5 gün boyunca katıldığım ve çeşitli panellerin yanı sıra kimi istişarelere de tanıklık ettiğim 22. Dünya Petrol Kongresi’ne damgasını vuran konulardan biri de, senelerdir ekonomik olmadığı için üretilmeyen, ancak gelişen teknoloji ve bilim sayesinde günümüzde üretilebilir seviyelere gelen, konvansiyonel dışı alternatif doğalgaz üretim yöntemlerinden olan ve temiz enerji gündemlerine insan sağlığı ve çevresel olumsuz etkileri konularında bir anlamda sabıkalı olduğu için eleştiri oklarına maruz kalan dünya enerji sektörünün yükselen yeni yıldızı “kayagazı” (shale gas) oldu.
Uluslararası Enerji Ajansı, ABD’de kayagazı üretimine yönelik yatırımların 2017’de yüzde 50’den fazla artacağını öngörmekte. ABD’nin sadece kaya petrolündeki üretiminin Irak seviyesine gelmesiyle ve aynı seviyenin iki tane Katar’a tekabül etmesiyle birlikte, bu ülkenin petrol ve doğalgazda kayagazı ve kaya petrolü üretim artışıyla dev bir güç haline geleceğine ve bu doğrultuda yakın gelecekte kendi ülkesindeki gaz ihtiyaçlarını karşıladığı gibi önemli bir gaz ihracatçısına dönüşeceğine dikkat çeken Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol, ABD petrol üretiminin bu kadar artmasının petrol fiyatlarına aşağı yönlü baskı yaptığını belitti. OPEC ülkelerinin petrol arzını kısıtlayarak fiyatları arttırmak için önemli bir karar aldıklarını ama ABD petrolüne ilişkin piyasada kıtlıktan ziyade bolluk olduğunu ve bu bakımdan fiyatların düşmekle kalmayıp, piyasadaki bolluğun fiyatlarda daha da aşağı yönlü baskı yaratacağını vurgulayan Fatih Birol, cari açığın büyük kısmının petrol ve doğalgaz ithalatından kaynaklandığı da düşünüldüğünde, petrol fiyatlarının düşük olmasının Türkiye gibi ülkeler için aleyhte değil bilakis iyi olduğuna işaret ediyor.
Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Fatih Birol’la
Uluslararası Enerji Ajansı yukarıdaki tabloyu ortaya koyarken, Türkiye’ye göz atacak olursak, ABD Enerji Enformasyon İdaresi’nin (EIA) dünya kaya gazı haritasını ortaya koyduğu aşağıda resmi görünen 2013 tarihli raporunun yanı sıra, Türkiye’ye yönelik olarak 2015 yılı Eylül ayında yayımladığı “Technically Recoverable Shale Oil and Shale Gas Resources: Turkey Independent Statistics & Analysis”[i] isimli analiz raporuna göre, Türkiye için ağırlıklı olarak Trakya bölgesinin ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin potansiyellerine işaret edildiğini görmekteyiz.
