BİRLİK HUZURU, AYRILIK ÇATIŞMAYI GETİRİR

upa-admin 04 Ekim 2014 2.147 Okunma 0
BİRLİK HUZURU, AYRILIK ÇATIŞMAYI GETİRİR

Uluslararası Politika Akademisi’ndeki ilk yazımda, tüm dünyanın ortak sorunu olan bölünmelere olan bakış açımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

İdeolojik olarak ilk büyük kutuplaşma; 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki Soğuk Savaş süresince yaşanmıştır. O dönemde dünya adeta ikiye bölünmüştü. Bir yanda serbest piyasa ekonomisi ve özel mülkiyeti savunan Batı Bloğu, diğer yanda merkezi planlamayı ve ortak mülkiyeti savunan Doğu Bloğu. Bu iki kutup arasındaki çekişme, nihayetinde Doğu Bloğu ülkelerini etrafında toplayan Sovyetler Birliği’nin dağılması ile sonuçlandı.[1]

Bu dağılma, kapitalizmi savunan siyasi zümreler tarafından, komünizmin yıkılması ve demokrasi ile kapitalizmin yaygınlaşması için uygun bir zemin olarak algılansa da, sonrasında yaşanan olaylar bu öngörünün doğru olmadığını gösterdi. Ülkeler arasındaki kutuplaşma artık ideolojik politikalar üzerinden değil kimlik politikaları üzerinden yapılmaya başlanmıştı.

Kimlik politikası, bir ülke ya da bölgede yaşayan insanları din, dil, ırk gibi çeşitli sınıflara göre kategorize ederek “saf ve özgün” bir kimlik oluşturmayı amaçlayan bir yaklaşımdır.[2] Tanımdan da anlaşıldığı gibi, bu politika; ayrımcılığı hedefleyen, farklılıklara hoşgörüsü olmayan ve birlikteliği reddeden bir fikri temele sahiptir. Dolayısıyla, böyle bir politikanın herhangi bir topluluğa barış getirmesi mümkün olmamaktadır.

Günümüzde bu politikanın doğurduğu sonuçlara somut örnek olarak İspanya’da, Yemen’de ve Kuzey İtalya’da yaşananları gösterebiliriz. Bu bölgelerde yaşayan farklı kimlikteki halkların eşit haklara sahip olmak istemeleri çok doğal ve demokratik bir haktır, ancak bu demokratik hakların kazanılmasında anti-demokratik yollar izlenmesi doğru bir yaklaşım değildir. Bu yolla, barış ve huzur yerine daimi bir çatışma ortamı olması kaçınılmazdır. Sürekli çatışmanın olduğu bir bölge için de, küçülme ve güçsüzleşme kaçınılmaz olacaktır. Türkiye’de Kürt kimliğini, yaptığı eylemlere siper edinen PKK, İspanya’da Bask Milliyetçileri, Bosna’da ayrılıkçı Sırplar bu çatışmaların en belirgin ve ağır sonuçlar doğuran örneklerindendir.

Nerede olursa olsun, ayrıştırmaya dayalı kimlik politikaları hiç bir zaman tam manasıyla sonuca ulaşamayacaktır. Çünkü insan toplukları, diğer canlılarda olduğu gibi birbiriyle tamamen aynı bireylerden oluşmazlar. Aynı etnik kökene sahip dahi olsalar dahi farklı siyasi görüşlere, farklı dinlere ve mezheplere, farklı ideolojilere sahip olabilirler. Bu sebeple kimlik politikaları, bu toplulukların sonu gelmeyen mikro bölünmelerle giderek yok oluşuna sebebiyet verecektir. Örneğin, PKK’nın Güneydoğu’da kurmak istediği özerk bölgede, Kürt halkı dışında Araplar ve Türkler de yaşamaktadır. Böyle bir bölünme, sonrasında Arapların ve Türklerin de kendi içlerinde ayrışmalarına sebebiyet verecektir. Aynı şekilde İspanya’da Bask bölgesinde gerçekleşecek bir bölünme, bu bölgede yaşayan İspanyolları ve Baskları ileride bir mikro bölünmeye itecektir.

Görüldüğü gibi kimlik politikasının bir sonucu olarak etnik ve siyasi bölünmeleri destekleyen bir sistemde barış ve huzur ortamını vaat etmek oldukça gerçek dışıdır. Çatışma her zaman çatışmayı doğurmaktadır. Asıl olan ise, farklılıkları benimseyerek daha güçlü, daha medeni ve daha demokratik, barış içinde yaşanabilecek toplumlar inşa etmektir.

Atatürk’ün de belirttiği gibi; “Dünyada ve dünya milletleri arasında sükûn, huzur ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın, huzurdan mahrumdur.”[3]

                                                                                                                                                                   Hüsna AKINCI

 

 

[1] Kürkçüoğlu, Embel vd. (2013), Siyasi Tarih. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Yayınları.

[2]  “Atatürk ve Dünya Barışı”, Erişim Tarihi: 18 Eylül 2014, Erişim Adresi: http://www.tsk.tr/4_uluslararasi_iliskiler/4_1_turkiyenin_barisi_destekleme_harekatina_katkilari/konular/ataturk_ve_dunya_baris.htm.

[3] Kimberle Crenshaw. “Mapping the Margins: Intersectionality, Identity Politics, and Violence against Women of Color“. Erişim Tarihi: 18 Eylül 2014, Erişim Adresi: http://www.jstor.org/stable/1229039.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.