DAVUTOĞLU İFTARDA KONUŞULANLARI ANLATTI

upa-admin 27 Temmuz 2012 1.921 Okunma 0
DAVUTOĞLU İFTARDA KONUŞULANLARI ANLATTI

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Beşar Esad’in Suriye’de kalıcı olduğuna inanan bir uluslararası aktör veya iç aktörün kalmadığını, herkesin yeni yönetimle ilgili planlar yapmaya başladığını belirterek, “Dün Sayın (Manaf) Tlass ile de bunları uzun uzun konuştuk” dedi.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Kanal 24 televizyonunda katıldığı bir  programda Suriye konusundaki soruları cevapladı. Mısır’da, Tunus’da, Libya’da dönüşümün gerçekleştiğini kaydeden Davutoğlu, artık bölge halklarının istemediği yönetimlerin yerinde kalamayacağını söyledi. Suriye’de de aynı şeyin söz konusu olduğunu belirten Davutoğlu, Türkiye’de Suriye konusunda felaket senaryoları yazıldığını ancak Suriye’de de  Suriye halkının iradesinin geçerli olacağını söyledi. Davutoğlu, Türkiye’nin doğru yerde durması gerektiğini, başından beri de  hem insanlık vicdanı açısından, hem tarihin akışını doğru okumak bakımından, hem de Türkiye’nin stratejik çıkarları bakımından doğru yerde durduğunu ifade etti. “Suriye’nin geleceğini belirleyen en temel aktör şu anda Türkiye’dir” diyen Davutoğlu, başkaları için Suriye’nin diplomatik bir konu olabileceğini ancak Türkiye ile Suriye’nin yan yana duran iki ahşap ev gibi olduğunu ve birinde çıkan yangının diğerini de etkileyeceğini belirtti.

“KENDİ HALKIYLA BARIŞIK OLAN BİR SURİYE ARZU EDİYORUZ”
Davutoğlu, Türkiye’nin Irak’taki tecrübelerden dersler çıkardığını dile  getirerek, “Suriye’de de o tecrübelerin olumsuz yanlarının yaşanmaması ve  bölgedeki genel trende uygun bir şekilde Suriye’nin inşallah en kısa zamanda  seçilmiş bir Cumhurbaşkanı hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun, siyasi  partilerin serbestçe faaliyet gösterdiği, hangi dine ve mezhebe ait olurlarsa  olsun herkesin inancını özgürce yaşadığı, hangi etnik tabakaya mensup olursa  olsun kendi kültürünü dilini kendi haklarını özgürce yaşadığı, ama tek bir Suriye  fikri etrafında yaşadığı sonra da bütün bölgeyle bütünleşik hale gelmiş kendi  halkıyla barışık olan bir Suriye arzu ediyoruz” dedi.

Suriye’de kolay bir süreç yaşanmayacağını başından beri düşündüklerini  ifade eden Davutoğlu, “Hala zor bir süreç olacağını düşünüyoruz. Kimse öyle bu  yapıların kolay değişeceğini düşünmesin” dedi. Davutoğlu, şunları söyledi: “Niye Mısır’da ya da Tunus’ta ordudan kopmalar olmadı da Suriye’de oldu” diye soran Davutoğlu, “Çünkü kendi halkına ateş emri veren bir orduda bu kopuş  kaçınılmazdı. Dün Sayın (Manaf) Tlass ile de bunları uzun uzun konuştuk. Şimdi Suriye’nin bu özelliklerini bilen birisi Suriye’deki, ki 62 kere ben Suriye’ye  gitmişim, Suriye’deki sistem içindeki birçok insanla şahsi dostluklarım var ve büyük üzüntü duyuyorum. Hasan Türkmen’i, birçok alanda beraber çalıştığımız bir  insan, keşke bu zulmün içinde olmasaydı, o akıbetle bitmeseydi hayatı. İnsani olarak da bu üzüntüyü yaşıyorsunuz.”

“ESAD’IN KALICI OLDUĞUNA İNANAN BİR AKTÖR KALMADI”
Davutoğlu, Esad’ın reformları yapamadığını, önce aile ve klik yapılanmasının ona izin vermediğini, sonra kendisinin de gelen yanlış raporlara  istinaden sorunun kısa sürede çözüleceği vehmine kapıldığını söyledi. Esad’ın ısrarla uçuruma yürüdüğünü, kendilerinin ise durdurmak istediğini ifade eden Davutoğlu, “Arkasında uçurum olduğunu siz görüyorsunuz o göremiyor. Ya sizi de düşürecek, ya da diyeceksiniz ki ‘sen kendin seçimini yaptın kusura bakma’…  Bizim Suriye ile aldığımız karar buydu” dedi.

Davutoğlu, “Eğer biz Suriye’de zulüm yapan bir rejimin yanında yer  alsaydık, oluşacak yeni yönetimle ilişki kurmak için tekrar gidip Şam’da özür  dilememiz gerekirdi o halktan” diye konuştu. ‘Beşar Esad gidecek kanaati’nin bugün tüm uluslararası aktörler  tarafından kabul edildiğini belirten Davutoğlu, Rusya’nın da Esed rejiminin  kalacağı tezi üzerinde durmadığını söyledi. Davutoğlu, “Bugün Beşar Esad’ın Suriye’de kalıcı olduğuna inanan bir  uluslararası aktör veya iç aktör kalmadı. Herkes yeni yönetimle ilgili planlar  yapmaya başladı” dedi. Davutoğlu, Suriye meselesinden en fazla etkilenecek iki halkın Türkiye ve Suriye halkları olacağını belirterek, kendilerini en fazla yaralayan şeyin  Türkiye’nin başka ülkelerin kaygılarıyla meseleye yaklaşıyormuş gibi gösterilmesi  olduğunu söyledi.

Kaynak: Hürriyet

Leave A Response »

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.