalışmalıyız ve eminim ki, çalışacağız” (bkz.: önceki kaynağa).

Düşünüyoruz ki, burada stratejik önemi yüksek olan pozitif bir niyet söz konusudur. Doğal enerji kaynakları ile zengin Türk devletleri modern dünyada birçok çelişkilere neden olan bir sıra jeopolitik sorunu çözebilirler. Biz Güney Kafkasya ve Orta Asya’nın enerji kaynaklarının nakli konusunda Batı’yla Rusya ve Çin arasında oluşan gerilimin azaltılmasını kastediyoruz.

Birincisi, Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan büyük enerji rezervlerine sahiptir. Onlar bu açıdan dünyanın büyük devletleri için jeopolitik düzlemde stratejik önem taşıyor.

İkincisi, şu anda bu ülkelerin her biri çeşitli ihraç güzergahlarına sahiptirler. Burada Batı, Rusya ve Uzak Doğu (özellikle Çin) yönleri vardır. Fakat bunların her birinin kendi jeopolitik çıkarları mevcuttur. Hatta dünya liderliği yolunda yoğun mücadele ediyorlar. Bu nedenle Türk devletlerinin farklı jeopolitik hatta düşmesi ihtimali az değildir. Bunun olmaması gerekiyor. Çünkü hem küresel jeosiyaset için ciddi düzeyde hayli çelişkileri ortadan kaldırabilir, hem de büyük bir mekanda gerçek entegrasyon modeli şekillendirmek şansı doğar.

Tüm bu gerçekler Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’ın enerji ihracatı konusunda koordineli hareket etmesinin meydana yeni jeopolitik hususlar yaratabileceğini gösteriyor. Örneğin, Türk devletleri Batı-Rusya-Çin hattında birleştirici köprü rolü oynayabilirler. Bu bağlamda Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi`nin geniş imkanlara sahip olduğunu söyleyebiliriz.

Burada kültür, bilim, eğitim ve ekonomi alanlarındaki işbirliği potansiyelinin geniş olduğunu ayrıca vurgulamak gerekir. Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkalığı İdaresi Başkan Yardımcısı, Dış İlişkiler Daire Başkanı Novruz Mammadov`un bununla ilgili fikirleri ilginçtir. N. Mammadov AzərTAc-ın özel muhabirine yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bodrum’da düzenlenen 4`üncü Zirve Toplantısı`nda Türkçe konuşan ülkeler arasında siyasi, ekonomik, kültürel, bilimsel ve diğer alanları kapsayan ilişkilerin kurulması için imkanların araştırılmasına dair kararlar alınmıştır. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Bodrum’daki konuşması Azerbaycan’ın geniş olanaklarını bir kez daha ortaya koymuştur. Taraflar Azerbaycan’ın başkanlığında örgütün geçtiğimiz dönemdeki etkinliğini yüksek değerlendirmişler” (bkz.: Novruz Məmmədov: Prezident İlham Əliyevin Türkdilli Dövlətlərin Əməkdaşlıq Şurasının IV Zirvə toplantısındakı çıxışı Azərbaycanın geniş imkanlarını bir daha ortaya qoymuşdur / AzərTAc, 5 Haziran 2014).

Görüldüğü gibi, TDKÜİK`in geliştirilmesi girişimlerinde Bakü’nün özel yeri vardır. Bu, ülkenin dış politikada tam manasıyla geniş imkanlara sahip olduğunun tasdikidir. Bu bağlamda Bodrum Zirvesi`nin hem de Azerbaycan’ın Türk dünyasında jeopolitik rolünün önemli ölçüde arttığını gösterdiğini söylemek mümkündür.

Kaynak: Newtimes.az

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.