Kayagazı tanımları incelendiğinde, yeterince derine gömülerek gaz oluşturma aşamasına (olgunluğuna) ulaşmış kaynak diye tabir edilen ana kayaların bünyesinde hapsolmuş gaz olarak tanımlanmaktadır. Her ne kadar bu gaz, metan, etan ve propan gibi hidrokarbon gazlarının bir karışımı ise de, ekseriya metan ağırlıklı (> % 90) bir gaz bileşimi söz konusudur. Konvansiyonel petrol sisteminde ana kayalar içinde oluşan ve ancak bir kısmı göç yoluyla ana kayayı terk eden gazın, organik maddenin yüzeylerinde adsorpsiyon mekanizması yoluyla tutulması ve bunun yanı sıra küçük ve bağlantısız veya kötü bağlantılı gözeneklerde serbest gaz fazı halinde birikmesi sebebiyle ana kayanın bünyesinde kalması olarak da tanımlanan kayagazı husuna değinen bir isim de Rusya Enerji Bakan Yardımcısı Anton Inyutsin oldu. Inyutsin, 22. Dünya Petrol Kongresi’nin Rusya Enerji Bakanlığı özel oturumunda OPEC’in aldığı petrol üretimi kısma kararı ve anlaşması sayesinde petrol piyasalarında fiyatlara istikrar kazandırıldığını ve bunun da sektörün büyümesine katkı sağladığını belirttiği konuşması sırasında, Rusya Federasyonu hükümetinin petrol ve gaz üretimi konusunda çalışmalarını sürdürdüğünü ve her daim fırsatlar yaratıp enerji sektörünü canlandırdıklarına dikkat çekerek, bu oluşumlarda çevresel yönetmelikleri de göz ardı etmediklerini ve bunlara.tam olarak riayet ettiklerini vurguluyordu. Bu minvalde, İnyutsin, “10 sene evvel adından bihaber olduğumuz kayagazı için de çalışmalarımız sürüyor, üretimimiz artıyor. Bunların hepsinin arka planında muazzam çalışmalar var.” şeklinde konuştu.
Kongrenin ikinci günü Başkanlık oturumunda yaptığı konuşmasında, T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin artık enerji uzmanları tarafından ‘enerjinin İpek Yolu’ olarak isimlendirildiğine değindiği bölümde, Türkiye’nin sahip olduğu imkanlarla, enerjinin yıkım, gerginlik ve ihtilaf değil, barış ve refah kaynağı haline dönüşmesi için gayret gösterdiğinden söz ederken, “Küresel enerji ihtiyacının 2050 yılına gelindiğinde ikiye katlanması beklenmekte. Enerjide dengeler son dönemde atılan adımlarla değişti. ABD’nin başlattığı kayagazı devrimi ve sıvı doğalgazın ön plana çıkması enerji politikalarının gözden geçirilmesine neden oldu” dedi. Erdoğan ilerleyen bölümlerde de yine kayagazına işaret ediyor ve konuşmasını şöyle sürdürüyordu; “Enerji talebi batıdan doğuya kaymaya başladı. Türkiye’deki büyümenin sürdürülebilir olması için enerjide dışa bağımlılığın azaltılması gerekiyor. Petrol ve doğalgaz fiyatlarının düşmesi ülkemizin ithalat kaleminde gerilemeye yol açmıştır. Büyümenin sürdürülebilir olması için yerli kaynakların en üst düzeyde kullanılması gerekiyor.”
Konuya temas eden bir başka isim de, son günkü kapanış seremonisinde Türkiye’nin 22. Dünya Petrol Kongresi’nin organizasyonunda muhteşem bir iş çıkararak çıtayı yükselttiğine yönelik övgü dolu bir konuşma yapan ve 23. Dünya Petrol Kongresi’nin 2020’deki ev sahipliğini İstanbul’dan devralan Houston Belediye Başkanı Sylvester Turner oldu. Turner, ABD’nin petrol üretimi ve sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatına yönelik gelişmelere de değinerek, “Herkes düşen petrol fiyatlarıyla ve buna neden olan faktörlerle ilgili oldukça endişeli” dedi. Turner, ABD için ise kayagazı üretiminin gerçekten bir patlama olduğundan söz etti. OPEC Genel Sekreteri Muhammed Sanusi Barkindo ise, kongredeki “Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) – OPEC” oturumunda yaptığı konuşmada, “Amerikan kayagazını petrol sektörünün geleceğinin olmazsa olmazı olarak görmediğini” ifade etti. Diğer yandan, bu ifadesinin ABD’nin kayagazı çabalarının İran, Libya ve Nijerya’daki sıkıntılı dönemdeki önemli rolünü göz ardı etmek anlamına gelmediğinin de altını çizdi. “O dönemlerde dünya muhtemel bir petrol kısıtlılığıyla karşı karşıyaydı. Ancak bu süreçten hem biz, hem de kayagazı üreticileri menfi yönde etkilendi” diyen Barkindo, bu bağlamda içinde bulunduğumuz sene geçtiğimiz Mart ayında Houston’da ana maddelerinden birinin de kayagazı olduğu zirvede sürecin hem kendilerine, hem de kayagazı üreticilerine zarar verdiği sonucuna ulaştıklarını da belirtti.
İngilizcedeki ismi “shale gas” ifadesinden dolayı “şeyl gazı” olarak da bilinen kayagazına değinen isimlerden bir diğer kişi de, TPAO Genel Müdürü ve Dünya Petrol Kongresi Türk Milli Komitesi Başkanı Besim Şişman oldu ve kayagazının 30-40 yıllık bir geçmişinin olduğunu ve ABD’de uzun yıllara dayanan çalışmalar sonucu bir noktaya gelindiğini hatırlatarak, Türkiye’de de bir rezerv olma ihtimalinin ortaya çıkmasından bu yana çalışmaların devam ettiğini aktardı. Türkiye’de kayagazı rezervi olduğunu ancak üretilebilir olup olmadığı üzerine çalıştıklarını söyleyen Şişman, kamuoyunda mevcut bir potansiyelin sanki rezerv varmış gibi aktarıldığını ve bilgi eksikliğinden kaynaklanan bir yanılsama olduğuna dikkat çekti ve “Evet Türkiye’nin belli bir rezervi var; sonuçta oturup hesap yaptığınız zaman ortaya çıkan neticeler açısından bu mümkün, ama üretilebilirliğini görmeden siz bunu varmış gibi söyleyemezsiniz” şeklinde temkinli konuştu. Diyarbakır civarında yabancı bir şirketle birlikte çalışıldığının ve şimdi de Trakya bölgesinde gaza yönelik projelerin olduğunun altını çizen Şişman, 11 Temmuz tarihinde resmi Twitter sayfasından “WPC’de düşük petrol fiyatları, kayagazı devrimi ve sektördeki finansal sorunlar tartışılıyor” şeklinde bir tweet attı. Konuya ilişkin bir hatırlatma yaparsak; geçtiğimiz Mayıs ayının başlarında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Trakya’nın Hamitabat bölgesi yakınındaki sahasında kayagazı için iki kuyuda ilk çatlatma operasyonunu faaliyetlerine başlamıştı ve TPAO tarafından ilk somut adım atılmıştı. Burada çatlatma adı verilen işlem; teknolojik işlemle basınçlı su kullanılarak, yer altındaki kaya katmanlarının içinde kırılmalar gerçekleştirilip, gaz veya petrol rezervlerinin açığa çıkarılması süreç ve faaliyetlerini kapsamaktadır.
Besim Şişman-Çiğdem Yorgancıoğlu (Dünya Petrol Kongresi kapanış töreni sonrasında verilen yemekli resepsiyonda)
Hindistan Petrol Bakanı Shri Dharmendra Pradhan ise, 22. Dünya Petrol Kongresi’nde yaptığı konuşmada, sene başından bu yana petrol fiyatlarındaki gerileyişin sürdüğünü ve dünya genelinde gelecek dönemde küresel elektrik talebinin artacağını belirterek, yakın gelecekte sürdürülebilir kaynakların yerini konvansiyonel kaynakların alacağını belirtti. Pradhan, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) petrol üretimini kısma kararına büyük üreticilerin uyduğunu vurgularken, bu durumun fiyatlar üzerinde beklenen etkiyi göstermediğini de dikkat çekti. Diğer yandan, son dönemde petrol arz zincirinde köklü değişiklikler yaşandığına ve kayagazının gelecek birkaç yılda enerji piyasaları üzerinde daha fazla etkili olacağına yönelik açıklamalarda bulundu.
Hindistan Petrol ve Gazdan Sorumlu Devlet Bakanı Dharmendra Pradhan ve Çiğdem Yorgancıoğlu
H. Çiğdem YORGANCIOĞLU
[i] https://www.eia.gov/analysis/studies/worldshalegas/pdf/Turkey_2013.pdf.
One Comment »