BÜYÜK ORTADOĞU SAVAŞI

upa-admin 11 Temmuz 2012 4.709 Okunma 0
BÜYÜK ORTADOĞU SAVAŞI

Ortadoğu coğrafyası bugünlerde kaynıyorken neden bu şekilde olduğunun altını çizmek isterim. Önümüzde öngördüğüm bazı olayları bu yazımda anlatmaya çalışacağım. Çoğumuzun bildiği gibi bir Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) vardır. Peki bu Büyük Ortadoğu Projesi nedir? Genişletilmiş Ortadoğu İnisiyatifi, Amerika Birleşik Devletleri  43. Başkanı Bush hükümeti tarafından Büyük Ortadoğu adıyla duyurulan, en batıda Fas’ın Atlantik kıyılarından, en doğuda Pakistan’ın kuzeyindeki Karakurum yaylalarına, kuzeyde Türkiye’nin Karadeniz kıyılarından Güneyde Aden ve Yemen’e kadar uzanan bölgede, Müslüman ülkelere demokrasi ihracını ve bu ülkelerin pazarlarının açılmasını amaçladığı ifade edilen jeopolitik kuramdır.[1] Aslında cümlede çokça yanlış anlaşılacak bir durum yokmuş gibi gözükmektedir. Bazılarımız bu tanımı okurken iyi niyetli bir şeylerin olacağını düşünmüştür. Lakin gelinen nokta başka şeyleri göstermiştir.

ABD tarafından yapılan bu çalışmanın nedeni nedir? Bu cevap şöyle gösterilmektedir; “Dünya siyaseti sıkışmıştır”. Oysa sıkışan siyaset değil, kapitalizmdir. Yani neden ekonomiktir.[2] Bilindiği gibi ABD ekonomisi kapitalizmdir. Amerika’nın ekonomisini ayakta tutabilmesi için savaşın olması gerekmektedir. Büyük güç olmak kolay değil! Tabii 11 Eylül saldırıları da bu projenin hazırlanmasının zeminini oluşturmuştur. Projenin hazırlanması için başka gerekçeler de bulunabilir. Biz işin neden bu kadar hızlandığına bakacak olursak şunu söyleyebilirim; Tunus ve Mısır’da başlayan hareketler ABD’den bağımsız olmuştur. Lakin sonraki süreçlerde ABD’nin etkisini inkar edemeyiz ve bu hareketleri ABD bilinçli bir şekilde Ortadoğu coğrafyasına yaymaya başlamıştır. Bu olayların yaşanması aslında ABD için bir fırsat oluşturmuş ve ABD bu fırsattan yararlanmak istemiştir. Amerika karşıtı bazı ülkelerin rejimleri yıkılmış ve ABD kontrollü yeni rejimler kurulmaya başlanmıştır. Bu ülkeler doğal olarak ABD’nin yeni müttefikleri olmuştur. Bir başka neden olarak da şunu söyleyebiliriz;” Wall Street İsyanı”. Wall Street İsyanı ya da “Wall Street’i İşgal Et” eylemi, kapitalizm karşıtı göstericilerin Wall Street’teki New York Menkul Kıymetler Borsasına karşı başlatılmıştır. Bu hareket Arap Baharı’yla aynı dönemlerde başlamıştır. O dönemde birçok haber ve yorum Arap Baharı’nın dışında ABD’deki bu hareketler üzerinde de yapılmıştır. Dünya kamuoyu sadece Arap Baharı’nı değil, ABD’deki ayaklanmayı da dikkatlice takip etmeye başlamıştır. Bu hareket ilk olarak New York’ta başlamasına rağmen kısa sürede 45 eyalete yayılmıştır. Sonraları ise dünyanın çeşitli yerlerinde gösteriler başlamıştır. Sistem karşıtları 15 Ekim 2011’de Londra, Washington, Tokyo, Sidney, Montreal, Dublin, Hamburg, Brüksel, Stockholm ve Hong Kong’ta sokaklara çıkmıştır.[3] Dünya Arap Baharı’yla ilgilenmeyi bırakmıştır ve bu hareket ile ilgilenmeye başlamıştır. İnsanlar sistemi sorgulamaya başlamış ve kapitalizm çöküşe geçmiştir, tıkanmıştır. Bu nedenledir ki ABD, Arap Baharı’nı daha da körüklemiştir ve kendi üzerindeki, sistem üzerindeki baskıyı kaldırmaya çalışmaktadır. Yani bir yaşaması için bir nefes almaya ihtiyaç duymaktadır. Bu dönemlerde savaş çığlıklarının duyulmasının nedeni budur ve bu proje bu yüzdendir ki uygulanması daha da erkene alınmıştır.

