Giriş
Önümüzdeki günlerde, Federal Almanya’da, dördüncü koronavirüs dalgasının ortasında, kuvvetle muhtemel yeni Şansölye olacak olan Olaf Scholz liderliğinde SPD (Alman Sosyal Demokrat Partisi), FDP (Hür Demokrat Parti – Liberaller) ve Yeşiller Partisi arasındaki koalisyon hükümeti göreve başlayacak.
SPD, FDP ve Yeşiller üçlü koalisyon anlaşması imzalandı
Çizim: Charlotte Eckstein / NZZ
Ancak söz konusu koalisyon anlaşmasının yürürlüğe girmesi için, öncelikle SPD ve FDP’nin parti kongrelerinde ve Yeşiller arasında bir üye anketinde onaylanması gerekmektedir. Bu aşamaların ardından, SPD’li bir önceki hükümetin Maliye Bakanı Olaf Scholz’un, 6 Aralık haftasında Federal Meclis tarafından yeni Şansölye olarak seçilmesi planlanıyor.
Bu analiz çalışmasında, koalisyon anlaşmasında hangi konu başlıkların olduğu, kim hangi Bakanlığı aldığı ve koalisyon anlaşmasına Almanya içinden ve Avrupa Birliği (AB) cephesinden nasıl tepkiler geldiği gibi kritik meselelerden önce, “Bu kış Avrupa’ya sosyalizm geliyor mu?” sorusunun cevabını aramaya çalışacağım. Analizin biraz önce saydığım sorulara yanıt arayacak ikinci bölümünü ise, 6-7 Aralık’ta kurulması beklenen koalisyon hükümetin açılanacağı zamana denk getirmeye çalışacağım.
2021 Norveç Seçimleri
Öncelikle, 26 Eylül 2021’de Almanya Federal seçimlerinden birkaç hafta öncesinde 13 Eylül 2021 tarihinde Norveç’te gerçekleşen genel seçimlere bakalım. Zira Norveç seçimleri de Avrupa için büyük önem taşımaktadır. Bu seçimler sonucunda, 8 yıldır ülkede iktidar partisi olan Norveç Muhafazakâr Partisi (Høyre) çoğunluğunu kaybederek, iktidarı Norveç İşçi Partisi’ne (Arbeiderpartiet) kaptırdı.
Söz konusu seçim sonucu, Almanya seçim sonuçlarıyla karşılaştırıldığında, Batı Avrupa’nın ileri demokrasilerinde ortaya çıkan yeni seçmen eğilimlerine ilişkin bazı ipuçları verebilir. (Cıngı, 2021)
Tablo 1: 1981-2021 döneminde Norveç siyasi partilerinin genel seçimlerdeki oy dağılımı
Grafik 1: Tablo 1’deki oy yüzdelik oranlarına göre partilerin milletvekili sayıları
Yukarıdaki tabloyu kısaca yorumlarsak; Norveç Merkez Partisi’nin/Merkez Parti (Senterpartiet) oylarının bu seçimde ciddi oranda (yüzde 3,3) yükseldiği, tabloda Liberal olarak ifade edilen Sosyalist Sol Parti’nin (Sosialistisk Venstreparti) oylarının az da olsa (yüzde 1,3) ilerlediği, Muhafazakârların ise gözle görülür biçimde oy kaybı yaşadığı (yüzde 4,5) söylenebilir. Diğer önemli bir detay ise, “seçimin galibi” olan Norveç İşçi Partisi’nin oylarının da aslında yüzde 1 düzeyinde azalmış olmasıdır. Söz konusu bu detay, analizin ilerleyen bölümlerinde Almanya’da Sosyal Demokratların (SPD) seçim galibiyetinin alt faktörlerini ve koalisyonun başarılı olup olamayacağı inceleyeceğimiz projeksiyonda bize ışık tutacaktır.
