Amerika kıtasının eski yerleşim yerlerinden olan Brezilya, yaklaşık 300 yıl Portekizler tarafından sömürüldükten sonra, 1822 yılında bağımsızlığını elde etmiştir. Takip eden süreçte, ülkede 1888 yılında kölelik kaldırılmış ve Cumhuriyet ilan edilmiş; 1985 yılında da sivil siyasete geçmiştir. Ancak ülkede demokrasi tam anlamıyla konsolide olamamıştır.
200 milyon civarında nüfusa sahip olan Brezilya’da, 2003 yılına kadar ekonomik ve finansal istikrarsızlıkla mücadele etmiştir. Devlet Başkanı Lula’dan sonra görevi devralan Brezilya’nın ilk kadın Devlet Başkanı ve İşçi Partisi (PT) lideri Dilma Rousseff[1] ise, özellikle ikinci defa seçildikten sonra ekonomiyi kötü yönetmeye başlayınca, ülke son iki yılda büyük bir buhrana doğru yol almıştır. Buna ek olarak, yakın zamanda ülkede Petrobras isimli devlete ait petrol şirketinde rüşvet skandalı ortaya çıkınca Başkan Rousseff, Senato tarafından 12 Mayıs’ta altı aylığına görevden alınmış ve yerine koalisyon ortağı Brezilya Demokratik Hareket Partisi (PMDB) Başkanı Michel Temer atanmıştır. Bu altı aylık süre zarfında Başkan Rousseff’in kendini aklayamaması durumunda, 2018’e kadar Temer görevde olacaktır.
2016 Olimpiyat Oyunları’nda ev sahipliği yapacak Brezilya’da, Temer görevi devraldıktan sonra ilk iş olarak iş adamları ve çeşitli siyasilerle bir araya gelmiş ve ivedilikle kendi hükümetinin siyasi ve ekonomik programını oluşturmaya başlamıştır. Temer, verdiği ilk sinyallerde, ekonomik kriz gerekçesiyle kabinedeki Bakan sayısını 32’den 22’ye indirerek kamu harcamalarını kısacağı belirtmiştir. Rousseff ise, yaşanan bu süreci “sağcıların darbesi” olarak nitelendirmiş ve şu açıklamayı yapmıştır: “Bugün Brezilya’da geçici bir hükümet ve 54 milyonun oyula seçilmiş bir Başkan var. Bu nedenle geçici hükümet seçmenler açısından meşru değil. Göreve geri dönmek için mücadele edeceğiz”.[2]
Halk ise, “Darbeye hayır” sloganları ile Rousseff’e destek vermiştir. Ancak ülkedeki ekonomik ve finansal görünüm baz alındığında, bu sürecin epeydir beklendiği görülmektedir. Zira 1930’lardan beri en ağır durgunluk dönemini yaşayan Brezilya’da, ekonominin % 7,5 daraldığı; işsizlik, enflasyon ve bütçe açığının da % 10’un üstüne çıktığı görülmektedir.[3]
Hacı Mehmet BOYRAZ
[1] Dilma Rousseff, 1993-1994 yılları arasında Enerji ve İletişimden Sorumlu Devlet Bakanlığı yapmış; 2005 yılında Bakanlar Kurulu Başkanı Ofisine katılmıştır. Mart 2010’da Bakanlar Kurulu Başkanı Ofisi tarafından Cumhurbaşkanlığına aday gösterilmiş ve seçimlerde oyların yaklaşık yüzde 56’sını alarak seçimi kazanmıştır. 26 Ekim 2014’teki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda oyların yaklaşık % 52’sini alarak ikinci kez Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
[2] Ulusal Kanal, “Wikileaks: Michel Temer, CIA’nın haber kaynağıydı”, http://www.ulusalkanal.com.tr/dunya/wikileaks-michel-temer-cia-nin-haber-kaynagiydi-h103398.html.
[3] Aydın Şahinalp, “Brezilya’nın kaderini değiştirebilecek mi?”, http://www.dunya.com/dunya/ulkeler/brezilyanin-kaderini-degistirebilecek-mi-300009h.htm.