 

 SON KALE

Şimdiki hedef Suriye ama son hedef değil. Ortadoğu’da başlayacak olan bir savaş ya 3. Dünya Savaşı’nın başlangıcı olacak ya da bitişi veya yeni bir kutuplaşma sonucu yeni bir Soğuk Savaş da olabilir. Dünya kapitalizmi sorgulamaya başlamışken ona alternatif olan sosyalizmden başka bir düşünce sistemi ortaya koyamamıştır.

Küreselleşme bu süreçlerde hep devam edecek lakin kapitalizm her ülke için aynı düşünceyi yansıtmayacak. Olası bir savaştan sonra kapitalizm yeni bir evrim sürecine girecek ve “Ulusal Kapitalizm” modeli ortaya çıkacaktır. Her ülkenin kendine özgü bir kapitalizm modeli olacaktır. Belki yeni kapitalist düşüncelere sosyalizmi entegre edecek Çin’den başka bazı ülkeler çıkacaktır.

Yeni sistemin oluşabilmesi veya ABD’nin gücünü devam ettirebilmesi için Son Kale’nin fethedilmesi veya korunması önemlidir. Suriye sondan bir önceki kaledir. Bu kale içten fethedilmek istenmektedir. Diğer kaleler gibi. Peki iş niye bu kadar uzun sürmektedir? Çünkü ABD’de yaklaşan bir seçim mevcuttur. Bu seçimin sonuçlarına göre iş daha da hızlanacak veya yavaşlayacaktır ama bu iş hiçbir şekilde rafa kaldırılmayacaktır.

 

TÜRKİYE VE YENİ OSMANLICILIK

Bu süreç işlerken Türkiye’ye yeni bir rol biçilmiştir. Türkiye bu projenin eş başkanlığını yürütmektedir ve Ortadoğu’nun liderliğini üstlenmek bunun için “Arap Baharı” yaşayan ülkelere Türkiye’nin ziyarette bulunması ve yeni sistemlerinin nasıl olması gerektiğini söylemiştir. Bu gibi işlere ABD artık bizzat yer almayacaktır. Aksine geride durup sadece nelerin nasıl olması ve neyin yapılmasını söyleyecektir. Çünkü Irak ve Afganistan ABD için çöküş ve dünyanın gözünde kötü bir imaj çizmiştir. ABD’nin yeni politikası artık geride durmak oyuna müttefikleri dahil etmek yani savaşan kendisi olmayacak lakin oyunun kontrolü kendisinin elinde olacaktır.

Türkiye’nin de bu süreçte rol almasının nedeni belli bir hedefinin olmasından dolayıdır. Bu hedefin ismini “Yeni Osmanlıcılık” veya “neo-Osmanlıcılık” olarak adlandırabiliriz. Aslında bu isim 1974 yılında adadaki Türklere yapılan saldırılar üzerine Türk Ordusu’nun Kıbrıs’a çıkması ve üçte birini kontrolü altına alması üzerine Yunanlılar tarafından bir teori olarak ortaya atılmıştır.[4] Ama bu fikir Türkiye tarafından son yıllarda açık bir şekilde dile getirilmiştir. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İngiltere’nin kurduğu Milletler Topluluğu örgütünü örnek göstererek, Türkiye’nin de Osmanlı Milletler Topluluğu kurabileceğini açıklamıştır.[5] Ayrıca Davutoğlu, 25 Nisan 2011’de Çanakkale’de “Bizden koparılan dünya, bizimle tekrar bütünleşsin. Türkiye önümüzdeki 12 yıl içinde cihan devleti olacaktır” şeklinde açıklamalar yapmıştır. Davutoğlu Osmanlı İmparatorluğu’ndan koparılan toprakların yeniden barış ve istikrara kavuşmalarını istediğini belirtmiştir.[6] Türkiye’nin Ortadoğu coğrafyasında bu kadar aktif olmasının nedeni bu gibi bir idealinin bulunmasındandır.

