SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR DÜNYANIN SAĞLIĞA, SAĞLIĞIN DA KADIN LİDERLERE İHTİYACI VAR!

upa-admin 15 Mayıs 2021 1.983 Okunma 0
SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR DÜNYANIN SAĞLIĞA, SAĞLIĞIN DA KADIN LİDERLERE İHTİYACI VAR!

Giriş

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, başta kırılgan gruplar olmak üzere, tüm insanların hayatını derinden etkileyen temel bir insan hakları sorunudur. Nüfusun yarısını oluşturan kadınlar, mevcut eşitsizlikler yüzünden istihdama eksik katılmaktadır. İstihdama katılan kadınlar ise, eşit değerde işi yapan erkeklerden daha az maaş almaktadır. Üstelik, Covid-19 küresel salgını dünya genelinde mevcut eşitsizlikleri ve ücret açığını daha da derinleştirmiştir. Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) “Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu 2021” verilerine göre, Covid-19 salgını cinsiyet eşitliğini bir nesil geriye götürmüştür. Salgın öncesi cinsiyet eşitsizliğinin kapanması için 99,5 yıla ihtiyaç varken, bu hesaplama pandemi döneminde 135,6 yıla çıkmıştır. Rapora göre, eşit değerde işe eşit ücret alınması için 257 yıl beklememiz gerekmektedir. Ayrıca, rapor, kadın çalışan oranının, yetenek ve bilgi gerektiren mesleklerde artmaya devam ettiğini, ancak küresel bazda kadınların yönetici pozisyonunda çok az olduğunu vurgulamaktadır.[1]

Şüphesiz kadınların istihdama tam katılımının ve karar alma mekanizmalarında eşit temsil edilmesinin önündeki en büyük engellerden biri karşılıksız bakım emeğidir. Ev içi temizlik işlerinden çocuk bakımına, yaşlı bakımından engelli bakımına kadar ücretsiz işlerin büyük bölümü kadınlar tarafından yapılmaktadır. Bu bağlamda, sağlık bakım hizmeti, bakım emeğinin devamı gibi görülmekte olup, halen çoğunlukla kadınlar tarafından sunulmaktadır. Covid-19’a karşı mücadelenin ön saflarında yer alan kadın sağlık çalışanları pandemi yüzünden çifte yük ile karşı karşıya kalmışlardır: “uzun süren mesai” ve “evdeki ek bakım işleri” olarak belirtebiliriz.

Sağlık Sektöründe Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadın Liderler

Tıp, kadınların resmi olarak dışlandığı bir erkek mesleği olarak kurulmuştur. Yüzyıllar boyunca kadınlar tıp fakültelerine girmek için mücadele etmiştir. Bazı ülkelerde ilk kadın doktor ancak 1940’larda, hatta etnik kimliklerinden dolayı bazı ülkelerde daha ileriki tarihlerde olmuştur. Sağlık sektöründe, özellikle hiyerarşiye ve ataerkilliğe dayalı hastanelerin ve sağlık sistemlerinin tarihsel yapısı göz önüne alındığında, güç ilişkileri erkekleri potansiyel lider kılmakta ve kadınları güçsüzleştirmektedir. Aslında, kadınların lider olarak maksimum potansiyellerine ulaşmalarını sınırlayan bir ortam yaratmaktadır.[2]

Sağlık, cinsiyete göre oldukça ayrıştırılmış, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en yoğun yaşandığı alanların başında gelmektedir. Kadınlar, küresel olarak sağlık ve sosyal bakım çalışanlarının % 70’ini, hemşirelerin % 90’ını, ancak cerrahların çok azını oluşturmaktadır. Ancak, kadınlar liderlik pozisyonlarında çarpıcı bir şekilde yetersiz temsil edilmekte ve karar verme gücü erkeklerin elinde bulunmaktadır. Sağlık sektöründe kadın liderlerin oranı sadece % 25’tir. Verilerin de gösterdiği gibi, küresel sağlık kadınlar tarafından sağlanıp, erkekler tarafından yönetilmektedir. Sağlıkta eşit olmayan liderlik fırsatları, kadınların kariyer memnuniyetlerini düşürmektedir. Aynı zamanda motivasyon düşüklüğüne ve hayat boyu gelirlerinde önemli kayıplara neden olmaktadır.[3]

