ERMENİSTAN’DA ETNİK HOŞGÖRÜSÜZLÜK VE YEZİDİLERİN DURUMU

upa-admin 02 Ocak 2015 3.453 Okunma 0
ERMENİSTAN’DA ETNİK HOŞGÖRÜSÜZLÜK VE YEZİDİLERİN DURUMU

20. yüzyılın başlarından itibaren önce Taşnaksütyun hükümeti, sonra ise Sovyet hükümeti planlı şekilde Ermenistan’da yaşayan Azerileri ve diğer ulusal azınlıkları birkaç aşamada sınır dışı etti. Merkezi hükümetin desteği ile 1948-1953 yılları arasında 144.654 Azerbaycanlı Ermenistan’dan Azerbaycan’a zorla sınır dışı edildi. Ermenistan’ın baskılarına rağmen, 1989 yılına kadar bu ülkede 200.000’den fazla Azerbaycanlı yaşıyordu. Nihayet, 1989 yılının sonlarına kadar Ermenistan’da yaşayan tüm Azerbaycanlılar zorla sınır dışı edildi. Bugün Ermenistan’da Azerbaycanlı yaşamıyor. Ermenistan, Azerileri sürgün ettikten sonra milli azınlık sorununu kesin olarak çözdü. Diğer ulusal azınlıklar Ermenistan için tehdit olmasa da, hükümet Müslüman Kürtlere, Yezidilere, Yahudilere, Gürcülere ve diğer ulusal azınlıklara baskı yapıyor. Bugün Ermenistan’da yaşayan tüm ulusal azınlıklar toplam 80.000 kişidir. Bu ulusal azınlıkların hiçbiri bir arada yaşamamaktadır, çeşitli bölgelere dağılmışlardır.

Ermenistan’da Asuriler, Beyaz Ruslar, Gürcüler, Almanlar, Rumlar, Yahudiler, Kürtler, Lehler, Ruslar, Malakanlar, Ukraynalılar ve Yezidiler milli azınlıklar olarak adlandırılıyor. Ulusal azınlıklar nüfusun yüzde üçünü teşkil ediyor.

Ermenistan’da yaşayan Yezidiler, kendilerini Yezidi etnik grubu olarak görmekte ve kendilerini Kürt olarak adlandırmamaktadır. Ermenistan’da yaşayan az sayıdaki Müslüman Kürtlerle bu konuyla ilgili tartışma devam ediyor. Müslüman Kürtler, Yezidilerin de Kürt olduklarını ve sadece dini açıdan Yezidi olduklarını iddia ediyorlar. Yezidiler ise Kürt olmadıklarını ve atalarının Hindistan’ın Mumbai eyaletinden olduğunu bildirirler. Taraflar arasındaki bu anlaşmazlık hükümet düzeyine kadar çıkmıştır.

Ermenistan’daki Yezidiler Güneş’e secde eder ve Tavuz Melek adlı dini öğe merkezdedir. Onlar dinlerinin adının Yezidilik değil, Şerafettin olduğunu bildirirler. Tıpkı Hindistan’da olduğu gibi, Yezidiler arasında da kast dağılımı var. Ermenistan Yezidilerinin lideri Aziz Tamoyan, Yezidilerin inançlarının Zerdüştlük ile ilgili olduğu hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu ve bu dinle onların hiçbir ilgisinin olmadığını söylemiştir.

Yezidiler hakkında araştırma yapan Cemal Sadakyan, Yezidilerin Kürt olduklarını iddia etmekle birlikte, bu meselenin derinden araştırılmadığını ve tartışmaya açık olduğunu ifade etmiştir. Sadakyan’ın hesaplamalarına göre; 1989 yılına kadar Ermenistan’da 60.000 Yezidi yaşıyordu. Ancak Sadakyan bu sayıya Müslüman Kürtleri de dâhil etti. 1959 sayımına göre, Ermenistan’da 26.657 Yezidi yaşamaktaydı. Yezidiler esasen Talin, Eşterek, Armavir, Eçmiedzin ve Ararat bölgelerinde yaşıyorlar.

İstatistiklere göre; 1926 yılında Ermenistan’da 12.237, 1989 yılında 50.176, 2001 yılında 40.620 Yezidi yaşıyorken, 2011 yılında onların nüfusu 35.308 kişiye kadar düştü.

1990’lardan sonra Ermenistan’dan göçen Yezidilerin sayısının 6.000-10.000 arasında olduğu tahmin ediliyor. Yezidiler en yüksek nüfus artış oranına sahiptir ve bu durum Ermenileri rahatsız eden en temel etkendir.

Esasen köylerde yaşadıklarından ve hayvancılıkla meşgul olduklarından, Yezidilerin yüksek öğrenime katılım düzeyleri oldukça düşüktür. Genellikle başka milletlerden olanlarla da evlenmezler.

Yezidiler, her yıl Şubat ayının ilk üç haftasında “Ayda Hurdunevi” ve “Klodje Sarsali” adlı yeni yıl bayramlarını, Aralık ayının ikinci haftasında ise “Ayda” bayramlarını kutlarlar.

