Değerli okuyucular, kısa bir aradan sonra sizlere tekrardan yazmanın mutluluğunu yaşıyorum. Öncelikle sizleri yazılarıma ara vermeme neden olan güzel bir gelişme ile bilgilendirmek isterim. 2009’da kurmuş olduğum Türkiye ile Çin arasında ticari ve kültürel köprü görevi gören, Türkiye’nin en geniş servis ağına sahip Çin İş Danışmanlık firması Çin Uzman Danışmanlık Hizmetleri Yönetici Direktörlüğü görevimi geçen ay itibariyle sonlandırmış bulunuyorum. Yeni dönemde sizlere Türkiye’nin en eski ve saygın iş gruplarından, inşaat sektöründe yurtdışında iş yapan ilk Türk firması olma gururunu taşıyan (1972, Libya) STFA Yatırım Holding’in Çin iştiraki STFA Pacific Int’l Trading Ltd Çin Ülke Müdürü olarak Shanghai’dan yazıyor olacağım. Bugün dünyanın dört bir yanında Türk Bayrağını gururla dalgalandıran STFA Grubu’nun bir üyesi olmanın onuruyla Çin’de Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmek üzere geçtiğimiz haftalarda Shanghai’a taşınmış bulunuyorum. Çin’in dünyaya açılımını başlattığı ilk şehir olma özelliğini taşıyan Shanghai, bugün Çin’in vitrini, ticari ve finansal merkezi olmakla birlikte yine birçok yeni uygulamanın denendiği pilot şehir konumunda. Bu ve bundan sonraki yazılarımda sizleri Çin’deki son gelişmelerle ilgili hem dünya hem ülkemiz açısından bakarak bilgilendirmeye çalışacağım.
Çin’in iç dinamiklerinden başlayacak olursak, ekonominin büyüme hızının üstüste 6 çeyrektir yavaşlayarak 2012 2. çeyrekte % 7,6 kaydedilmesi (2009 başından itibaren en düşük oran) ve bazı sektörlerde işlerin kötü gitmesine rağmen, -Çin’in borsaya kote bazı firmalarının zarar açıklamalarını kastediyorum- “Eyvah biz de mi krize gireceğiz” gibi bir panikleme ya da endişenin hakim olduğunu söylemek çok güç. Aksine birçok veri Çin’in hala büyük bir yükselen yıldız olduğunu doğruluyor. Örneğin, Pekin ve Guangzhou ofis kirasında dünyada en hızlı artışı yaşayan iki şehir konumuna geldi ve Pekin New York’u bile geçmiş durumda.[1] Öte yandan, Çin’den Amerika’ya son 9 ayda yapılan vize başvurusu 1 milyon’u geçerek bir rekor olara kaydedildi.[2] Henüz geçen hafta Pekin’de tanesi 47,5 milyon USD’a rekor fiyat ile 12 villanın satışa çıktığını göz önüne alırsak Çin’in dünyaya “Biz hala roketiz” diye haykırdığını yorumlamak güç değil.[3]
Sene başında ve 12. beş yıllık kalkınma planında Çin hükümetinin büyüme hızından çok mali disiplin ve altyapı yatırımlarına odaklanacağını belirtmiş olması, büyük pencereden bakıldığında durumun çok şaşırtıcı olmadığını gösteriyor. Büyüme hızı rakamlarının sene başında hükümet tarafından açıklanan % 7,5 ile de örtüştüğü görüyoruz. Dolayısıyla, beklenti dışında bir durum söz konusu değil. Ancak, son günlerde Başbakan Wen Jiabao’nun ekonominin daha büyük yavaşlama baskısı ile karşı karşıya olmasını açıklaması, bazı yabancı analistlerin rakamların gerçeği yansıtmadığı iddiaları başta finansal kesim olmak üzere birçok kişiyi telaşlandırmış durumda.Hükümet Haziran’dan beri faizleri iki kez düşürerek, benzin fiyatlarını aşağıya çekerek ve devlet şirketlerine yatırım için fon sağlayarak ekonomiyi rahatlatmaya çalışıyor. Aslına bakarsanız Çin’deki yavaşlama, Çin’den çok diğer ülkeleri endişelendiriyor. Zira, Çin’e petrol, demir ve diğer emtiaları sağlayan Avustralya ve Afrika ülkelerinden tutun da, iç piyasadaki alım talebi ile 2008 krizinden sıyrılan büyük Amerikan ve Avrupa firmaları bu durumdan pek hoşnut değil.[4]
Sonuç olarak, benim de içinde olduğum büyük bir kesim bu yavaşlamanın geçici olduğunu ve Çin Hükümetinin yeni bir paket ile ekonomiyi hareketlendirmesi için bir zemin hazırlamış olduğunu düşünüyor. Zira, bankaların kredi verme oranlarındaki artışa bakarsak 2012 2. yarısında bugünkü resimin değişip, endişelerin kalkacağını düşünüyorum. Bir çok yabancı firmanın Çin’e doğrudan direk yatırımda iştahını kaybettiği bu dönemde -2012 ilk yarısında geçen yıla göre % 3’lük bir düşüş söz konusu- Çin’in dışarıya yaptığı yatırımlardaki artan iştah da durumun endişe verici olmadığı destekleyen bir başka gösterge diye düşünüyorum.[5] Sonraki yazılarımda hep beraber bu konuda haklı çıkıp çıkmayacağımı değerlendireceğiz.