Tarihçi-Yazar İlber Ortaylı  “Bazı ülkelerde Türkiye’nin abartılı şekilde “neo-Osmanlı” diye tanımlanmasını anlaşılabilir ama imparatorluk hülyaları kurabilecek durumda değiliz” şeklinde bir söylemi mevcuttur ve bu durumu şu şekilde açıklamıştır; “Türkiye olaylı bir dünyada yaşıyor. Güney sınırlarımızda kısa bir süre önce Saddam rejimi Kürtleri katletti, binlercesi bize sığındı. İranlı göçmenlerin buraya sığınması gerekiyor. Şimdi ise iyi ilişkiler kurmak için gayret ettiğimiz ve hatta müşterek iktisadi projeler üretmeye başladığımız Suriye halkı bir felaket yaşıyor, bütün bunlar şimdilik bir göçmen dalgası getiriyor. Gelecekte bir zaaf anında nasıl müdahalelerin geleceği de bilinemez.
Üreten, yapısı değişen ve demokratik açılımları bazı iddiaların aksine sadece son sekiz yılla sınırlı olmayan Türkiye’nin hem siyasi konumu, hem de yerküreye açılan iktisadi yatırımlarının yeryüzünde bazı noktalarda “neo-Osmanlıcılık” olarak abartılması anlaşılır. Ama galiba böyle bir geleceği program olarak benimseyen grupların dahi mevcudiyetinden söz edilemez. Türkiye’nin kendini eriten bazı sorunları var. Bu sorunları, imparatorluğumuzu dağıtan 19’uncu asır ulusalcı akımlarıyla da kaba bir şekilde mukayese edemeyiz.”.[7]

 

RUSYA, ÇİN VE ABD, AB

Olası bir savaşın tarafları zaten mevcuttur. Şu an bu ülkeler Suriye cephesinde Soğuk Savaş yaşamaktadırlar. Daha önce ABD için söylediğim durum bu ülkeler içinde geçerlidir aslında yani bu ülkeler bu savaşın yöneticisidirler, oyuncusu değil. Oyuncular bellidir. Rusya ve Çin’in desteklediği Suriye ve İran, ABD ve AB’nin desteklediği Türkiye ve İsrail. Bu savaşı kazanan ülke veya ülkeler pastadan büyük bir dilim alacaktır. Bu savaşa taraf olan veya katılan ülkeler belli bir hedefleri ve idealleri olan ülkelerdir. Bu idealler o yöneticiler için iyi olabilir ama insanlık için bir kıyamet olacağının fikrindeyim.

Belli sürtüşmeler yaşanmaya başlanmıştır bile. Belli olaylar cereyan etmiştir. Görünen bir neden yaratılmak istenmektedir. Zaten belli hazırlıklar da mevcuttur. En son Türkiye’nin jet uçağının Suriye tarafından vurulmasını örnek gösterebiliriz. Beşar Esad ise bu duruma “Uçak İsrail uçaklarının sürekli kullandığı koridoru kullanıyordu. Radarlarımızda göremediğimiz ve bilgi de verilmediği için askerler düşürdü. Türkiye’ye ait olduğunu sonra öğrendik” şeklinde yanıt vermiştir.[8]

 

MEDYA

Bu süreçte medya ise bu olay hakkında olumlu-olumsuz haber yapmaya başlamıştır birçok yayın Suriye’ye savaş ilan etmiştir. Bu haberlerle ve yorumlarla çıkacak olan savaşa halkın herhangi bir tepkisi olmadan girilebilsin hatta halk bu savaşa destek versin düşüncesindedirler.

 

SON PETROL SAVAŞI

Şu bir gerçektir ki yaşanacak bu savaş son olmayacak ama petrol kavgası bitecek. Çünkü insanların önünde başka bir sorun mevcuttur. Bu da su sorunudur. Su kaynakları hızla tükenmektedir ve emperyalizmin yeni hedefi su olacaktır. Yeni planlar buna göre yapılacaktır. Büyük Ortadoğu Savaşı son petrol paylaşımı olacaktır, bunun içindir ki bazı ülkeler pastadan iyi bir dilim almak niyetindedir. Bundan sonraki olacak olan çatışmalar su kaynaklarının üzerine olacaktır. Bunun üzerine de su kaynaklarının bol olduğu ülkeler için paylaşım haritaları ortaya çıkacaktır. Son iki senedir bugün ne yaşanıyorsa o gün de aynı şeyler olacağının kanaatindeyim. Galip ise ya emperyalizm ya da insanlık olacaktır.

