KÜBA DEVRİMİ LİDERİ FİDEL CASTRO ÖLDÜ

upa-admin 28 Kasım 2016 3.813 Okunma 0
KÜBA DEVRİMİ LİDERİ FİDEL CASTRO ÖLDÜ

Küba’da komünist devrimin kurucu lideri ve ülkenin ilk devlet başkanı Fidel Castro, geçtiğimiz hafta hayatını kaybetti. Şimdi, bir dönem dünya siyaset sahnesine damga vuran bu ünlü liderin yaşamından bahsedelim.

Fidel Castro, 1926 yılında bir şeker kamışı üreticisinin çocuğu olarak dünyaya geldi. 1945 yılında Havana Üniversitesi’nde Hukuk bölümüne kaydolan Castro, çok erken yaşlarda çevresinde saygınlık kazanmış birisiydi. Hem akademik alanda, hem de sporda oldukça başarılı olan Castro, üniversitedeyken siyasi alanda etkili olmak isteyen entelektüel bir öğrenci grubuna katıldı. Hukuk Öğrencileri Federasyonu’nun liderliğini üstlenen Castro, 1950 yılında mezun olmadan önce yeni bir liberal reformcu partinin kurucularından oldu. Fidel Castro, bu dönemde ayrıca ülke dışına çıkarak Kolombiya ve Dominik Cumhuriyeti’nde gerçekleşen siyasi kalkışmalara da katıldı.

Diktatör Fulgencio Batista’nın 1952 yılında ülke yönetimini ele geçirip Kongre seçimlerini ortadan kaldırmasıyka, Fidel Castro, Batista’nın meşru olmayan yönetimini sona erdirmek için ayaklanma kampanyası başlattı. Yıllar süren gerilla eğitiminin ardından, Fidel Castro’nun sayıca çok üstün olan ordusu, Batista’nınkini mağlup ederek bu diktatörün 1959 yılında sürgüne gitmesine yol açtı. Küba’nın yeni lideri olan Fidel Castro, halkın gözünde de artık bir kahramandı. Fidel, alt sınıflar için umudun sembolüydü.

Öte yandan, Karayip’te ekonomik ve siyasi çıkarları olan ABD ve Batı ülkeleri içinse, Fidel, artık bir tehdit olmuştu. Özellikle John F. Kennedy’nin başkanlığı döneminde iki ülke arasındaki tansiyon oldukça yükseldi. 1961 yılında CIA katkısıyla gerçekleşen ve Fidel Castro’yu ortadan kaldırmayı amaçlayan Domuzlar Körfezi harekatı başarısız oldu.

fidel castro devrimci

Fidel Castro

Castro’nun içinde dahil olduğu en riskli olay ise, 1962 yılındaki Küba Füze Krizi oldu. Sovyetler Birliği’nin ABD’nin hemen karşısındaki ülkeye nükleer füzeler yerleştirmesiyle, dünyada büyük bir savaşın eşiğine gelinmişti. Bu olay, uluslararası ilişkiler tarihinin en tehlikeli anlarından birisidir. Daha sonra Sovyet yönetiminin füzeleri geri çekmesiyle kriz aşılmasına rağmen, Fidel Castro’nun tutumu ve Sovyetlerle yakınlaşması Küba’yla ABD arasında diplomatik ilişkilerin kesilmesi ve yıllardır süren ambargoyla sonuçlandı.

Fidel Castro, ülkeyi resmi olarak sosyalist ilan etmişti. Yabancıların ülkedeki varlıklarını millileştirdi ve çiftlik alanlarını halka dağıttı. Ülkesinin bağımsız ve güçlü bir ülke olduğunu dünyaya göstermek istiyordu.

Fidel Castro, ülkesinde gerçekleştirdiği devrimin yanı sıra, diğer coğrafyalardaki solcu hareketleri de destekliyordu. Afrika’daki devrimcilere binlerce kişilik ordular göndererek, devrimi adeta yurtdışıa ihraç ediyordu. Küba Ordusu Angola’ya, Mozambik’e, Etiyopya’ya hatta Yemen’e gönderildi. Bu yıllarda Castro’nun en yakın arkadaşı olan Che Guevara, işte bu devrim ihracı politikasıyla ilgileniyordu.

silva castro

Angola’ya giden Küba Ordusu’nda yer alan Silva, Fidel Castro’nun yakın korumalığını da yapmış

Fidel, ülkesinde okuma-yazma sorununu ortadan kaldırmak için büyük bir eğitim hareketi başlattı. Sağlık sistemini devletleştirerek herkesin ücretsiz sağlık hizmetlerinden faydalanmasını sağladı. Küba, kanser aşısının geliştirilmesini sağlayan doktorlarıyla övünüyor. Bana kalırsa, bu ülkenin en büyük başarısı ise, güvenlik tehdidinin olmadığı bir ülkenin sağlanmış olması. Kapitalist dönemde çok aşağılarda olan toplum sağlık düzeyi ve okuma-yazma oranlarının çok ileri noktalara götürülmesi de Küba sosyalizminin somut başarılarıdır.

Öte yandan, Fidel Castro, dünyada pek çok kişi tarafından yönetim tarzı sebebiyle “diktatör” olarak anılıyor. Sosyalist liderin Küba halkı üzerinde hakikaten de mutlak bir gücü vardı. Nitekim ülkede ve dünyada olanları anlatan medya organları tamamen devlet kontrolü altındaydı. Ancak 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılması, Castro’nun bu gücünün sorgulanmasına da yol açtı. Küba, artık Sovyet yardımı alamıyordu ve Fidel’in ülkesi ciddi ekonomik çöküşün eşiğindeydi. Gıda kıtlığına karşılık bir takım liberal reformlar yapmasına rağmen, binlerce Kübalı ülkeyi terk ederek Amerika’ya kaçmaya başladı. Ülkedeki ambargo, Küba’nın yaşanması zor bir ülke olarak kalmasına sebep oldu.

Fidel Castro’nun siyasi ve karizmatik etkisi diğer Latin Amerika ülkelerine de ulaşmıştı. Özellikle Castro’nun Amerikan karşıtı eylemleri geniş bir sol dalgaya giren Latin Amerika’da destek bulmuştu. Castro’nun ülkemize kadar bile uzanan bu gücü yadsınamaz.

2006 yılında görevi kardeşi Raul’e bırakan Fidel Castro, geçtiğimiz 25 Kasım günü hayatını kaybetti. Ülkesini seven ve uğrunda canını defalarca riske atan yurtsever biri olarak Küba halkından özlemle ayrıldığı şüphesiz… Adios Fidel Castro!

havana atatürk

Havana’daki Fidel Castro’nun yaptırdığı Atatürk heykeli

Kıvanç SAĞIR

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.