AB üyesi olmayan Avrupa ülkesi Norveç’teki seçim sonuçları ardından, Avrupa’nın kuzeyinde Danimarka, İzlanda ve İsveç de dahil olmak üzere 5 İskandinav ülkesinde “merkez” ve “merkez sol” hükümetlerinin iş başına gelmesi, Berlin’deki SPD stratejileri tarafından Almanya için de yaklaşan müjdenin habercisi olarak görülmüştü (Milne, 2021). Nitekim 26 Eylül günü yapılan Federal Almanya seçimleri, bu öngörüyü doğrulayarak, eski SPD lideri Gerhard Schröder’in (1998-2005) Başbakanlığından bu yana Almanya’da iktidarın ilk kez Hristiyan Demokrat ittifakını (Hristiyan Demokrat-CDU/Hristiyan Sosyal Birlik-CSU) geride bırakan sosyal demokrat SPD’ye geçtiğini ortaya koydu.
2021 Eylül Federal Almanya Seçimleri Sonuçları
Tablo 2: 1980-2021 döneminde Almanya’da siyasi partilerin genel seçimlerdeki oy dağılımı
(Bu analiz yazısı hazırlanırken henüz hükümet kurulmadığından 2021 “Şansölye” soru işareti olarak gösterilmiştir.)
Tablo 3: 26 Eylül 2021 Federal Almanya Parlamento seçimleri milletvekili sayıları ve önceki seçimden farkları
Yukarıdaki iki tabloyu kısaca yorumlarsak; (Norveç genel seçim sonucunda İşçi Partisi ve Muhafazakâr Parti’nin sonuçlarına benzer şekilde) ilk iki partinin sonuçlarının yakın olduğu görülecektir. Olaf Scholz’un Sosyal Demokrat Partisi (SPD) yüzde 25,7 oy oranı ile, Armin Laschet’in yüzde 24,1 oy alan Hıristiyan Demokrat Birliği’nden (CDU) sadece biraz daha iyi bir performans gösterdiği görülmektedir. Bu rakamlar ise, bazı siyaset uzmanları tarafından, “parti sistemleri ve parti siyasetinde yeni bir çağın başlangıcı” olarak yorumlanmaktadır (Brown, 2021). Bunun yanı sıra, 2021 Federal Almanya seçimleri, Alman sosyal demokratları için önemli bir kilometre taşı olarak tarihteki yerini aldı. Zira 19 yıllık uzun bir aradan sonra, SPD, birinci parti olarak üçüncü defa (Willy Brandt 1964-1974; Gerhard Schröder 1998-2005 ve Olaf Scholz 2021-?) iktidar koltuğuna oturmuş oldu. SPD, yukarıda da değinildiği gibi, toplamda çok yüksek bir oy almamasın rağmen, önceki seçime göre oyunu yüzde 5 artırmış oldu. Ayrıca Nisan 2021’de (Grafik 3’te görüldüğü gibi) SPD için anketlerde yalnızca yüzde 15 oy öngörüldüğünü de bu noktada hatırlatmak gerekir.
Grafik 3: Nisan 2021 SPD Anket Sonuçları (SPD yüzde 15 gözükmekte)
Kaynak: https://www.tagesschau.de/inland/deutschlandtrend/deutschlandtrend-2595.html
Olaf Scholz Almanya’yı nasıl kazandı?
Olaf Scholz’uni anketlerin partisinin oylarını yalnızca yüzde 15 düzeyinde gösterdiği bir zamanda, Almanya’nın Angela Merkel sonrasındaki yeni Şansölyesi olma niyetini açıklamasının ardından, beş ay gibi kısa bir sürede partisini birinciliğe taşıması, başta sosyal demokratlar olmak üzere tüm kesimlerde büyük bir sürpriz oldu. Zira parti, yıllardır geleneksel işçi sınıfı ve orta sınıf tabanında ciddi kan kaybetmekte ve oy oranları düşmekteydi. Ancak Scholz, halka güven vererek, bu kayıpların bir kısmını tersine çevirebildi. Peki Scholz’un liderliğinde SPD bunu nasıl başardı?