Bugünlerde Çin’deki diğer problem alanlarından bir tanesi de borçlanma. Çin Hükümeti kontrolünde finansal sektör, kredilendirme tercihi önceliklerini büyük ve devlet firmalarından yana kullanması dolayısıyla yabancı firmalar ve küçük firmalar private lending diye geçen, halk arasında tefeci diye adlandırabileceğimiz kişilerin eline düşmüş durumda. Başbakan Wen Jiabao Mart’da bir açıklama yaparak bu duruma müdahale edeceklerini belirtip, bu tarz borçlanmanın en yüksek olduğu Wenzhou şehrini pilot bölge seçerek burada bir ajans kurulmasına öncülük etti. Mayıs ayında gelen ilk veriler, bu ajansın sorunun çözümüne katkı sağlamaya başlamış olduğunu gösteriyor.[6] Uygulamanın diğer bir çok uygulamada olduğu gibi test dönemi sonrasında diğer şehirlere de yaygınlaştırmasını bekleyebiliriz.
Ekonomiyi bir yana bırakıp Çin dış politikasına bakacak olursak, son dönemde Laos ve Kamboçya’nın da içlerine katıldığı birçok Asya ülkesinin ABD’ye Çin’in kendileri üzerindeki etkisini dengelemek adına yaklaşmasına rağmen yepyeni bir arkadaş edinmiş görünüyor; Sri Lanka. Büyük rakip Hindistan’a yakınlığı ile stratejik bir öneme de sahip olan Sri Lanka’da şu anda Çinli firmalar ülkenin yeniden inşasında altyapı çalışmalarında büyük rol oynuyor.[7]
Son olarak, Suriye konusuna da ufak bir yorum yapmak gerekirse, UPA’dan da izleyebileceğiniz Sayın Başbakan’ın Çin gezisini değerlendirdiğim bir TV röportajında Suriye konusunda şahsi düşüncemin Çin’in tutumunda bir değişiklik olmayacağı yönünde olduğunu belirtmiştim. Geçtiğimiz aylarda çok daha sıcak gelişmeler yaşanmasına rağmen, Çin’de herhangi bir yumuşama henüz gözlemleyemedik. Önümüzdeki dönemde de iç savaşa varan gelişmeler olmadığı sürece Çin hükümetinin tutumunda bir değişiklik beklemiyorum.
Bu vesile ile sizleri saygı ve sevgilerimle Shanghai’dan selamlıyor, Çin ile ilgili özel soru ve yorumları olan okuyucularımızın benimle çekinmeden irtibata geçebileceklerini hatırlatmak istiyorum. Saygı ve sevgilerimle…
M. Köken GÜNEŞ
[1] Bkz; http://www.bloomberg.com/news/2012-07-15/china-has-three-biggest-increases-in-global-office-costs-cbre.html.
[3] Bkz, http://www.wantchinatimes.com/news-subclass-cnt.aspx?id=20120715000002&cid=1102&MainCatID=0.