VENEZUELA’DA DARBELER VE SOSYOEKONOMİK DURUM-2

upa-admin 31 Mayıs 2012 5.024 Okunma 0
VENEZUELA’DA DARBELER VE SOSYOEKONOMİK DURUM-2

Venezuela yakın geçmişinde Hugo Chavez’in birinde özne, birinde de nesne olmak üzere başrollerinde yer aldığı iki önemli darbe yaşamıştır. Bunlardan ilki 4 Şubat 1992 tarihinde Chavez’in henüz ordu mensubuyken devlet başkanı Carlos Perez’e karşı gerçekleştirmek istediği “Operacion Zamora”, bir diğeri de bu sene 10. yıldönümü olan 11 Nisan 2002 tarihli ve Chavez’e karşı yapılmak istenen “Carmonazo” darbesidir. Yazı dizimizin bu ikinci bölümünde Venezuela’yı 2002 darbesine götüren sürecin ve bununla beraber ortaya çıkan iki kutuplu sosyoekonomik çekişmenin analizini sunacağız.

Hugo Rafael Chavez Frias, 1992’deki çıkışının alt ve orta sınıfta getirdiği popülerlik ve sol bloktan aldığı destekle Aralık 1998 seçimlerinde % 56’lık oy oranı kazanarak Movimiento Quinta Republica (MVR) partisinin başında Devlet Başkanı seçilmiştir. 2 Şubat 1999 tarihinde 44 yaşındayken Başkanlık koltuğuna oturan Chavez, göreve gelir gelmez bugünkü Uruguay veya Brezilya’daki gibi nispeten ılımlı sosyalizmden farklı olarak daha katı bir sosyalist politika uygulayacağının sinyallerini vermiştir. İlk iş olarak, Kurucu Ulusal Meclis’in (ANC) toplanmasını halkoylamasıyla sağlayarak ülkenin adını Republica Bolivariana de Venezuela (Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti) olarak değiştiren bir anayasa hazırlamıştır. 1999 Aralık ayında halkoylamasıyla kabul edilen bu anayasayla beraber esasında ülkenin geleceğini şekillendirecek olan siyasi süreç de resmi olarak başlamıştır. Çift kamaralı Kongre’nin yerini 5 yılda bir 165 üyesi seçilen Ulusal Meclis almış; klasik yasama, yürütme ve yargı güçlerinin yanına, yolsuzluğa karşı mücadelede uygulanan “moral” (etik) ve halkoylamalarıyla doğrudan demokrasiyi daha da etkin hale getiren “electoral” (seçim) güçleri de eklenmiş; Devlet Başkanı’nın yürütmeyle ilgili yetkileri artırılmıştır. 2000 yılında bu yeni anayasa koşullarıyla tekrar seçimlere giden Chavez % 59’luk oranla dördüncü sandık zaferini kazanmıştır. Ancak bu sefer oylarını artırmış olmasına rağmen seçimlere gidilen süreç Chavez için çok da rahat olmamıştır. 1992 darbe girişiminde beraber hareket ettiği bazı askerler Chavez’in partisi MVR’deki bazı siyasetçileri yolsuzlukla suçlamış, bu da yolsuzlukla mücadeleyi önemle vurgulayan Chavez’in muhaliflerinin eline geçen ilk koz olmuştur. Artan işsizlik, yolsuzluk ve suç oranları daha sonra hükümet karşıtlarını biraz daha cesaretlendirmiştir.