SPD’nin kısa süredeki başarısını seçim kampanya sloganlarında kullandığı mesajlarda görebiliriz: “Soziale Politik für Dich” (Sizin için bir sosyal politika) ve “Respekt für Dich” (Size saygı). Partinin seçim programıyla ilgili çevrimiçi tartışmalarda, Scholz’un “gelecek için bir planı”nın olduğu, popülistlerin oylarını nasıl geri alacağını bildiği ve bu konuda halka güven aşıladığı ortaya çıkıyor. Partinin söylemlerinin odak noktasını ise; “halka saygı”, “haysiyet”, “gelecek” ve “egemen bir Avrupa” sloganları oluşturuyordu (Marin, 2021).
SPD Kimlerden Oy ve “Saygı” Aldı?
Scholz’un ustaca mesajları sayesinde, son yıllarda SPD’den aşırı sol çizgideki Sol Parti’ye (Die Linke) kayan oyların bir kısmı tekrar merkez sola döndü. Zira 2017 yılındaki oyları ile kıyaslandığında, Sol Parti’nin oylarında yaklaşık yüzde 50 oranında büyük bir düşüş yaşandığı görülmektedir. Parti, son seçimde yüzde 5 barajın altına düşerken, doğrudan seçim ile üç ilçe kazanarak, meclisteki varlığını korumaya çalışmaktadır. Son seçimdeki sonuçlar arasında daha da ilginç olanı, SPD’nin aşırı sağ çizgideki Almanya için Alternatif (Alternative für Deutschland) partisi tabanından da oy toplamış görünmesi. SPD de, gerçekten de, AfD’nin hâkim olduğu Saksonya ve Thüringen haricinde tüm Doğu Almanya eyaletlerinde şu anda en güçlü parti durumunda (Ehmann & Venohr, 2021). Görünüşe göre, yukarıda da belirtildiği üzere, Scholz’un seçim kampanyasındaki özellikle (Halka) “Saygı” mesajı, Almanya’da özellikle de Doğu Almanya’da komünizm ve yeniden birleşmeden sonra Alman seçmende ciddi bir karşılık bulmayı başarmış (Marin, 2021).
Siyaset Bilimci Sheri Berman, komünizm sonrası solun ekonomik ve politik liberalizmi benimsemesinin, popülistlerin ikincisini hedef almasına izin verdiğini dile getirmektedir. Zira son on yılda, komünizmin çöküşüyle ilgili zafer duygunun yerine Doğu Avrupa’daki bir zaman umut vaat eden birçok demokrasinin illiberalizme ve hatta otoriterliğe kaymasıyla karamsarlığa dönüştüğünü dikkatleri çekmekte. Berman, sol ve liberal partilerin, liberal demokrasi çerçevesinde bu şikâyetlere yanıt vermekte genellikle isteksiz olmaları veya bu yanıtları sunamamasının, bu çerçeveye bağlı olmayan diğerlerinin (aşırı sağ ve aşırı sol) bunu yapmaları için bir fırsat yarattığını önemine vurgu yapmaktadır (Berman, 2021). Ama son seçimde SPD’nin zaferi ve üçlü koalisyonu oluşturan Liberal (FDP) ve Yeşiller’in varlığı, söz konusu karamsar tablonun değişmesine dair bize umut vaad etmektedir.
