Rus milli karakterinin en belirgin özelliği “vatanseverlik”tir. Her millet kendi vatanını sever, bu gayet tabi ki son derece normal bir durumdur. Ancak Rusların vatanseverlik kavramında oldukça mistik bir hava vardır. Ruslar için “Anavatan” kavramı milli düzeyde son derece üstün bir nitelik taşımaktadır. Bu kavram Rus halkının milli bilinci ölçütünde, her türlü maddi değerlerden önce gelir. Yönetim de bu olguyu kullanır, hatta sömürür. Rusya tarihi bir bütün olarak ele alındığında bu özelliğinin sıklıkla istismar edildiği görülmektedir. (A. Sinyavski, 1988, ss. 78-79) Çarlık Rusyası’ndan günümüze değin Rus milletinin tarihsel süreçlerinde milli bilincin iktidar lehine inşasında, meşruiyetlerini de dayandırdıkları din çok önemli bir işlev görmüştür.
Varşova Paktı’nın 90’ların başında vahşi kapitalizmin cazibesi ile NATO karşısında dağılma sürecine girmesinin ardından, SSCB dahilindeki ülkelerin art arda bağımsızlıklarını ilan etmesi ile yaşanılan toprak kayıpları o dönemde Panslavizmin dinamosu olan (ve aynı zamanda dini öğeleri de kullanan) Rus milliyetçiliğini besleyen ana damarlardan birisidir. Rus milliyetçilerinin dini bir motivasyon niteliğindeki “Kutsal Rus Toprakları”nın savunulması ve kazanılması teması kitlesel mobilizasyon yaratacak söylemsel bir güçtür. Ve aynı zamanda Rusya’nın dışarıdan gelen tehditlerle karşı karşıya olduğu tezi de “savunmacı” milliyetçiliği canlı tutan bir unsurdur. (Z. Dağı, 2002, s. 125) Rus milliyetçilerinin büyük çoğunluğu için Rus olmak ile Ortodoks olmak özdeştir. Bu nedenle kiliseye bağlılıkları oldukça önemli boyutlardadır.
Rusya Federasyonu’nda, zaman içinde ‘milliyetçi söylemin’ değişik gruplarca tutunum noktası olarak ön plana çıkarıldığı bir gerçektir. Toplumu bir araya getirmek ve “ateist” Komünizm’in bıraktığı yabancı mirastan kurtulabilmek için, Rusya Federasyonu özelinde milliyetçi söylem giderek dinsel motiflerden de yararlanmaya çalışmaktadır. (R. Ostling, 1990, ss. 18-19) Din, Sovyet sonrası Rus kimliğinin önemli bir unsuru olmaya devam etmektedir; Ortodoks birlik özellikle radikal milliyetçiler için eski Sovyetler Birliği coğrafyasının da birliğini temsil etmekte, bu nedenle kiliseye büyük destek vermektedirler. (D. Laitin, 1998, s. 311-312) Sonuçta, milliyetçilik ve milliyetçilikle içiçe girmiş dinsel söylemler kitlesel bir desteğe sahip olmakla birlikte bu, federasyon açısından yeni sorunların da kaynağını teşkil etmektedir. (G. Nodia, 1998, ss. 114-115)
Rusya’da, Sovyet sonrası 1990’lı yıllarda “İrredantizm” yani fetihçilik anlayışı uzun bir aradan sonra yeniden gelişmiştir. İrredentalist hareket 19. yüzyılın ikinci yarısında Rusya’da köklenmiştir. Esasında Rusya tarih boyunca, ne tam Avrupa gibi faşizmi yaşadı, ne de tam bir emperyalist olabilmiştir. I. Dünya savaşı esnasında Çarlık Rusya’sı öncülüğünde Fetihçi hareket yoluna devam ederken 1917’deki Ekim Devrimi ile beraber Bolşevik ihtilali oldu ve Rusya’yı kökünden sarsan gelişmeler yaşandı. Bunların başında da Rusya’da Ortodoksluk nezdinde dinin baskı altına alınması geldi. Fetihçi hareketin temel direklerinden biri olan kilise, etkisizleşince dolayısıyla İrredentist hareket zamanla gücünü yitirmiş oldu. Ama hiçbir dönemde tam olarak ortadan kalkmadı. Gorbaçov’un devrilip, yerine Boris