TAP: ESKİ SENARYOLARIN DOĞURDUĞU YENİ ZORLUKLAR

upa-admin 19 Şubat 2016 2.402 Okunma 0
TAP: ESKİ SENARYOLARIN DOĞURDUĞU YENİ ZORLUKLAR

Enerji güvenliği meselesi Avrupa için çok güncel ve önemlidir. Uzmanların kanaatine göre, yakın gelecekte yaşlı kıtanın enerji kaynaklarına olan talebi daha da artacaktır. Mevcut aşamada, Avrupa’nın esasen Rusya gazına bağımlı olması, bu bağlamda özel anlam taşımaktadır. Öyle anlaşılıyor ki, Brüksel alternatif projelere öncelik vermeli, onların uygulanması yönünde kararlı tavır tutmalı, özellikle TAP gibi umut verici projelere dikkat etmelidir. Fakat süreç göstermektedir ki, AB üyesi ülkelerin bazıları tamamen farklı tavır tutmaya çalışıyorlar. Projede payı olan bazı Batılı şirketler de mantıksız hareket ediyorlar. Bu durumda TAP’ın gerçekleşmesi meselesi yeniden gündeme gelmiş oluyor. Peki neden böyle olaylar oluyor? TAP kimlerin çıkarlarına dokunuyor?

Enerji Güvenliği Konusunda TAP Faktörü: Yeri ve Rolü

Avrupa’nın enerji güvenliği konusunun güncelleştiğini uzmanlar birkaç yıldır konuşuyorlar. Dünyada kendini gösteren karmaşık jeopolitik süreçlerin yanında bu konu daha keskin ve acil çözülmesi gereken sorunlardandır. Avrupa, öncelikle somut bir ülkeye enerji bağımlılığını ortadan kaldırmanın yollarını arıyor. Bazı durumlarda başarılı adımlar ata biliyor. Fakat tecrübe Brüksel dış politikasında başka bir hususun da yer aldığını görsel gösteriyor.

Biz, AB`nin politikada çifte standartlara yol vermesini kastediyoruz. Aynı zamanda, bu örgüt kapsamında kenar güçlerin çıkarlarına uygun hareket eden ülkelerin varlığı olgusunu da kabul etmeliyiz. Bu sav, belki de, itirazla karşılanabilir, fakat somut delillerimiz var.

TAP (Trans-Adriyatik Boru Hattı) projesi Avrupa’nın enerji güvenliği için belirlenen tekliftir. Burada “Güney Koridoru” enerji güzergahı çerçevesinde gazın AB devletlerine teslim edilmesi stratejik hedef olarak seçilmiştir. Jeopolitik bağlamda TAP, Batı’nın Rusya’ya enerji, Ukrayna’ya ise transit bağımlılığının ortadan kaldırılmasında önemli bir rol oynayabilir.

Orta Asya ve Hazar havzasından enerji kaynaklarının Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye yönünde Yunanistan’a, Arnavutluk ve sonra İtalya’ya, oradan da AB`nin diğer ülkelerine nakil edilmesini öngörüyor. Türkiye’nin Yunanistan’la sınırında TAP Trans-Anadolu doğalgaz boru hattı (TANAP) ile birleşmelidir.

Bilindiği gibi, her iki projenin teşebbüskarlarından biri Azerbaycan’dır. Önceden Bakü bu konuda yeterince temkinli, ciddi ve yapıcı bir tutum tutup. Maliye giderlerinin önemli bir bölümünü üstlendi. Bakü geçen sürede projenin gerçekleşmesi için siyasi-diplomatik ve pratik düzeyde somut adımlar attı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı bununla ilgili görüşmeler yaptı, yolculuklar yaptı, müzakerekerde aktif katılımcı oldu.

Bu gerçekleri herkes biliyor. Fakat projenin gerçekleşmesi ile ilgili Avrupa’dan kaynaklanan sorunlar meydana geldi. Bu düzlemde gerçek durumu açık ifade etmeye ihtiyaç vardır. Mesele şu ki, Azerbaycan tarafının bu tür duyarlı adımları arka fonunda AB’nin bazı üyeleri, yumuşak desek, garip hareketler, örneğin, İtalya’da bir tür “anti-TAP” ruh hali yaratmaya çalışıyorlar. Atrı bunu kimlerin yaptığı ile ilgili ilginç gerçekler vardır.

Medyada yayılan bilgilere göre, İtalya’nın Apulia bölgesinde (buna bazı dillerde Puglia da denir – Newtimes.az) TAP aleyhine konuşmalar son zamanlarda sistematik hal aldı. Oradaki STK’lar sırasında çevresel durumu bahane ederek gaz hattının çekilmesine itiraz edenler var (Örneğin, “Beş Yıldız Hareketi” ve “Comitato No TAP” örgütü daha çok etkinlik gösteriyor).

Onlar doğalgaz hattının adı geçen bölgenin üzerinden geçmesinin çevreye zarar vuracağından bahsediyor, bunun onayı gibi, mesela, zeytin bağlarının yok olacağını gösteriyor. Apulia bölgesinin başkanı Michele Emiliano da bu görüştedir. Fakat İtalya yönetimi bu görüşü kabul etmiyor ve projenin olumsuz fesadlarının olmayacağına emindir.

İlginçtir, peki hangi nedenlerden İtalya’nın bir bölgesi TAP`a karşı çıkıyor? Medyanın yaydığı bilgiye göre, bu bölgenin diğer devletlerle yoğun ilişkileri vardır (bkz.: Татьяна Зыкова. Сыр не выпал. Итальянский бизнес остается в России / “Российская газета”, 17 Aralık 2015). Biz bu meselenin somut hangi mekanizmayla TAP`la bağlantılı olduğunu söyleyemeyiz. Fakat bazı tarihi gerçekler ve paralellikler belli sonuçlar çıkarmaya olanak sağlıyor. Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı çekilirken yaşanan bir takım olayları hatırlatmak isteriz.

