UPA: Sayın Menevşe öncelikle okuyucularımızı aydınlatmak adına, kendinizi ve ifa etmekte bulunduğunuz görevi bizlere kısaca tanıtabilir misiniz?
Aytunç Menevşe: 1981 Ankara doğumluyum. Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 2003 yılında mezun olduktan sonra 2004-2006 yılları arasında Milano Üniversitesi’nde Avrupa Birliği Çalışmaları alanında yüksek lisans çalışması yaptım. Özel sektörde bir süre çalıştıktan sonra askerlik görevimi takiben 2008 yılında Dışişleri Bakanlığı’na intisab ettim. Bakanlıkta iki yıllık merkez görevim sonrasında Lima Büyükelçiliğimize atandım. 2010 Eylül ayından bu yana çalışmakta olduğum Büyükelçiliğimizde halen İkinci Kâtip olarak görev yapmaktayım.
UPA: Peru Türk kamuoyunda yakinen bilinen bir ülke değildir. Ülkenin siyasi yapısı ve mevcut siyasal iktidarı hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?
Aytunç Menevşe: Ülkemiz kamuoyunda fazla tanınmamakla birlikte, Peru geniş yüzölçümü, son derece zengin doğal kaynakları, renkli kültürü ve köklü devlet geçmişi ile Latin Amerika’nın önemli ülkeleri arasındadır. Ülke toprakları, İspanyol-Portekiz sömürgesinin bölgeye hâkimiyetini kabul ettirmesine kadar Güney Amerika’da medeniyetlerin geliştiği coğrafya olmuş, Kristof Kolomb öncesi bölge tarihinin en geniş İmparatorluğuna (İnkalar) ev sahipliği yapmıştır. 1531-1821 yılları arasında İspanyol sömürgesi altında kalan Peru, İspanyollara karşı yürütülen mücadele neticesinde 28 Temmuz 1821 tarihinde bağımsızlığını ilan etmiştir. Söz konusu tarih her yıl bağımsızlık ve Cumhuriyetin ilan günü olarak kutlanmaktadır.
Tarihin önemli bir bölümünde iktidarın sivil ve askeri yönetimler arasında el değiştirdiği Peru’da son olarak ülke 1968-1980 döneminde askeri rejim altında yönetildikten sonra, 1980’de düzenlenen seçimlerle demokrasiye ve sivil yönetime dönülmüştür. Ancak 80’li yıllarda yaşanan ağır ekonomik sorunlar Aydınlık Yol (Sendero Luminoso) kaynaklı terör eylemleriyle mücadele sağlıklı bir demokratik yapıya geçişi geciktirmiştir. Ülkemizde Güney Amerika’daki Japon kökenli devlet adamı olarak tanınan Alberto Fujimori’nin damgasını vurduğu 1990’lı yıllarda, Peru’da ulusal ekonomiyi şekillendirici yapısal reformlar uygulamaya konulmuş, günümüzde de halen uygulanmakta olan liberal pazar ekonomisinin yasal çerçevesi oluşturulmuş, ulaşım, sağlık ve haberleşme sektörleri ile kırsal kesime yönelik yatırımlarla günümüz Peru’sunun altyapısının önemli bir bölümü bu dönemde tesis edilmiştir. 2001-2006 döneminde Alejandro Toledo, 2006-2011 yıllarında ise Alan Garcia’nın devlet başkanlığı yaptığı Peru’da, liberal, merkez sağ siyasi yönetimler iktidarda olmuş ve ekonomik düzen ve uygulamalar bazı değişikliklere rağmen aynen sürdürülmüştür.
Son olarak, 10 Nisan 2011 tarihinde gerçekleştirilen Devlet ve Hükümet Başkanlığı seçimlerinde hiçbir adayın tek başına % 50 oy oranına ulaşamaması üzerine, 5 Haziran 2011 tarihinde düzenlenen ikinci tur seçimlerde, Alberto Fujimori’nin kızı Keiko Fujimori’nin % 48,51’lik oyuna karşı % 51,49 oy alan merkez sol Gana Peru İttifakı lideri Ollanta Humala Tasso seçimleri kazanmıştır. Başkan Humala bir yıla yaklaşan iktidarındaki icraatlarında daha sosyal içerikli bir ekonomik kalkınma anlayışı benimsemiş ve bu çerçevede fakir halk kesimlerinin sosyal yardımlarla desteklenerek yaşam standartlarının yükseltilmesini öngören sosyal katılım (social inclusion) adı verilen bir dizi programı uygulamaya koymuştur.