Yeltsin’in geçmesiyle birlikte İrredentizm yeniden Rusya’nın gündemine girdi. Bu bağlamda, Rusya’daki İrredentalist hareketin zihinsel öncülerindeki Jirinovski hareketini klasik Nazizm veya Faşizm gibi kesin ideolojik şablonlarla değerlendirilmesi oldukça zordur. İrredentalist hareketlerde kiliselerin özel bir yeri vardır. Kiliseler ve azizler bu hareketlere “manevi” boyutu ekleyen, heyecanı, özlemi ve umudu katan en önemli unsurlardır. Rusların akıl almaz boyutlara ve sayılara varmış olan azizleri ve ikonaları Jirinovski hareketine çok derin ‘ruh’ kazandırmışlardır. (A. Altındal, 2002, s. 123)
Rusya Federasyonu’ndaki gelişmeler incelendiğinde, liberal söylemlere rağmen kısa bir süre içinde siyasi gündemin milliyetçi söylemler tarafından kuşatıldığı görülmektedir. Radikal Rus milliyetçiliğinin bu ülkede yükselişi siyasal düzeyde Jirinovski’nin aldığı kitlesel desteğin büyüklüğüne yansımaktadır. (G. & A. Guroff, 1994, s. 91) Liberal Demokrat Parti adı altında örgütlenen Jirinovski öncülüğündeki İrredentalist aşırı milliyetçi söylemlere bakınca, aslında bir Rus paradoksu olarak Liberalizm’e Rusya gibi Doğu Avrupa ülkelerine özgü etno-dinsel nitelik yüklenildiğini gözlemlemek mümkündür. Yani aslında Liberalizm’in Komünizm’e karşı en büyük ideolojik güç bloğu olmasından ötürü, Rusya’ya özgü tarihi gerçeklikler doğrultusunda etno-dinsel hareketler Liberalizm adı altında örgütlenmiştir.
Fukuyama, 20.yüzyılda Liberaller ve Marksistler arasında devam eden ideolojik mücadeleden Komünizm’in çöküşüyle evrensel bir ideoloji olarak Liberal kapitalizmin zaferle çıktığını belirtir. (F. Fukuyama, 1995, ss. 24-25) Açıkçası, bu Soğuk Savaş sonrası Batı’da egemen olan zafer sarhoşluğunda kolayca benimsenen bir görüştür. Ancak, Doğu Avrupa Sovyet modeli Marksizm’e karşı gelişen muhalefetin meşruiyet kaynağı olarak dini destekli bir Milliyetçilik modelini daha çok ön plana çıkardığı görülmektedir. O dönem özellikle Doğu Avrupa’nın siyasi muhalifleri meşruiyetlerini ismini kullandıkları Liberalizm’den ziyade milliyetçilik üzerine inşa etmiştir. Bu nedenle, bazı aydınlar Komünizm’in çöküşünün Liberalizm’in zaferi olarak ilan edilmesini acele ve yanlış bir tutum olarak değerlendirmekte ve bunu gerçekte etno-dinsel milliyetçiliğin bir zaferi olarak yorumlamaktadırlar. (G. Nodia, 1998, ss. 102-103)
Özcan ÖĞÜT
KAYNAKÇA
– ALTINDAL, Aytunç, “Türkiye ve Ortodokslar” Alfa Yayınları, İstanbul, 2004.
– DAĞI, Zeynep, “Rusya’nın Dönüşümü”, Kimlik, Milletçilik ve Dış Politika, Boyut Kitapları, İstanbul, 2002.
– FUKUYAMA, Francis, “Tarihin Sonu ve Son İnsan”, Çeviren: Zülfü Dicleli, Simavi Yayınları, 1995.
– GUROFF, G. & A., “The Paradox of Russian National Identity”, National Identity and Ethnicity in Russia and the New States of Eurasia, Londra, 1994.
– LAITIN, D., Identity in Transformation “The Russian Speaking Populations in the Near Abroad”, Cornell University Press, 1998.
– NODIA, Ghia, “Milliyetçilik ve Demokrasi”, Türkiye Günlüğü Dergisi, Çeviren: Eralp Yalçın, Mart-Nisan, 1998.
– ONAY, Yaşar, “Rusya ve Değişim”, Nobel Yayınevi, Ankara, 2002.
– OSTLING, Richard, “No Longer Godless Communism”, Time Dergisi, Ekim 15, 1990.
– SINYAVSKI, Andrei, “Rus Milliyetçiliği”, Günümüzdeki Rus Milliyetçiliği, Yeni Forum Yayınları, Ankara, 1988.