Yezidilerin “Kürt Aydınları Birliği”, “Yezidi Milli Birliği”, “Dünya Yezidileri Milli Birliği”, “Malte Yezidi Vakfı” ve “Kürdistan” gibi cemiyetleri olsa da, Ermenistan hükümeti onların etkinliğine çeşitli engellemelerde bulunuyor.

Ulusal azınlıklar Ermenistan için hiçbir tehlike teşkil etmese de, 1990’lardan sonra hükümetin ulusal azınlıklarla ilgili politikaları incelendiğinde, onlara karşı ciddi baskı gösterildiği anlaşılmaktadır. Özellikle son zamanlarda Yezidilere karşı yapılan etnik temelli ayrımcılık daha net hissediliyor.

Tarihsel olarak hayvancılıkla uğraşan Yezidiler, bu alandan uzaklaştırılır ve bu alanda tekelcilik oluşturulur. Yezidilerin ana dillerinde eğitim almalarına imkân oluşturulsa da, Ermenistan hükümetinin hazırladığı ders kitaplarında onların Yezidi değil, Kürt olduklarının yazılması Yezidileri rahatsız ediyor. Onlar talep ediyorlar ki; başta hükümet olmak üzere diğer etnik gruplar onları Kürt olarak değil, Yezidi olarak tanısın ve onlara Kürt denilmesi kanunla yasaklansın.

Hükümetin milli azınlıklara karşı uyguladığı politika sonucunda, Yezidiler ve diğer ulusal azınlıklar Ermenistan’ın sosyo-politik ve kültürel hayatında yer edinemiyorlar. Ulusal azınlıkların bağımsız cemiyetleri hükümete karşı itirazlarını bildirince, hükümetin kontrolündeki diğer cemiyetler onlara karşı beyanatlar vererek hükümeti destekliyor. Hükümet, ulusal azınlıkların sosyo-ekonomik sorunlarına çözüm bulmuyor. 2006 yılında etnik temelli bir çatışma sırasında öldürülen bir Yezidi’nin katilinin serbest olmasına itiraz eden Yezidiler, Cumhurbaşkanlığı önünde toplanarak durumu şikâyet ettiler. Öldürülen Yezidi’nin eşi ve iki çocuğu şikâyetlerine cevap almadıklarından dolayı kendilerini yaktı. Emniyet güçleri bu olaydan sonra dahi şikâyete cevap vermedi.

Ermenistan hükümeti, 20. yüzyılın sonlarında Azerbaycanlılara karşı uyguladığı politikanın aynısını bugün ülkedeki diğer ulusal azınlıklara karşı uyguluyor. Onlara ait olan tarihi anıtlar ve kültür eserleri planlı şekilde imha ediliyor. Zira iktidardaki Cumhuriyet Partisi’nden milletvekili olan Hrant Grigoryan’ın yakın akrabaları, etnik hoşgörüsüzlük çerçevesinde Yezidilere ait olan tarihi kabristanlığı tamamen yok etmişlerdir. Hükümet, bunun etnik hoşgörüsüzlükle ilgili olmadığını bildirse de, Yezidilerin “Sincar” cemiyetinin başkanı Boris Tamoyan bunun aksini iddia ediyor. Tamoyan’ın sürekli Yezidilerin sorunlarını topluma mal etmesi, milliyetçi Ermenileri oldukça rahatsız etmektedir. Öyle ki, bir grup kimliği belirsiz şahıs tarafından Tamoyan’ın yaşadığı eve otomatik silahla ateş açılmıştır.

Başta Azeriler olmak üzere 1980’lerin sonlarından itibaren ulusal azınlıkların büyük bir kısmı, hükümetin baskılarına dayanamayıp ülkeyi terk etmiştir. Ulusal azınlıklar Ermenistan için ciddi sorun olmasa da, hükümetin baskıları devam ediyor. Ulusal azınlıkların Ermenistan hükümetinden gereksinimleri şunlardır:

– Milli azınlıklar hakkında kanunun kabul edilmesi;

– Parlamentoda milli azınlıkların temsil edilmesi;

– Milli azınlık sorunları ile ilgilenen devlet kurumunun düzenlenmesi.

Ermenistan Avrupa Konseyi’ne üye olurken “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi” ve ek protokollerini tasdik etmesine, geleneksel olmayanlar da dâhil olmak üzere, tüm dini merkezlerde hiçbir istisna olmaksızın ibadetin sağlanması yükümlülüğünü kabul etmesine rağmen, bu taahhütlerin hiçbirini yerine getirmiyor.

Ermenistan hükümeti milli azınlık sorununun çözüldüğünü iddia etse de, aslında sorunları çözülmemiş, aksine onlara karşı baskılar artmıştır. Hükümet, ulusal azınlıkların sorunlarını çözmemekte direndiği takdirde, azınlıkların nüfusunun azalması veya tamamen asimilasyona uğrama olasılıkları oldukça yüksektir.

Dr. Hatem CABBARLI

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.