UPA: Peru’nun sosyal ve ekonomik hayatı konusundaki analizleriniz nelerdir?
Aytunç Menevşe: 1821 yılına kadar ülkede egemen olan İspanyol kolonisinin beraberinde getirdiği dini, kültürel ve yönetimsel sistemin, bugün ülke nüfusunun % 43’ünü oluşturan İnkaların torunları yerli halkın yaşantısında arzu edilen olumlu gelişmeleri sağladığını söylemek mümkün değildir. Dünyanın maden, tarım, balıkçılık, su, enerji kaynakları açısından zengin ülkelerinden birisi olmasına rağmen Peru’nun hala yoksullukla mücadele eden bir ülke olması gelir dağılımındaki dengesizliği gözler önüne sermektedir. Ülke ekonomisinin 2002-2011 döneminde ortalama % 8,4’lük bir büyüme kaydetmesine rağmen, fakirlik ve sosyal eşitsizlik denkleminin çözülmesi ülkenin geleceğini belirleyecek en öncelikli sorunu teşkil etmektedir.
Aralarında EFTA, Mercosur, AB, And Birliği ve APEC gibi ticari bloklar ile ABD, Çin, Japonya ve Meksika gibi ekonomik devlerin de bulunduğu 20’yi aşkın aktörle serbest ticaret anlaşmaları imzalamış bulunan Peru, Güney Doğu Asya ve Pasifik bölgesinde ileri bir ekonomik entegrasyon modeli oluşturacak Trans-Pasifik İşbirliği müzakerelerine katılmakta olup, Güney Amerika’da Pasifik İttifakı (Alianza del Pacifico) adıyla malların, hizmetlerin, sermaye ve kişilerin serbest dolaşımını öngören bir ticari oluşumun da üyesidir.
Son 10 yıldır dünya ülkeleri arasında en yüksek büyüme hızlarından birine sahip Peru çok zengin maden, doğal enerji kaynakları, yetişmiş nüfusu, liberal siyasi ve ekonomik yapısı ile uluslararası alanda etkin ve bölgesinde önemli bir oyuncu olmaya adaydır.
UPA: Türkiye-Peru ilişkilerinin tarihteki seyri doğrultusunda bugünkü durumu nedir?
Aytunç Menevşe: 1951 yılında tesis edilen diplomatik ilişkiler ile başlayan ikili ilişkilerimiz, 1998 yılında ortaya konan ve 2006 yılında gözden geçirilen Latin Amerika ve Karayipler Açılım Stratejimiz ile ivme yakalamış ve 2010 yılında karşılıklı olarak mukim Büyükelçiliklerin açılması ile yeni bir boyut kazanmıştır.
Siyasi alanda aralarında sorun bulunmayan ve uluslararası alanda birçok benzer görüşe sahip iki ülke arasında Büyükelçiliklerin kurulması ile başlayan yeni dönemde siyasi, ticari ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi ve bu alandaki hukuki boşlukların doldurulmasına odaklanılmış olup, 2011 sonu itibariyle ikili ticaret hacmimizin yaklaşık 345.3 milyon ABD doları seviyesine taşınması, yine aynı yıl iki ülke arasında imzalanan Ekonomi ve Ticari İşbirliği Anlaşması ve Hava Ulaştırma Anlaşması Mutabakat Muhtırası önem arz eden gelişmeler olmuştur. Bundan sonraki dönemde iki ülke arasında sonuçlandırılacak Serbest Ticaret ve Vize Muafiyeti Anlaşmaları, keza iki ülke makamları arasında gerçekleştirilebilecek üst düzey temaslar kuşkusuz ilişkilere ilave ivme kazandırcak gelişmeler olacaktır.
UPA: Sayın Menevşe’ye bu keyifli sohbet için teşekkür ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz.