Ankara’da işlenen korkunç terör eylemi tüm Türk-Müslüman dünyasını sarstı. Onlarca masum insanın katledilmesine itirazlar seslendi. Maalesef, bu acımasız katliam Azerbaycan-Türkiye Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin beşinci toplantısının yapılması sırasında yaşandı. Oluşan durumda Cumhurbaşkanı İlham Aliyev büyük kararlılık sergileyerek, etkinliğin Ankara’da düzenlenmesi önerisinde bulundu. Bu, dünyaya ciddi bir mesaj oldu. Azerbaycan Cumhurbaşkanı Türkiye’deki teröre karşı tepkisini somut adımı ile sergiledi. Bir zamanlar Paris’te toplanan dünya liderlerinin hiçbiri bu cesareti ve samimiyeti gösteremedi. Ankara’daki toplantıda ileri sürülen fikirler bir daha gösterdi ki, iki devlet işbirliği örneği olarak stratejik ortaklığın yeni modelini gerçekleştiriyorlar.
Bağımsız Siyaset: Büyük Siyasetçinin Kararlı Adımları
Siyasetçi samimiyetini, kararlılığını ve azmini sonuçta ameli ile kanıtlıyor. Diplomatik ustalık, siyasi yeterlilik, derin stratejik düşünme yeteneği Majeste somut adımdan sonra gelir. Gurur duyuyoruz ki, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev sözü ile ameli arasında vahdetin olduğunu defalarca ispat etmiş. Devlet Başkanının son Türkiye ziyaretinde buna bir daha tanık olduk. Teşekkürler, Sayın Cumhurbaşkanı! Bağımsız Azerbaycan’ın tam bağımsız siyaset yürüten büyük devlet adamı!
Jeosiyasi çelişkilerin sert saldırları altında bakır gibi eğilen bir dizi devlet başkanından farklı olarak, başını dik tutarak, devleti çıkarları bir daha tüm dünyaya çekinmeden beyan eden ve adımları ile ispat eden Cumhurbaşkanımızla gurur duyuyor, daima onun yanında olduğumuzu açık alınla bildiriyoruz! Çünkü Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in yanında olmak bağımsızlığın, devletçiliğin, demokrasinin ve adaletin yanında olmak demektir!
Ankara ziyareti ona göre muhteşemdi ki, kanlı terör olayından sonra Azerbaycan Cumhurbaşkanı tek Devlet Başkanıydı ki, sivil halka karşı terörist güçlerin korkunç katliamlarından etkilenen bir ülkeye tam desteğini ifade etti. Paris’te işlenen terör olayına göre Fransa’ya desteğini gösteren, yeri geldi-gelmedi demokrasiden, insanlıktan, adaletten, insan haklarından bahs eden büyük devletlerin başkanlarından hiçbiri Ankara’ya ayak basmadı. Türkiye başkentinde yaşayan İngiliz sanatçısı James Taylor’un belirttiği gibi, Batılı politikacılar “Şarli oldular, Paris oldular, ancak Ankara olamadılar”!
Genel olarak, Türkiye-Azerbaycan kardeşliği etnik mensupluğa değil, siyasi pragmatizme, samimi işbirliğine, teröre karşı dayanışmaya ve en önemlisi, adalete dayanır. İlham Aliyev bunu Ankara’da milyonların gözü önünde Türkiye Cumhurbaşkanını samimiyetle bağrına basarak teyit etti! İlham Aliyev Türkiye’nin en ağır gününde büyük bir heyet ile Ankara’da somut işbirliği belgeleri imzalayarak göstermiştir ki, politikalarında tutarlı, dönmez, kararlı ve bu yolun doğru yolu olduğuna tam emindir. Bu hususta Azerbaycan Cumhurbaşkanının tüm dünyaya çok önemli bir mesaj vardı.
Burada onu hatırlatalım ki, henüz iki yıl önce Avrupa Birliği’nin Prag’da düzenlenen “Doğu Ortaklığı” Zirvesi’nde Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın Türkiye’nin ünvanına söylediği eleştirel görüşlere Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev sert tepki göstermiş ve Sarkisyan’a doğrudan seslenerek “Biliyorsunuz, Türkiye burada temsil edilmiyor, siz de bundan yararlanıyorsunuz. Ama ben buradayım, size cevap veriyorum!” diye kardeş Türkiye’nin tutumunu büyük ezmle savunmuştu. Bununla Devlet Başkanı Ulu Önder Haydar Aliyev’in “Bir millet, iki devlet” kavramının önemini pratik olarak dünyaya iletmişti.