Bir Hatırlatma: Orantısız, Anlaşılmaz Siyasetin Yarattığı Riskler

Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının çekimi sırasında Gürcistan’ın Borjomi bölgesinin topraklarından geçen bölümünde herhangi çevresel sorunların ortaya bileceği hakkında bazı yerel STK’lar gürültü kopardı. Onlar asılsız iddialarla projenin çok zararlı olacağından konuşuyorlardı, orada maden suyu kaynaklarının çirklenebileceğini, toprak kaymalarının yaşanacağını vb. diyorlardı. Azerbaycan’ın o dönemdeki Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev yüksek siyasi irade göstererek bu sorunu çözdü. Fakat olayın asıl sebebi de anlaşıldı – Gürcistan’da bazı çevreler projeden daha fazla para koparmak amacıyla bu dümeni döndürmüşlerdi.

Öte yandan, çok daha önce belirli dış güçlerin bu projeyi önlemek için Azerbaycan’a karşı çok acımasız adımlar attığını da unutmamak gerekir. Komplolara girişimler, birkaç kişinin katledilmesi, darbe planları bir gerçektir. Yine de işte Ulu Önder büyük siyasetçi kararlılığı ve bilgeliği ile bu menfur planları boşa çıkardı.

İtalya bu konuda yalnız değil. Yunanistan yönetimi de TAP’la ilgili anlaşılmayan adımlar atmaya gayret ediyor. Ülke yönetimi sözleşmenin hemen hemen tüm şartlarını değiştirme isteğinde idi. Aynı şekilde Rumlar gazı daha ucuz fiyattan satın ama iddiasına düşmüşlerdi (bkz.: Новые риски проекта Транс-Адриатического трубопровода / “1news.az”, 22 Aralık 2015).

Ayrıca, 2008 yılından TAP projesinin üyesi “Statoil” şirketi ondan vazgeçerek % 20’lik payını sattı (bkz.: önceki kaynağa). Onu satın alan ise İtalya’nın “Snam” şirketidir. Kim garanti verebilir ki, bu şirket de herhangi ekolojik behaneden veya masraf çıkmasından bahs etmeğecek?

Yukarıdaki kısa karşılaştırmalar göstermektedir ki, aynı senaryolar tekrar ediliyor. Borjomi suyunun yerini italyan eyaletinin üzümleri alıyor. İtiraz mekanizması ve içeriği ise değişmeden kalıyor – eğer TAP gerçekleşmese, İtalya’nın bu eyaleti de, onları kenardan kışkırtanlar da mutlu olacak! Ancak ne yazık ki, bunlar meselenin asıl sebebi değil. Hiss olunuyor ki, burada daha düşündürücü hususlar var.

Mesele AB’nin jeopolitik oyunlarının çeşitli açılarından oluşmaktadır. Şimdi Avrupa İsrail, Irak, Katar, Suudi Arabistan, İran ve Orta Asya ülkelerinden gaz erişimine sahiptir. Bu bağlamda onlar en zor zamanlarda Avrupa’ya enerji satmaktan çekinmeyen Azerbaycan gibi ortağa karşı güvensiz davranmayı kendilerine reva görüyorlar. Somut olarak, TAP`a öyle tavır sergiliyorlar ki, tüm mali yük Azerbaycan’ın üstüne düşsün. Ya da projeden vazgeçmek meselesinin ortaya çıkacağına işaret veriryorlar. Doğru, Azerbaycan için Avrupa pazarı çok önemlidir, ancak o, bağımsızlığını ve çıkarlarını kimseye taviz veremez.

Onu da hatırlatmaya değer ki, AB bu tür hareketleri ile başkalarına da yıkıcı etkiler gösteriyor. Örneğin, şüphe etmiyoruz ki, Avrupa TAP’la ilgili bu şekilde davranmasaydı, Gürcistan Azerbaycan gazı ile ilgili belirsiz adımlar atmaya cesaret etmezdi. Böyle anlaşılıyor ki, bu durumda Bakü “fırsat yoksulları” ile yüz yüze kaldı.

Fakat oluşan durumdan çıkış yolu da olmamış değil. TAP daha çok Avrupa’ya gerekir. Azerbaycan TANAP’la da yetinebilir veya başka bir ortak bulabilir. Her meselede Müslüman devletini suçlamak alışkanlığına Avrupalılar da son vermeliler. Durumun karmaşıklığına rağmen, Azerbaycan enerjinin nakli konusuna düzültmeler edebilir. İran’ın dünya pazarına yeniden dönüşü ile bu yönde olanaklar genişler. Öte yandan, Orta Asya ve Çin’den başlayan enerji güzergahları Azerbaycan üzerinden geçiyor. Taşımacılık sektörü Avrupa’nın Azerbaycan gibi sözünün üstünde duran ortaklara ihtiyacı fazladır.

Bunlar meydana bazı sorular da çıkarıyor. Her şeyden önce, Avrupa ülkelerinin samimi bir ortak olmasına şüphe oluşuyor. Böyle bir izlenim oluşuyor ki, onlar daha çok kendilerine yarayan yönde adım atıyor, bir zamanlar sıkı söz verdikleri projelerden ortağının durumunu dikkate almadan imtina edebilirler. Aslında, böyle adımlar Avrupa’yı zaman-zaman zor duruma düşürüyor. Bu diğer alanlarda da gözleniyor. Aynı şekilde onunla uzun süre işbirliği yapmak hattını seçmiş ülkelerin kararlarına yeniden bakmak isteği baş kaldırıyor.

Newtimes.az

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.