Seçimlerin gerçekleştiği 2000 yılının Kasım ayında Hugo Chavez, Ulusal Meclis’ten ülkeyi bir yıl boyunca kararnameyle yönetmesini sağlayacak olan özel bir yetki almıştır. 2001 Kasım ayında özel yetkilerinin süresi dolmak üzereyken 49 maddelik bir kanun paketi çıkartan Chavez, bu sefer kelimenin tam anlamıyla muhalif kesimlerin eleştirilerinin odağı haline gelmiştir. Bu paketin içindeki yeni toprak kanunuyla, özel mülkiyet altındaki arazilerin kamulaştırılmasının önü açılmış, bir başka kanunla da 11 Eylül saldırılarından sonra düşen petrol fiyatlarının ortaya çıkardığı zararı kapatabilmek adına ülkenin belki de en önemli kurumu olan Petroleos de Venezuela S.A. (PDVSA) üzerindeki devlet kontrolü artırılmıştır. Böylece muhaliflere göre, bu devletçi anlayış neticesinde özel yatırımların yolu tıkanmıştır. Göreve geldiği ilk aylarda sarf ettiği “gerektiği kadar devlet, mümkün olduğu kadar piyasa” sözleri de zaten Chavez’in ilerleyen yıllarda gerçekleştireceği politikalarının habercisiydi. Ancak 2001 sonlarına doğru bazı toprakların devlet tarafından köylülere dağıtılmaya başlanmasının ardından, Chavez karşıtları başkent Karakas’ta ilk büyük protesto gösterisini yaparak ülke içerisinde bugüne kadar devam eden sosyoekonomik çatışmanın ilk fitilini ateşlediler. 10 Aralık 2001 günü farklı iş sektörlerinden, siyasi partilerden, sendikalardan ve sivil toplum kuruluşlarından bir araya gelerek başkent caddelerinde toplanan binlerce kişilik kalabalık, Venezuela Ticaret Odaları Federasyonu Fedecamaras’ın desteğiyle çıktıkları yürüyüşte Chavez’i istifaya zorladılar. Restoranların bile kepenek kapattığı bu eylem aslında bir genel grevdi. Fedecamaras’ın bu protestolardaki rolünün önemini ayrıca belirtmek gerekir. Çünkü Fedecamaras üyelerinin ekonomik faaliyetleri ülkedeki petrol dışı gayri safi yurtiçi hasılanın % 90’ını oluşturduğundan bu protestolar bir anlamda ülkedeki sermayeci kesimin Chavez’le ilk meydan düellosu sayılırdı. O zamana kadar yeterince güçlü bir muhalif ses olamayan çevreler bu defa bu 49 maddeyi kabul etmeyeceklerini sokaklarda sert bir şekilde dile getirerek Chavez’e gözdağı vermeye çalıştılar. Fakat Venezuela’nın karizmatik Devlet Başkanı Hugo Chavez, ideallerinden kolay vazgeçecek birisi değildi. Chavez yanlılarının da ortaya çıkmasıyla şiddetin bulaştığı gösteriler bastırılarak Chavez görevine devam etti. Üstüne üstlük 1992 darbe girişiminin 10. yıldönümü olan 4 Şubat 2002 tarihinde Chavez’in o günü ulusal bayram ilan etmesi de ilginç bir not olarak belirtilmelidir.

Ancak Chavez’e karşı hiçbir tepki Nisan 2002’de Venezuela İşçi Konfederasyonu (CTV) ve Fedecamaras önderliğinde gerçekleşen genel grevdeki kadar sert olmamıştı. Chavez’in en son PDVSA’nın üst kademesinde çalışanların büyük bir kısmını değiştirmesine tepki olarak 9 Nisan günü başlayan grev CTV’nin kararıyla önce bir gün daha uzatılmış, eylemin ikinci günündeyse süresiz grev kararı alınmıştı. Grevin üçüncü günü olan 11 Nisan 2002’de gerçekleşen olaylar ise Venezuela tarihine Carmonazo darbesi olarak geçecekti. O gün,  Fedecamaras ve CTV’nin çağrısıyla toplanan yüz binlerce Venezuelalı, Karakas sokaklarına akın ederek Hugo Chavez’i istifaya çağırdılar. Önce PDVSA merkez binasına ilerleyen kalabalık, daha sonra Devlet Başkanı’nın bulunduğu Palacio de Miraflores’e yürümeye başladı. Burada hükümet yanlılarının da ortaya çıkması ve güvenlik güçlerinin olayı bastırma çabaları sonucu çıkan çatışmalarda 19 kişi hayatını kaybetti. Bu olaylar üzerine 12 Nisan günü sabaha karşı bir açıklama yapan Savunma Bakanı Lucas Rincon, Başkan Chavez’in istifasının istendiğini ve kendisinin de bunu kabul ettiğini söyler. Chavez bu açıklamadan bir süre sonra teslim olarak tutuklanır ve ordu karargâhına götürülür. Bu yaşananların ardından Fedecamaras Başkanı işadamı Pedro Carmona, ordu önderlerinin desteğiyle geçici olarak Devlet Başkanlığına oturur. Sivil-askeri cuntayla 2 gün boyunca Venezuela’nın de facto başkanlığını üstlenen Carmona Ulusal Meclis’i dağıtmış, Chavez döneminde çıkartılan kanunları iptal etmiş, yine Chavez’in atadığı vali ve belediye başkanlarını görevden almış ve ülkenin adını da eskisi gibi Republica de Venezuela, yani Venezuela Cumhuriyeti yapmıştır. Ancak Carmona uluslararası toplumdan beklediği desteği bulamamış, tam tersine göreve gelmesine zemin hazırlayan olaylar tepkiyle karşılanmıştır. Chavez yanlısı vatandaşları da karşısına alıp büyük bir protestoyla karşılaşan Carmona, görevi tekrar Hugo Chavez’e bırakmak zorunda kalır. Önce ev hapsine alınan Carmona, daha sonra kendisini sığınmacı olarak kabul eden Kolombiya’ya gider. 14 Şubat’ta Chavez tekrar Miraflores Sarayı’ndaki koltuğundadır. Bu arada esasında hiçbir zaman istifa etmediğini söyler.

