TÜRKİYE’DEN SURİYE’YE “TALAK-I SELASE”: GEÇİCİ HÜLLECİ ARANIYOR!

upa-admin 30 Haziran 2012 3.499 Okunma 0
TÜRKİYE’DEN SURİYE’YE “TALAK-I SELASE”: GEÇİCİ HÜLLECİ ARANIYOR!

Son senelerde iyileşme eğilimi gösteren Türkiye-Suriye ilişkileri, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın halkıyla olan problemlerinin insanlık dramına dönüşmesi nedeniyle geç gelen baharın çabuk bitmesine neden olmuştur. Türkiye’nin 2002 döneminden sonra Çin’in Doğu Türkistan Türklerine uyguladığı zulüm hariç, pro-aktif dış politikası gereği küresel satıhda izlediği, mazlumun yanında yer alma stratejisi Suriye olaylarında da tekerrür etmiştir. Bilhassa bu olaylarda yaşananları Başbakanımızın tabiriyle “kendi iç sorunumuz” gibi ele almışızdır. Öncesinde halk deyimiyle “kankalık” pozisyonuna gelen Erdoğan-Esad ilişkileri, Türkiye-Suriye ilişkilerinde bu yaşananlar ve sonrasında gelişen menfi olaylar hasebiyle bugünkü F-4 krizine kadar gelmiştir.

22 Haziran’da Suriye tarafından Türkiye F-4 tipi uçağına yapılan saldırının vuku bulması; hem ulusal, hem de uluslararası basında geniş yankı bulmuştur. Yaşananları mantıksal bir çerçevede değerlendirdiğimizde, Suriye bu tutumuyla kendi içinde yaşadığı sorunlar konusunda Esad’in terörist olarak algıladığı muhaliflere destek veren ülkelere ve bunlardan biri olarak düşündüğü Türkiye’ye Türkiye jeti üzerinden “ben buradayım” mesajı vermeye çalışmıştır. Bunun sonucunda uluslararası toplumun ona ödeteceği bedel ise muhtemelen “özür ve yüklü tazminat” olacaktır. Dikkat çeken diğer bir nokta, yaşananlar söylem analizi çerçevesinde değerlendirildiğinde ağızlardan çıkan “savaş” kelimesi her zaman kaotik bir ortam ve sansasyon peşinde olan basın için adeta biçilmiş kaftan halini almıştır. Keza iktidar partisinden de gelen çatışmaya yatkın, tehditkar açıklamalar savaş arayanların ümitlerini güçlendirmiştir. Ancak bilinmelidir ki şu an için çıkacak bir savaşın sonuçları Suriye’yi dipsiz bir kuyuya atacağı gibi, Türkiye ve müttefikleri için de iç açıcı sonuçlar doğurmayacaktır. Her ne kadar Türkiye tarafından MGK zirvesi ardından yapılan açıklamada tüm uluslararası hukuk yollarının mahfuz tutularak kararlılıkla hareket edileceği vurgulansa da, bu gerilimin pilotların bulunmasıyla, özür ve yüklü tazminatla üstü kapanacağı seyrindedir.

Talak-ı selase, İslam’a göre erkeğin kadına üç kere boş ol demesiyle gerçekleşen kesin ayrılık yoludur. Uluslararası hukukta istisnalar vardır ancak istisnaların da müstesnası vardır. Bu bağlamda talak-ı selasenin tek istisnası bir “hülleci”nin bulunmasıdır. Türkiye-Suriye ilişkilerinde de bir hüllecinin misyonu ve ne olduğu önemli olmaksızın, F-4 krizine uluslararası toplumun beklediği çözümü getirmesi beklenmektedir. Söylediğimiz nedenlerden ötürü şu an bir savaş mümkün olmaması hasebiyle hülleciyi beklemek daha doğru bir tercih olacaktır.

Burak YILMAZ/UPA İzmir Üniversitesi Temsilcisi

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.