Fakat İlham Aliyev siyasi süreçlere hep nesnel yaklaşmış. Devlet Başkanı Türkiye’de yaşanan terör olayına hangi tavırı sergilediyse, ondan önce Fransa’da, Suriye’de ve başka yerlerde işlenen terör eylemlerine de aynı değeri verdi. Londra’da uluslararası konferanstaki konuşmasında Suriye’de savaştan etkilenen milyonlarca insana yardım etmenin gerekliliğini vurgulayan devlet Başkanımız aynı irade ve ruhla Türkiye’de teröre kurban gidenlerin kaygısını çekti. Demek ki, İlham Aliyev’in politikasının özü demokratik, humanistdir, adildir. Bu da göstermektedir ki, Azerbaycan lideri Dağlık Karabağ sorununun çözümünde adil bir tutum sergilemektedir ve onu hiçbir zaman değişmeyecek! Bu mesajı hem Erivan, hem onların hamileri, hem de AGİT Minsk Grubu eşbaşkan ülkeleri tek kabul etmeli, unutmamalılar.
Ankara’da imzalanan 6 belgenin içeriği Bakü ile Ankara’nın çağdaş dünyanın gereklerine uygun, bölgesel ve küresel işbirliğine hizmet veren, etkin güvenlik sisteminin oluşturulmasına, uluslararası hukuk normlarına uygun karşılıklı ilişkilere hizmet ettiğini göstermektedir. Belgeler diplomatik, siyasi, ekonomik, sosyal, askeri, teknik, adliye alanlarında işbirliğini kapsamaktadır ki, bunlar da sonuçta iki ülke arasında stratejik ilişkilerin derinleşmesine yardım ediyor (bkz.: Azərbaycan-Türkiyə sənədləri imzalanıb / AzerTAC, 15 Mart 2016).
Dünyaya Mesaj: 21. Yüzyıl için Liderlik Modeli
Kardeş ülkelerin Cumhurbaşkanlarının görüşmesinden sonra basına verdikleri beyanatlar ise tarihi önemli olmakla iki ülkenin stratejik işbirliğinde örnek model üzerinde hareket ettiğini doğruladı (bkz.: Azərbaycan və Türkiyə prezidentləri mətbuata bəyanatlarla çıxış ediblər / AzerTAC, 15 Mart 2016). İlham Aliyev ifade ettiği her fikri ile stratejik hususları taktik adımlarla ustalıkla uyğunlaşdırdığını göstermiştir. Azerbaycan lideri ülkemize yapılan her iyiliği hatırladığını ve durumun değişmesinden bağımsız olarak, bunu açık ifade etmeye muktedir olduğunu gösterdi. Bu bağlılıkta Türkiye Cumhurbaşkanının Azerbaycan`ı G20 ülkelerinin Liderler Zirvesi`ne davet etmesini ayrıca vurgulayarak, bir siyasetçi olarak atılan her adımı layıkıyla değerlendirdiğini göstermiştir.
Meselenin önemli tarafı işbirliği için yapılan her teklife duygu düzeyinde değil, devlet adamı olarak somut siyasi tutum ifade etmekten ibarettir. İlham Aliyev modern bir lider olarak siyasi kursun gerçekleşmesinde her bir faktörü ülkenin çıkarları düzleminde değerlendirdiğini, tüm diğer meselelere de aynı kıstasla yaklaştığını doğruladı. İşte bu açıdan Azerbaycan’ın daima Türkiye’nin yanında olduğunu vurguladı. Hiç kuşkusuz, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in “Türkiye ne kadar güçlü olursa, Azerbaycan da o kadar güçlü olur” tezi ülke yöneticisinin gelecekte en çok başvurulan fikirlerinden biri olacak. Bu cümlede belirtilen fikrin içerik genişliği ve stratejik önemini, belki, birçokları şimdi tam anlamayabilir, ama zaman bunu herkese kanıtlayacak.
Aynı mantıkla, Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın “Türkiye dünya çapında güç merkezine dönüşmüştür” fikri sadece gerçek olgunun gözlemlenmesi değil, hem de İlham Aliyev’in en ağır günde bile Ankara’ya destek vermeye hazır olduğunun, Türkiye’nin devlet olarak bölgede ve dünyada rolünü yüksek değerlendirdiğinin bariz örneğidir. Türkiye’ye dünya kamuoyu tarafından güven ve reğbetin artığını özel vurgulayarak, Azerbaycan lideri tüm çelişkili noktalara rağmen, kardeş devletin yükselen hatla ilerlediğinin farkında olduğunu ve buna çok sevindiğini ifade etti!
Gerçekten de, Ulu Önder’in siyasetinin layıklı devamcısına has bir davranıştır. Böyle lideri olan ülke – Azerbaycan hiçbir zaman bağımsızlığını kaybedemez. Ankara’da İlham Aliyev’in basına yaptığı açıklamayı izlerken her an beynimizden geçen fikir bundan ibaret oldu, iftihar ettik!
Bunların fonunda Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Azerbaycan lideri ile karşıda duran ortak faaliyetlerini listelemesi ilginç izlenim yarattı. Aydın göründü ki, iki kardeş ülke bölgesel ve küresel düzeyde uygarlıklar ve kültürlerarası diyalog alanında ciddi girişimlerde bulunmuşlar. Üstelik Türkiye ve Azerbaycan ortak, birlikte adımlıyorlar. R. T. Erdoğan islamafobinin, yabançı düşmanlığının ve ırkçılığın güçlendiği bir dönemde Bakü’de Uygarlıklar Alyansının Küresel Forumu’nun yapılmasını önerdi. Ayrıca, İlham Aliyev dünyada ilk olarak Türkiye’de düzenlenecek Dünya İnsani Zirve toplantısına davet edildi. Deyilenlerin yanı sıra, Azerbaycan Türkiye’de turizmin gelişimine destek veriyor, Ankara da Nahçıvan’da turizmin gelişmesi için elinden geleni yapacaktır. Bu, gerçek kardeşlik, gerçek işbirliği örneğidir. İki ülke maddi menfaati değil, karşılıklı yararlı işbirliği, dünya çapında devletlerimizin nüfuzunun daha da yükselmesini her şeyden önce düşünüyorlar.
Böylece Azerbaycan ile Türkiye arasında stratejik ortaklık güzel bir içerik arz etmiş oluyor. İki ülke küresel çapta etkileri olan, karşılıklı fayda getiren, bölgede barış ve huzura hizmet eden ciddi projeler üzerinde çalışıyorlar. Onlar geniş jeopolitik mekanda birlikte durarak lider devletler rolünü oynamakta kararlıdırlar. Buna yeterince potansiyel vardır!
Bu, tüm dünyaya yeni liderlik modelinin teklifidir. Bu, ayrıca bir ülkenin değil, iki çok yakın olan devletin lideri olarak işbirliği yapmak, adil siyaset temelinde demokrasiyi geliştirmek niyetinin göstergesidir. 21. yüzyılın mahiyetine göre, dünyaya barış ve huzur getirecek tek liderlik modeli budur. Azerbaycan Cumhurbaşkanının aşağıdaki görüşleri bu bağlamda çok ilginç ve ibretliktir. İlham Aliyev Ankara’da açıkladı: “Bir kere daha ifade etmek istiyorum, – ben ve eminim ki, hem Türkiye’de, hem Azerbaycan’da bu fikirle herkes ikna olur, – bugün dünya çapında Türkiye ve Azerbaycan kadar birbirine bağlı olan ülkeler yoktur. Bu birliktelik bizim milli zenginliğimizdir. Biz bu birlikteliği koruyoruz, koruyacağız. Eminim ki, gelecek yıllarda biz bundan da büyük zaferler elde edeceğiz” (bkz.: önceki kaynağa).
Şüphe etmiyoruz ki, Azerbaycan ve Türkiye yönetimi stratejik ortaklıkları bundan sonra da derinleştirecekler. Bu işbirliği sadece iki ülke için değil, hem de bölge ve genel olarak dünya için faydalı olacaktır.