Sonuç Yerine…
Analiz yazımızın bu ilk bölümünde, sonraki yazıda Almanya iç siyasetine detaylı şekilde bakmadan önce, “Bu kış Avrupa’ya sosyalizm geliyor mu?” sorusunun cevabını aramak adına İskandinavya’da başlayan Sosyal Demokratların estirmiş olduğu rüzgârın Batı’da özellikle Almanya’da nasıl yankı bulduğunu Norveç ve Almanya’daki seçimleri kıyaslayarak anlatmaya çalıştım. Tabii ki, yalnızca iki seçime bakarak genelleme yapılması tüm Avrupa adına belirleyici olmayacaktır; ancak Avrupa’nın siyasi geleceği adına bize yine de ipucu verecektir. Bunları birkaç maddede özetlemeye çalışırsak:
- Önümüzdeki 10 yıl Avrupa’da Sosyal Demokratlar güçlü olacak,
- Almanya’da 16 yıl aradan sonra ilk kez bir merkez sol hükümet göreve gelecek,
- Hızla yükselen popülist aşırı sağcıların yükselme hızı birçok ülkede düştü,
- Sosyal demokrat partiler çok oy almamasına rağmen toparlanmaya başladılar ve bununla birlikte Muhafazakârlar da oy kaybettiler,
- Pandemi döneminde Sosyal Demokratlara ihtiyaç arttı, zira toplumda sosyal devlet desteği beklentisi yükseldi.
Koalisyon ortağı olan üç partinin liderine, tam 177 sayfalık “Mehr Fortschritt wagen. Bündnis für Freiheit, Gerechtigkeit und Nachhaltigkeit” (Daha fazla ilerlemeye cesaret etmek. Özgürlük, adalet ve sürdürülebilirlik için ittifak) başlıklı koalisyon anlaşması geçtiğimiz hafta sunuldu. Aralık ayının (6 Aralık) ilk haftalarında Şansölye adayı Olaf Scholz’un liderliğinde koalisyon hükümetinin kurulması bekleniyor. Analiz yazımızın ikinci bölümünde detaylı olarak koalisyon anlaşmasında hangi önemli maddelerin yer aldığı ve Almanya iç siyasetinde ve Avrupa’da koalisyon anlaşmasına nasıl tepkiler aldığı konuları analiz edilerek, sonuç bölümü adına daha detaylı bir projeksiyon çizilmeye çalışılacaktır.
Yusuf ERTUĞRAL
KAYNAKÇA
- Berman, Sheri (2021), “The consequences of neoliberal capitalism in eastern Europe”, Social Europe, 06.09.2021, Erişim Tarihi: 30.11.2021, Erişim Adresi: https://socialeurope.eu/the-consequences-of-neoliberal-capitalism-in-eastern-europe.
- Brown, Erik (2021), “Interpreting the 2021 German federal election results”, Brookings, 27.09.2021, Erişim Tarihi: 30.11.2021, Erişim Adresi: https://www.brookings.edu/events/interpreting-the-2021-german-federal-election-results/.
- Cıngı, Aydın (2021), SODEV-Friedrich-Ebert-Stiftung (FES) Paneli: Almanya Seçim Sonuçları, 23.09.2021, Beyoğlu Point Hotel, Taksim, İstanbul, Türkiye.
- Ehmann & Venohr (2021), “Wohin die Union ihre Wählerschaft verloren hat”, Zeit Online, 27.09.2021, Erişim Tarihi: 30.11.2021, Erişim Adresi: https://www.zeit.de/politik/deutschland/2021-09/waehlerwanderung-bundestagswahl-2021-wahlergebnis-stimmen-parteien.
- Marin, Dalia (2021), “Deutschlands geteilte Seele”, Project Syndicate, 02.09.2021, Erişim Tarihi: 30.11.2021, Erişim Adresi: https://www.project-syndicate.org/commentary/germany-economic-psychological-divide-by-dalia-marin-2019-09/german.
- Marin, Dalia (2021), “How Olaf Scholz won Germany”, Social Europe, 29.09.2021, Erişim Tarihi: 30.11.2021, Erişim Adresi: https://socialeurope.eu/how-olaf-scholz-won-germany.
- Milne, R. (2021), “Norway vote puts Scandinavia’s social democrats back in driving seat”, The Financial Times, 14.09.2021, Erişim Tarihi: 30.11.2021, Erişim Adresi: https://www.ft.com/content/93b975b7-a00d-4e07-a6c2-90ba033bdd0d.