Son cümleleri yazarken şunları söylemek istiyorum. Niye hızlı karar veriyoruz ve düşünmüyoruz? Gerçekler ortadayken bunları görmek için gözlük takmamızın gereği nedir? Bizi yönlendirilenlerin gerçeklere ulaştığını veya ulaşacağını düşünmemeliyiz. Belki bazıları gerçeklere ulaşmış olabilir ama hakikat başkadır. Biz hakikatın ne olduğunu bilip hareket etmeliyiz. İnsan insanlık için vardır, insanlıkta insan için. Kan görmek bizi bir yere götürmez ve savaşlar bir cinayettir. Dünya bizim vatanımız, insanlık ise ırkımız. Nazım Hikmet’in bu şiiri her şeyi özetler niteliktedir. Belki bazı şeyleri anlayabiliriz…

DÖRT NALA GELİP UZAK ASYADAN
AKDENİZ’E BİR KISRAK BAŞI GİBİ UZANAN BU MEMLEKET BİZİM

BİLEKLER KAN İÇİNDE DİŞLER KENETLİ, AYAKLAR ÇIPLAK,
VE BİR İPEK BİR HALIYA BENZEYEN TOPRAK BU CEHENNEM, BU CENNET BİZİM,

KAPANSIN EL KAPILARI BİR DAHA ACILMASIN,
YOK EDİN İNSANIN İNSANA KULLLUĞUNU BU DAVET BİZİM,

YAŞMAK BİR AĞAÇ GİBİ TEK VE HÜR
VE BİR ORMAN GİBİ KARDEŞÇESİNE BU HASRET BİZİM…

NAZIM HİKMET RAN

Murat ÇİÇEK/UPA Eskişehir Anadolu Üniversitesi Temsilcisi

KAYNAKLAR

[1] “Büyük Ortadoğu Projesi” başlıklı yazı, Vikipedi, Erişim Adresi: http://tr.wikipedia.org/wiki/B%C3%BCy%C3%BCk_Ortado%C4%9Fu_Projesi

[2] Ayhan PALAZOĞLU, Milliyet Blog,  09.06.2010, BOP(Büyük Ortadoğu Projesi) Yalanı, Erişim Adresi: http://blog.milliyet.com.tr/bop–buyuk-ortadogu-projesi–yalani/Blog/?BlogNo=247695

[3] “Wall Street İsyanı Dünyaya Yayılıyor” başlıklı haber, 12.10.2011, Odatv.com, Erişim Adresi: http://www.odatv.com/n.php?n=new-yorkta-baslayan-eylemler-dunyaya-yayiliyor-1210111200

[4] “Yeni Osmanlıcılık” başlıklı yazı, Vikipedi, Erişim Adresi: http://tr.wikipedia.org/wiki/Yeni_Osmanl%C4%B1c%C4%B1l%C4%B1k

[5] “Davutoğlu’nun Hayali Osmanlı Milletler Topluluğu” başlıklı haber, Milliyet, 07.12.2010, Erişim Adresi: http://www.milliyet.com.tr/davutoglu-nun-hayali-osmanli-milletler-toplulugu/dunya/haberdetay/07.12.2010/1323171/default.htm

[6] “Yeni Osmanlıcılık” başlıklı yazı, Vikipedi, Erişim Adresi: http://tr.wikipedia.org/wiki/Yeni_Osmanl%C4%B1c%C4%B1l%C4%B1k

[7] İlber Ortaylı, Milliyet, 25.06.2011, Yeni Osmanlıcılık, Erişim Adresi: http://www.milliyet.com.tr/yeni-osmanlicilik/ilber-ortayli/pazar/yazardetay/26.06.2011/1406764/default.htm

[8] “Esad’ın Büyük Pişmanlığı” başlıklı haber, Mynet Haber, 03.07.2012, Erişim Adresi: http://haber.mynet.com/esadin-buyuk-pismanligi-639083-dunya/

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.