Sır değil ki, şu sıralar bağımsız bir devlet kurmak ve ayakta tutabilmek çok zor bir görevdir. Dünyanın büyük devletleri, diğerlerini kendi iradelerine tabi ettirmeye çalışırlar. Onları farklı yöntemlerle etkiliyor, toplumlara kargaşa yaratmaya çaba sarf ediyorlar. Mevcut tecrübe gösteriyor ki, hatta hızla gelişen ülkeleri bile süpergüçler zayıflatabilir. Ayrıca, Batı’da İslamofobi denilen olay, Müslüman ülkelerin gelişmesine karşı belli çevrelerin adım atmasına katkıda bulunuyor. Böyle bir ortamda, Güney Kafkasya gibi karmaşık bir coğrafyada devlet yapılanmasında başarılı yüksek profesyonellik, milli değerlere bağlılık, yüksek vatanseverlik kalitesi gerektirir. Azerbaycan Cumhurbaşkanı faaliyetleri ile kanıtlanmıştır ki, bu kalitenin hepsine sahiptir. Şüphe etmiyoruz ki, bunu Azerbaycan halkı ülke Anayasasına önerilen ek ve değişikliklerle ilgili referandumda kendi oyu ile teyit edecektir.
Strateji Gelişme Hattı: Bağımsız Devlet Yapılanmasının Önemli Şartları
Azerbaycan’da 26 Eylül tarihinde yapılacak halk oylaması, devletçilik açısından tarihi bir olay olacak. Halk, oy verdiği Cumhurbaşkanının politikasına ve yaptığı reformlara bir kez daha desteğini belirtecek. Dünyada çok karmaşık ve çelişkili süreçlerin yaşandığı bir aşamada bu konu bizim için oldukça önemlidir. Çünkü artık 25 yıldır, Azerbaycan bağımsız bir devlet olarak mevcuttur ve bölgede bağımsızlığını elde etmiş ülkeler arasında en çok başarı kazanan devlettir. Bunun temel nedeni Ulu Önder Haydar Aliyev iktidara geldikten sonra Bakü’nün sadece bağımsız siyaset yürütmesi ile ilişkilidir.
Devlet Başkanı İlham Aliyev, bu hususu bu yıl 15 Eylül’de – Bilgi Günü`nde Sabuncu ilçesindeki 311 sayılı okulun açılışında yaptığı konuşmada somut olarak vurguladı. Başkan okul mensuplarına konuşarak belirtti: “… Her zaman bağımsız olmalıyız. Hiçbir zaman bağımsızlığımızı elden vermemeliyiz. Bağımsızlık dedikte ben resmi nitelikleri kastetmiyorum. Bağımsız siyaset bağımsızlığın temel unsurdur ve bu durumda her zaman gelişme, huzur olacak, Azerbaycan halkı rahat, güvenli bir ortamda yaşayacak, nasıl ki, bu gün yaşıyor. bizim siyasetimiz bundan ibarettir. Ben düşünüyorum ki, bizim örneğimiz birçok ülke için de caziptir” (bkz.: Prezident İlham Əliyev Bakıdakı 311 nömrəli orta məktəbin yeni binasının açılışında iştirak edib / AzerTAC, 15 Eylül 2016).
Cumhurbaşkanının bu tezinde, aslında, Azerbaycan’da devlet kurma felsefesinin temel ilkeleri ile çağdaş dönemin gereksinimlerinin birbiriyle sıkı bağlı olduğu vurgulanıyor. İşte bu açıdan 26 Eylül`de yapılacak halk oylaması dönemimiz için önemli olay olarak değerlendirilebilir. Azerbaycan halkı bağımsız devlet kurma hattına, yönetimde gerçekleştirilen reformlara, dış ve iç politikanın bağımsızlığına oy verecek, İlham Aliyev’in bu hattı daha da geliştirmek gibi hem şerefli, hem de sorumlu bir görevi yerine getirmesine “evet” diyecek!
Çünkü şu anki karmaşık jeopolitik ortamda milli devletçiliğin en verimli şekilde geliştirilmesi söz konusudur. İlham Aliyev Azerbaycan’da bu hattın vazgeçilmez gerçekleştiricisidir. 26 Eylül`de halkın müzakeresine sunulacak değişiklikler bu açıdan ciddi tarihi öneme sahiptir. Azerbaycan’ın bu sınavdan da başarıyla çıkacağına şüphe yoktur.
Devlet Başkanı’nın 311 sayılı okulun açılışındaki konuşmasına, bu hükümler bağlamında bakıldığında, çok ilginç fikirleri görmek mümkündür. İlham Aliyev, konuşmasında milli ruha, düşünceye, bağımsızlık idealine bağlılığı önemli etken olarak görüyor. Cumhurbaşkanı bununla ilgili konuştu: “Bugün bizim siyasetimizin temelinde ulusal çıkarlarımız, milli değerlerimiz, Azerbaycan değerleri dayanır. Bu değerler her bir Azerbaycan vatandaşı için her şeyden üstün olmalıdır. Öyle yapmalıyız ki, gelecek nesil de bu yönde gelişsin. Ona göre, vatanseverlik, vatana olan bağlılık, milli manevi değerler okullarda mutlaka geniş kapsam almalıdır, öğretmenler de bu yönde daha etkin çalışmalılar” (bkz.: önceki kaynağa).
Yeni Neslin Terbiyesi: Yüksek Zekaya ve Ahlaka Sahip Gençler Uğruna!
