Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 23-24 Temmuz’da Katar, Suudi Arabistan ve Kuveyt’i içine alan bir Körfez turuna çıktı. Hatırlanacağı üzere, Körfez krizinin ilk saatlerinde, Türkiye, Katar’dan yana durmuş ve en azından insani gıdaların girişi için hava koridoru açmıştı. Krizin ilk döneminde Katar’da askeri darbe ihtimallerinin bile bulunduğu krize ilişkin, Ankara, sağduyu çağrısı yaparak gerilimi hafifletmeye çalıştı. Türkiye’nin attığı asıl önemli adım ise, çok geçmeden Katar ile 2015 yılında imzalanan askeri anlaşmadan dolayı askeri birlikler gönderme kararı oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu krizde ortaya çıkıp Katar’ın yanında olduğunu, Katar’a atılan terör suçlamasının gerçekleri yansıtmadığını ve iki ülkenin birlikte terörle mücadele ettiğini söylemişti. Türkiye’nin açık bir şekilde Katar’dan yana olan açıklamalarına rağmen Katar’a abluka uygulayan Arap ülkelerine, özellikle de Suudi Arabistan’a karşı ise Türkiye saldırgan bir tavır takınmadı ve elinde geldiğince ortada durduğunu göstermeye çalıştı. Krizin çözülmesi gerektiği vurgusu yapan Erdoğan, Katar, Kuveyt ve Suudi Arabistan’a ek olarak önemli dünya liderleri Donald Trump, Vladimir Putin ve Emmanuel Macron’u arayarak krizin çözülmesi için girişimlerde bulundu. Türkiye Dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da 14 Haziran’da bazı ziyaretlerde bulundu, ancak bundan bir sonuç alamadı. Türkiye, bu girişimlerine rağmen hiçbir zaman kendini Kuveyt’in arabuluculuğuna alternatif bir şekilde tanıtmadı. Türkiye’nin attığı en önemli ve en etkili adım ise, Katar’a askeri birlikler yollamasıydı. Bu adım, Katar’da bir askeri darbe yapılma korkusunu oldukça azalttı.
Körfez Turu
Körfez krizinin ilk 5 haftasının dolmasıyla birlikte, Türkiye Dışişleri Bakanı ve Cumhurbaşkanı’nın ziyaretleri tamamlandı. Krizin ilk başladığı günlerde Trump’ın da desteğini alan Riyad, oldukça rahata kapılmış ve olmayacak kadar rahat ve aksi hareket etmişti. Mevlüt Çavuşoğlu’nun ziyareti, işte bu aksi tavırları biraz daha makul çizgiye çekmek için yapıldı. Körfez krizinin başlamasının ardından Arabistan’ı ilk ziyaret eden Erdoğan’ın Körfez turu ise, “artık ortada gerçekçi sorun kalmadı, diyaloga geçme vakti geldi” mesajını verme amacını taşıyordu. Çünkü krizin ana sebeplerinden olan Katar Haber Ajansı’nda yer alan bildirinin, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) bir oyunu olduğu ortaya çıktı. Bu da, Erdoğan’ın daha kararlı ve rahat tavır takınmasına sebep olurken, Riyad’ın utanç duruma düşmesine neden oldu.
Bu gerçeklerin ortaya çıkması, Katar’a abluka uygulayan Arap ülkelerinin 13 maddelik talep listesini unutmalarında da büyük bir rol oynadı. Katar’ın Türkiye ile olan askeri ilişkileri kesmesinin ve Türk üssünü kapatmasının artık konuşulmaması, Türkiye’nin rolünü biraz daha kabullendiklerini gösteriyor. Bu fikri destekleyen bir diğer olay ise şudur; Kriz başlarında Arabistan medyasında Türkiye sınırında bir Kürt Devleti kurulmasının desteklenmesi ve HDP’ye yapılan tutuklamaların protesto edilmesi gibi Türkiye aleyhine yapılan haberler, artık Arabistan medyasında yer almıyor. Bu da, Arabistan’ın Türkiye’nin rolünü kabullendiğini veya en azından muhalefet olmadığını gösteriyor.
Genel olarak bu ziyaretin hemen olumlu sonuçlar doğurmasını beklemek doğru olmaz. Ancak bu ziyaret, diyalog aşamasına geçmek için atılan ilk önemli adımdır. Bunun olumlu sonuçlarını ise biraz süre geçtikten sonra görmek mümkün olacaktır.
Katar Krizi
Bu kriz sayesinde Türkiye-Katar ilişkileri eskisine nazaran çok daha iyiye gitti ve stratejik ilişkiler olarak daha da iyiye gidecek. Katar, 15 Temmuz 2016 gecesi nasıl Türkiye’nin yanında durduysa, Türkiye de Katar’ın bu zorlu günlerinde yanında durması bu ikili ilişkiyi oldukça güçlendirecek. Katarlılar, Twitter’daki paylaşımlarıyla, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülkelerini ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdiler.[1]
Kaynak: http://www.ntv.com.tr/dunya/cumhurbaskani-erdoganikatar-emiri-karsiladi,zaoFREuef0a7hhsS-v8KRw, (Erişim Tarihi: 26 Temmuz 2017).
Kaynak: https://www.cnnturk.com/son-dakika-erdoganin-korfez-turuyla-ilgili-ilk-aciklama?page=1, (Erişim Tarihi: 26 Temmuz 2017).
Kaynak: http://www.ensonhaber.com/katarli-sanatcidan-turk-katar-dostlugunu-simgeleyen-eser.html, (Erişim Tarihi: 26 Temmuz 2017).
Sosyal medyada “Ghada” adını kullanan Katarlı bir sanatçı ve siyasi çizer tarafından yapılan üstteki çalışma, Türk-Katar dostluğunu simgeliyor. Erdoğan’ın bu ülkeye iki gün önce yaptığı ziyaret nedeniyle hazırlanan eserde, kırmızı beyaz renklerle, “lider, reis” anlamına gelen “El Zaim” kelimesinin ayyıldızlı Arapça yazımına yer veriliyor. Sosyal medyada paylaşılmasının ardından beğeni toplayan çalışma, takipçiler tarafından yaratıcı bulunurken, Türk takipçiler de yorumlarını paylaştı.[2]
Katar’ın önde gelen gazetelerinden Eş-Şuruk ise, Erdoğan’ın Katar ziyaretini “Bereketli Doha’ya hoş geldin hakkaniyetli Erdoğan” manşetiyle verdiği haberde, “Katar’a yönelik haksız ambargonun oluşturulduğu (yapay) Körfez krizi ve yankılarının patlak vermesinden bu yana gerçeğin yanında yer almayı seçen Türkiye’nin tutumu, ahlaki sorumlulukla öne çıkıyor.” ifadesini kullandı.[3]
Türkiye-Suudi Arabistan ilişkileri ise, en azından önümüzdeki kısa süre için şu an olduğu gibi devam edecek. İkili ilişkileri tekrar güçlendirmek için her iki tarafın da çalışması gerekiyor. Ancak iki ülkenin uzun vadeli ilişki güzergâhını Türkiye’den çok Arabistan yeni yönetim haliyle belirleyecek.
Türkiye-Birleşik Arap Emirlikleri ilişkileri ise önümüzdeki süre boyunca soğukluğunu koruyacak. Türkiye, BAE’nin 15 Temmuz darbe girişimine karışmasını ve desteklemesini unutması biraz zor gibi görünüyor. BAE’nin bölgede oynamaya devam ettiği yeni oyunlara da bakılırsa, iki ülke arasındaki ilişkilerin düzelmesi oldukça zor gözüküyor.[4]
Ortadoğu uzmanı Ferhat Pirinççi, Erdoğan’ın Körfez turunun Türkiye’nin tarafsızlığını göstermesi açısından önemli ve tansiyonu düşürecek nitelikte olduğunu ifade ediyor. Krizin Türkiye’nin bölgedeki rolüne de zarar verebilecek nitelikte olduğunu söyleyen Pirinççi “Ortadoğu’nun gündeminin oldukça yoğun olduğu bir dönemde bir Körfez’de bu krizin çıkması zaten bölge için olumsuz sonuçları içeren bir şeydi. Türkiye’nin Katar’la olan ilişkilerini dikkate almak lazım. Türkiye AB’ye tabi bir ülkedir. Bir yandan Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleriyle makro politikaları üzerinde uyumlu politikalar içindeyken diğer yandan alt segmentlere kadar en uyumlu politikaları yürütebileceği Katar’dır. Katar’ın durumu Türkiye’nin bölgedeki etkisine olumsuz etkileyecek bir gelişmeydi” diye konuştu. Pirinççi, “Kuveyt’in başını çektiği bir ara buluculuğun alt yapısına Türkiye’nin sunduğu katkı önemli. Türkiye, Cumhurbaşkanının bu ziyaretinden önce de taraftarların özellikle Batı ülkeleriyle görüşerek ve Körfez ülkeleriyle görüşerek bu krizin etkilerini sonlandırmaya yönelik çalışmalar yürütüyordu. Ancak Cumhurbaşkanımızın Türkiye’deki bu yoğun gündemin içinde Körfez ziyareti gerçekleştirmesi konuya verdiği önemi gösteriyor” dedi.
Pirinççi, ayrıca, “Türkiye herhangi bir cepheleşmeye yol açmaksızın gerek bir ara bulucu olarak Kuveyt’e, gerek Suudi Arabistan’a; gerekse sorunun bir ‘kutupdaşı’ olarak gerek Katar’a ziyarette bulunarak, Türkiye’nin bu bölgede tarafsızlık içinde olduğunu gösterdi” dedi ve ekledi: Ziyaret, tansiyonu düşürmeye yönelik bir girişim. Başarılı olup olamayacağını belki kısa vadede göremeyeceğiz. Ancak en azında gerilimin tırmanmamasına yönelik hassasiyetlerin gösterilmesi açısından önemlidir. Sanıyorum ki taraflar en azından krizi tırmandırmamak için çaba göstereceklerdir. Bu anlamda Türkiye’nin katkısına da yapıcı bir şekilde olduğunu düşünüyorum.”
Şeniz DENİZELLİ
[1] https://www.haberler.com/cumhurbaskani-erdogan-in-katar-ziyareti-9866572-haberi/, (Erişim Tarihi: 26 Temmuz 2017).
[2] http://www.ensonhaber.com/katarli-sanatcidan-turk-katar-dostlugunu-simgeleyen-eser.html, (Erişim Tarihi: 26 Temmuz 2017).
[3] http://www.sabah.com.tr/gundem/2017/07/25/cumhurbaskani-erdoganin-katar-ziyareti, (Erişim Tarihi: 26 Temmuz 2017).
[4]https://tr.sputniknews.com/turkiye/201706121028854030-cavusoglu-bae-15-temmuz-darbe-girisimini-fonladigini-soyledi/, (Erişim Tarihi: 26 Temmuz 2017).