2002 Nisan’ındaki olayların sona erip, Chavez’in görevin yeniden devralması Venezuela’daki iç huzursuzluğun durulduğu anlamına gelmemiştir. Tam tersine Chavez’in ilk Başkanlık yıllarında yaşanan bu karşılaşmalar zamanla ülkede gittikçe derinleşen bir kutuplaşmaya dönüşmüştür. Bu kutuplaşmanın en çarpıcı örneği, 2002 yılının Aralık ayında başlayıp tam iki ay süren ve Latin Amerika tarihinde görülmüş en büyük genel grev olan Paro Petrolero’dur. Chavez’in PDVSA’yı istekleri doğrultusunda kontrol ederek haksız atamalar yaptığını öne süren PDVSA yönetici ve işçileri, Fedecamaras ve CTV, Chavez’in istifası için önce bir günlük olarak planlanan ancak daha sonra süresiz hale getirilen dev bir iş bırakma eylemi gerçekleştirdiler. Öyle ki, petrol çıkartılan yataklarda ve petrol gemilerinde çalışanların işi bırakmasıyla ülkede petrol üretimi durmuş, hatta devlet Brezilya ve diğer bazı ülkelerden petrol ithal etmek zorunda kalmıştır. Ülke ekonomisini 7 buçuk milyar dolarlık zarara uğratan bu gelişmeler esnasında istenen talepleri Chavez çok da dikkate almamış, bilakis 30 bine yakın işçiyi işten çıkarmıştır. Bu olaylardan sonra da Fedecamaras’ın ülke ekonomisindeki etkisi de azalmış, ancak kutuplaşmalar değişik zeminlerde devam etmiştir.

