Sonunda adalet yerini buldu gibi… Hollanda’da yıllardır PKK adına Kürt kökenli Türk vatandaşlarından haraç kesen mafya babası Hüseyin Baybaşin’in iddiaları yalanlanmıştır. 2007 yılında Hollanda’ya kaçıp orada PKK’nın maddi kaynaklarını çoğaltmak için terör örgütü PKK adına mafyalık yapan Baybaşin, artık ömrünü hapiste geçerecek gibi.
Baybaşin farklı kişilere işkence yaptığı için, birçok (Türk, Kürt kökenli Türk, Türk kökenli Hollandalı olmak üzere) vatandaştan haraç kestiği için, insan kaçırdığı için, PKK terör örgütünün mafya kolunu kurup onun başında olduğu için, esrar ve sigara kaçakçılığı yaptığı için, silah ve bomba kaçakçılığı yaptığı için ve hatta insan öldürdüğü için ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Kendisi tabi bunu kabul etmeyerek bir çok iddiada bulundu;
– Yok, Türkiye ona tuzak kurmuş;
– Yok, Türkiye adına yapmış bunları;
– Yok, Türkiye’de kaçakçılık yapmak çok normalmış;
– Yok, Türkiye’nin MİT gibi gizli örgütleri için çalışıyormuş;
– Yok, Türkiye’nin üst makamlarında memur olduğu için Türkiye devletinden izin alarak yapmış bu kaçakçılığı;
– Yok, Türkiye ona işkence yapmış;
– Yok, Türkiye’deki Kürt kökenli vatandaşları Türk devletinin teröründen kurtarmak için yapmış;
– Yok, mahkemede kullanılan ses kayıtları sahteymiş;
– Yok, mahkemede kullanılan ses kayıtları Türkiye tarafından manipüle edilmiş;
– Yok, Hollanda Adalet Bakanlığı’ndan çok önemli bir memur Türkiye’de genç oğlanlarla seks partileri düzenliyormuş;
– Yok, bu sözkonusu memura Türkiye tarafından şantaj yapılıyormuş Baybaşin’ı hapiste tutmak için (aksi takdirde Türkiye bu memurun Türkiye’deki Türk genç oğlanlarla yaptıklarını açıklayacakmış);
– Yok, Hollanda savcılığı araştırma sırasında bir çok hata yapmıştır;
– Yok, Hollanda savcılığı araştırma sırasında tüm delilleri ve belgeleri dikkate almamıştır;
Vesaire vesaire….
Ama sonunda Hollanda Baybaşin’in tüm itirazlarını reddedip, yıllar süren bir araştırmadan sonra Baybaşin’in tüm iddialarını yalanladı. Ne yazık ki Hollanda Wikipedia sayfasında olsun veya bazı Hollanda gazetelerinde olsun; Baybaşin daha hala ‘Kürt kimliğini savunmak için’ bu suçları işlediğini beyan etmektedir. Hatta tüm dava boyunca çıkan haberlerde Baybaşin sürekli ‘Kürt olan Baybaşin’ diye anılmıştır, yani Türk vatandaşı olup olmadığı yıllar boyunca gizlenmiştir. Halbuki Hollanda kendi sınırları içerisinde yaşayan yarım milyon Türk kökenli vatandaşlarına veya 350.000 Fas kökenli Hollandalıları sürekli ‘Türk kökenli Hollandalı’ veya ‘Faslı kökenli Hollandalı’ demektedir. Peki o zaman başka ülkeler için bunu neden yapmaktadır? Düşünüyorum da, ben küçükken Hollandaca derslerinde hocam beni sürekli uyarırdı: “Armand, eğer bu cümlenin sonuna virgül koyacaksan, o zaman bu cümleye de virgül koyman lazım çünkü yapı olarak bire bir aynı bu cümleler. Unutma, devamlılık/tutarlılık/uyumluluk çok önemlidir. Yaptığın şeylerin arasında çelişki olmasın; her zaman her yerde ayrım yapmadan aynı kuralları uygula”.
Peki o zaman sadece ben mi uyguluyorum bu kuralları? Yoksa Hollanda mı ihmal ediyor? Eğer Hollanda milli takımında oynayan İbrahim Affelay ‘Fas kökenli Hollandalı’ ise, o zaman geçmişte uzun yıllar Türkiye devleti için çalışan Hüseyin Baybaşin de en azından ‘Kürt kökenli Türk’ olarak anılsın. Aksi takdirde benim Hollanda’da öğrendiğim tüm kurallar geçersiz sayılır demektir, bu da bana sadece Hollanda’nın tek taraflı ve iki yüzlülüğünü gösterecektir.
Armand SAĞ