Bu fikrin genç neslin yetiştirilmesinde stratejik önem taşıdığını anlamalıyız. Çünkü bugün Batı devletleri tarafından küreselleşme adı altında milli zenginliklerini imha edilmesi eğilimi mevcuttur. Onlar genç neslin henüz tam oluşmamış psikolojisini çeşitli yöntemlerle, esas olarak medya (burada internet başlıca rol oynuyor) yoluyla etkileyerek onlarda ulusal köklerine ihmali empoze etmeye çalışıyorlar. Milli değerlere ilgisiz kalmaya davetle birlikte, dış güçler gençleri hem de vatandaşı olduğu devletin meşru yönetimine karşı isyanlara sesliyor. Bazı ülkeler halen bunun feci sonuçlarına katlanmaktadırlar. Orta Doğu’nun bir zamanlar hızla gelişen devletleri şimdi ne haldedir?
Onlar bu duruma ona göre düştüler ki, dış politikada gereğince bağımsız olamamış, dış güçlere bağımlı olmuşlar. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev meselenin bu tarafını ayrıca vurguladı. O dedi: “Biz başka ülkelerin tecrübesini, yakın tarihini görüyoruz. O ülkeler ki, dışarıdan kontrol ediliyor, o ülkeler yıkılıyor. O ülkeler ki, dış olumsuz güce karşı direnç göstermiyor, o ülkeler, halklar yok oluyor. Son 10 yıl içinde Ortadoğu’da milyonlarca insan öldü. On milyonlarca insan sakat, mülteci, göçmen oldu, ülkeler, tüm altyapı yok edildi. Bunu yapanlar dış güçlerdir” (bkz.: önceki kaynağa).
Dolayısıyla Azerbaycan onların hatasını tekrarlayamaz. Bu, devletimiz ve toplumumuz için ciddi sorunlara neden olabilir. İlham Aliyev, bu yönü de somut olarak vurguladı: “Bizim amacımız bağımsızlıktır, özgürlüktür, halkın refahıdır. Bazı dış çevrelerin amacı ise tam başkadır – bize dikte etmek, Azerbaycan’ı alete dönüştürmek, Azerbaycan halkının iradesini kırmak ve ondan sonra Azerbaycan gibi güçlü ülkeyi kendi amaçları için kullanmak. Bu ise bizim için felaket olur” (bkz.: önceki kaynağa).
Evet, gerçekten, şimdi gözlenen bir takım jeopolitik süreçler Devlet Başkanı’nın ne kadar ileri görüşlü siyaset yürüttüğünü bir daha doğruluyor. Tabii ki, bilge Azerbaycan halkı bu siyaseti tam desteklemekte devam edecek ve bunu 26 Eylül`de bir daha dünyaya gösterecek. Dış güçlerin provokasyon girişimlerine en iyi cevap bundan ibaret olacak!
Cumhurbaşkanı oluşmuş durumu küresel çapta bölgesel ve yerel koşulların karşılıklı ilişkisi bağlamında değerlendiriyor. Bu süreçte gençler ve aydınların üzerine düşenleri belirten Cumhurbaşkanı İlham Aliyev insan sermayesinin gelişmesinin sağlanması gerektiğinin öneminden bahsediyor. Devlet Başkanı net ifade ediyor ki, Azerbaycan insanının zekası milli servete dönüştürülmelidir. Bunun iki yönü vardır.
Birincisi, günümüzde dayanıklı gelişmenin önemli şartını bilgili, eğitimli, profesyonel uzmanların yaşadığı toplumun yaratılması oluşturmaktadır. Devlet Başkanı bu bağlılıkta somut ifade etti ki, “eğer gelişmiş ülkelerin tarihine ve bugününe bakarsak, görürüz ki, o ülkelerde eğitim, teknoloji, bilim gelişiyor. Biz de bu şekilde gidiyoruz. Azerbaycan’da genç neslin bilgili, eğitimli olması ülkemizi güçlendiriyor. Çünkü ekonomide, sanayide, tüm alanlarda çok güzel uzmanlar gerekir” (bkz.: önceki kaynağa).
İkincisi, bu amaca ulaşmak için eğitim sistemini tekmilleşdirmeli, genç neslin devlet yapılanmasına katılımını yeni seviyeye kaldırmalıyız. Azerbaycan vatandaşları bilgilerini, kazandıkları manevi nitelikleri kendi yurdunun gelişmesine sarf etmelidirler. Bu durumda zeka milli servete dönüşmüş olur. Bunun için Azerbaycan’da eğitim alanında sürekli reformlar yapılıyor, öğretmenlerin pedagojik ve bilimsel hazırlık seviyesinin yükseltilmesine büyük önem veriliyor. Bağımsız devletçiliğin gelişimi insan sermayesinin gelişmesine doğrudan bağlıdır.
Tüm bunlar Azerbaycan’ın bağımsız devlet gibi parlak geleceğinin olduğunu doğruluyor. Şimdi iktidarın gerçekleştirdiği reformlar programı genel olarak toplumun yeni seviyeye yükselmesine tam koruma sağlar. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 311 sayılı okulun açılışına beyan ettiği fikirler bir kez daha göstermektedir ki, Devlet Başkanını seçtiği yoldan hiçbir güç döndüremez. Bu konuda Devlet Başkanı açık ve kesin bir şekilde belirtti: “Hiçbir güç beni bu yoldan döndüremez” (bkz.: önceki kaynağa).
Elbette, yüksek siyasi profesyonalizme, kararlılığa, sağlam iradeye, modern dünyada yaşanan gelişmeleri derinden ve stratejik açıdan tahlil etmek yeteneğine sahip bir liderin önünü kimse kesemez. Hem de İlham Aliyev’i tüm Azerbaycan halkı destekliyor, çalışmalarına ciddi destek veriyor. Böyle bir Devlet Başkanını yolundan döndürmek mümkün değildir.