Venezuela’da 2001 yılında çıkan Toprak Kanunu’yla kamulaştırmanın kolay hale gelmesi sonucu özel mülkiyette bulunan pek çok arazi kamulaştırılarak toprağı olmayan halka dağıtılmaktadır. Eski toprak sahiplerine göre, yüksek seviyede üretim yapabilmekte olan tarım ve hayvancılık arazilerinin tarım veya hayvancılıktan anlamayan kişilere bölüştürülmesi sonucu üretimin verimliliği azalmış ve ülke kendi kendine yetemez hale gelmiştir. Venezuela’nın birçok tarım ve sanayi ürününü dışarıdan ithal ediliyor olması Chavez’in sosyalizm modeline getirilen en büyük eleştirilerden birisi. Öyle ki ülkede tüketilen gıdaların üçte ikisinin dışarıdan geldiği iddia edilmektedir. Ülkede üretimin oldukça sınırlı olması bir yabancı olarak da göze çarpan bir meseledir. Bugün bir Venezuela vatandaşının kendisine ait birkaç adet apartman dairesi varsa devlet bunların bir kısmını elinden alıp evsizlere dağıtabilmektedir. Benzer şekilde Chavez’in yoksulları ev sahibi yapmak için ortaya koyduğu Gran Mision Vivienda Projesi aracılığıyla devlet ülkenin her bölgesinde kendi arazilerine veya özel mülkiyetteki arazilere toplu konut inşa ettirmekte, bu da ortada bir ayrımcılık, hatta hırsızlık olduğuna inanan orta ve üst sınıf vatandaşların tepkisine yol açmaktadır. Özel sektör, yapım halindeyken bile elinden alınabileceği korkusuyla Venezuela’da inşaat yapmaya çekinmektedir. Benim de gözlemlediğim kadarıyla, Gran Mision Vivienda kapsamında yapılan konut binaları haricinde inşaatlar neredeyse yok denecek kadar azdır. Buradaki pek çok apartmanın Venezuela’nın ekonomik açıdan güçlü olduğu 1960, 70 ve 80’li yıllardan kalma olduğunu da belirtmemiz gerekir.

Chavez döneminde herkese ücretsiz verilen sağlık ve eğitim hizmetleri, işçilere tanınan geniş sosyal haklar, küçük yatırımcıların korunması için sağlanan imkânlar gibi politikalar takdir edilebilecek girişimlerdir. Chavez döneminde o zamana kadar ezilmiş olan yoksul halkın kendisinde daha fazla özgüven hissediyor olması önemle vurgulanması gereken bir noktadır. Gerçekleştirilen politikaların sosyal adaleti sağlama açısından yerinde olduğu düşünülebilir. Ancak dünyanın en büyük petrol rezervlerinden birine sahip olan Venezuela’da milyonlarca vatandaşın halen gecekondularda yaşıyor olması, asgari ücretin 250 doların altında bulunması, aşırı enflasyon oranları ve hayat pahalılığı, başta cinayetler olmak üzere suç oranlarının dünyada rekor seviyelerde seyretmesi gibi meseleler Chavez’in 14 yıllık iktidar döneminde pek çok Venezuela vatandaşına göre kabul edilemez hususlardır. Halen alt ve üst gelir düzeyindeki vatandaşlar arasında gözle görülür bir uçurum vardır. Ülkenin sosyoekonomik yapısındaki zıtlıklar yukarıda ifade ettiğimiz gibi direk olarak siyasi ortama da yansımaktadır. Bu yıl ekim ayında gerçekleştirilecek seçimlerde en belirleyici etken bu sosyoekonomik yapıdan kaynaklı unsurlar olacaktır. Seçimleri kim kazanırsa kazansın, bugün Chavizm ve anti-Chavizm’in fanatik bir hal aldığı Venezuela’da en çok ihtiyacı olan şey, yapıcı ve bütünleştirici politikalar gibi görünmektedir.

ANAHTAR KELİMELER

Venezuela: Güney Amerika kıtasının kuzeyinde bir ülke. Başkenti Karakas’tır. Nüfusu yaklaşık 28 milyondur. Ülke, çoğunluğu İspanyol, İtalyan, Portekizli, Arap, Afrikalı ve yerlilerden oluşan bir etnik yapıya sahiptir. Venezuela, Suudi Arabistan’dan sonra dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip olan ülkedir.

Hugo Rafael Chavez Frias: Venezuela devlet başkanı. 1954 doğumludur. Partido Socialista Unido de Venezuela (PSUV) partisinin lideri olan Chavez, asker kökenli ve sosyalist görüşe sahip bir devlet adamıdır. Ülkedeki 1998, 2000 ve 2006 seçimlerini kazanmıştır. Kanser olduğu tartışmaları arasında Ekim 2012 seçimlerinde yeniden adaylığını koymuştur.

Movimiento Quinta Republica (MVR): Beşinci Cumhuriyet Hareketi. 1997 yılında Hugo Chavez tarafından kurulmuş olan sosyalist görüşlü siyasi partidir. 2006 yılında yine Chavez tarafından feshedilmiştir.

