Irak toprakları, tarih boyunca kahramanlar ve efsaneler yaratmış ve yine kendi elleriyle bu kahramanları bu efsaneleri yok etmiştir. Irak toprakları üzerinde ilkçağdan bu yana lanetli bir ruh dolaşmaktadır. Huzurun sağlanamadığı, sürekli kanın aktığı ve bu bereketli topraklarda insanların aç kaldığı lanetli bir ruh.
Irak toprakları üzerinden “Defol Git Lanetli!”
Amerikan işgali öncesi Irak lideri olan Saddam Hüseyin’in kendisinin kaleme aldığı ve 2005 yılında yayımlanan Defol Git Lanetli! isimli roman tadındaki kitabı, şüphesiz Irak’a uzunca yıllar liderlik etmiş bir kişinin ülke ve bölgeye bakış açısını yansıtması açısından büyük öneme sahiptir. Romanda adı geçen ve Arap kabilelerinin baş düşmanı olan “Haskil” karakterini hemen hemen tüm yorumcular İsrail olarak nitelendirse de, bunun ABD’yi çağrıştırdığını söyleyen yorumcular da vardır. Saddam Hüseyin’in kitabı için bu ismi kullanması, şüphesiz Irak toprakları üzerinde yaşanan kargaşa ve savaşların bitmesi ve Arap ulusunun tek bir çatı altında toplanması adına tüm lanetli unsurların defolup gitmesi inancıyla verilmiştir.
Gelelim seçim sonuçlarına; 7.000’den fazla adayın birbirinden bağımsız onlarca listede mücadele ettiği seçimleri, Irak siyasetinin ve Şii dünyasının yakından tanıdığı Mukteda Es Sadr’ın öncülüğündeki Sairun Koalisyonu listesi, Başbakan Haydar El İbadi’nin Zafer Koalisyonu listesi ve Haşdi Şabi’nin listesi olan Fetih Koalisyonu listesi önde tamamladı. Kürdistan Demokratik Partisi oy kaybetmekle birlikte gücünü korurken, eski Başbakanlardan Nuri El Maliki’nin Dava bloğu en çok güç kaybeden liste oldu. Türkmenler, her ne kadar Kerkük ve civarında oy alsalar da, seçimlere hile karıştığı gerekçesi ile başlattıkları eylemlere devam ediyor.
Seçimde kimin çok oy aldığı ya da hangi listenin kimle koalisyona hazır olduğundan ziyade, Irak siyasetinin kilit isimlerinin gücünü artıranlar ve gücü azalanlar olarak ikiye ayırarak bakmak daha yararlı olacaktır. Şüphesiz, Irak siyasetinin ve siyasetçilerinin en büyük iki sıkıntısı bulunmaktadır. İlki; ülke içinde huzur ve güvenin tesisi, ikincisi; ekonomiyi çok ciddi etkileyen yolsuzluk iddialarıdır. Eski Başbakanlar Nuri el Maliki ve İyad Allavi’nin siyasi hayatlarına güçlü bloklarla başlamaları ve ciddi halk desteği sağlamalarına rağmen devam edememeleri, bu iki unsurla mücadelelerinde yetersiz kalmalarından dolayı olmuştur. Seçimlerin şu anki galipleri Haşdi Şabi nin başını çektiği Fetih grubu ve Sadr bloğu, Şii Arap unsurlardan oluşmakla birlikte diğer Şii Arap partilerinden ayrılmaktadır. Öyle ki; İslami Dava Partisi (Maliki’nin de içinde olduğu Irak’ın en köklü Şii Arap partisi) başta olmak üzere çoğu Şii oluşum İran ile yakından dini ve siyasi ilişkileri bulunurken, bu iki oluşum İran’a hem dini itikadi açıdan, hem de siyasi açıdan mesafeli durmaktadır.
Irak Cumhuriyeti’nde kimin iktidara geleceği ya da koalisyon kuracağına tabii olarak Irak halkı karar vermektedir; ancak şu apaçık bir gerçektir ki, ABD ve İran ile ciddi siyasi sıkıntıları olan kişilerin bu ülkede liderlik ve Başbakanlık gücünü uzun süre korumaları beklenmemelidir. Irak siyasetinin iki önemli parçası olan Kürtler ve Türkmenlerin seçim sonuçlarına farklı şekillerde itiraz etmeleri de yapılan seçimlere gölge düşürmeye yetmiştir. Öyle ki; Irak Türkmen Cephesi lideri Kerkük milletvekili Erşad Salihi önderliğinde halen devam eden protesto gösterileri seçim sonuçlarının doğru bir şekilde belirmesi önünde engel teşkil etmektedir.
Kürdistan bölgesinde de durum çok değişmemektedir. Öyle ki; Irak Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (IKYB) önde çıktığı Süleymaniye kentinde Irak Kürdistan Demokratik Partisi (IKDP) itiraz etmiş, IKDP’nin önde çıktığı Erbil kentinde ise IKYB sonuçlara itiraz etmiştir. Kerkük kentinde en temel itirazı bahsettiğimiz üzere Türkmenler dile getirmiştir; halen devam eden protesto gösterilerinin temel sebebi ise, yeni geçilen elektronik sistem ve biyometrik kimlik uygulaması sonucu sistemde yaşanan hilelerdir. Türkmenler, oyların elle sayılması ve Kerkük şehrinin seçim sonuçlarının açıklanmasının ertelenmesini istemesine rağmen, merkezi seçim kurulu Kerkük seçim sonuçlarını ilan etmiştir. Irak siyasetinde önemli bir denge unsuru olan Türkmen siyasetinde, tüm Türkmenlerin kendi bloğuna oy vermediği ve bulundukları şehirlere ve dengelere göre oy verdikleri bilinmektedir.
Seçimlere katılım oranının yüzde 50’nin altında kalması, seçim öncesi en büyük eleştiri konusu olan, IŞİD tehdidi nedeniyle yüzbinlerce seçmenin asıl kayıtlı olduğu şehirde değil de başka şehirlerde sığınmacı olarak yaşaması ve yolsuzluk iddialarına halen etkili bir mücadele geliştirilememiş olması, bu seçim sonuçlarından da çok bir fayda beklenemeyeceğini göstermiştir. Şii siyaset dünyasında etkin olan, ancak İran ile mesafesi olan lider ve grupların siyasette daha aktif oluşu, Irak’ın kendi içerisinde daha dinamik bir siyasi hayatı getirip getiremeyeceği zamanla anlaşılacak olmakla birlikte, ülkede hakim olan etnik ve mezhepsel siyasi anlayışın erimesi ve tam demokratik zemine geçilmesi arzulanan en büyük hedeftir.
Önümüzde Irak Başbakanı’nın kim olacağı ve hangi gruplarla işbirliği yapacağı konusu durmaktadır. Öyle ki; eksikleri ve hatalarına rağmen mevcut Başbakan Haydar El İbadi’nin özellikle Musul’un kurtarılması operasyonunu Irak’ın kendi iç dinamikleriyle yapmış olması ve başarıya ulaşması artı puan olarak hanesine yazılırken, tüm Şii gruplar arasındaki görüş ayrılıklarından bağımsız olarak toparlayıcı bir rolü olduğu da bilinmektedir. İbadi’nin gücü ve konumu bu şekilde olmakla birlikte, seçimi büyük bir zaferle önde kapatan Mukteda Es Sadr’ın koalisyon konusuna nasıl yaklaşacağı da büyük bir önem taşımaktadır. Haşdi Şabi gibi silahlı güçlerin (her ne kadar seçim öncesi silahlarını teslim etmiş olsalar da) olası bir hükümet krizine nasıl yaklaşacakları da ayrıca bir merak konusudur. Dolayısıyla, Irak’ta neler yaşanacağını beklemek ve görmek gerekmektedir.
Irak Cumhuriyeti’nde Saddam Hüseyin ve Amerikan işgali sonrası bir kez daha yenilenen seçimlerin sonucu ilk etapta ümit vaat etmese de, Irak’ın başında dolanan laneti gidermesi ve güçlü bir koalisyon ile ülke yönetimini huzura eriştirmesi, en azından temennilerimiz arasında yer almaktadır.
Ali İzzet KEÇECİ