CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN İRAN ZİYARETİNİN YANSIMALARI

upa-admin 09 Nisan 2015 2.199 Okunma 0
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN İRAN ZİYARETİNİN YANSIMALARI

Türkiye-İran ilişkilerinin geleceği bakımından önem atfedilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Tahran ziyaretinin ana gündeminde, iki ülke arasındaki ticaretin ekonomik hacminin yükseltilmesinin yanında, Yemen’deki savaş ve savaş sonrasında bu ülkenin akıbeti de yer aldı. Yemen Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih’in istifa etmesi sonrasında Suudi Arabistan’a sığınmasıyla, kuzeyden merkeze doğru ilerleyişe başlayan Husilere en büyük desteği İran gösterirken, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin oluşturduğu koalisyon kuvvetleri de Husi hedeflerini havadan bombalamaya başladı. Türkiye ise, Yemen’e dış müdahalenin bir an önce sona ermesi ve “mezhep” odaklı politika yürüten İran’ın desteğini çekmesi yönünde ikazlarda bulundu.

Nükleer müzakerelerde somut neticeye ulaşıldı.

İran’ın P5+1 ülkeleriyle uzun zamandır devam eden nükleer müzakerelerde somut mutabakata varılması, Ruhani önderliğindeki reformist kanat tarafından memnuniyetle karşılandı. 2010 yılında Türkiye-Brezilya-İran arasında imzalanan Tahran Anlaşması ile de, İran’ın nükleer çalışmalarını barışçıl amaçlarla kullanması yönünde büyük adım atılmıştı. Şimdi ise, hem İran’ın, hem de Batılı güçlerinin diplomasi merkezli politikaları 30 Haziran’da imzalanacak resmi anlaşmaya sağlam zemin oluşturmuş oldu.

Basra Körfezi’nin istikrarı ve petrol akışının güvenliği.

İran’ın uluslararası sistemden izolasyon yerine entegrasyon yönünde adım atması, Asya ve Avrupa’nın güvenliği açısından büyük önem arz ediyor. Konumu itibariyle Asya, Kafkasya ve Orta Doğu coğrafyasının geçiş noktasında bulunan İran, devlet geleneği ile ihmal edilemeyecek kadar önemli bir ülkedir. Washington yönetimi de, ortak çıkar alanları bulma niyetiyle İran’a yakınlaşıyor. Çünkü ABD için önemli olan, Basra Körfezi’nin istikrarı ve petrol akışının güvenle sağlanmasıdır.

Bölgesel güvenlik ve işbirliğinde Basra Körfezi kritik öneme sahip.

Basra Körfezi’nde barış ve istikrarın sağlanmasında ABD çıkarlarına en çok hizmet eden şey; İran ve komşularını bölgesel güvenlik ve işbirliği geliştirmede etkili örgütleşme oluşturacak biçimde diyalog içine sokmaktır. Bu sayede hem politik, hem de ekonomik manada karşılıklı bağımlılık meydana gelirken, bölgedeki tehdit algısı da en alt seviyelere inecektir. Bunun yanı sıra, İran üzerinde ekonomik yaptırımların kalkması vasıtasıyla TANAP gibi Rusya’ya alternatif boru hatlarının stratejik değeri artacak ve Türkiye’nin de enerji merkezi rolü pekişecektir.

Yemen’de mezhep odaklı bir iç çatışmaya müsaade edilmemeli.

Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani arasında, Yemen’de istikrarın sağlanması için ortak hareket etme hususunda anlaşmaya varıldı. Ayetullah Hamaney’e göre ise, Yemen krizinin çözümü için dış müdahaleye son verilmeli ve Yemen halkı kendi kaderini tayin etmeli. Türkiye ise, Yemen konusunda İran ve Sünni Arap ülkeleri arasında bir “denge politikası” yürütmek istiyor. Ne İran’ın mezhep odaklı stratejilerini, ne de Suudi Arabistan’ın Sünnileri koruma amaçlı saldırılarını Türkiye destekler nitelikte bir görüntü vermemelidir. En faydalı yol; Müslüman halklar arasında bir savaş durumu yaşanıyorsa, bunun mezhep savaşına dönüşmeden sonlanmasının çaresini aramaktır.

Türkiye ile İran, bu coğrafyanın iki devlet geleneğine sahip ülkesidir.

Türkiye’nin İran ile olan ilişkilerini özel bir yere konumlandırmak gerekir. İki ülke arasındaki ortak siyasi parametreleri şöyle sıranabilir; toprak bütünlüğüne dayalı karşılıklı güvenlik unsuru, Türkiye ile İran’ın bölgesel rol arayışları ve enerji işbirliği. Diğer taraftan, karşılıklı güvensizlik ve farklı stratejik çıkar algılamaları da Türkiye ile Tahran arasında belki de uzun yıllar süren çatışma noktalarından en belirleyicileri olarak sayılabilir.

Sonuç

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İran ziyareti zamanlama açısından büyük önem arz ediyor. TANAP ve Rusya ile “Türk Gazı” gibi önemli enerji anlaşmalarının vücut bulduğu bir dönemde, Türkiye, İran ile enerji teminini zenginleştirme zemininde kendisine jeopolitik önem atfedecek, aynı zamanda bölge dengelerini sağlamlaştıracak uzlaşı alanları sağlayabilir. Örneğin, TANAP projesine İran gazının dahil edilmesiyle, hem Avrupa’ya daha çok gaz akışı sağlanabilir, hem de hattın geçtiği ülkeler arasında diyalog pekişmiş olur.

Furkan KAYA

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.