Partido Socialista Unido de Venezuela (PSUV): Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi. MVR’nin feshedilmesinin ardından 2007 yılında kurulmuştur. Parti başkanlığını Hugo Chavez sürdürmektedir.

Pedro Francisco Carmona Estanga: Venezuelalı siyasetçi, ekonomist ve işadamı. 2001 Temmuz ayında Fedecamaras başkanı seçilen Carmona, 2002’de Chavez’e karşı düzenlenen sivil-askeri darbe sonrası 48 saatliğine Venezuela’nın de facto devlet başkanlığını üstlenmiş, daha sonra Chavez’in yeniden görevi devralmasıyla Kolombiya’ya sığınmıştır.

Fedecamaras: Venezuela Ticaret Odaları Federasyonu. 1944 yılında kurulan Fedecamaras Venezuela’daki hemen hemen bütün iktisadi sektörlerinin temsil edildiği, ülkenin en büyük iş örgütüdür. 2002 Nisan ayı protestolarında ve aynı yılın aralık ayında başlayıp 2 ay süren petrol grevinde kilit rol oynamıştır.

Confederacion de Trabajadores de Venezuela (CTV): Venezuela’da 1947 yılında kurulmuş olan işçi sendikası. 2002 Nisan ayındaki protesto gösterilerinde Fedecamaras’la birlikte en etkin rolü oynayan CTV, Chavez hükümetine karşı en muhalif örgütlerden birisidir.

Petroleos de Venezuela, Sociedad Anonima (PDVSA): Venezuela Petrolleri Anonim Şirketi. Venezuela petrollerinin dönemin devlet başkanı Carlos Andres Perez tarafından kamulaştırılmasının ardından 1976 yılında kurulmuştur. Venezuela’nın temel gelir kaynağı olan petrol üzerindeki kontrolü sebebiyle ülkenin en fazla stratejik öneme sahip kurumudur.

Grandes Misiones: Hugo Chavez’in Venezuela’da 2011 yılından itibaren başlattığı bazı sosyal programlara verilen ad. Bunlardan Gran Mision Vivienda, ülkedeki konut ihtiyacını karşılamak için devletin yoksullara ücretsiz dağıtmak üzere inşa ettirdiği konut projelerine verilen isimdir. Bir diğer sosyal program olan Gran Mision AgroVenezuela’yla ise küçük ve orta çaplı üreticilere gerekli üretim araçlarının tedarik edilmesiyle ülkede ve dünyadaki gıda krizinin aşılması amaçlanmaktadır. Bu projeler, ayrı bir makalede ele alınabilir.

Kıvanç SAĞIR

Venezuelalı ünlü halk müziği sanatçısı Simon Diaz’ın sözlerini yazıp bestelediği “Caballo Viejo” (Yaşlı At) şarkısı dünyaca tanınmış bir ezgidir. Aralarında Celia Cruz, Julio Iglesias gibi ünlü şarkıcıların da bulunduğu pek çok kişi tarafından yeniden seslendirilen bu parça Gipsy Kings’e ait Bamboleo şarkısına da esin kaynağı olmuştur.

 

KAYNAKLAR

– Ortiz de Zarate, Roberto. “Hugo Chavez Frias.” CIDOB. 7 Mayıs 2012. Erişim Tarihi: 21 Mayıs 2012. http://www.cidob.org/es/documentacion/biografias_lideres_politicos/america_del_sur/venezuela/hugo_chavez_frias

– Lopez Maya, Margarita. “Venezuela. El Paro Civico Del 10 de Diciembre.” NUSO. 20 Ocak 2002. Erişim Tarihi: 29 Mayıs 2012. http://www.nuso.org/upload/articulos/3014_1.pdf

– “Paro Petrolero de 2002-2003.” Wikipedia. 16 Mayıs 2012. Erişim Tarihi: 30 Mayıs 2012. http://es.wikipedia.org/wiki/Paro_petrolero_(Venezuela)

A South American Journey With Jonathan Dimbleby – Colombia and Venezuela. BBC. 2011. http://www.bbc.co.uk/programmes/b015gr6h

 

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.