Liderlik Pozisyonlarında Kadınlar

Toplumsal cinsiyet eşitliğini küresel önceliklerinden biri olarak tanımlayan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na, Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler tarafından 2030 sonuna kadar ulaşılması amaçlanmaktadır. 17 amaçtan 5.si doğrudan toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve tüm kadınlar ile kız çocuklarının güçlendirilmesi ile ilgilidir. Bu amacın alt hedefleri arasında, liderlik pozisyonlarında cinsiyet eşitsizliklerinin sonlandırılması ve daha fazla kadın liderin olması bulunmaktadır[4]: 5.5. Kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal hayatın karar verme süreçlerine tam ve etkin bir biçimde katılımlarının ve kadınlara karar verme mekanizmalarında, her düzeyde lider olabilmeleri için eşit fırsatlar tanınmasının güvence altına alınması.

IBM tarafından 2021’de yapılan 9 farklı ülke/bölgeden sağlık ve perakende gibi 10 sektörü kapsayan araştırmaya göre, yönetim kurullarında kadınların oranı % 8, C-seviye profesyoneller arasında kadınların oranı % 10, Başkan Yardımcısı/Direktör pozisyonunda kadınların oranı % 15’tir.[5] Raporun gösterdiği gibi, liderlik pozisyonlarında cinsiyet uçurumları sağlık dahil tüm sektörlerde yaygındır. Liderlikteki mevcut toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ağırlıklı olarak güç dengesizliklerinin, ön yargıların ve cinsiyetçi ayrımcılığın bir sonucudur.

Sonuç

1995 yılında Pekin’de, Birleşmiş Milletler üye devletleri, cinsiyet eşitliği ve kadın hakları için küresel bir plan olan Pekin Deklarasyonu ve Eylem Planı’nı oluşturarak “kadın haklarının insan hakları olduğunu” taahhüt etmiştir ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda yükümlü kılmıştır. Bu bağlamda Pekin Deklarasyonu’nun 25. yıldönümü olan 2020 yılında, eşitlik için çığır açıcı gelişmelerin olması bekleniyordu. Ancak, Covid-19 küresel salgını nedeniyle kazanılmış sınırlı haklarında kaybedildiği bir yılı geride bıraktık.[6]

Tüm dünyanın 2030’a kadar gündeminde olan kimsenin geride kalmamasını hedefleyen 17 küresel amacın başarıya ulaşmasının anahtarı toplumsal cinsiyet eşitliğidir. Sistematik engeller, cinsiyet önyargısı, ayrımcılık ve cinsiyet kalıpları kadınları kariyerlerinde yükselmekten alıkoymaya devam etmektedir. Halbuki, herkese fayda sağlayan daha iyi çözümler için sağlıkta daha fazla kadın lidere ihtiyacımız var. Kadınlar liderlik rollerinde yer aldığında, kızlara ve diğer kadınlara rol model olacaktır. Daha fazla kadın lider, cinsiyet eşitliğine giden yolu açacak ve karar alma süreçlerini etkileyecektir.

Yüzyıllardır, kadınlar, haklarını kazanmak için her zaman mücadele etmek zorunda kalmıştır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği, toplumdan topluma ve kültürden kültüre değişmek üzere insanlar tarafından üretilmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, tüm kadınların ve kız çocukların güçlendirilmesi, liderlik pozisyonlarında kadınların daha fazla yer alması için ülkelerin ve organizasyonların iç politikalarında eşitliği garanti altına alan yasaları benimsemeleri, uygulamaları ve periyodik olarak izlemeleri kritik öneme sahiptir.

Özetle; “İnsan hakları kadın haklarıdır ve kadın hakları insan haklarıdır” ve “Kararların alındığı her masada kadınlarla gelecek daha güzel”…

 Ayşe KAŞIKIRIK

KAYNAKÇA

  1. WEF (2021), http://www3.weforum.org/docs/WEF_GGGR_2021.pdf.
  2. WHO (2019), https://apps.who.int/iris/bitstream/handle/10665/311322/9789241515467-eng.pdf.
  3. WHO (2020), Policy Brief for Consultatin: Gender, Equity And Leadership in The Global Health And Social Workforce.
  4. https://www.kureselamaclar.org/amaclar/toplumsal-cinsiyet-esitligi/.
  5. IBM (2021), https://www.ibm.com/downloads/cas/3ZNDMAPE.
  6. Global Health 50/50 Report (2021), https://globalhealth5050.org/2021-report/.

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.